Yıldıray OĞUR
“Pantolonumun arka cebinden tabancayı çıkardım. Koskocaman bir Nagant. Benerci'ye uzattım. Aldı, masanın üstüne koydu.”
Nazım Hikmet’in 1932’de yazdığı "Benerci Kendini Niçin Öldürdü" şiirinde Benerci’nin kendini öldürdüğü tabanca Nagant’tı. Belçikalı iki kardeşin 1890’larda Rusya’da yapmaya başladıkları bu toplu çirkin siyah tabanca kadar hafızalarımızda yer etmiş, edebiyatımıza girmiş bir silah olmamıştır…
Üretiminden 100 yıldan fazla bir zaman sonra bile bu tabanca hâlâ bir terör örgütü iddianamesine delil olarak girip, terörist ilan edilen ruhsatlı sahibinin 17 ayına mal olduğuna göre, kesin öyle olmalı.
Mehmet Nuri Turan, artık meşhur olan Tahşiye Yayınevi’nin ortaklarından bir kuyumcuydu. Aynı zamanda tarihî eser koleksiyoncusu.
22 Ocak 2010 günü düzenlenen El Kaide operasyonunda o da gözaltına alındı.
Florya’daki evinden çıkanlar Tahşiye örgütünün cephaneliğinin de yarısını oluşturdu:
“1 adet muşta, 1 adet sarı kabzeli hançer, 1 adet siyah kabzeli hançer, 2 adet kama, 1 adet ruhsatlı Baretta tabanca ve 1 adet ruhsatlı 7.62 Nagant marka toplu tabanca ve tabii bol miktarda kitap…”
Biri 100 yıllık iki ruhsatlı tabanca ve tarihî eser olan hançerler, kamalar için 17 ay hapis yattı Turan.
Eğer dün, Bugün gazetesinin manşetindeki fotoğrafa o antika tabancayı görmek için bakmasaydım, bu konuda bir yazı daha yazmayı planlamıyordum doğrusu.
“Vicdanlar Kanadı” başlıklı manşet, bir metnin içine en çok yalan sığdırma dalındaki bütün rekorları altüst edebilir çünkü.
Şöyle başlıyor:
“Bir yanda silahlar ve patlayıcılarla yakalanan El Kaide Bağlantılı Tahşiyeciler Örgütü… Diğer yanda terörün her türlüsüne cephe alan Fethullah Gülen Hocaefendi. Gülen’i terör örgütü kurmakla suçlayanlar Tahşiyeciler’i aklamaya çalışıyor.”
“Bir yanda silahlar ve patlayıcılarla yakalanan El Kaide Bağlantılı Tahşiyeciler Örgütü”…
![]() |
Neredeyse bütün kelimeler yanlış. Tahşiyeciler diye bir örgüt yok, Tahşiye yayınlarının sahibi olan bir Risale-i nur cemaati var. Ayrıca 2010’daki operasyonu yapan savcı bile iddianamesine “El Kaide bağlantılı” diyememiş, “El Kaide’ye manevi destek veren” diyebilmiş.
Gelelim “silahlar ve patlayıcılarla yakalandıkları” kısmına. Orada malzeme bol.
Haberde bu iddia bir kez de “2010 operasyonunda çok sayıda silah ve patlayıcılarla örgüt üyeleri ele geçirildi” diye geçiyor. “Çok sayıda” Peki nerede bu çok sayıda silah ve patlayıcı.
Buyurun fotoğrafı. “İşte Tahşiye operasyonunda ele geçirilen silah ve patlayıcılar” yazan fotoğrafa gerçekten çok sayıda silah var. Kanaslar, G3'ler, Kaleşler, tüfekler, tabancalar ne ararsan var.
Halbuki iddianameye göre bile örgütün silahları 2 tüfek, 2 ruhsatlı, bir ruhsatsız tabanca, üç bomba, kılıç, hançer, tabancası olmayan çeşitli ebatlarda mermiler (ama her birinden üçer beşer tane), bildiğimiz elektrik açma kapatma anahtarından ibaret. Tabii elektrik, gaz faturaları ve çok sayıda kitabı saymazsak…
Ama yalanlamak için bu kadar ayrıntı vermeye bile gerek yok. Fotoğrafta cephaneliğin sergilendiği masanın arkasında İstanbul İl Jandarma Komutanlığı yazıyor.
Pes doğrusu! 22 Ocak 2010’da İstanbul’da ve tüm Türkiye’de bu operasyonu Jandarma değil, polis yaptı yahu! Başka “operasyondan ele geçirilen silahlar” fotosu bulamadınız mı? Ne acemilik bu!
