Hani derler ya,"rahat bi tarafına batıyor" diye... Aslında rahat da değiller... Boğazlarına kadar sorunun içindeler yurt içinde ve yurt dışında... Buna rağmen kendi ayaklarına sıkmaya devam ediyorlar...

Binin üzerinde akademisyen bir bildiri yayınlıyor... Üzerinde söylenecek her şey söylendi... Ben de bir kaç kez yazdım... Tamam... Bu bildiri, aslında yurt içinden çok yurtdışını adres veren bir faaliyetti benim için... Öyle ya da değil... Oldu bitti... Siyasi sorumlular ve devletin başı gereksiz ve haksız yere dillerine dolayıp akademisyenlerle didişmeyi de aşıp tepeden talimatlarla akademisyenlerin sorgulanmasına, bazılarının gözaltına alınmalarına yol açtılar...

Bakkal hesabı bile yapsanız, girişeceğiniz bir işten ne çıkar sağlayacağınızı, riskin olup olmadığını falan hesaplamanız gerekir... Ben bu "alaturka" politikacılardan, en azından, böylesine basit bir "esnaf" muhakemesi beklerim... Ama hep olduğu gibi, bu sefer de beni beklentimde yanılttılar...

Hoşuna gitse de gitmese de, doğru olsa da olmasa da, sizi rahatsız etse de etmese de en azından bu esnaf muhakemesini yapmayınca neler oldu... İçine yurtdışından ilaveler de alarak çeşitli köşelerin yeni "bildirileri" doldurdu piyasayı... Son zamanlarda hayli prestij kaybeden "muhalefet bloku" yeniden kenetlenmeye başladı, kamuoyunun gözlerinde iyice açığa çıkan HDPKK'nın sevimsizliği ikinci plana atıldı ve tüm medya bu "bildirilerle" uğraşır oldu... İlk bildirinin içeriğini hemen kimse hatırlamaz oldu...

Bir kişi de çıksın anlatsın bu kasaba siyasetçisi tavrı gerek ülkeye, gerekse bu siyaseti uygulayanlara ne kazandırdı... Militan kemiğin ötesinde, AK Parti'ye oy veren bir çok insan da tereddüte düşmekte... Amigoların dışında, bu siyaseti sürdürenler kendi tabanında bile sevimsizleşmekte... Anayasa "başkanlık sistemi" ile çıksa bile kimin başkan seçileceği artık o kadar garanti değil... Muhalefetin yerinde olsam, PKK'nin maceracı politikalarından ayrılıp, Kürt düşmanlığından ayrılıp, içlerindeki her türlü çelişkiyi bir kenara bırakıp seçimlerdeki blok oyları kemikleştirip hesabı kendi lehime çevirirdim...

Ama nerdeeee... Alaturkalık, kasabalılık sadece iktidarda değil ki... Siyaset sahnesinin en "solundan" en sağına kadar alaturkalılık batağındaki kasaba politikacılarıyla dolu... Sonunda bildiriler dağıtılır... İmzalar toplanır... Bağırılır çağırılır... Ünlü futbolcu Johann Cruyf derdi ki, "Turnuvalara geliriz... Bütün takımlar güzel futbol oynar... Ama sonuçta Almanya finale çıkar... Hatta şampiyon olur..." Kıssadan hisseyi de siz çıkarın...

Hadi... İyi pazarlar...