Yıldıray OĞUR
Pangaltı Belvü Bahçesi. 1908 Devrimi’nden sonra 1909’da Sekanik ve Üsküp’teki kutlamalardan sonra 1912’de İstanbul’daki ilk 1 Mayıs kutlamasının yapıldığı yer. Ocak 1913’te ittihatçılar Babıali’yi bastı, yönetime el koydu ve 1 Mayıs kutlamasını yasakladı.
1 Mayıs, 1923’te Ankara’da törenlerle kutlandı. 1. Meclis henüz dağıtılmamış, cumhuriyet ilan edilmemişti. Rejim 1925’te Takrir-i Sükun’la tek parti rejimine geçerken 1 Mayıs’ı da yasakladı. 1 Mayıs broşürü dağıtmaktan İstiklal Mahkemesi’nde yargılananlar arasında Nazım Hükmet de vardı. (Neyse ki kaçmıştı)
Kemalist devlet, 1935’te yasaktan daha fazlasını yaptı ve 1 Mayıs’ı Bahar ve Çiçek Bayramı ilan etti. 1 Mayıs artık Gülhane Parkı’nda ses yarışmaları ve toplu sünnetlerle kutlanan bir gündü. İşçilere de bir günlük o da ücretsiz izin verildi.
İşçilere 1 Mayıs’ta yarım gün ücretini kim verdi peki: 1951’de DP iktidarı. 1956’ta işçiler tam ücretli izinli sayıldı.
27 Mayıs 1960 darbesi oldu. Darbe sözde sendikal haklar, özgürlükler getirmişti. Solcular için uzun süre “darbe değil devrim”di. Ama 1 Mayıs’a yine izin çıkmadı. Yetmedi, kendi İşçi Bayramlarını buldular darbeciler! Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul edildiği 24 Temmuz 1963’ü alternatif İşçi Bayramı diye kutlattılar.
1960 ile 1976 arası. Türkiye İşçi Partisi Meclis’e girdi, sosyalist hareketler yükseldi, 1967’de DİSK kuruldu ama hiçbirinin gücü 1 Mayıs yasağını kaldırmaya yetmedi. 1 Mayıs’ta meydanlara çıkan da olmadı.
Tabii Devrin devrimci DİSK’i 12 Mart darbesini şöyle karşılamış bir DİSK’ti:
DİSK, Atatürk devrimlerinin ve Anayasa ilkelerinin korunmasında, uygulanmasında ve geliştirilmesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin yanında olduğunu belirtmekten kıvanç duyar.
Parlamentodan çıkarılan Anayasaya aykırı kanunlar ve hükümetin ısrarla yürüttüğü Anayasa dışı uygulamalar, sosyal patlamalara yol açan tutum ve davranışlar, memleketi bir kardeş kavgasının eşiğine getirmiştir. İşte böyle bir ortamda memleketin beceriksiz ellerde emekçi halkımızın da perişanlığını artıracak bir yuvarlanmayı gören ve Türk milletinin bağrından oluşan Silahlı Kuvvetlerin bu vahim durum karşısında aldığı kararlar işçi sınıfımızın devrimci kesiminde büyük bir ferahlık oluşturmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının tanıdığı hakları en cesur şekilde kullanan Türk Silahlı Kuvvetlerinin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak, Atatürk devrimlerini hakim kılmak ve Anayasanın öngördüğü reformları gerçekleştirmek, özellikle Anayasamızın temel ilkelerine yürekten bağlı kalmak yolunda görev başında olduğunun radyolardan ilanı, karanlık ufukları aydınlığa kavuşturmuştur.”
1973 seçimlerinde CHP’ye oy çağrısı yapan, Kıbrıs müdahalesi için para toplayan bir DİSK’e peki ne oldu da 1976’da 1 Mayıs’ı meydanlarda kutlamaya karar verdi. DİSK’in üst yönetimini, Moskova’ya bağlı TKP’nin kadroları ele geçirdi de ondan.
1 Mayıs Türkiye’nin “milli solu” için fazla enternasyonal bir bayramdı çünkü.
DİSK’in 76 1 Mayıs’ına çağrı bildirisi o aks değişikliğinin bir işaretidir: 1 Mayıs ‘Bahar ve Çiçek Bayramı’ değildir. O gün kırlarda eğlenmeyi, çiçek toplamayı biz burjuvaziye ve sınıf uzlaşmacısı sendikalara, Türk-İş’e bırakıyoruz
Yine de bizim enternasyonal solcular bile
(TKP ve DİSK) 1977 seçimlerinde “CHP’ye oy ver” kampanyası yapacak kadar milliydiler. Zaten 70’lerin sonunda DİSK yönetimi tekrar CHP'lileşti.
12 Eylül 1980’den sonra 1 Mayıs yasaklanmakla kalmadı, Evren inadına Taksim’de bayraklı miting bile yaptı. 80’den 91’e kadar 1 Mayıs yasaktı.
Taksim’e çıkmak isteyen gruplara sert müdahaleler oldu.
1989’daki 1 Mayıs şiddetlisiydi. Zonguldak’taki maden yürüyüşüyle zirve yapan büyük grevler, Nusaybin’de başlayan serhildanla yeniden ayağa kalkan sol gruplar Taksim’e yürüdü, çatışmalarda bir kişi polis tarafından vurularak öldürüldü.
Ama büyük sendikaları, solun büyük ağabeyi SHP 1 Mayıs’a o kadar asılmadı . 77 1 Mayıs’ının 10. Yıldönümünde SHP düzenleyeceği 1 Mayıs kutlama toplantısı “halktan gelen tepkiler” üzerine iptal bile edildi.
