Yıldıray OĞUR
IŞİD’in lideri Ebu Bekir El Bağdadi gizlice Ankara’ya gelip MİT’le görüştü. Meclis’te grubu bulunan IŞİD’in siyasi kanadı olarak bilinen partinin lideri de Başbakan Davutoğlu ile görüşüp, Davutoğlu’nun “YPG’yi Kobani’de istemiyoruz” diyerek kendisini rahatlattığını açıkladı. Bir televizyon canlı yayınında konuşan Davutoğlu da Kobani’nin düşmesi için gerekeni yapacaklarını açıkladı. Meclis’ten geçen tezkereyle Türkiye YPG karşıtı koalisyona girdi. Türkiye’nin içinde olduğu koalisyon güçleri de Kobani önünde YPG mevzilerini vurmaya devam ediyor. TSK da angajman kuralları gereği YPG’ye ait iki zırhlı aracı vurdu. YPG’den kaçıp Türkiye’ye sığınan Sünni Arapların sayısı ise 170 bini geçti. YPG ile savaşırken yaralanan IŞİD’çiler de tedavi için Suruç’taki hastanelere taşınıyor. Yaralanıp tedavi için Türkiye’ye getirilen IŞİD’çi sayısı 300 civarı. TRT’ye konuşan Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü bunun için sınıra 30 özel ambulans konduğunu açıkladı. Bu arada YPG'yle savaşmak için yüzlerce Urfalı Arap da sınırı geçti. Ayrıca Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı YPG tarafından çevresi kuşatılan Süleyman Şah Türbesi’ndeki askerlere “savaşa hazır ol, arkandayız, kılına zarar gelirse ordayız Mehmetçik” mesajları vermeye devam etti. IŞİD’le yürütülen çözüm süreciyle ilgili yol haritası ve IŞİD liderinin de talepleri arasında olan izleme kurullarıyla ilgili yasa Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. “Türkiye YPG’ye zamanında destek vermişti, bunda hata yaptıklarını da bana söylediler” diyen ABD Başkan Yardımcısı da bu sözleri için Erdoğan’dan özür diledi. İmralı’da bulunan IŞİD’in önderlik makamı da yaptığı açıklamada diğer IŞİD liderlerinin bir haftadır süren “YPG’nin arkasında Türkiye var” tezviratına prim vermeyip, Türkiye’ye Kobani’yle dayanışma çağrısı yaptı, önü açık olan çözüm sürecinin ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin de bu desteğe bağlı olduğunu söyledi.
Son bir haftanın özeti böyle. Bütün bu haberleri alt alta koyan Yeni Zelandalı bir çiftçi bile Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiğini söyler.
Hem de bunun için Biden’ın “hayranınım abi affet” nidalarıyla geri aldığı sarhoş lakırdılarına da ihtiyacı olmaz.
Ya da PKK medyasının hacıyatmaz gibi yalanlandıkça yeniden “Peki bu da mı gol değil” diye ortaya sürdüğü belge, fotoğraf, görüntü ve haberlerle sergilediği dünya kara propaganda tarihinin en beceriksiz performansına da…
Peki yukarıdaki paragrafı “PYD lideri Salih Müslim gizlice Ankara’ya gelip MİT yetkilileriyle görüştü”den itibaren değiştirirsek?
Hayalet trenler, adını vermeyen görgü tanıkları, sahte yönetmelikler, çarpıtılmış fotoğraflar, aylar öncesine ait başka videolar, sınırın kenarlarında dolaşan silahlı adam görüntüleri gibi flu, sahte, belirsiz değil, net, açık deliller bunlar.
Bütün bu haberleri alt alta koyan dürüst, herhangi bir örgütün hakikatine tapmayan, siyasi kamplaşmanın şehvetine kapılmamış asgari muhakeme yeteneği olan dürüst bir Yeni Zelandalı çiftçi bile Türkiye’nin IŞİD’e değil, olsa olsa YPG’ye destek verdiğini rahatlıkla söyleyebilir. Biden’ın açık ve mahcup özrü ile Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği tezviratının uluslararası meşruiyeti de ortadan kalktı
“Türk askeri IŞİD’i eğitti”den, “bizim arkadaşlar görmüş, trenle silah göndermiş Türkiye IŞİD”e kadar, Kandil’den her gün gelen açıklamalara, tehditlere, Kobani’ye destek için Dersim’de karakol tarama, Siirt’te kadın doğum hastanesi yakmalara kadar Meclis’te tezkereye karşı kendini Esad’ın önüne atan solcu amcalara karşı Erdoğan’ın “PKK’yla IŞİD’in bizim için bir farkı yok” açıklaması hafif bile kaçabilir. Bağdadi değil Salih Müslim Ankara’da ağırlandığına göre, IŞİD’in değil PKK’nın Meclis’te siyasi kanadı olduğuna göre, Türkiye IŞİD’in halifesiyle değil, PKK’nın önderliğiyle görüştüğüne göre epey bir fark olmalı.
Peki o halde Türkiye Kobani’de YPG’ye neden açıkça askeri destek vermiyor?
Adının 1903’te başlanan Berlin-Bağdat demiryolu inşaatını yapan Alman şirketin Almanca “Kompanie” adından geldiği söylenen Kobani’nin 2010 nüfus sayımına göre nüfusu 62 bin. Bölgede IŞİD’den kaçıp Türkiye’ye sığınan Kürtlerin sayısı ise en az 170 binin üzerinde olduğuna göre şehrin ve etrafındaki köylerin, tehdit altındaki diğer şehirlerin boşaldığı söylenebilir. Kobani’ye giren Al Jazeera Türk muhabiri de silahlı gruplar dışında en fazla şehirde 100 sivilin kaldığını yazmıştı.