Tabii eğer İstanbul Emniyeti Jandarma’ya “buyurun silahları siz sergileyin dememiş” ve az bulup, ayıp olur diyerek araya o kamera kaydında dendiği gibi silah eklemediyse…
Belki de yanlış fotoğraf konmuştur. Sayfa sekreteri bile gerçek operasyon silahlarını görünce “bunlarla terör örgütü mü olur” deyip, şöyle göz dolduran bir başka operasyon fotoğrafı bulmuştur, sayfa güzel görünsün diye. Su-i zan etmemek lazım.
Hüsn-ü zanla devam edelim. Haberdeki Mehmet Doğan’ın resminin üzerine şöyle bir alt yazı yazılmasaydı bu fotoğrafın gerçek olduğunu da söylerdik tabii ki:
“Mehmet Doğan’ın grup üyelerinin Afganistan’da terör eğitimi alması için yaptığı görüşmeler de dosyadaki deliller arasında yer aldı.”
Mesela hangisi? Yok. Çünkü öyle bir delil yok dosyada. İddianamede böyle bir suçlama dahi yok.
Peki nerede var? Operasyon yapılınca medyaya sızdırılan polis kaynaklı ilk haberlerde. Savcı bile o kadarını koymamış iddianamesine. Ama bir kere zemberekler boşalınca, yalanın ucu bucağı kaçıyor.
Aşağıyı hallettik. Sayfada yukarıya doğru devam edelim. Ama cümle cümle gidebileceğiz.
Çünkü cümle başına düşen yalan miktarı artıyor:
“Örgüt lideri Mehmet Doğan’ın eylem çağrısı yaptığı konuşmanın video kaydı dosyaya konuldu.”
Hangi eylem? İddianamede bile o konuşmalar için eylem çağrısı denmemiş. Devam:
“Doğan’ın ‘Usame’nin çağırması var. Kılıç oynamazsa cihat olmaz. Git silah yap vur…”
Çok birikmeden duralım. Bir kere, o sohbetleri bir kere izleyen “Usame’nin çağırması var” cümlesini Doğan’ın değil, onu dinleyen belirsiz bir kişinin söylediğini duymuş olur. Savcı mesela, dinlemiş ve bu cümleyi iddianamesine bile koymamış.
Diğer iki cümle de konuşmanın bambaşka yerlerinden ve bağlamlarından kes yapıştır. Yani Bugün’ün peş peşe verdiği üç cümlenin birbiriyle hiçbir alakası yok.
“Git silah yap vur mesela”. Orijinal geçtiği yer şöyle: “(Gülüşmeler) Doğan: Ama hacı Salih kızar bana şimdi diyecek ki nasıl edelim o zaman e ben de diyorum git silah yap vur. Eee gücü de yok, ihtiyar da oldu. Bir sere, xwe kim bi sere te kim. (Kürtçede vallahi billahi tillahi manasında bir kalıp söz) Bu yalancı başlara yemin ederim ki bunlar hepsi boştur. (Gülerek)”
(Burada konuşmaların nasıl çarpıtıldığını orijinal metinden anlattığım iki önceki yazıma referans vereyim. http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yildiray-ogur/583858.aspx)
Habere devam edelim. Önceki üçü kesip birleştirilmiş cümleden sonra nihayet üç nokta gelmiş. Sonra Doğan’ın söylediği iddia edilen diğer cümleye geçilmiş: “Ferşat’ın babası evin içerisinde çalışıyor, bir füze yapıyor. Serbesttir ne yaparsan yap.”
Merak edip yukarıdaki linke basanlar gülüyor olmalı. Okumaya üşenenler için tekrarlayalım. Bir kere iki cümle Doğan’ın konuşmasının yine iki farklı yerinden. “Ferşat’ın babası mevzusu” 70-80 yıllık bir mevzu. Karadenizli zekî hocanın işleri. Eee örgüt lideri 70 yaşında, örgütün tabancası 100 yaşında olunca, eylem çağrısı da 80 yıllık oluyor. “Serbesttir ne yaparsan yap” ise bir Laz'ı serbest bıraksan neler yapabileceği üzerine bir Rizeli olarak okuyunca memnun olduğum bir bahiste geçiyor.
Mehmet Doğan’ın iddianameye giren ve onu El Kaideci yapan sözleri böyle şeyler işte. İddianameye bakınca belki en radikal cümleleri geçenlerde CNN Türk’te Akif Beki’ye söylediği “Usame Bin Ladin'i mümin olduğu için, Müslüman olduğu için severim. Bin Ladin'i Allah için, ‘La ilahe illallah Muhammedur Rasulallah' dediği için severim. Onun dışında El Kaide örgüt falan bilmem. Ben münzeviyim, radyo televizyon bile izlemem” cümleleri olabilir. Şayet o sözleri 2010’dan önce söyleseydi, öyle 17 ayda değil, belki bugünlerde falan ancak tahliye ederdi o hakimler.
Bugün gazetesinin birinci sayfasında “CNN Türk’te Bin Ladin’e övgü” diye verilmiş zaten. Övgü? Başka delile ihtiyaç var mı. Bin Ladin’i seviyorum dedi ya, tekrar hapse atılmalı.
