Yıldıray OĞUR
5 Nisan 2012 günü Hürriyet gazetesinde çıkan “Tablo” adlı yazısında Yılmaz Özdil 90’larda müzayedelerde iş adamları tarafından milyonlarca liraya kapışılan Evren tablolarının değerinin yıllar geçtikçe nasıl düştüğünü, hatta 2010’da 2011’de 5 liralık bir Evren resimleri müzayede kataloğunu satın alan bile çıkmadığını anlatmıştı.
12 Eylül’ün ve Kenan Evren’in kısa ve çarpıcı bir itibarsızlaşma tarihiydi bu yazı. 12 Eylül’ün ve Evren’in itibar kaybetmeye başladığı yıllarla, AK Parti’nin iktidar yıllarının denk gelmesi ise herhalde bir tesadüf olsa gerek!
Yazıdaki kronolojinin Sakıp Sabancı’nın kıyasıya çekişmeli geçen müzayede sonunda bir Evren tablosuna 50 milyon lira verdiği 1993 yılından başlayıp, neden Kenan Evren’in yaptığı ilk tablonun müzayedeyle satıldığı 1992’den başlatılmadığı sorusunun cevabını 3 Mart 1992 günkü Milliyet’ten okuyalım:
“Kenan Evren Lisesi Eğitim ve Kültür Vakfı yararına önceki akşam Fenerbahçe Orduevi’nde düzenlenen baloda 7. Cumhurbaşkanı ve Vakfın Onursal başkanı Kenan Evren’in Marmaris’teki evinde yaptığı ilk yağlıboya tablosu açık artırmaya çıkarıldı. Gazetemiz sahibi Aydın Doğan’ın 38 milyon lirayla katıldığı artırma, 50 milyon lira ile iş adamı Sakıp Sabancı’da kaldı. Sabancı, Sokak Manzarası adlı tabloyla birlikte Evren’in gümüş bastonunu da kazandı.”
Maalesef mesele patronun hatırı için hakikatin boyunu birazcık kısaltma kurnazlığından (hep işe yaramadığı açık) daha ciddi.
O yüzden havası kaçmış darbeciye efelenenlere, Evren’in gümüş bastonunu 12 milyon farkla kaçıran patronlarının 1995’de Evren’in kızının nikah şahidi olarak teselli edildiğini de hatırlatıp yeraltında korsan basılan bir direniş gazetesinde yazıyormuş edalarını bozmayalım.
Kenan Evren’e yetişememek bir nakısa değil.
Vehbi Koç gibi şöyle mektuplar yazma fırsatı yakalamamak da:
“Yakalanan anarşistlerin ve suçluların mahkemeleri uzatılmamalı ve cezaları süratle verilmelidir. Komünist Parti'nin, solcu örgütlerin, Kürtlerin, Ermenilerin, birtakım politikacıların kötü niyetli teşebbüslerini devam ettirecekleri muhakkaktır, bunlara karşı uyanık olunmalı ve teşebbüsleri mutlaka engellenmelidir.” (8 Ekim 1980)
Şöyle bir özgürlük ortamında gazetecilik yapmamış olmak da:
“Belgrad’dan Üsküp’e Tito’nun özel beyaz treniyle gidilecekti. Atatürk’ün tren penceresine kollarını dayamış güzel bir fotoğrafı vardır. İşte, Evren Paşa’nın böyle bir pozunu yakalama çabasındaydılar. Belgrad’dan trene gece binildiği için bu olanak yoktu…. Ben elimde iki şişe armut rakısı, omuzumda fotoğraf makinem, trene doğru ağır ağır yürüyordum. Bir baktım Hürriyet muhabiri o pozu yakalamış olmanın heyecanıyla durmaksızın çalışıyor, ha bire fotoğraf çekiyordu. Evren Paşa da pencerede kollarını dayamış, mütebessim poz veriyordu. Koşmaya başladım. Bir yandan da fotoğraf makinemi doğrultup ayarlamaya çalışıyordum. Elimdeki içki şişelerinin bulunduğu plastik torbayı peronda beton zemine bıraktım; fakat aynı anda ayağım takıldı, şangır şungur sesler.. Evren gülüyor. Pozu yakaladık, ama biraz zaman aldı; Evren sen de amma acemiymişsin, dedi pencereden…”(Hasan Cemal. Demokrasi Korkusu. S.71)
Tren penceresinde Atatürk pozunu yakalamak şart da değil. Önceki gün Evren için “Nasıl bilirdiniz” manşetiyle çıkan Cumhuriyet 13 Eylül 1980 günü soruya manşetten büyük bir Evren resmiyle şöyle cevap vermişti:
“Ana hedef Atatürkçülük”
Bunu nasıl tespit ettiklerini hikayesini yine bir hatıradan okuyalım:
“12 Eylül 1980'de, tam da bu satırları yazdığım saatlerde, Cumhuriyet gazetesinin o koca salonundaki yegâne televizyonun sesi sonuna kadar açılmıştı. Gazeteye gelebilenler televizyonun karşısına yığılmış, darbenin lideri Kenan Evren'in açıklamalarını dinliyordu.
