Yıldıray OĞUR
ABD’nin Irak’a girme hazırlıkları yaptığı günler. İşgal için Türkiye’den gelecek izin bekleniyor. Meclis, 1 Mart 2003 günü ABD’ye Irak tezkeresini oylamak için toplanacak. ABD Genelkurmay Başkanı Ankara’da Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’le görüşecek.
Tam o günlerde İmralı tutanakları haberine de imza atacak Milliyet’in tecrübeli muhabiri Namık Durukan’ın “Kuzey Irak’tan getirdiği” söylenen bir belge Milliyet gazetesinde Can Dündar’ın köşesinde yayınlandı. Mustafa Karasu imzasıyla PKK Başkanlık Konseyi’nden ABD Dışişleri Bakanlığı’na hitaben yazılmış bir yazıydı bu. “İlginç flört: ABD-PKK görüşmeleri” başlıklı köşedeki iddialar nedense gazete tarafından birinci sayfaya alınmamıştı. YAZIDAKİ iddialardan biri daha iddialıydı; “Kuzey Irak’taki Kürt gruplar üzerine ağırlığı olan” diye tanıtılan Davut Bağıstani’ye dayandırılan iddiaya göre PKK-ABD arasında bir zirve gerçekleşmişti.
Yazı, yazarının “ABD’nin Saddam’dan sonra Irak’ı Talabani ve Barzani’ye emanet etmesine” ve PKK’nın bu iş birliğine tepkisiyle bitiriyordu:
“Bölgeyi kendi dinamikleriyle değil, Orta Doğu’da emelleri olan uzak bir süper gücün sopasıyla dizayn etme taktiklerine tepki duyuyorum. Kürtler özledikleri çözüme bir komşu halkın mahvına göz yumma karşılığı ulaşabileceklerini sanıyorlarsa kendi tarihlerini bir daha okumalarını tavsiye ederim...”
Ertesi gün, 20 Ocak 2003, top bu kez Ulusal Kanal’ın ayağındaydı. Dündar’ın köşesinde bahsi geçen Davut Bağıstani kanala telefonla bağlanıp PKK-ABD görüşmelerini anlatmıştı. Ertesi gün “BM’nin Kuzey Irak’taki İnsan Hakları Projesi’nin koordinatörü” sıfatıyla geçen Bağıstani, aynı görüşmeleri Can Dündar’a anlattı. ABD Elçiliği iddialara sert bir cevap verdi. Sonraki gün tekrar Doğu Perinçek aldı topu. Düzenlediği basın toplantısında ABD’nin PKK’ya 125 milyon dolar verdiğini iddia etti ve PKK-ABD ilişkisinden sorumlu tuttuğu aralarında ABD’nin Ankara’daki iki numarası Robert Deutsch ve Adana CIA masa şefi olduğunu iddia ettiği Joseph Penington’un da olduğu dört ABD’li diplomatın Persona non Grata (İstenmeyen kişi) ilan edilmesini istedi.
23 Ocak 2003 günkü Milliyet gazetesi, Dündar imzalı “İşte kanıtı” manşetiyle çıktı. Kanıt bir fotoydu. Aralarında devrin PKK yöneticisi Nizamettin Taş, Ali Haydar Kaytan, Davut Bağıstani’nin de olduğu grup kırda otururlarken görülüyordu. Dündar’a göre fotoğrafta arkası dönük olan, şapkalı, düzgün bağdaş kuramayan (Amerikalılığına en büyük delil buydu) şapkalı adam bir “Amerikan kurumunun enformasyon biriminde yasa dışı örgütlerle gayriresmî görüşmeler ve lobi faaliyeti yapmakla görevli bir asker yetkili”ydi. Kaynak yine Bağıstani’ydi. ABD elçisi tv’lere çıkıp gazeteyi yalancılıkla suçladı. TBMM, 1 Mart’ta bu havada tezkereyi oyladı ve tezkere Meclis’ten geçmedi.
“Bağdaş kuramayan Amerikalı asker”in kim olduğu ise yıllar sonra ortaya çıktı. 2011’de Wikileaks belgelerinde haberle ilgili Amerikan gizli belgeleri ortaya çıkınca o fotoğraf karesinde yer alan, 2004’teki ayrışmada PKK’dan ayrılan Dursun Ali Küçük, Kurtuluş Tayiz’e konuştu: “Fotoğraf gerçek. Fotoğrafın çekildiği yer Kuzey Irak’ta PKK kamplarının bulunduğu, Hinere-Kelaşin adlı bölge. Yanda küçük bir göl var. Fotoğrafta 'ABD’li yetkili' olarak işaretlenen PKK’lı 'Kaymakam Halit' kod adlı kişi. Kaymakam Halit, fotoğrafın çekildiği alanda örgütün 'gümrük' işlerinden sorumlu çalışanı.”
