Yıldıray OĞUR

Yıldıray OĞUR
Yıldıray OĞUR
Karar gazetesi Tüm Yazıları
Komisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı….
29.09.2025
132

Çözüm Süreci’nde son durumu kabaca böyle özetleyebiliriz.

Şimdi ayrıntılara bakalım.

Çarşamba günü uzun adı Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi olan komisyonun önemli bir toplantısını gün boyu Meclis’te izledim.

Kapıdan, Meclis’in görkemli kabul salonuna doğru giderken görevlilere komisyon deyince bütün kapılar hızlıca açıldı. Komisyon artık The Komisyon.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile gücü zayıflayan ve gündemden düşen Meclis’e uzun süre sonra yeniden spotların dönmesine neden oldu bu komisyon.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da bu yüzden heyecanlı, çözüme odaklı ve süreci başarıyla modere ediyor.

İzlediğim oturumda Türkiye’nin en önde gelen think tankleri ve araştırma şirketleri dinlendi.

Uzun süredir Türkiye akademik ve fikri hayatında bu kalitede ve özgünlükte bir bilgi, veri ve analiz beyin fırtınası yaşanmamış olabilir.

Herşey sansürsüz, adı verilerek ve farklı siyasi ve sosyal perspektiflerle konuşuldu.

En çok şaşırdığım da bu oldu; Çarşamba günü 6 saat boyunca Meclis komisyonunda şahit olduğumuz ifade hürriyeti, maalesef üniversitelerde, sivil toplumda ve televizyonlarda yok.

13 birbirine benzemez partiden temsilcilerin olduğu bir salonda Türkiye’nin en hassas, en cız meselesi büyük bir sükûnetle konuşuldu. Her oturumun sonunda milletvekilleri sunum yapanları tebrik etmek için sıraya girdi.

Bir çeşit demokrasi serabıydı şahit olduğumuz.

Bu komisyon için açılmış bir özgür tartışma alanı olduğu açık.

Ama daha ilginç bir aydınlanma yaşıyor insan: Türkiye, Kürt meselesi ve PKK meselesinde pek çok tabuyu aslında konuşa konuşa aşmış. Belki de Meclis’te DEM’lileri duymaktan ya da meselenin artık konuşulmamış hiçbir tarafı kalmamasından ya da bütün konuşmaların çatışma ve bölünme için değil, çözüm ve birleşme için yapılmasından kaynaklı bir hoşgörü çökmüş Meclis’in üstüne.

Artık Sayın Öcalan Kürdistan, Kürt sorunu, Mazlum Abdi, Rojava, Kürtçe kavramlar duyulduğunda sinirler gerilmiyor, tansiyon yükselmiyor.

Bu Meclis, 34 yıl önce sarı-kırmızı-yeşil bir saç bandı ve Kürtçe bir kardeşlik cümlesi için ortalığın birbirine karıştığı bir Meclis’ti.

Fakat herkeste biraz fazla top çevrildiği hissi hakim.

Bu meselelerin uzağında olan pek çok komisyon üyesi için bu dinlemeler tam bir hızlandırılmış Kürt sorunu seminerine dönüştü.

Çünkü Türkiye’de Kürt meselesi en az 10 yıldır kamuoyu önünde konuşulamıyor.

Ve bu 10 yılda sorunun ana parametrelerde ciddi değişimler oldu.

Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun’un sunumu bu değişimi çok iyi ortaya koydu, çözümü istihbari bir müzakereden bir sosyolojik değişime bağladı:

Bu yeni Kürt sosyolojisi sembolik bir isimle kendini ifade ediyor: Selahattin Demirtaş.

Bu yüzden yine Girasun’un ortaya koyduğu verilere göre Kürtlerin 3’te 2’si için çözüm sürecinde devletten ilk beklenen Demirtaş’ın bırakılması.

Kurdish Studies Center’dan Reha Ruhavioğlu, Kürtlerin Kürt kalarak Türkiyeleşme trendini yine rakamlarla anlattı.

Kürtlük bilincin kendini gösterdiği yerlerden biri de dış Kürtler.

Nasıl 50’lerde Türk toplumun bir Kıbrıs Davası oldu. 2014’den beri de Kürtlerin bir Rojava Davası var.

1 milyon Kürt’ün yaşadığı birkaç şehirdeki Kürtlerin meselesi o yüzden 20 milyon Kürt’ün Türkiye’deki Kürt meselesinden daha acil hale gelebiliyor.

Sürecin en kritik ayağı da bu yüzden Suriye’de.

Konuştuğum iktidar partilerinden milletvekilleri komisyonun uzayan dinleme seanslarını, Suriye’deki çözümün beklenmesiyle açıklıyorlar.

Fakat anlaşılan sürecin mimarisinde Suriye çözümü ile PKK’nın silahsızlandırılmasının paralel ilerlemesi gerekiyor.

Yani Meclis’teki komisyonun takvimi, Şam-SDG uzlaşmasını bekliyor.

Şam-SDG uzlaşması ise galiba İsrail ile Suriye arasındaki bir tür anlaşmayı ya da İsrail’in Gazze’de ve bölgede ne yapacağını bekliyor.

Çünkü, devlet yetkililerine göre süreci bozan İsrail’in Dürzilere hamiliği ve bu uğurda Şam’da Genelkurmay binasını bombalaması oldu.

Eş zamanlı olarak Kürtlere çeşitli kanallarla iletilen dayanışma mesajları, İsrail’in hala İran’ı ya da Irak’ı vurma opsiyonları en azından Suriye’de daha maksimalist kazanımlar isteyen PKK içindeki bir kanadı ve Kürt milliyetçilerini heyecanlandırıyor.

Devlet tarafı ve Şam, Mazlum Abdi’yi daha fazla çözüme yakın görüyor ama etrafındaki PKK kadroları bekleyelim daha iyi bir zamanlama gelebilir fırsatçılığını sürdürüyor.

Şara’nın çok iitbar gördüğü ABD gezisinden Suriye’ye daha güçlü döndüğü açık. Barrack’ın SDG üzerindeki basıncını artıracağı da.

Erdoğan-Trump görüşmesinin bu açıdan olaysız geçmesinin kazananı da süreç oldu.

Bugünkü Trump-Netanyahu görüşmesinden Gazze için bir çıkış planı çıkarsa, israil’in bölgedeki kabadayılık günleri bitebilir.

Yani herşey aslında birbirine bağlı.

Komisyon bütün bunlardan kilometrelerce uzakta ama galiba uzaklardaki gelişmelerle takvimi belirlenecek.

Bir süre daha dinlemeye devam edecekler.

Uzun süredir kimsenim kimseyi dinlemediği bir ülkede belki de buna ihtiyaç vardır.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar