Serpil Çevikcan
Terörle mücadele edin, İslam’la değil
4.02.2017
1208
Ziyaretine büyük önem atfedilen Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la gerçekleştirdiği basın açıklamasında kullandığı “İslamist terör” ifadesine gösterilen tepki gündemin ilk sıralarında.
Merkel’in, terörle mücadelede yakın işbirliğinin zorunlu olduğunu söyledikten sonra “İslamist terör” diye bir sınıflandırma yapmasının yarattığı çelişki zaten ortada.
“Bakın; İslamist terör ifadesi biz Müslümanları ciddi manada üzmektedir. Böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir. Çünkü İslam ile terör bir araya gelemez... DAEŞ terör örgütünden dolayı kalkıp İslamist terörü kullanırsak bu üzücü olur, bunu lütfen kullanmayalım. Biz bunun karşısında durmak durumundayız. Sessiz kalırsak bunun kabulü olur... Şu anda DAEŞ’e karşı bizim verdiğimiz mücadeleyi veren ikinci bir ülke yok, herkes işin lafında.”
Merkel, “İslami” ile “İslamist” arasında fark olduğunu söyleyerek kendisini ifade etmeye çalışsa da sonuçta temel bakış açısını yeniden vurgulamış oldu.
Aslında, bu konuda yapılagelen tartışmayı bağlamından kopararak dallanıp budaklandırmaya gerek yok.
Birinci gerçek; terörün amacı.
Bu amaç, terör icat olduğundan beri aynı; kamuoyunu bir şekilde etkilemek. Zihinleri şiddetle beslemek. Sembolik yönü ağır basın eylemlere imza atmak. Kamuoyunu etkileyerek, hükümetlerin, liderlerin kararlarını şekillendirmek, kendi menfaatine uygun olarak değişmesini sağlamak.
İkinci gerçek de şu:
Terör, zayıfın tercih ettiği bir metot.
Dolayısıyla, bu metodun etkili ve işlevsel hale gelebilmesi için kamuoyunda pozitif ya da negatif bir karşılığı olması lazım ki bu da bir sembole odaklanılmasını gerektiriyor.
Üçüncü gerçek de burada yatıyor.
Terör örgütlerinin kullandıkları yöntemi meşrulaştırmak için her zaman bir “kutsala” ihtiyaçları var.
Özgürlük, bağımsızlık, adalet, yüce din gibi.
PKK, “Kürtlerin özgürlüğü” kutsalıyla iş tutuyor, radikal İslamcılar da din adına bir kutsala dayandırmaya çalışıyor.
Geçmişte sınıf adına, proletarya adına yapıldı bu işler.
İşte, cihadist örgütlerin bu dönemdeki en kanlı temsilcisi olan DAEŞ de bunu yapıyor.
İslam adına hareket ettiğini iddia ediyor.
Böylece kendisini Müslüman olarak tanımlayanları yanına almaya çalışıyor. Bütün “ötekilerin” nefretinin, korkularının derinleşmesini sağlamayı amaçlıyor.
İşin A, B, C’si böyle olunca terörle mücadelede terminoloji ve terimlerin ne kadar kritik bir öneme sahip olduğu da ortaya çıkıyor. Çünkü terörü sosyolojik ve kültürel sınırlamalarla kavramlaştırma hatası en az terör eylemi kadar etkili bir silaha dönüşebiliyor.
Merkel kendi mahallesinde küreselleşen terör sorununa işaret ederken bu kavramlaştırmayı rahatça yapabiliyor, ancak aynı niteleme bizim coğrafyamızda kullanıldığında haklı bir tepki doğuruyor.
İslam’ı ideoloji olarak alıp, terörü onun adına yaptığını söyleyenleri tanımlarken “İslamist terör” demek Batı’da istediği karşılığı alabilir ancak bizim coğrafyamızda İslam kelimesini bu kadar negatif bir kelimeyle yan yana bir sıfata dönüştürdüğünüzde niyetlerinizin ötesinde çok ağır sonuçları olabilir.
Gün gelir, “Biz İslam’a karşı değiliz, İslam adına terör yapanlara karşıyız” deseniz de karşılığı olmaz.
Bu nedenle, ortak bir düşmandan söz ediyorsak ortak bir kavram üzerinde uzlaşmak gerekiyor.
Terörü tarif ederken olabildiğince nötr bir tanımlama yapmak, terör örgütlerinin iddia ettiği ideolojilerden arınmış bir kavramda buluşmak şart.
Yani; terör diyeceksin, terörizm diyeceksin.
İlkesel olarak bütün terör eylemleri kınamak, kabul edilemez olduğunu ilan etmek ve insanlık suçu olduğu kanaatinde birleşmekten daha kestirme bir yöntem mi var?
Aksi halde, etnik bir kimliğe, mezhebe ya da dine referans veren bu türden birleşik kavramlar kullanmak zihinlerde daha büyük kaos ve kargaşaya yol açıyor ve bu en çok teröristlerin işine yarıyor.
Özetle; bu tür kavramları kullanırken kültürlerin kelimelere yüklediği anlamı göz önünde bulundurmak gerekiyor.
İslam dini gibi, “Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş sayılır” diyen bir dini terörle yan yana zikretmek büyük yanlıştır ve bunu artık Batı’nın liderleri de öğrenmek zorundadır.
Batı, İslamofobi’nin ateşine odun atmayı bırakıp terörle mücadele etmeli; İslam’la değil.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018