Peki, Aydınlık ve Milliyet’in haberlerinin kaynağı Davut Bağıstani kimdi? Bölgede herkesle iş tutmuş epey tuhaf bir adam. İşleri arasında PKK’yı sahte bir ABD’li diplomatla buluşturmak da var. Belgesi Milliyet’e sızdırılan mektup o sahte buluşma için kaleme alınmıştı.
Adı en son gazetelere çözüm sürecinin başladığı 2013 yılı martında çıktı. Cumhuriyet’te “İsrail Kürt Enstitüsü’nden” titriyle konuşmuştu: "AKP Kürtleri kandırıyor.”
2014 Şubat’ında ise daha tuhaf bir şey oldu, Yeni Şafak’ta öldüğü haber oldu. Başlık: “İsrail’in kirli adamı öldü”ydü. Sonradan ölmediği, öldü diye yalan bir haber dolaştırıp dikkat çekmeye çalıştığı ortaya çıktı.
Dündar, Wikileaks belgelerinin çıkmasından sonra yazdığı yazıda haberde adını vermediği, Bağıstani’den aldığı bilgileri doğrulattığı askerî yetkilinin adını açıkladı:
“Gazetecilik kariyerimdeki bu önemli haberin kaynağı, (o dönem Genelkurmay İkinci Başkanı olan) Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tı.”
İşgal öncesi, ABD-PKK ile temaslar kurmuştu ama fotoğraf sahteydi. Anlaşılan, tezkereden rahatsızlık duyan Genelkurmay, ABD-PKK ilişkisiyle ilgili haberler yaptırarak küçük bir operasyon yapmıştı.
Wikileaks ABD yazışmalarında Dündar’dan şöyle bahsediliyordu: “Birçok kez Anti-Amerikan haberlerin kanalı olan köşe yazarı Can Dündar da, ABD’nin 'stratejik bir ortak' olmak yerine, hızla Türkiye’ye karşı 'Bir Numaralı Tehdit' hâlini aldığı ithamında bulundu.”
Sonra yıllar geçti, köprülerin altından çok sular aktı, pozisyonlar değişti...
1 Aralık 2013’te Can Dündar şöyle bir tweet attı: Ankara kulisleri, "en önemli büyükelçi"nin eski bir politikacıya söylediği cümleyle kaynıyor: "Çok yakında Türkiye'de tarih değişecek."16 gün sonra 17 Aralık operasyonu başladı.
19 Ocak 2014 günü sabah 07.27’de Adana İl Jandarma Komutanlığı’na içinde mühimmat olan üç tırın Adana’ya doğru yol aldığı ihbarı geldi. İhbar isimsiz bir kişiden gelmişti. Beş saat sonra 12.00 sıralarında Adana Ceyhan Doğu Gişelerinde tertibat alan Adana İl Jandarma Komutanlığı görevlileri 3 tır ve eskortluk yapan bir Audi marka aracı durdurdu.
Sonrasını biliyoruz. Ama hikayeyi biraz daha başına almalıyız.
Aslında her şey sabaha karşı yapılan o isimsiz ihbardan altı ay önce başlamıştı. Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü tırlarda görevli 7 MİT’çiyi 29 kişinin dinlendiği bir uyuşturucu ticareti soruşturmasının içine atıp dinlemeye başlamışlardı.
Peki iki jandarma astsubayı bu tırların gideceğini ve bu MİT mensuplarının bu işte görev yapacağını nereden öğrenmişlerdi? MİT tırları soruşturmasını yürüten savcıdan okuyalım:
“… çeşitli talimat yazılarımıza rağmen adını ve açık kimliğini vermedikleri ve gizledikleri, ancak verdiği bilgi itibarıyla Milli İstihbarat Teşkilatının söz konusu görevlendirmesini ve bu görevlendirmede görevlendirilen Mit Mensuplarının açık kimlik adres ve bu görevde kullanacakları cep telefonlarını bilen casusluk faaliyeti gösterdiği değerlendirilen meçhul bir şüpheliden 7 Mit görevlisinin açık kimlik, adres ve cep telefon bilgilerini aldıkları…”
Mahkemeden MİT’çiler için önleyici dinleme kararı alan iki Jandarma görevlisinin adı önemli: Jandarma Yüzbaşı Hakan Gençer, Jandarma Kıdemli Çavuş Gültekin Menge.
Tırlar 18.01.2014 günü akşamı Esenboğa havaalanından yola çıktılar. Esenboğa’dan Gölbaşı’na kadar peşlerinde Kıdemli Çavuş Gültekin Menge ve Uzman Çavuş Cumali Katırcı da var.
