Yıldıray OĞUR
Muhammed için Ahmed’i ve Mustafa’yı vurmak ya da Paris polisini gün boyu meşgul eden asılsız ihbar t
“Yapma, tamam artık şef.”
Kaldırımda yaralı yerde yatan 42 yaşındaki Tunus asıllı polis memuru Ahmed Merabet, kendisini vurmaya gelen Cezayir asıllı teröristlere en son böyle seslenirken duyuluyor.
“Şef” Fransa’da Mağripliler arasında yaygın bir hitap şekli. Ama bu bile Hazreti Muhammed için yerde yalvaran Ahmed’i vuranları durduramadı. Sonra da derginin içinde bir de Mustafa vurdular. Memleketleri Cezayir’den bir yetim Berberî çocuk olarak Fransa’ya gelmiş 2 çocuk babası derginin redaktörü Mustafa Ourrad’ı.
Sadece, uğruna bu katliamı yaptıkları peygamberin diğer adlarını taşıyan iki Müslümanı değil, Tunuslu bir anne ve Polanya Yahudisi bir babadan doğma Tunus doğumlu 80 yaşındaki dünyaca ünlü karikatürist George Wolinski’yi vurdular. Sonra Cezayir savaşında gördükleriyle anti-militarist olan 76 yaşındaki Jean Cabut’u, Cezayir’in işgaline, 2003'te Irak’ın işgaline karşı çıkmış Fransız Komunist Partisi’nin üyesi Charlie Hebdo’nun editörü Stéphane Charbonnier’i…
2003 önemli. Çünkü bu katliamı yapan Şerif Kouachi ve Said Kouachi kardeşler için onun öncesinde hayat, Fransız banliyölerinde takılan bir rapçinin hayatından fazlası değildi. Pizza dağıtarak para kazanan, uyuşturucu kullanan, cami yerine güzel kızlarla tanışabileceği mekanlara giden…
''Fransa’nın 11 Eylül’ü'' deniyor 5 Ocak katliamına. Tuhaf bir kısır döngü bu. Çünkü katliam da post-11 Eylül dünyasının sonucu gibi görünüyor. 11 Eylül bahanesiyle 2003’te Irak’ın işgali, selefi bir imamla tanışma değiştiriyor rapçi Kouachi kardeşlerin hayatını.
2005’te Irak’a savaşmak için Suriye’ye giderken yakalanacak kadar radikalleşiyorlar…
Fransız medyasına göre bağlantıda oldukları bir diğer grup da GIA diye bilinen Cezayir İslami Silahlı Örgütü. 1991’de demokrasiye geçmek için adım atan Cezayir’de seçimin ilk turunu kazanınca Fransa’nın da arkasında durduğu laik statüko tarafından darbe ve iç savaşla yeraltına gönderilen FIS yani İslami Selamet Cephesi’nden kopmuş bir silahlı örgüt.
Bir iddiaya göre Suriye’yede de bir süre bulunmuşlar.
Cezayir Savaşı, FİS’in devrilmesi, 11 Eylül, Irak işgali, Suriye…
Kolonyalizmden yaralı, başarısız bir entegrasyondan malul iki Cezayirli rapçiden, Muhammed için Mustafa’yı ve Ahmed’i dahi öldürecek iki terörist çıkaran yüzyılın siyasi sıkışmışlığı…
Bütün Müslümanları temsil etmiyorlar. Bütün Cezayirli Müslümanları da temsil etmiyorlar. Ama bir yüzyılın hikayesini, düzeltilmesi gereken siyasi çarpıklıkları, kötücül bir din yorumunu temsil ediyorlar.
Dünyanın aklı başında insanları da bu katliamı büyük totolojiler yapmadan anlamaya çalışıyor o yüzden. Hollande o yüzden önce fikir ve basın özgürlüğüne saldırı dedi. Hatta Sarkozy gibi aklı başında olmayanları bile “Müslümanlarla saldırı arasında ayrım yapmaya” çağırdı herkesi. Fransız basını bu katliamın yeni büyük kırılmalara, başka rapçilerden terörist çıkaracak mekanizmalara hizmet etmemesi için dikkatli bir dil kullanıyor.
Sadece şimdi değil, uzun süredir büyük bir tartışma konusu bu. Hatta saldırının olduğu gün Financial Times’da gazetenin Avrupa editörü Tony Barber imzalı, Charlie Hebdo’nun Fransız Müslümanları kışkırtıcı yayınlarını “aptalca” diye nitelendiren bir yazısı dahi çıkmıştı.
Katliamla ilgili Twitter’da paylaşım rekoru ise 60 bin kişinin RT’lediği CNN yorumcusu Sally Kohn’un şu tweetindeydi en son: Tetikçi Müslümansa-Bütün Müslümanlar suçlu. Tetikçi siyahi ise bütün siyahiler suçlu. Tetikçi beyazsa, zihinsel zorunlu yalnız kurttur…
Ama herhalde Paris polisini tüm gün boyunca meşgul eden asılsız ihbar telefonlarının önünde en çok görülen kod +90 olmalı.
