Yıldıray OĞUR
Her şey 2 Nisan 2006’da Cumhuriyet Gazetesi’nin Arapça harflere benzetilmiş tersinden Tehlike’nin Farkında mısınız manşetiyle başladı.
Bir ay sonra gazeteye, bir hafta içinde üç bomba atıldı. Günler sonra da Danıştay Baskını geldi. 2007’ye girerken Hrant Dink’in öldürülmesi, ardından Cumhuriyet mitingleri, 27 Nisan muhtırası, 367 kararı…
Sonra 22 Temmuz seçimleri ve Ergenekon Operasyonları’yla karşı taarruz. AK Parti kapatma davası, daha fazla Ergenekon Operasyonları, Balyoz operasyonu, 2010 referandumu, 2011 YAŞ’ta Genelkurmay Başkanı’nın istifası…
Kemalist askerî vesayetin bize 10 yıllar gibi kalan dört yıllık tasfiye hikayesiydi bu. Büyük haksızlıklar, adaletsizlikleri travmalar yaşandı ama günün sonunda 30 yıl sonraki bir ortaokul yakın tarih kitabında daha fazlasını yazmayacaklar.
Sonra sivil iktidarın ipleri ilk kez eline aldığı üç yıllık dönem geldi.
Önce pozitif olanlar; Kürt sorununda çözüm, başörtüsü meselesinde çözüm, yeni anayasa için masaya oturmak, iyi ekonomi yönetimiyle IMF’den kurtulmak, Arap Baharı’nda güç toplayan Türkiye, dış politikada Batı’dan farklı tercihler…
2010’dan sonra güç biriktiren cemaatin dişini göstermeye başladığı davalar, operasyonlar, KCK tutuklamaları, Kürt meselesinin çözümünde başlayan kırılma, Hakan Fidan’lı MİT’in hükümetin istihbarat kaynağı olan Emniyet İstihbarat tekelini kırmasıyla başlayan çatışmalar, Oslo kaydının sızdırılması, Başbakan’ın ofisinde bulunan böcek, Uludere katliamı, 7 Şubat girişimi. PKK’nın Devrimci Halk Savaşı, İdris Naim Şahin’e emanet Kürt meselesi, KCK tutuklamaları, Başbuğ’un tutuklanması. Sonra Öcalan’la başlayan doğrudan görüşmeler, IMF zincirlerinden kurtulma, Gezi Ayaklanması, Batı’dan Erdoğan’a taarruz Suriye, Mısır ve Filistin konusunda Batı’yla açılan makas, 17 Aralık, 25 Aralık, kaset, tape bombardımanı, cemaatin bürokratik ve sivil güçleriyle hücumu, AKP’nin cevabı (Görevden almalar, tayinler HSYK düzenlemesi, Twitter, Youtube kararları vb.), Batı’da diktatör Erdoğan’ın dolaşıma girişi, 24 Nisan taziyesi, 30 Mart Cumhurbaşkanlığı seçimi, Davutoğlu’nun gelişi, Kobani, Batı medyasında IŞİD-Türkiye haberleri, Kürt meselesinin çözümünde varılan mutabakat, HSYK seçimi, Üst Yargının cemaatten geri alınışı, başlayan paralel devlet operasyonları…
Herhâlde hafızalar daha taze olduğu için biraz daha uzadı bu son üç yılın özeti…
Son 7 yıla bakınca birileri demokratlıktan otoriterliğe giden bir sivil iktidar görüyor.
7 yılın haber başlıklarını kronolojik olarak art arda okuyunca bile sivil iktidarın bu hikayenin başrolündeki masum genç kız değilse de hikayenin kötü adamı da olmadığını görmemek için akıl ve hakkaniyet duygusunu öfke ve kibre kurban vermemiş olmak yeterli.
Son 7 yılda demokratlıktan otoriterliğe geçen değil, ayakta kalmaya, siyaset alanını, meşru iktidarı önce Kemalist askerî vesayete, sonra da cemaatin bürokratik güçlerine karşı korumaya çalışan bir sivil iktidar var.
Bunu yaparken hatalar yapan, savunma ve taarruz altında zaman zaman demokrasiyle çelişen, meşruiyet sınırlarını zorlayan ama günün sonunda gayrimeşru yapılara karşı siyaseti, demokrasiyi, son bir yıldır barışı ve hatta laikliği korumaya çalışan bir iktidar bu.
Takımlar aşağı yukarı şöyle; Büyükanıtlar, Hocaefendiler, rahatsız subaylar, Fuat Avniler, kahraman askerler, yiğit polislere karşı meşruiyet sınırları içinde adlarıyla sanlarıyla becerileriyle ya da zaaflarıyla duran dokunulabilir, değiştirilebilir normal insanlar, siyasetçiler…
2015’e hâlâ aynı takımlarla giriyoruz.