Menge’nin bağlı olduğu Jandarma Yüzbaşı Hakan Gençer, ifadesinde tırların yola çıkmasından 6 saat önceden itibaren Çavuş Menge’nin kendisini arayıp tırlarla ilgili bilgi verdiğini “tırların içerisinde terör örgütlerine malzeme götürülmüş olabileceğini” dediğini aktardı.
Peki terör örgütlerine malzeme götürdüğünü düşündükleri tır için ne yapmışlardı? Uzman Çavuş Menge, Uzman Çavuş Katırcı tırları Gölbaşı’na kadar takip etmiş, hatta tırlar mola yerinde durmuş, takip sürmüştü.
Sonra ise “Terör örgütlerini gittiğini düşündükleri” tırları orada bırakıp, takibe merkezden devam etmişler. Saat 04.00’e kadar da hiçbir şey yapmadan bekleyerek.
Saat 04.00’de Çavuş Menge, tehlike altında bu illerden hiçbirine bilgi vermeyip, tırın daha varmadığı Adana İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli Şüpheli Üsteğmen Önder Kır'ı arayıp bilgi verdi.
Macera o saatte de bitmiyor. En tuhaf kısmı şimdi. Uzman Çavuş Gültekin Menge, amiri olan Jandarma Yüzbaşı Hakan Gençer ile buluştu
Birlikte Menge’nin arabasına binip Ankara Demetevler’de bir kuruyemişçi önüne gittiler. İddianamedeki kayıtlara göre “Yüzbaşı Gençer şapkalı parka, yüzünü belli etmeyen beresiyle kuruyemişçiye girip arabada bekleyen uzman Çavuş’a telefon kartı aldı. Bütün askerî hiyerarşiyi altüst ederek.
Savcılık bu anların görüntülerini kuruyemişçi ve çevre dükkanlarının kameralarından tespit etmişti. Herhalde o kameralar yüzünden ikili, kuruyemişçideki sabit ve hemen yanındaki ankesörlü telefonları kullanmamışlardı. Ankara Emniyeti’nin daha sonra MOBESE'lerden tespitine göre ara sokaklardan Etlik’e doğru uzun mesafeleri katederek kamera görmeyen bir sokaktaki ankesörlü telefonun önünde durdular.
Çavuş Menge o ankesörlü telefondan Adana Jandarmasını arayıp ismini vermeden tırların geçişini ihbar etti. Şu kısmı da ilginç. Savcılık iddianamesinden:
“Bu sırada Şüpheli Yüzbaşı Hakan GENÇER'in arada bir sokak başına gelip çevreyi kontrol ettiği ve Şüpheli Uzman Çavuş Gültekin MENGE'ye gözcülük ettiği, bu hususların tümünün Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün yaptığı tespit çalışmalarında ortaya çıkarıldığı anlaşılmıştır.”
Savcılık ifadelerinde Yüzbaşı 'Bana bir haber elemanımı arayacaktım' dediğini, Çavuş Menge ise Yüzbaşı konuyla çok ilgilenmediği için ihbar yapmak için yalan söylediğini anlattı. İkisi de altı aydır takip ettiklerinin MİT’çiler olduğunu bilmediklerini iddia ettiler. İhbarcı Çavuş Menge hatta tam olarak savcıya şöyle dedi: Ben yaptığım ihbara konu tırların MİT'e ait olduğunu öğrenince vicdanen rahatsız oldum.”
Fakat yaptıkları tuhaftı. Çavuş Menge, teröristlere gittiğini düşündüğü tırın geçtiği hiçbir şehri bilgilendirmemiş, doğrudan tırın henüz gelmediği/geleceği de belirsiz olan Adana’yı aramıştı. Hem de Adana Jandarması’nın 156 ihbar hattını da değil, ancak Jandarmaların bilebileceği kodlu uzun bir numarayı…
Zaten, savcıya göre
Adana Jandarma’sı da bu ihbardan çok önce tırları karşılamak için hazırlığını yapmıştı. Savcılık, Ankara ve Adana Jandarma İstihbaratları arasında ihbardan çok önce telefon trafiği tespit etti. 04.00’teki konuşmadan sonra Adana İl Jandarma Komutanlığında İstihbarat Terör Kısım Amiri Kıdemli Üsteğmen Önder Kır, karşılama için hazırlıklara başlamıştı. Savcılıkta neden o saate, belirsiz bir ihbar yüzünden telaşlandığını anlatırken o da meçhul bir adamdan gelen bir ihbardan bahsetmişti:
“19/01/2014 sabahı Gaziantep ili İslahiye ilçesinde yapılacak olan Rojova'ya destek mitingine geniş bir katılım bekleniyordu. İslahiye'deki mitinge bir tehlikenin olabileceğini düşündüm, ayrıca 1 gün önce açık kimliğini ve adresini bilmediğim Murat ismindeki bir şahısla karşılaştığımızda, bu şahıs bana kendisini hatırlattı, Murat bana 'komutanım siz istihbaratçıydınız değil mi'' dedi ben de ona 'evet ben istihbarat şubede çalışıyorum' dedim. O da bana dün yani 17/01/2014 günü çarşıda çay içerken yan masadan değişik tipli iki şahsın, konuşurlarken 'Reyhanlı, Suriye, Bomba' kelimelerini kullandığını söyledi. Ben de kendisine 156 Jandarma İmdat'ı arayıp aramadığını sordum, şahıs bana 'aramadım, sizi gördüm iyi oldu, haberiniz olsun' dedi...”
