Yıldıray OĞUR
11 saat, 53 Akil İnsan, 8 bakan ve bir Başbakan. Dünün kısa özeti böyleydi. 15 ay sonra bir araya gelen Akil İnsan heyetinin bazen epey uzayan konuşmalarını kısa 10 dakikalık aralar dışında yerinde oturup notlar alarak 10 saat boyunca dikkatle dinledi Başbakan. Dikkatle dinlediğinin kanıtı o 10 saatin sonunda yaptığı konuşmada yaptığı atıflardı.
Çözüm sürecinde, geçtiğimiz kabus gibi haftaya nasıl geldiğimizi büyük bir açıklıkla anlattı.
“Bildiğimiz gibi değil” dedirten çözüm sürecinin son bir ayının hikâyesiydi bu.
3 Eylül 2014
Hükümet yürütülen görüşmeler ışığında çözüm sürecinde yol haritasını çıkarıyor. Karşılıklı hangi adımlar ve ne zaman atılacak açık bir takvimlendirme ortaya çıkarılıyor.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan yol haritasını görüşmek için İmralı Adası’na gidiyor. Öcalan’la bu yol haritası üzerinde %100 bir mutabakata varılıyor.
HDP’li milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder bu yol haritasını alıp Kandil’e götürüyor. Kandil’den de yol haritası için teyit alınıyor.
10 Eylül 2014
Kandil dönüşü bizzat Başbakan Davutoğlu süreci hızlandırmak ve kendi kulağıyla duymak için Buldan ve Önder’le görüşüyor.
Başbakan’ın “Biz bu adımları atarız, peki yol kesmeler adam kaçırmalar, vergi toplamaları, şehir dışında çadırlarda yargılamaları bitirip kamu düzenine aykırı işler yapmamanın garantisini veriyor musunuz” diye soruyor. “15 Ekime kadar Türkiye’de illegal tek bir faaliyet kalmayacak, iki hafta içinde değişimi göreceksiniz” garantisi veriliyor.
Yani çözüm süreci, Resmi Gazete’de yayınlanan o belgeden ibaret değil, bilinmeyen gizli bir yol haritası da söz konusu değil, doğrudan hem İmralı, hem Kandil tarafından onaylanmış, karşılıklı atılacak adımların tek tek sıralandığı, müzakere edilip üzerinde anlaşılmış bir metin var ortada. Yani çözüm süreci bizim zannettiğimizden de ileri bir aşamada ilerliyor.
Peki, 15 Ekim’e kadar Türkiye’de kamu düzenine aykırı illegal bütün eylemleri bitirme garantisine rağmen 38 kişinin öldüğü 6-7 Ekim olaylarına nasıl gelindi?
Sebep olarak gösterilen Türkiye’nin Kobani politikası ve Kobani’ye yardım koridorlarına izin vermemesi.
11 saatlik toplantının en şaşırtıcı kısmı bu konuda anlatılanlardı.
Başbakan Davutoğlu, tezkere öncesi Demirtaş’la görüşmesinde tezkerenin çözüm sürecini engelleyen değil teşvik eden, Kobani’yi de ilgilendiren maddelerini Demirtaş’a iletmiş. Hatta Demirtaş bunları farketmediklerini söylemiş. Davutoğlu, Demirtaş’tan tezkereye karşı çıkmamasını istemiş. Demirtaş da bu görüşmeden memnun olarak ayrıldığını açıklamıştı.
Peki, Kobani için hükümet HDP’ye neler önerdi, masaya neler geldi? Ve Kürt siyaseti bu tekliflere ne cevap verdi?
TSK’nin girmesi; Kabul edilmedi.
Özgür Suriye Ordusu’nun girmesi: Hayır.
Peşmerge’nin girmesi: Hayır.
Afrin’den 100 PYD’linin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçiş yapmasının bile masaya geldiğini öğreniyoruz. Bu görüşmeler sürerken 50 PYD’li Kobani’den Türkiye’ye geçince bu geçişin bir anlamı da kalmamış.
Ve son olarak sınırdan Türkiye’ye geçmiş 300 YPG’liye Kobani’ye geçmek isteyip istemedikleri tek tek sorulmuş. Sadece 64’ü geçmek istediğini söylemiş ve onlar Kobani’ye dönmüşler
Yani Türkiye üzerinden Kobani’ye yardım ve yardım koridoru alternatiflerinin hepsi masaya gelmiş ama PKK/HDP cephesi bu tekliflere olumlu bakmamış.