Türkiye’de katliamın failini ihbar etmek için ortalığa çıkanları, ancak Le Pen’in idam geri gelsin vaadi kesecek gibiydi. Bir çırpıda katliamın ucunu rahatça Sivas’a bağlayan da oldu, cinayet hiyerarşisinin tepesine doğrudan Erdoğan’ı, Davutoğlu’nu oturtan da…
11 Eylül’den sonra ABD’de cumhuriyetçi medyalarda bile 5 Ocak katliamından sonra Türkiye’deki laik mecralarda çıktığı kadar İslam’ı ve Müslümanları suçlayan yorum çıkmamış olabilir. Gün boyu Diken, T24 gibi sitelerde çıkan yazıları Charlie Hebdo dergisi bile fazla saldırgan, Müslümanlara tepeden küstah bakışlar diye basmayabilirdi…
Bush’un şer ekseni analizlerine ''rahmet okutacak'' Fransa’daki teröristler-İhvan-AKP üçlemeleriyle İslamofobik hazzın zirvelerine çıkıldığı yorumlarda “Açıklama yapmadılar” diye saat tutanların ateşini, Cumhurbaşkanı, Başbakan hatta Diyanet İşleri Başkanı’nın net ve amasız kınama mesajları bile söndüremedi.
Suriye, Filistin'i hatırlatana katliamın ortağı muamelesi çekilirken, her cümleden, her yorumdan katliama suç ortaklığı arandı, İslam’dan istifasını sunanlar (keşke Diyanet’in buyrun kapı diye bir mekanizması olsa), Gerçek İslam bu değil diyen Müslümanlarla dalga geçenler, gerçek İslam bu diye geri kalmış ülke ateizminin (#ff @Theresedesqueyr ) en frapan örnekleriyle kendini öne atanlar, dindarları daha şiddetli kınamaya çağıranlar oldu.
Daha bir ay önce sokak ortasında küçük çocukların başının ezilmesine seyirci kalmış olanlar, daha birkaç gün önce DHKP-C’nin sahte çıkan canlı bombasında bile boncuk, fedailik bulanlar ya da havaya bakıp ıslık çalanlar, karşımıza anti-pasifist kılığında çıkıverdiler. Cemaatin kalemleri bu krizi fırsata çevirmenin, yine Batı’ya iyi Müslüman çocuk olarak poz vermenin, ihbarcılığın şehvetine kapıldılar.
80 yıl Müslümanlara diğer ülkelerdeki Müslümanlara layık görülen meczup diktatörler, maganda krallardan biraz daha fazlasını, yarı askerî bir laik demokrasiyi layık görüp, karşılığında seçimde sandığa atılan oy dışında bir karşılık görmemiş bu laik şımarıklığın gazına gelip peygamberin adının kirletildiği, katledildiği bu katliamla empati kuranlarsa neyse ki azınlıkta kaldı…
Hevesle “Bu Avrupa’nın 11 Eylül’ü'' diyenler, yeniden “küresel 28 Şubat” analizlerine girişenler, Müslümanlar ne yapmalı diye tehditlerin ucunu gösterenlerle, Müslümanların meşru ve demokratik örgütlerine bile tahammül edemeyenler, onları nihilist bir şiddetin kucağına sürükleyenler, İslam’dan bir cinayet şebekesi çıkarmaya çalışanlara karşı zor zamanlara giriyoruz yine…
“Özgürüm her şeyi yaparım, karışmazsın”cı aşırı ve frapan bir liberalizm yorumuyla, diyaloğu, konuşmayı, birlikte yaşamak için bazen geri basmayı, yani siyaseti yani demokratlığı ıskalayan şımarık bir ateizmle, İslamofobik bir yabancı düşmanlığıyla, tekfirci, silahlı, taşkafa bir radikal İslamcılık arasında sıkışıp kalmak yetmezmiş gibi bir de bunlara Türkiye’de de İslam’la derdini halledememiş, din kurucu dışarısı olan, kendi toplumundan nefret eden, onu her fırsatta kolonyal işbirlikçi azınlık psikolojisiyle Batı’ya ispiyonlayan öfkeli ve gittikçe aralarında nüansların azaldığı, kaybettikçe Türkiye’yle bağlarını koparan öfkeli laikler ve kendini, tabii ki devletteki gücünü bu kavgada Batı’ya pazarlamak için canlı yayınlarda arkadan sırıtarak el sallayan adamlar gibi her fırsatı kullanacak kadar opportunist bir cemaat faktörünü de eklemek gerek.
Muhammed, Mustafa ve Ahmetlere çok iş düşecek günler bunlar.
Sık sık, bazen çaresizce, bazen yalvararak “Yapma, tamam artık” diyeceğimiz günler…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025