İlhan Selçuk'u hatırlıyorum, TV'yi görebilmek için bir masanın üzerine çıkmıştı, dikkat kesilmiş izliyordu olan biteni. Kenan Evren, darbenin kimlere karşı yapıldığını anlatırken 'irtica'yı da sayınca belli bir rahatlama sezdim İlhan abinin yüzünde. 'İrtica da dedi' diyerek masanın üzerinden indi, yukarıya odasına çıkıp darbeli günlerin ilk yazısını yazmaya gitti.” (İsmet Berkan. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=164016)
Gazetenin yazarlarının, Evren kürsülere çıkıp Kuran’dan ayetler okumaya başlayıp, din dersini zorunlu yapıp, 27 Mayıs’ı bayram olmaktan çıkarana kadar sürmüştü bu destekleri..
Darbeye, Meclis kapatıldığı, partiler yasaklandığı, demokrasi ve hukuk askıya alındığı için değil, darbeyi yapan askerin kim olduğu ve kime karşı darbe yaptığına göre pozisyon alma geleneğinden gelenlerin derin Evren hayal kırıklığını 12 Eylül’ün akıl hocalarından, darbenin solcu-Kemalist Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu’nun sözlerinden okumayı sürdürelim:
“Aslında cuntaya son anda binen kişi işleri berbat etti. Evren. ‘A madem ki yapıyorsunuz ben de varım’ dedi. Komutanlar da, komutanımız filan diye, reddedemiyorlar ki? Her şeyi Evren berbat etti. Gitti ayet okudu kürsülerde. Bana diyor ki şimdi Üruğ Paşa, Evren hasta ziyarete git. Şeytan görsün yüzünü. Bir kere gördüm hâlâ onun ıstırabını çekiyorum.” (Radikal, Yurdagül Kocaer’in röportajı.1998)
Bu kadar ızdırab veren Kenan Evren halbuki, Umreye gidince tavafı ayakkabılarıyla yapmaktan zorlukla vazgeçirilmiş, heyete “Suudiler Vehhabi’dir, emrediyorum siz de sünneti kılmayacaksınız” diye farzlar koşmuş, eşinin Cuma namazını müteakiben kılınacak cenaze namazı için gittiği camide Cuma’nın farzı için saf tuttuğu anda, gelip kulağına bir şey fısıldayan bir bürokratla birlikte saftan “laiklik”çıkışı yapacak kadar rejime bağlı, Mehmet Keçeçiler’in eşinin başörtüsü bağlama yapma şeklinden modern türban modası geliştirmeye çalışan, başörtüsü yasağının banisi, Nü tabloların ressamı bir Kenan Evren’di.
Herhalde bu tutanaktan daha iyi hiçbir şey anlatamaz bunu.
17 Mart 1981. Milli Güvenlik Konseyi’nin ikinci oturumu. Saat:18.15. Milli ve dini bayramların yeniden düzenlenmesiyle ilgili taslağı hazırlayan İhtisas Komisyonu Başkanı Kurmay Albay Cumhur Evcil konuşuyor:
“Evcil: 19 Mayıs günü Atatürk!ü anma ve Gençlik ve Spor Bayramı olarak..
Başkan (Kenan Evren): Eskiden yalnız Gençlik ve Spor bayramı idi.
Evcil: Yalnız Gençlik ve Spor Bayramı idi. Bu Atatürk’ü Anma Günü olarak da ilave edilmiştir. 30 Ağustos günü eskiden olduğu gibi gene Zafer Bayramıdır.
Evren: Dini bayramlara bir değişiklik yok.
Evcil: Dini bayramlarda bir değişiklik yok...”
