Yıldıray OĞUR
25 Ağustos 2015 günü Tuzla Piyade Okulu’nun da içinde olduğu Kartal Aydos Ormanları’nda bir yangın çıktı. Yangın güçlükle söndürüldü. 15 gün sonra 10 Eylül 2015 günü askerî bölge olan aynı yerde yeni bir orman yanığını daha çıkınca polis yangınların sabotaj olma ihtimalini araştırmaya başladı.
Bir süre sonra bu yangını çıkaran, marketlere, AK Parti ofislerine saldırılar düzenleyen bir grup PKK’lı gözaltına aldı.
Onlardan elde edilen bilgilerle PKK’nın İstanbul ve diğer bölgelerdeki raporlarını Diyarbakır’daki merkeze götüren bir ‘kurye’ye ulaşıldı.
Kurye izlendi ve 7 Ekim 2015 günü İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan Diyarbakır uçağına binmek üzereyken gözaltına alındı.
Gözaltına alınan kişi sınavda dereceyle girilen Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde son sınıfta okuyan H.D.’ydi.
Eşbaşkanlıklarını Sabahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü’nün yürüttüğü yasal bir yapılanma Halkların Demokratik Kongresi Gençlik Meclisi üyesi olan H.D.'nin o güne kadar herhangi bir illegal faaliyeti yoktu. Polise göre kurye olarak bu yüzden seçilmişti. Üzerinden içinde taşıdığı raporların olduğu bir flash disk çıktığı basına yansıdı. Raporlar Diyarbakır’da bulunan Türkiye sorumlusu olan yeri ve adı belli birine gidiyordu.
Polis kaynaklarına göre o flash diskteki raporlardan biri PKK’nın Çukurova bölgesinden gelmişti ve raporda bir kadın militan “Gerekirse canlı bombalı saldırıya bile hazır olduğunu” bildiriyordu.
Buraya kadar olan kısmı medyaya yansıyan, benim bulabildiğim polisin iddiaları.
Şimdi bir de H.D.’nin avukatının ne dediğine bakalım:
“H.D’nin evi basıldı ve yasaklı olmayan kitaplarına el konuldu. Bunlar, Kültür Bakanlığı bandrolü taşıyan kitaplar. Bunun yanında birkaç dergiye el konuldu. Ayrıca telefonunda da birkaç müzik parçası buluyorlar ve bunları alıp indiriyorlar. Daha sonra ‘Sen bunları dinleyip bu kitapları da okuyorsan, o zaman örgüt üyesisin’ dediler. Youtube’da izlediği video ve dinlediği müzikleri göstererek, ‘Bu videolarda örgüt üyeleri var’ deyip, H.D.'yi bu gerekçeyle suçladılar.”
Bir önceki yazıda da örnekleri verilen avukat savunmalarını andıran “külliyen hiçbir şey yoktur” savunması bu.
Polis eziyet olsun diye bir üniversite öğrencisini, Youtube’da dinlediği müziklere bakarak evinde okulunda da değil, havaalanında gözaltına aldı demek.
Yine de şüpheci olmakta haklı sebeplerimiz var. Türkiye’de hukuksuz gözaltılar, kolayca örgüt üyeliğine bağlamalar bir gelenek. Geçmişte çok çok olmuştur, şimdi de olmaktadır.
Medyanın bir kısmı haberi polisin iddialarından, diğer kısmı ise avukatın açıklamalarından verdi.
Yine şüphenin olmadığı haberlerdi bunlar.
“Örneğin:
“HDK üyesi Boğaziçili, okuduğu kitaplar ve dinlediği şarkılar yüzünden tutuklandı!” http://www.diken.com.tr/hdk-uyesi-bogazicili-okudugu-kitaplar-ve-dinledigi-sarkilar-yuzunden-tutuklandi/”
Ama galiba insanları evlerinden çıkamaz hâle getirmeyi başaran terörle boğuşurken kimsenin şüphesiz, siyasi kaygılarla hakikatlere çarpıtma lüksü kalmadı artık.
