Yıldıray OĞUR
Dün BDP’li vekiller Sırrı Süreyya Önder ve Ertuğrul Kürkçü uzun ve ortak bir barış açıklaması yaptılar.
“Savaş siyaseti Türkiye’nin güç ve servet sahibi sınıflarının yüzyıllık ezberinden başka bir şey değildir.” Off. Şimdiden sıkıldınız değil mi?
“Bundan sonra turistlere ve sivillere de hassasiyet göstermeyeceğiz” diye tehdit savuran TAK’ı, adını vererek eleştirdiler diye de iki sosyalistin faziletlerinden bahsetmeye hiç niyetim yok.
Geçen hafta iki barış çağrısı daha geldi. Birini Türkiye Barış Meclisi’nde toplanan meşhur aydınlar yaptı. Diğerini İspanya’dan Arda Turan...
Hangisini duydunuz?
Tabii ki hangisi daha sahiciyse onu... Hangisi cesursa, hangisini okurken artık sıkılmıyorsak, hangisinin kelimeleri daha yeniyse onu... Hangisi “barış dilini kurmaktan” bahsetmeyip, kendi barış dilini kuruyorsa, hangisi “şiddeti ne taraftan gelirse gelsin kınıyoruz” gibi hesap kitap yapmıyorsa, hangisi barış için fedakârlık yapıyorsa, risk alıyorsa onu...
Türkiye’de barış kelimesi uzun süredir işgal altında.
Kıbrıs’a asker çıkarırken buna “Kıbrıs Barış Harekâtı” demiş, vatandaşını bombalarken, kesip biçerken, resmî devlet politikası “dört tarafımız düşmanlarla çevirili” iken bile her yere “Yurtta barış dünyada barış” tabelaları astırmış şizofren bir devlet, “Ya benimle barışırsın ya da seni vururum” ruh halindeki dünyada demokrasi ve barış için adam öldürdüğünü iddia eden tek silahlı örgütle savaşıyor... Geçen hafta Kandil’den yayınlanan bir bildirinin başlığı “Şiddet yöntemleriyle hiçbir sonuç alınamaz”dı. Eee bundan sadece birkaç yıl önce Başbakan da “Dağları bombalamakla bu mesele çözülmez” demişti.
Ama barış bu yüzden işgal altında değil. İşgalciler onlar değil.
Barış kelimesini sıkıcı, anlamsız, politik, taraflı, hatta bazen mide bulandırıcı hale getiren ülkenin barışseverleri.
Bu ülkede barış ceset sayan barışseverlerin işgali altında.
Barışsever ceset sayar mı? Burada saymakta. Sayılmış. Ateşkesten bu yana 50 PKK’lı öldürülmüş. Son bir ayda da 41 asker. O halde sonsuza kadar bu kısas sürmeli.
Kim “niye adam öldürmeye devam ediyor” diye sorarsa, barışseverler sağdan cesetleri saymaya başlıyor. Sonra da ekliyor: “Peki, ne yapsın?”
“Peki, ne yapsın” cümlesiyle savaşı, insanların ölümünü anlamak o kadar kolay ki.
Mesela bizim gazetedeki bazı yazarların kafası bile, Hatip Dicle’nin vekilliğini YSK veto etti, Aynur Doğan’ı beyaz faşistler yuhaladı diye PKK’nın sokak ortasında polisleri sırtından vurmak zorunda kalmasına hemen yatıyor.
“Ne yapsın PKK”, vekili çalınmış, bunun acısını o vekilin adını bile duymamış ucuz ev arayan kaprili bir polisten çıkarmayıp da ne yapsın?
Silahlı kanadının sitesinden Orhan Miroğlu’nu “Mortoğlu olursun” diye tehdit etmeyip de “ne yapsın PKK”. O da böyle şeyler yazmasa. Şimdi Miroğlu için de “kılına tek zarar gelirse suçlusu sizsiniz” diye yazılar kaleme alıp vijdan kuaförlüğüne, barışseverliğe halel getirmeye ne gerek var.
Sokak ortasında JİTEM usulü infazlara başlayıp, JİTEM usulü beyaz arabalarla adam kaçırmaya başlamayıp da “ne yapsın PKK”. Yeni “Ertürk Yöntemler”e neden bunları yazmıyorsunuz diye sorup onları neden sivilceli internet şövalyelerine hedef yapıyorsunuz ki?
Savaş bu.
Sadece onların kafası değil ki adam öldürmeye bu kadar kolay yatan. Son dört yıldır kendi askerini mayınlamış, kendi askerini bombalamış, Genelkurmay Başkanı’nın kendi ağzından “durumunun tam kepaze olduğunu” itiraf etmiş ordumuzun, gidip bebek öldürmesine sonra da “o bebek de canlı kalkandı” açıklama yapmasına da son dört yıldır ordunun hiçbir açıklamasına kafası yatmayanların kafası hemen yattı.
“Gezmeselerdi o dağlarda” diyenler, “savaşta olur böyle colleteral damagelar” diyenlerin kafası, “İsrail’e biz niye one minute çekmiştik” diye hatırlatanlara ise hiç yatmıyor.
Türkiye’nin böyle barışseverliğe, böyle demokratlığa, böyle insanlığa kafası pek yatmıyor. O yüzden de Arda Turan’ın cesaretle barış istemesine yattı.
Barışı, kafası adam öldürmeye çok kolay yatan bu barışseverlerin işgalinden kurtaracak ilk pas olsun Arda’nın ki. Bu yüzde yüzlük pası gole çevirmeyeni de şike operasyonundan götürsünler...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025