Yıldıray OĞUR
Zero Cola’yı sağlıksız, Cadılar Bayramı’nı “emperyalist terör” diye yasaklayacak kadar anti-Amerikancıydı ama 1999 yılında ziyarete ettiği ABD’de beyzbol maçına gidip ilk atışı atmaktan geri kalmadı. Mars’ta hayatın bitmesini bile kapitalizme bağlayacak kadar inanmış bir anti-kapitalistti ama bu New York Borsası’nda ilk gongu çalmasına engel olamadı.
1991’de kırmızı bereli 300 paraşütçü askeriyle darbe denedi, tutuklandı. Sonra seçimle iktidar geldi, bu kez darbeyle devrilmeye çalışıldı, halk isyanıyla darbeyi durdurdu. Diğer diktatörler gibi yüzde 99 ile kazandığı seçimlerle iktidara gelmedi. (En son seçimde yüzde 54 aldı) Ama iktidara geldikten sonra muhaliflerine o yüzde 99 ile iktidara gelen diktatörlerden farksız davranmadı.
“Alo Venezuela” adlı televizyon programında her hafta bakanlarıyla halkın karşısına geçip telefonla vatandaşını dinledi ama vatandaşın kendisinden başka kimseyi dinlemesine tahammül edemedi. Televizyona çıkıp konuşan muhaliflerini tutuklattı. Sevmediği dizileri yayından kaldırdı, muhalif kanalları devletleştirdi, pembe dizileri Amerikancı bulup komünist pembe dizi siparişi verdi. Bir televizyonda Papa Jean Paul’un suikast görüntüleri üzerine çalınan “Bu son olmayacak” şarkısıyla kendisine yönelik suikast çağrısı yapıldığını iddia edip kanalı kapattırdı.
Diktatörlük hikâyesinde her şey böyle tatlı tatlı geçmedi. Ülke dışına kaçamayan muhaliflerin çok büyük kısmı hapse girdi. Polisin sokaklarda özgürce kullandığı silahlarıyla ölenlerin sayısının yedi bini geçtiğini iddia ediyor insan hakları örgütleri.
Marx bugün Chávez’in arkasından sosyalist diye ağlandığını görse herhalde kahrından sakallarını keserdi. Chávez, hem Sosyalist hem Bolivarcıydı. Bizdeki Kemalist-solcuların onu bu kadar sevmesi boşuna değil yani. Bolivar’ı o kadar sevdi sonunda ülkenin adını Bolivarcı Venezuela’ya çevirtti. Yetmedi, Simon Bolivar’ın 178 yıllık mezarını açtırdı. Canlı yayında kemiklerini çıkarttı, hastalıktan değil, emperyalistlerce arsenikle öldürüldüğünü ispat için testler yaptırdı. Testlerden ne çıktığı meçhul ama mezarın açılmasıyla daha büyük bir gerçek ortaya çıktı. Televizyonda İsa’ya Lazarus gibi Bolivar’ı da tekrar canlandırması için yalvaran Chávez, kemiklerle konuşmasını anlattı:“Şüphelerim vardı, fakat onu görünce kalbim bana şöyle dedi “Evet bu benim”. Sen kimsin diye sorduğu Bolivar ona “Ben 100 yılda bir insanları uyandırmak için gelirim” demişti. Herkes mesajı almıştı: Evet, Chávez, Bolivar’ın reenkarne olmuş ta kendisiydi.
Chávez, parodiye dönmüş bir ideolojinin yaşayan en komik baş karakteriydi. Ona çok güldük. BM kürsüsünde Bush için “Dün buradan şeytan geçti, Kürsünün etrafı hâlâ sülfür kokuyor”dediğinde mesela. 10 yıl sonra kendi halkının üzerine Scud füzesi atan Esed’e destek için yaptığı soğuk şakalara hâlâ gülenler için belki bunu anlamak zor olabilir. Ama genelde Chávez komik değil, gülünçtü.
Soğuk savaşın Erich Honecker suratlı sosyalizminden sonra tabii ki Chávez gülünçlüğü tercih edilebilir. Ama onun gülünçlüğü, tarihin gerisinde kalmış bir ideolojinin de gülünçlüğüydü. İyi kalpli sosyalist lider kültünün gülünçlüğüydü. 2013 yılında İspanyol paçayla sokağa çıkmak gibi bir gülünçlüktü. Vintage diye bağıra basılamayacak kadar bir gülünçlük.
Yine de Türkiye’de Erdoğan’ı diktatör ilan edenlerin, onun yapmasından korktukları şeylerin hepsini yapmış Châvez’in arkasından Venceremos marşları söylemesinin bir manası olsa gerek. O manayı yakalamaları için en iyi Chávez hayranlarını çeşitli aralıklara Venezuela’ya göndersin hükümet.
Venezuela Chávez’in arkasından ağlıyor. Kuzey Kore’den daha samimi gözyaşları döküldüğü kesin.
Bundan sonrası Chávez tarafından yasaklanmış meşhur bir pembe dizinin yasaklı sahnesindeki gibi olur belki. Başroldeki Venezuela karakteri kaybolan köpeği Huguito için dizlerini dövüp, erkek arkadaşına ağlıyor: Huguito olmadan Venezuela’ya ne olacak? Cevap: Özgür olacaksın Venezuela.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025