Yalçın AKDOĞAN
Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır programı üzerine yapılan kimi değerlendirmelerde Barzani faktörünün devreye girmesi ‘muhatap değişikliği’, ‘BDP’ye gözdağı’, ‘böl-yönet taktiği’ şeklinde yorumlanmış. OysaBarzani buluşması ne muhatap değişikliğini simgeliyor, ne de böl-yönet gibi bir amaç taşıyor. Barzani isminin Kürt siyasetinde ciddi bir özgül ağırlığa ve sembolik öneme sahip olduğu muhakkak. Barzani ile buluşma Kürt meselesiyle ilgilenen herkesi heyecanlandıracak bir durumdur. Barzani’nin demokratik/sivil siyaset ve çözüm konusunda verdiği mesajlar da sürece pozitif katkı yapacak mahiyettedir. Nihai çözüme ulaşmak isteyenlerin küçük hesapları veya günlük polemikleri bir kenara bırakıp sonuca odaklanması gerekir. Başbakan doğru bir hamle yapmıştır ve bunun tek amacı çözümün ivme kazanmasıdır.
Bunun yanında Barzani buluşması iki farklı etki yapmış, bölge halkı üzerinde ciddi bir farkındalık ve uyanış meydana getirmiştir. ‘ALGI KIRILMASI’ diyebileceğimiz bu durumu şu şekilde özetlemek mümkündür: Malum, bölgede BDP’nin ciddi bir gündem oluşturma kabiliyeti var. AK Parti’nin yaptığı her şeyi kendilerine mal eden, her olumlu adımı kendilerine yontan, siyasi gündemi kendi etraflarında döndürerek Kürtler üzerinde tekel oluşturmaya çalışan bir hareketle karşı karşıyayız. BDP’li olmayan Kürtler kendilerini anlatmakta ve herhangi bir rol oynamakta zorlanıyorlar, bu psikolojik baskının altında kalıyorlar.
Birinci etki, AK Parti’nin BDP kadar siyasi kimliği güçlü olan KDP’yi zemine çekerek şaşkınlığa sebep olmasıdır. Kürt siyaseti üzerinde oluşturulmaya çalışılan mecburiyet ve mahkumiyet algısı bir anda sarsıntı geçirmiştir. BDP bölgede AK Parti’ye karşı ‘biz Kürtler’ başlığı altında hareket edip bir kutuplaşma üretiyor ve kendisinden başka herkesi dışarıda bırakan bir alan oluşturmaya çalışıyor. Barzani’nin gelişi, zihni alandaki bu oyunu boşa çıkardı. AK Parti’nin BDP ile Kürtçülük şeklinde bir yarışa girmesi doğru değil, ama bu yarışın Kürtlük değil demokrasi yarışı olduğunu göstermesi mümkün. Diyarbakır’da olan budur.
İkinci etki, Suriye Kürtleri üzerinde üretilmeye çalışılan ezberin Barzani üzerinden bozulmasıdır. Rojava devrimi diye yutturulan hadiseyi sadece Türkiye’nin eleştirmediği Irak ve Barzani’nin de eleştirdiği görülmüştür. PYD konuyu ‘Kürtlerin hak elde etmesi’ gibi sunarken Barzani‘Kürt grupların bastırılması ve örgütsel hakimiyet kurulması’ olarak takdim etmektedir. Barzani’nin bu konudaki perspektifi örgütün Türkiye’deki Kürtlere dönüp ‘bakın hükümet Kürtlerin Suriye’de hak elde etmesine de karşıdır’ şeklindeki ezberi bozmuştur. PYD ve PKK AK Parti’ye karşı devreye koyduğu ‘Kürt düşmanı’ yakıştırmasını, Barzani için de yapma komikliğine düşmüştür.
***
AK Parti çözüm sürecini başlatarak örgütün ördüğü psikolojik bariyeri yıkmayı başarmıştı. Bugün hangi şehre giderseniz gidin hükümet icraatlarıyla ilgili pozitif algı çok yüksektir. Örgütün üretmeye çalıştığı ‘düşman’ konumlandırması süreçle birlikte anlamsızlaşmıştır. Diyarbakır programı ise yıkılan bariyerden psikolojik alana girilerek algıya etki etmiştir. Çözüme ulaşılsın ama AK Parti ‘Kürt düşmanı’ gibi konumlandırılmaya devam etsin yaklaşımı çöpe atılmıştır.
Barzani görüşmesini, muhataplık değişikliği gibi takdim etmek de yanlıştır. Barzani dolaylı olarak sürece etki etse dahi Türkiye’deki çözüm sürecinin bir aktörü değildir. İmralı’nın da bunu böyle algılayarak paniğe kapılmayacağını düşünüyorum.
Karşılıklı yakınlaşma uçları ve keskinliği törpüleyen bir etki yapar. Sürecin gereği de yakınlaşmanın ürettiği değişimin hız kazanmasıdır. Baydemir’in Barzani ile görüşürken arkasına Türk bayrağı koyması pek vurgulanmayan önemli bir durumdur.
Geçmişte Kürt’lükle ilgili her şey reddedilmiştir. Kürt ve Kürdistan kelimeleri, Kürt sorunu, Kürt kimliği vs... Bugün MHP’nin devam ettirdiği bu inkarcı anlayış, ülkenin bütünlüğüne hizmet etmemiş aksine toplumsal fay hatlarını harekete geçirmiştir. MHP’nin anlamak istemediği ülkenin bir bölgesinde yoğunlukta olmak üzere genelinde ciddi bir Kürt nüfus var, bunların bir dili var, tarihi var, kültürü var. Ortak tarih, ortak kültür, ortak kimlik diğerinin olmadığı anlamına gelmiyor. Kürtlerin varlığı, kimliği, dili ve kültürü yüzyıllar öncesine kadar gidiyor. Bu kadar büyük bir sosyolojik gerçekliği görmezden gelmek hayal aleminde yaşamaktır.
Bunu yadsıyan politikalar ister istemez baskıcı ve ceberrut olmak durumundadır. Bu ise bugünün dünyasında mümkün değildir. Büyük bir gerçek MHP’nin yok demesiyle yok olmuyor. Önemli olan birliktelik ruhunu ve kardeşlik hukukunu güçlendirmektir. Eğer MHP’nin böyle bir perspektifi ve siyasi tasavvuru yoksa, onun önerdiği inkarcı model kaçınılmaz olarak sosyal-siyasal-kültürel ayrışmayı tetikleyecektir. Bölünme paranoyasının altında yatan gerçek öne çıkardıkları anlayışın bunu teşvik etmesidir. Korku, kendisinin beslediği bir korkudur.
BDP’nin afallamasının sebebi, Diyarbakır programının çözüme doğru atılmış bir adım olmakla birlikte, kendi tekelci anlayışını sarsan bir etki yapmış olmasındandır.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019