Simetri hastası bir albay ufkuyla memlekete nizam vermeye çalışan, ama her şeye çeki düzen verecek ne bir birikimi, ne de zekası olmadığı için bir anlığına dini bayramlarda değişiklik mevzusunu açabilecek kadar zihnen boş bulunabilen, “akşam olsa da eve gitsem, uğraştırmayın beni, üç kuruş para alıyoruz” diye söylenen işini sevmeyen bir memur motivasyonuyla, elindeki büyük kudreti kullanan ama beceriksizliğini, tankıyla, tüfeğiyle ya da ucundan göstererek örten, şeytani bir zekası olmayan, hatta naif, cahil ve lümpen bir askeri diktatör...
Bu tarif, Evren’in ölümünden sonra her yeri kaplayan “idam edilip gömülüp, mezarından çıkarılıp yeniden idam edilmeli”den aşağısının makbul bulunmadığı ceset tekmeleme ayinlerini kesmeyebilir.
Alper Görmüş, Kenan Evren üzerine yazdığı cesur portrede “Kenan Evren, bu toplumun nefret ettiği değil, nefret edermiş gibi yaptığı bir diktatör!” demişti.
Ölmüş Kenan Evren’den nefret etme yarışı belki bütün bu kötü hatıraları, gönül kaymaları, yeterince nefret ettirmeyen naiflikleri, şapşallıkları, belki de herkesin bir tarafından elinin değdiği suç ortaklığını silme telaşıdır.
Kenan Evren’e 1997’de “12 Eylül’den Önce ve Sonra Ne Demişlerdi? Ne Dediler? Ne Diyorlar?” adlı bir kitap yazdıracak büyük bir “vefasızlık” hikayesi bu.
(Evren bu kitabın İngilizcesini yazmaya kalksaydı ona yetecek kadar da çok malzeme bulurdu ki o da ayrı bir yazının konusudur)
Sıfır riskliyken bir darbecinin cesedini tekmeleyerek demokrasi karnelerine altın sayfalar yazdıklarını zannedenlerin, 12 Eylül karşısında kötü sınav vermiş sağdan sola, Kemalistinden İslamcısına hatta liberaline, hatta hızını alamayıp seçimler gelsin diye referandumda Evet demiş halkın yüzde 91’ine çakanların yaşları yetiyorsa 27 Mayıs, 12 Mart, 28 Şubat’taki diğer Kenan Evrenlere karşı nasıl bir sınav verdiklerine bakmak için birkaç arşiv karıştırmak yeterli. Gençlerin ise 27 Nisan 2007’de karşılarına çıkan ilk Kenan Evrenimsi Genelkurmay Başkanı karşısındaki eğilip büzülmeleri, 12 Eylülümsü 27 Nisan muhtırası için “Bundan sonraki adım tank olur”, “Muhtıra var diye susmam, hükümeti de eleştiririm arkadaş” halleri, Kenan Evren’le, yaşlı bir ressamken değil, kudretli bir paşayken karşılaştıklarında neler yapabilecekleri hakkında net bir fikir veriyor.
Ama Türkiye, çok geç de olsa Kenan Evren’i, 12 Eylül’ü aştı. 27 Mayıs’ı 28 Şubat’ı, 27 Nisan’ı da… Hepsinin aynı iktidar yıllarına denk gelmesi de çok büyük bir tesadüf olmalı.
Kenan Evren’in resimlerinin milyonlara satıldığı yere eski Türkiye diyoruz. Müzayede kataloğunun bile alıcı bulamadığı yere ise Yeni Türkiye.
Yeni Türkiye’de Kenan Evren, “Yargılanamaz, bizi enayi yerine koymayın” denilen bir referandumdan sonra yargılanıp er rütbesine düşürüldü.
Cenazesine Cumhurbaşkanı, Başbakan, kabineden hiçbir bakan, dört siyasi partiden hiçbir isim katılmıyor bugün. Cenaze için kimse taziye de yayınlamadı. Genelkurmay Başkanlığı’nın yayınladığı bilgi notunda bile Kenan Evren’in 1980 ile 1983 yılları arasında yaptıklarından bahsedilmedi, o tarihler arasında hiç yaşamamış gibi davranıldı.
Her fırsatta üzerinde tepindiğiniz yeni Türkiye bugün eski darbecisini hak ettiği şekilde uğurluyor…
Yazarlar
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025