SHP-DYP iktidarından sonra ilk resmî 1 Mayıs mitingleri 1991’de yapıldı. İşçi haklarının, demokratik standartların en dipte olduğu, doğuda devletin rutin dışına çıktığı, askerî vesayetin hüküm sürdüğü yıllardı. Ama DİSK yine de “1 Mayıs’ın kutsal mekanı Taksim’dir” demedi.
1991-2007 arası DİSK’in 1 Mayıs mitinglerinin yapıldığı yerleri İlhami Işık’ın Hürhaber’deki yazısından okuyalım:
“1991: Saraçhane. 1992: Gaziosmanpaşa. 1993: Pendik. 1994: Şişli Abide-i Hürriyet. 1995-96-97-98-99- 2000-2001-2002-2003.2004: Saraçhane. 2005: Kadıköy. 2006: Kadıköy!”
Taksim’in henüz kutsal ilan edilmediği, Hac-Kâbe benzetmelerinin yapılmadığı yıllar…
2007’de DİSK, Taksim’de kutlama kararını 1977 1 Mayıs’ının 30. Yıldönümü ile gerekçelendirmişti.
Peki, 1977 1 Mayıs’ının 20. Yıldönümünde ne yapmıştı DİSK?. Yani 1997’nin 1 Mayıs’ında. Cevap: 28 Şubat’ın Beşli Çetesi içinde yer almıştı.
Taksim diye tutturmamış Abide-i Hürriyet’te mitingini yapmıştı. Mitingde konuşan DİSK yöneticisi Tayfun Görgün de şöyle demişti: Emek ve demokrasi güçlerinin darbe-şeriat ikilemi içerisinde teslim alınmaya çalışılıyor. Siyasal İslamın şeriatın ve faşizmin palazlanmasının sorumulusu 12 Eylül darbesidir.
2006’da Kadıköy’deki 1 Mayıs mitinginde de aynı ton devam etti. DİSK Genel Sekreteri’nin derdi Taksim değil başkaydı: 1 Mayıs gericiliğin, Orta Çağı karanlığının sahte cennet palavralarının boşa çıkarılmasıdır.
Ve 2007 1 Mayıs’ına giden süreçte DİSK. Tesadüfe bakın. Yine Cumhurbaşkanlığı seçimi var. DİSK,14 Nisan Tandoğan Mitingi’ne kurumsal olarak katılmamıştı ama Genel Başkan Süleyman Çelebi’nin gönlü oradaydı...
“Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda AKP'ye en güzel yanıt dün Tandoğan ve Anıtkabir'de verildi. “Aylarca bu iktidarı uyardık, ‘Sizin iktidar çoğunluğunuz, toplumun yüzde 25'ini temsil ediyor. Cumhurbaşkanını halkın talebine göre belirleyin' dedik. Dün sivil toplum örgütleri ve milyonlarca insan haykırdı. ‘Ben bildiğimi yapacağım’ derse, o Köşk'te rahat oturamaz.”
29 Nisan Çağlayan Mitingi’nde ise yerini almıştı DİSK Başkanı.
Türkan Saylan’ın öncülük ettiği, muhtıraya tek laf söylenemeyen, ama güya sivil güçlerin mitingi diye pazarlanan bir mitingdi bu. DİSK 27 Nisan muhtırasına karşı yayınlandığı bildiride şöyle demişti:
"Dün gece Genelkurmay Başkanlığının yaptığı açıklama ve ardından Başbakan’ın ’bilek güreşini’ sürdürdüğünü gösteren konuşmaları, bizi, ülkemiz adına derinden kaygılandırmaktadır. Toplum Cumhurbaşkanı seçimleri nedeniyle laik-anti laik kutuplaşmasına çekilerek, ülke bir çıkmazın eşiğine sürüklenmektedir. Bu süreç geçmişte de örneği görülen "tehlikeli bir viraja" doğru ilerlemektedir. DİSK, demokrasi dışı arayışlara karşıdır.
Askerî çözümlerin ülkeyi nerelere getirdiğinin bilincindedir. Bugün yaşananların temelinde, 12 Eylül zihniyetinin yattığı unutulmamalıdır.
Açıkça, gerekçesi ne olursa olsun askerî müdahaleleri doğru bulmadığımızı ilan ediyoruz. Buradan çıkış yolu erken seçimdir, halka gitmektir.”
1 Mayıs bayram ilan etmek; ne DİSK’in gönülden bağlı olduğu Kemalist rejime, ne 27 Mayıs’ın “işçi dostu” darbecilerine, ne açıktan destek verdikleri 12 Martçılara, ne yine “oy ver” dedikleri
Ecevit’in CHP’sine, ne 91’den sonra hükümet ortağı olan sosyal demokrat SHP’ye, ne de Beşli Çete olarak hizmet ettikleri 28 Şubatçıların kabinelerine nasip oldu.
Talihin bir cilvesi, 2009’da muhafazakâr demokrat AK Parti yaptı bu devrimciliği. Yetmedi Taksim’i de iki yıl kutlamalara açtı.
Gezi’nin tekrarlanmaması, şehir merkezlerinde miting yapılmaması gibi sebeplerle şimdi Taksim’i 1 Mayıs’a yasaklıyor aynı iktidar. Alternatif yerler, ücretsiz ulaşım hizmeti vadederek. Bu yüzden otoriter, totaliter, 12 Eylül’den bile kötü oluyor.
Halbuki, AK Parti, bu tarihsel mahcubiyet hikâyesinin devamını getirmeli. Taksim’i 1 Mayıs’a açmalı.
Hatta AK Partili işçiler, emekçiler de meydana bir kortejle girmeli. Ne de olsa memleket emekçilerinin, köylülerinin devrimci öncü partisi AK Parti…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025