Tek bir farkla. 7 yıl önce “Tehlike’nin Farkında mısınız” diye bağıran eski Türkiye, kadrolarını transferlerle zenginleştirdi.
Aradaki farkları hükümsüzleştiren 7 yıl sonunda Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ile Taraf Gazetesi eski/yeni Genel Yayın Yönetmeni aynı takımın kadrolarında bir araya geldi. Hatta geçenlerde ortak bir bildiriyle sivil iktidarı bile uyardılar.
Eski uyarı Kemalist askerî vesayetin merkez üssü Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetinde yer almıştı, yeni uyarış ise yeni bürokratik vesayetin merkez gazetesi Zaman’ın sürmanşetinde yer aldı.
Bildirinin son cümlesi de insanı 7 yıl öncesine götürüyor: “AKP hükümetini bu girdiği tehlikeli yoldan dönmeye davet ediyoruz.”
İmza listesinde yok yok.
7 yılda askerî vesayetin yıkılması için cemaat-AKP bloğuyla birlikte hareket etmiş olanlar, ömründe bir kez doğru yapıp Yetmez Ama Evet dedikten sonra bin kere pişmanlık duyanlar… 7 yılda cemaatin her dediğine inanmış ama bunca şey ortaya çıktıktan sonra hâlâ bu kullanışlı aptallığıyla yüzleşmeye cesaret edemeyenler… Kendilerini tarihin dışında, bu pis adamlar arasındaki kavganın dışında hatta üstünde tertemiz hiç kirlenmemiş olarak görmenin büyük özgüveniyle hep yanlış yerde durmayı başaranlar… Eski vesayetin taarruz ve savunma mevzilerinden çıkıp, 17-25 Aralık’tan sonra yeni vesayetin taarruz ve savunma cephesine geçen bir vesayetsiz asla yaşayamayanlar…Yıllarca paşalarla takıldıktan sonra onlar ıskartaya çıkınca Emniyet müdürleriyle takılanlar…Cemaatin operasyonlarından şikayet edip, aynı cemaat kadrolarının 17/25 Aralık operasyonlarında receiver, uydu anteni, hatta ara kablo olarak hizmet verenler… Yıllarca dinleniyoruz diye bağırıp sonra her gece yasa dışı dinleme tapesi dilenenler…
Zaten çizdikleri fotoğrafla Türkiye’yi diktatörlük ilan ettikten sonra girildiğini söyledikleri “Tehlikeli yol”un artık ne olduğu hakkında tecrübeli vatandaşlar olarak bir fikrimiz var.
Nasılsa, seçileli 9 ay olmamış Mursi’nin devrilmesi için meşruiyet sağlayan içinde “çoğunlukçuluk, sandık her şey demek değil, muhalefete baskı” geçen üç beş cümle Türkiye için Batı’da şimdiden kuruldu bile…
Aslında navigatöre ihtiyaçları yok ama küçük bir yol tarifi belki yolu şaşırtmaz.
2015’e Türkiye, devlet içindeki gayrimeşru yapıları temizlemeye, savaşı bitirmeye çalışan bir ülke olarak giriyor. 21 Mart 2015 Newroz’una ise barış ihtimaliyle, 24 Nisan 2015’e Ermeni soykırımı için taziye yayınlamış bir ülke özgüveniyle… Haziran’daki seçimlere iktidar askerî anayasayı değiştirme, Kürt sorununu çözme vaadiyle girecek, CHP dindarlara, HDP Türklere, MHP Alevilere açılmaya çalışacak.
Kamusal alandan atılmış dindarlığın kamusal alana dönüşü sürecek, Kürtlerin eşit vatandaşlığı önündeki engeller kaldırılacak, PKK’nın sivilleşme sancıları yaşanacak, başkanlık sistemini tartışacağız, medya, sanat/kültür dünyası normalleşmeye, çoğulculaşmaya devam edecek. Batı’nın hevesli öğrenciliği yerini Batı’yla ve Doğu’yla sağlıklı ilişkilere bırakacak.
Görünen yol bu.
Tabii ki riskli, dikkatli sürüş şart ama pek tehlikeli görünmüyor.
Ama gidilecek tek yolun kendi yolları olduğunu düşünenler için bu yol da tehlikeli ve tekinsiz.
Başka kestirme tehlikeli yollar ise şimdiden uyaralım trafiğe kapalı artık. Oraya giren çıkamaz. Zorlayıp, motorunuzu ve itibarınızı yakmayın artık…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025