Yalçın AKDOĞAN
Eskiden devlet, Kürt sorununu PKK sorunu olarak takdim ederdi. Terör bitirse sorun da biter diye düşünülürdü. Bu bakış açısı hem güvenlikçi perspektifi öne çıkarıyordu, hem de Kürtlüğü inkar ediyordu. Çok boyutlu olan Kürt meselesi gelip tek bir alana sıkışıyordu. PKK'yı üreten bağlam hiç düşünülmüyor, sebep sonuç ilişkisi doğru anlaşılmıyordu. Asayişi odağına alan bu zihniyet, Kürtleri ve Kürtlüğü dışladıkça ya da teröristle halkı aynı kefeye koydukça örgütün kitle desteği de artıyordu.
Bugün ise yine PKK odaklı bir yaklaşım var. Ancak bu sefer tam ters taraftan... Bugün de meseleyi PKK'ya ve onun amaçlarına endeksleyen bir anlayış öne çıkıyor. PKK, Kürt meselesinin odağına oturtuluyor, PKK'yı ikna ve tatmin etmeden netice alınamayacağı varsayılıyor, PKK ile halk ayrılamaz bütün gibi takdim ediliyor. Özellikle örgüt yandaşları için artık PKK'nın meşrulaşması, statü ve imtiyaz elde etmesi, kabullenilmiş bölgesel bir otorite haline gelmesi, Kürt meselesinden ve Kürtlerden daha önemli. Kürtlerle ilgili hak ve özgürlükler bireysel hak diye küçümseniyor, kolektif hak diye PKK'nın menfaatleri dayatılıyor.
Kürt meselesini dert edinen Hasan Cemal'in son kitabı üzerine yapılan yorumlarda özellikle PKK ile Kürt meselesinin ayrılamazlığı hususu öne çıkarılıyor. Örgüt ile halkın etle parmak gibi birbirine kenetlendiği, PKK'sız bir çözümün çözüm olamayacağı, belki de önce PKK sorunun çözmek gerektiği yönündeki yorumlar gazetelerde yer alıyor.
PKK'nın büyük bir sorun olduğu, hatta çözümün önündeki en büyük engellerden biri olduğu malum. PKK'nın kullandığı terör ve şiddet yöntemiyle netice alınamayacağı da malum. Bugün PKK'nın örgütsel amaç ve hedefleri 'Kürt meselesi' diye takdim ederek, çözüm çabalarını zorlaştırdığı, açılım sürecini açık şekilde sabote ettiği de malum.
PKK ile Kürt meselesinin ayrılamayacağı savını örgütün yorumları üzerinden okursak şunu görüyoruz: Örgüt için bugün Kürtlerin ne olacağı değil Öcalan'ın ne olacağı, Kürtlerin ana dilini geliştirmesi değil örgüt yöneticilerinin geleceği, Kürtlerin demokratik hakları değil PKK'nın imtiyaz ve statüsü önem taşımaktadır. PKK, iddiasının aksine Kürtlerin bireysel veya kolektif haklarını değil, Kürtlere tahakküm edeceği bir iktidar alanını talep etmektedir. Örgüt, PKK'sız çözümü Kürt meselesinin çözümsüzlüğü olarak göstermektedir. Bunun sebebi, Kürtlerin hangi hakkı alıp almayacağıyla ilgili değil, PKK'nın faşist politikalarını dayatacağı bir egemenlik alanının oluşup oluşmayacağıyla ilgilidir. Zaten PKK'nın en büyük korkusu, hükümetin yeni anayasayı da fırsat bilerek tek taraflı adımlar atması, PKK'yı değil Kürtleri tatmin etmeye çalışmadır.
Öcalan'a göre kendisinin içinde olmayacağı bir çözüm zaten en büyük kandırmaca ve ihanettir. Öcalan'ın korkusu, sadece Kürtlerin muhatap alınarak çözümün zorlanması değildir; asıl felaketi, BDP ve Kandil üzerinden bunun yapılmasında görmektedir. Biraz öne çıkan veya popülerleşen BDP'lilerin ağır hakaretlere maruz kalmasının tek sebebi, kendi otoritesini gölgede bırakacak farklı bir aktörün palazlanma ihtimalidir. Bu yüzden mesele Kürtlerle ilgili olmaktan çıkarak Kürtleri sömürmek isteyen bir grubun siyasi çıkar ve istikbal arayışına dönüşmüştür. PKK'yı öne çıkarmak bu yüzden meseleyi Kürtlerden ve Kürtlerin haklarından başka bir alana kaydırmaktadır.
Eskiden güvenlikçi ve inkarcı devlet perspektifi meseleyi teröre ve PKK'ya indirgeyerek Kürtlere haksızlık ediyordu, bugün de PKK, meseleyi kendine ve kendi çıkarlarına indirgeyerek Kürtlere haksızlık etmektedir.
PKK dağda durduğu sürece meselenin halledilmemiş gibi algılanma ihtimali yüksek olabilir. PKK'yı dağdan indirecek çalışmalar da ayrıca yürütülebilir. Ancak Kürt meselesini PKK'nın varlığıyla örtüştürmek, Kürtleri değil örgütü öne çıkarmak ayrı bir yanlış olacaktır. Vatandaş için atılacak adımlar pazarlık konusu veya taviz meselesi olarak görülemez. Örgütün bölgede hem sempatizan kitlesi vardır, hem de geçen süre zarfında bir çok aile bu meseleyle doğrudan ilişkili hale gelmiştir. PKK'yı desteklemese dahi oğlu dağa çıkan veya cezaevinde olan ailelerin 'PKK sorununun çözülmesi'ne dair de bir beklentisi olabilir. Bu noktada örgüte yönelik çalışmalar ayrıca değerlendirilmelidir. Bununla birlikte Kürt meselesini PKK'nın patronajına veya aktörlüğüne havale etmek ayrı sorunlar doğuracaktır. Örgütün istediği budur. Yani çözüm diye kendi amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek, elde edeceğiyle statüyle kendisine yeni bir imtiyaz ve hakimiyet alanı açmak. Bunun kabulü bence mümkün değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019