Ankara’dan gelen bilgiler, mitinge saldırı ihtimali, kimliği meçhul Murat adlı kişinin ihbarını birleştirip telaşlandığını söyleten Üsteğmen Kır’ın açıklayamadığı bir detay vardı.
Peki bu kadar telaşlandıysa neden ihbarın yapıldığı 07.27’den, 12.00’ye kadar hiçbir şey yapmamış, tırlar Adana’ya girmiş, Jandarma ancak Adana çıkışından 60 km ileride Sürkeli gişelerinde karşılama için ağır teçhizatla beklemeye başlamıştı.
Ve gazetecilere kim haber vermişti?
Daha da ilginç bir soru var. 07.27’de Adana Jandarması’nı isimsiz ihbarda bulunan Çavuş Menge, tırların sadece mühimmat yüklü olduğunu söylemişti.
Kime gittiği hakkında bir şey söylememişti. Ama ihbar tutanağına bu konuşma “paylayıcı mühimmat ve silah” olarak yazıldı. Ortada hâlâ bir örgüt adından bahseden yoktu. Üsteğmen Hakan Kaplan tarafından imzalanan arama talep yazısında ise "bu araçların Hatay üzerinden yurt dışı bağlantılı El Kaide terör örgütüne silah ve malzeme götürdükleri" yazılmıştı. Üsteğmen Kaplan, El Kaide’yi arama talebi yazısını kendisinin yazmadığını, Adana Jandarma İstihbarat’tan yazılmış olabileceğini söyledi.
İçinde terör örgütlerine giden mühimmat bulunduğu düşünülen tır Ankara’dan onlarca yerleşim yerini geçtikten sonra, 10 saat sonra durduruldu. Karşılama komitesinde kimin davet ettiği bilinmeyen gazeteciler de vardı.
Ama haber tuhaf bir şekilde İstanbul Emniyeti’ne bakan bir muhabir tarafından Türkiye’ye duyuruldu.
Olaydan iki gün sonra tırlarının içindeki mühimmatların fotoğrafı önce Aydınlık gazetesine sızdırıldı.
15 ay sonra seçimlere 10 gün kala da Cumhuriyet gazetesinden Can Dündar’a…
Sanık askerler, operasyonu başlatan bilgiyi, MİT’çilerin adlarını, telefon numaralarını veren meçhul kişinin adını saklamaktalar. MİT’çiler uyuşturucu kaçakçılığı dosyasında dinlenmiş. Dinlemeleri yapan çavuşun Jandarma’ya yaptığı isimsiz ihbarın hiçbir yerinde IŞİD ya da El Kaide geçmiyordu. Arama izni yazısına El Kaide’nin nasıl girdiğini ise şimdi sanık olan askerlerin hiçbiri bilmediklerini söylediler.
Ama Dündar manşet haberini Twitter’dan şöyle duyurdu: “İçişleri Bakanı,
'Herkes işini bilecek' demişti. Gazetecinin işi, gerçeği deşifre etmek.
İşte IŞİD'e yollanan silahlar...”
Peki bütün bu hikayede bir gazeteci için deşifre edilmeyi bekleyen daha ilginç gerçekler olduğu açık. Ne olursa olsun, bu bir haber. Bu yüzden gizli belgeleri, bilgileri dışarıya sızdırdığı için kamu görevlileri suçlanabilir ama bu bilgileri elde ettiği için gazeteci suçlanamaz. Bu gazeteciliğin sonu olur. Peki “hükümetin Türkmenlere gidiyordu” açıklamasına rağmen, gazeteci hiçbir veriye dayandırmadan neden ısrarla “IŞİD’e giden silahlar” der? Ve neden dünya çapında olduğunu söylediği bir haberi
Cemaatin hedef tahtasındaki eski İçişleri Bakanı’na cevap olarak sunar?
Ve neden 15 ay önceki haberi seçime 10 gün kala yeniden patlatır?
Galiba tam burada gazeteciliğin sınırlarına geldik. Tam da 12 yıl öncesinde olduğu gibi. Galiba bunlar da bir gazetecinin teşhir edilmesi beklenen gerçekleri...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025