Ama Kobani hem sınırda olması nedeniyle stratejik önemi hem de IŞİD’e karşı zor koşullardaki direniş yüzünden psikolojik olarak kritik Kürtler için.
Kürtlerin Kobani hassasiyetini Türklerin anlaması için biraz empatiye ihtiyaçları olduğu açık. Mesela sınırımızın hemen karşısındaki yerin adı Kobani değil Kıbrıs olsaydı, Rumlar Türklerin şehrini kuşatsaydı acaba şu ana kadar kaç tane milyonluk “Ordu Kıbrıs’a” mitingi yapılmış ve adım atmayan iktidar ne kadar zor durumda kalmıştı” diye düşünerek başlanabilir.
(Tabii ömrü hayatında şiddet söylemi, savaş dili, pasifizm, milliyetçi söylem, savaş karşıtlığı, vicdani ret deyip durmuş, herkesin başının etini yemişlerin “Kobani’deki gibi bir direnişi dünya görmedi ama dünyada hiçbir yer de Kobani kadar sevilmedi” gibi hamasetini, “Şu anda Kobani’de savaşmadığım için utanç içindeyim” eforikliğini “Genç olsaydım, Kobani’deydim”, “Açın sınırı gideceğiz” efelenmelerini, “Ah bir Kanas’ım olsa”larını, solcu, pasifist, şiddet, hamaset ve savaş karşıtı Ömer Seyfettin, Erdal Sarızeybek vakalarını tarihin kötü bir şakası olarak bir tarafa yazalım)
Şöyle düşünelim. Peki Türkiye, sınırın öte tarafından Kürtler değil Türkmenler bu halde olsaydı ne yapardı? Telafer’de ne yaptıysa onu. Cemaat savcısı yakalamazsa belki bir tır gönderirdi.
Türkiye, 90’larda Azeriler için Ermenilerle savaşmadı. Gazze, Bosna için onca mitingler yapıldı, ordu göreve çağrıldı ama bir adım atılmadı. Tek örnek Kıbrıs müdahalesi. Onu da bütün 50’ler, 60’lar boyunca izlemekle yetindi, hatta uzun süre resmi pozisyonu “Kıbrıs diye bir davamız yoktur” idi.
Yani Türkiye’nin soft power’ı hard power’ı hakkında yanlış bir izlenim vermesin.
Peki, Kobani’deki PYD, Türkiye’den ve dünyadan ne istiyor?
Salih Müslim’in Ankara ziyareti hakkında Guardian’a konuşan Kobani Özerk Bölgesi’nin Dışişleri Bakanı İdris Nassan “Müslim’in Ankara’dan, PYD’nin Suriye dışından silah almasına izin vermesini istediğini” söylemiş.
Nassan’ın şu söyledikleri de bölgeye yönelik hava saldırılarının ne kadar işe yaradığını gösteriyor: ”Ne zaman bir jet yaklaşsa açık pozisyonlarını terk ediyor, dağılıp saklanıyorlar. Bizim kara desteğine ihtiyacımız var. Onları yenilgiye uğratmamız için silah ve mühimmata ihtiyacımız var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu işin havadan çözülemeyeceğini, kara gücüne ihtiyaç olduğunu açıkça söylemişti. Türkiye’nin resmi tezi zaten Suriye’de güvenli bölge kurmak.
Peki TSK güvenli bölge için Kobani’ye girip IŞİD’den bölgeyi temizlesin mi?
Buna en başta PKK karşı, çünkü onlara göre bunun amacı işgal.
Ankara da Kobani’de IŞİD’e karşı atacağı her açık adımın, IŞİD’in Süleyman Şah’a saldırması anlamına geldiğini, bunun da Türkiye’nin Suriye’deki savaşa karadan dahil olması demek olduğunu düşünerek adım atıyor.
Bu sadece IŞİD’e karşı bir savaş da olmaz. Topraklarının ABD, İngiliz, Suudi uçaklarınca her gün bombalanmasına aldırış etmeyen ama Türkiye’nin atacağı bir adıma işgal diyeceğini şimdiden deklare eden Suriye’yle de savaşa girmek demek olacaktır bu. Hatta böyle bir adımı işgal, Kürtlerin kazanımlarına karşı savaş olarak gören PKK’yla da çatışma ihtimali hiç düşük değil.
Peki, Türkiye Kobani için ne yapıyor?
Angajman kuralları çerçevesinde kalarak IŞİD’e zaman zaman cevap veriyor. Suriyeli Kürtlere fiilen kaçacak, tedavi olacak, lojistik bulunacak güvenli bir bölge hizmeti sunuyor.
Peki daha fazlasını yapabilir mi? Ve yapmazsa barış sürecine ne olur?
Salih Müslim’i Ankara’ya davet ettiklerine göre, Demirtaş, Davutoğlu görüşmesinden memnun ayrıldığına göre, Öcalan çözüm sürecinin altını çizerek Kobani çağrısı yaptığına göre belki de yapıyordur.
Cemaat savcıları olmasa MİT’in Bayır Bucak Türkmenlerine tır gönderdiğinden haberimiz olur muydu?
En azından PKK’yla çözüm takvimini resmi gazetede yayınlarken, Suriye Kürdistanı’nı işgal edip, PYD’yi bitirmek için bütün dünyayı karşısına alıp IŞİD’e destek veren Ankara hikayesinden kulağa daha mantıklı geldiği kesin.
Zaten bu aralar bütün haberler birer inanç meselesi değil mi?
Yazarlar
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025