Yıldıray OĞUR
Sokak köpekleriyle ilgili tartışmanın iki tarafında da rasyonalite yok.
Ama tartışmaya başlanması gereken esas soru şu:
Sokaklarda neden köpekler var?
Çok basit bir soru gibi geliyor ama değil. İşin hem tarihi hem ahlaki özü bu sorunun cevabında saklı.
Önce tarihi cevaptan başlayalım
Aslında basit bir cevabı var.
Onların varlığını mama lobisine ya da histerik hayvanseverlere bağlayanlar için kötü haber.
Köpekler hep oradaydı.
Hatta kimseler yokken köpekler vardı. Ve alameti farikamız köpeklerdi.
Michel de Montagne, muhtemelen 1580–1588 yılları arasında yazmıs¸ oldugˆu “De la cruaute´” [Zulu¨m u¨zerine] bas¸lıklı yazısında bir c¸evre ahla^kının gerekliligˆini savunmakta; insanların yalnız hayvanlara kars¸ı degˆil, bitkilere kars¸ı bile birtakım vazife ve sorumlulukları oldugˆunu belirtmekte; o¨rnek olarak da “Tu¨rkler’in, hayvanlar ic¸in hayra^t kurumları ve hastahaneleri vardır” demektedir.
Osmanlı I·mparatorlugˆu ve I·ran’dan geçerek Hindistan’a kadar giden Jean de The´venot ise, ilk baskısı 1665–84 yılları arasında yapılan seyahatnamesinin Tu¨rkiye ile ilgili bo¨lu¨mu¨nde s¸u go¨zlemleri yapmaktadır:
“Merhametleri hayvanlara ve kus¸lara bile uzanmaktadır. Pazar kuruldugˆu gu¨nlerde birc¸ogˆu gidip kus¸ satın alıp, sonra da onları serbest bırakırlar; kus¸ların ruhlarının, Kıyamet Gu¨nu¨’nde gelip, Tanrı’nın huzurunda onlardan go¨rdu¨kleri s¸efkate tanıklık edeceklerini so¨ylerler. Gerc¸ekten de acı c¸eken bir hayvan go¨rmeye hic¸ dayanamazlar.
... Ve bazıları o¨ldu¨klerinde s¸u kadar ko¨pegˆin veyahut kedinin haftada s¸u kadar defa doyurulması ic¸in ku¨lliyetli miktarda para vakfederler; bu parayı fırıncılara yahut kasaplara verirler ve onlar da aksatmadan ve vaktinde go¨revlerini yaparlar. Her gu¨n et yu¨klenmis¸ adamların gidip vakfın ko¨pekleriyle kedilerini c¸agˆırdıklarını, etrafını c¸evirdiklerinde etleri aralarında paylas¸tırdıklarını go¨rmek c¸ok keyiflidir. Burada Tu¨rkler’in hayvanlara go¨sterdikleri merhametin yu¨z degˆis¸ik o¨rnegˆini verebilirim. Bize c¸ok sac¸ma gelebilecek olan bu tu¨r hareketlerine sık sık tanık olmus¸umdur. I·yi giyimli birkac¸ adamın sokakta yu¨ru¨rken yeni dogˆurmus¸ olan bir ko¨pegˆin yanında durdugˆunu, hep birden gidip tas¸ toplayıp c¸evresine ku¨c¸u¨k bir duvar o¨rerek gec¸en dikkatsiz birinin yanlıs¸lıkla u¨zerine basmasını o¨nlediklerini go¨rdu¨m.”
Antoine Laurent Castellan da bundan bir asır kadar sonra kaleme aldıgˆı bir eserinde Mu¨slu¨man Osmanlılar’ın hayvanlara go¨sterdigˆi s¸efkat ve merhametten so¨z eder:
I·htiyarlıgˆa ve c¸ocuklugˆa saygı go¨sterirler ve iyiliklerini hayvanlara kadar vardırırlar. Leyleklerle kırlangıc¸lar, kovulmak tehlikesi olmaksızın yuvalarını evlerin damlarında yapabilirler. Hatta^ bu, evi her tu¨rlu¨ fela^kete kars¸ı koruyacak olan bir Tanrı lu^tfu addedilir. Ko¨pekler su¨ru¨ halinde sokaklarda gezinirler, onlara ko¨tu¨ davrananın vay
haline! Merhametli bir Tu¨rk bo¨yle hayırlı bir is¸in masraflarını u¨stlendigˆi takdirde, et yu¨klenmis¸
adamlar bu hayvanlarla ve kedilerle c¸evrili halde dolas¸ırlar, onlara yiyecek dagˆıtırlar.
Yirminci yu¨zyılın bas¸larında Simon Henry Leeder, Mısır’ın en bu¨yu¨k toprak sahiplerinden ve milliyetc¸i liderlerinden Ahmed Mens¸a^vi^ Pas¸a’nın, 1905 yılında o¨ldu¨gˆu¨nde, ko¨peklere ekmek dagˆıtılması ic¸in yılda 24 sterlin vasiyet etmis¸ oldugˆunu kaydetmis¸tir o¨rnegˆin.
So¨zu¨n kısası, bugu¨n hayvan haklarının gu¨ndemde oldugˆu Batı du¨nyasında bundan bir- iki yu¨zyıl o¨nce sokak ko¨peklerine ve digˆer bas¸ıbos¸ hayvanlara bakılması ve merhamet edilmesi gerc¸ekten pek garip kac¸an, egzotik Dogˆu’yu vatandas¸larına tanıtmak isteyen yazarların anmadan edemedigˆi bir motifti.”
1910’da köpekler toplatıldı.
Pierre Loti’den okuyalım:
‘‘...Bu ülkeye İkinci Mehmed›in ordularının ardından gelen köpekler ...Terakki’yi ve hükümet işlerine levantenlerin girişini unutmuşlardı. Dört-beş asırlık sadakatten sonra ve kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen, katliamların en iğrencine mahkûm edildiklerini gördüler. Hiçbir Türk, Hilâl’e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. Bu yüzden serseriler, işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi. Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından, ayaklarından ya da kuyruklarından yakalayorlar ve onları rastgele kanrevann içinde Hayırsızada’ya götürecek olan mavnalara atıyorlardı.
... İstanbul’un diğer bütün köpeklerinden yüzlercesinin yeraldığı Hayırsızada, Marmara’nın ortasında çöle benzeyen bir kayaydı. İçecek bir damla su yoktu, köpekler orada açlıktan ve susuzluktan öldüler ve bu arada bilinçlerini yitirdiklerinden birbirlerini yediler. Adanın yakınlarından bir kayık geçerken hepsi kıyıya geliyorlardı ve yürekleri parçalayan iniltileri duyuluyordu. Bu, iki ay sürdü. Kayıkları ve insanları ne kadar uzakta olursa olsun gördüklerinde, bütün saflıklarıyla yardıma çağırıyorlardı.
...Ve ben de bu köyün insanları gibiydim... Bütün bunların Türkiye’ye uğursuzluk getirmesinden korkuyorum’’
İki yıl sonra deprem oldu, sonra savaş koptu ve imparatorluk yıkıldı.
Şimdi sanki ilkkez yaşanıyormuş gibi yeniden köpekleri uyutmak gündemde.
Kıtmir 300 yıl uyumuştu.
Hikayenin gerisi malum….
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025