Zaten görüyormuş da. Programda kâğıttan bir şeyler okumuş.
“MS hastalığına bağlı görme alanında sarı noktada makuler skar mevcut. Kalıtsal bir hastalık olan Retinitis Pigmentoza (tavuk karası) nedeniyle çevresel görme alan kaybı mevcut. Her iki gözde katarakt olması nedeniyle göz lenslerine ameliyatla müdahale edilmiştir. Miyopsi de mevcut olup uzağı görememektedir. Bütün bu patolojiler sonucu ileri derecede çevresel görme kaybı olup, sadece yakın alanda bir noktaya odaklandığında kısıtlı görmesi mevcuttur” (Rapor da ekte)
|
|
Yani yüzde 100 kör de değilmiş. Hem Bin Ladin’i seviyor, hem önündeki kâğıdı görüyor. Direkt müebbetlik.
Sabır lütfen. İçinde doğru çıkma ihtimali olan bir paragraf daha kaldı.
İlk cümle: “El Kaide uzantılı olmakla suçlanan...” Duralım. İnsaf, savcı bile öyle demiyor.
Devam: “…Tahşiyeciler ilk önce MİT tarafından fark edildi. 2004’ten itibaren takibe alındı. Üstelik gruba Tahşiyeciler adını MİT verdi.”
MİT belgesinden iz yok. 2010’da elinde kamayla hançerle silahlı terör örgütü iddianamesi hazırlayan polis, savcı bile o MİT belgesini görmemiş olacak ki iddianamede tek atıf yok.
Neyse, yine hüsn-ü zannımızı koruyalım, diyelim ki bunlar doğru. Tahşiyeciler adını MİT koydu. 2004’ten beri takipteydi. MİT’in işi buydu zaten, cami cemaatini takip etmek.
İlk soru; Peki öyleyse neden böylesine El Kaide bağlantıları olan tehlikeli bir örgüte 5 yıl boyunca hiç dokunulmadı? Neden dokunulması için Gülen’in konuşması beklendi? O konuştu ve bir ayda soruşturma açıldı.
Ve en zor soru; Peki, 2009 yılında Fethullah Gülen nereden duydu da “Mesela Tahşiye diye bir şey icat edebilirler” dedi? MİT raporlarını mı okudu? Yoksa "icat edebilirler" derken MİT’ten mi bahsediyordu? Bugün’ün aynı sayfasında yazısı verilen Nazlı Hanım bu görüşte mesela: “Yoksa karanlık odakların böyle bir örgüt icat edip, kendilerine komplo kurabileceklerinden mi kaygı duyuyor.”
Eee bu doğruysa haberdeki birkaç bilgi daha çöküyor. Tahşiyeciler "icat edilmiş" bir örgütse MİT niye 2004’ten beri takip etsin? Tahliye adını MİT koyduysa, o zaman karanlık odaklar MİT mi oluyor? O zaman MİT niye "kendi icadı" olan örgütü deli gibi 6 yıl takip ediyor? Eğer bu Tahşiyeciler karanlık odakların icadıysa o zaman niye sürekli El Kaide bağlantılı olduğunu söylüyorsunuz?
Karanlık odak Ergenekon’sa o zaman niye Tahşiye sanıklarından ikisini, Ergenekon sanıklarının telefonda bahsettiği bir Azeri’yle irtibatlı oldukları için yani suyunun suyundan Ergenekon’a bağlayan polis fezlekesine savcı hiç itibar etmedi ve iddianamesine tek satır olarak bile bunu almadı?
Manşet burada bitti. Herhalde bu manşetteki tek doğru bilgi Mehmet Doğan’ın resmi. Bu kadar yalandan sonra, haberin diğer yarısında Gülen’le ilgili söylenenleri de okumayalım bir zahmet.
Ama Erdoğan’la Davutoğlu’nu birlikte gösteren fotoğrafın altındaki şu kutuyu mutlaka okumalıyız: “…Türkiye’nin IŞİD ve El Nusra uzantılı örgütlere destek ve silah verdiği iddialarının daha mürekkebi kurumadan, yargılanmaları süren Tahşiyeciler’e açıktan sahip çıkması ve masum ilan etmesi dikkat çekti.”
Ooo tehdit demek! Ama üzgünüm. Keşke o El Kaide operasyonunun birinci haftasında ABD Büyükelçiliği’ne “bunlar El Kaideci değil” demeseydiniz.
Doğruyu söylemenin zararları işte.
Bu arada değerli şakirtler, fark etmişsinizdir, maalesef size hâlâ yalan söylüyorlar. “Neden acaba” diye düşünmeye başlamışsınızdır inşallah
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları









































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025