Yani çözüm sürecinde adım adım yol haritası üzerinde mutabakat sağlanmış, Kobani meselesinde görüşülmemiş, masaya gelmedik öneri kalmamışken serhildan kararı verildi ve olaylarda en az 38 insan hayatını kaybetti.
Peki, olaylar nasıl bitti?
Davutoğlu’nun analizi kritikti: Olayları bitiren ne devletin gücü ne de Öcalan’ın mektubu oldu. Olayları çözüm sürecine toplumun inancı ve bu olayların kendi ahlaki meşruiyetlerinin de altını oyduğunu görmeleri bitirdi.
Davutoğlu, 10 saatlik maratonun son konuşmacısı Etyen Mahçupyan’ın “6-7 Ekim olayları çözüm sürecinin özünü sakatlayan bir mesele” analizine katıldığını söyledi.
Böyle bir dalganın gelmekte olduğunu, o yüzden çözüm sürecini hızlandırmaya çalıştıklarını ama bu kadarını beklemediklerini de ekleyerek.
Yangınlara itfaiye gönderemeyen belediyeleri görünce Büyükşehir yasasıyla yerele yetki devrinde yanlış mı yaptık diye düşünmeye başladığını anlattı. Ama “çözüm sürecinde derenin ortasını geçtik, artık geri dönüş yok, bu derenin ortasından sonraki bir dalgaydı, ama yola devam ediyoruz. Bizim için çözüm süreci konjektürel değil, stratejik bir karardır” diye vurgulayarak.
O yüzden 11 saatlik toplantı sürerken çözüm sürecinde temaslar devam ediyordu.
HDP heyeti Kandil’deydi. Bu kez önce Kandil’e gitmeleri dikkat çekiciydi. Oradan aldıkleri mesajları Öcalan’a getirecekler. Çünkü Öcalan Kandil’in niyetini anlayarak adım atmak istiyor.
Bu arada Öcalan da bu 11 saati boşa geçirmedi. Toplantının kulislerinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da adaya gidip Öcalan’la görüştüğü konuşuluyordu.
Peki bundan sonra ne olacak?
Hükümetin üzerinde anlaşılan yol haritasının ilerlemesi için tek şartı var: PKK’nın söz verdiği gibi kamu düzenini bozan eylemlerine son vermesi. Tehditlerden, 15 ekim, 21 ekim gibi ev ödevi veriliyormuş gibi tarih verilmesinden vazgeçilmesi….
Ama görünen o ki her şey iki tarafın elinde de değil.
Davutoğlu, “Kürtlerin ve Türklerin bu bölgede omuz omuza olmasından rahatsız olanlardan bahsetti. Atlas okyanusunda durdurulan petrol tankerlerinden, Kürtlerin kanı üzerinden yürütülen hesaplardan. Kobani’de dökülen kan bizim kanımızdır diye de” ekleyerek.
Toplantının kulislerinde Davutoğlu’nun ima ettiğini daha açıkça ifade edenler oldu.
Anlaşılan Türkler ve Kürtler bu çözüm yolunda yalnız yürümüyor. Oslo’dan sonra “üçüncü gözlerin” devreden çıkarılmasından rahatsız olan bazı Batılı ülkelerin adları anılıyor. Ama son olaylar için ilk adı verilen ülke İran. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hamaney mesajı sebepsiz değil anlaşılan. Ankara PYD ve Kandil’in İran, Maliki, Suriye ile ne zaman, neyi ve kimle görüştüğünü an be an takip ediyor.
“Anın esiri olmayın, bu toplantıyı 5 Ekim’de yapsak başka şeyler konuşuyor olurduk. Yukarıdan bakmak lazım” diyen Davutoğlu bir de öneri de bulundu. “HDP’ye yakın olan Akiller CHP ve MHP’yle, daha milliyetçi, muhafazakâr Akiller de HDP’yle görüşsün. Herkesin birbirini duyması gerek.”
11 saat sonunda kapının önünde onlarca gazetecinin beklediği Akil İnsanlardan ise tek isteği şu oldu: “Üçüncü göz, tarafsızlık yerine yanlışa yanlış demeniz ve bu işi çözme konusunda hükümetin samimiyet ve kararlığını eğer ikna olduysanız kamuoyuna anlatmanız”
8 bakan, 53 Akil, bir Başbakan ve 11 saat. Bu konuda başka söze galiba gerek yok…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025