Özellikle de her tarafta canlı bombaların patladığı, Sur’da, Cizre’de PKK’nın silahlı ‘direnişe’ geçtiği bir ülkede, dünyanın terörle mücadele ettiği, Türkiye’nin o terör odaklarına komşu olduğu bir zamanda, üstelik devleti terör eylemleri, canlı bombalarla ilgili istihbarat, zamanında engelleyeme üzerinden haklı olarak eleştirirken, bir üniversiteye düşen, üstelik Türkiye’nin açık ara en iyi üniversitesinin hocalarına düşen daha tedbirli, daha şüpheci davranmak olmalıydı.
Üzerlerinde o kadar öğrencinin sorumluluğu varken üstelik.
Hayır bu kez de olmadı. Partizanlık, devrimci dayanışma, sorgusuz kefil olma hepsine baskın geldi, bir önceki yazıda gazetecilerin yaptığını bu kez akademisyenler yaptı.
Aralarında çok ünlü, sahasının en iyisi, kolay kolay külyutmaz hocaların da olduğu 200’e yakın Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi “öğrencimize sahip çıkıyoruz” başlıklı bir bildiriyi imzaladılar. http://www.milliyet.com.tr/bogazici-universitesi-ogrencisine-gundem-2133242/
Bu da yetmedi. Açık ki Boğaziçi Üniversitesi’nden hocaların referansıyla Orta Doğu araştırmalarının en ünlü kurumlarından ABD’deki Middle East Studies Association’ın (MESA) http://mesana.org/committees/academic-freedom/intervention/letters-turkey.html#Turkey20151030Başkanı Prof. Dr. Beth Baron’a da H.D. için Başbakan Davutoğlu’na bir mektup dahi yazdırıldı...
(Mektubun yazılmasını kimin sağladığı konusunda bir tahminim var. Ama elimde bir bilgi yok o yüzden sadece şu linki şuraya bırakayım. http://www.jadaliyya.com/pages/about)
Onların bu bildiriyi yazdığı sırada, H.D.’nin avukatı olan az önce yukarıda savunmasını okuduğunuz Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nden Hüseyin Boğatekin Balıkesir’de başka bir davada başka öğrencilerin hakkını savunmaktaydı. (Boğatekin ve derneğinin kurduğu PKK davalarında yargılanan öğrencilere destek veren bir hukuki destek ağı var.)
O öğrencilerden biri 6 ay sonra Ankara’da canlı bomba olarak kendini patlattı.
Yani, H.D.’nin masumiyetine dair etrafta dolaşan bütün bilgilerin kaynağı olan, MESA başkanının Başbakan Davutoğlu’na yazdığı mektupta bile adı geçen avukatın benzer argümanlarla savunduğu başka bir müvekkili beş ay sonra intihar bombacısı olarak Ankara’nın ortasında kendini patlattı.
Tabii ki bir avukat herkesi savunabilir. Birini savunduğu için suçlanamaz. Ama bu birine kefil olurken kafanıza şüphe bulutlarına neden olması gereken bir bilgidir. Özellikle de ortada aylar önce iftiraya uğramış öğrenci olarak mahkemede savunulmuş bir intihar bombacısı ve 37 masum insanın ölümü söz konusu ise.
Ama bu bile yazının başlığındaki Boğaziçi’nde Yaşayan Simonlarda bir şüpheye, kafa karışıklığına neden olmuş gözükmüyor.
Üstelik polise göre kurye olan öğrencilerinin taşıdığı raporlardan birinde bir kadının canlı bomba olma irade beyanı da yer alırken...
Üstelik daha 20 gün kadar önce canlı bombalı saldırıda kullanılacak şüphesiyle iki aracın içinde ve dışındaki otoparklarda yakalandığı bir üniversiteden bahsediyoruz.
İlk aracın yakalanma hikayesini Hürriyet’in haberinden okuyalım:
“Funda Kaya’ sahte kimlikli Sinem Oğuz’u takibe almıştı. Polisin tespitine göre, bombalı saldırı için kullanılacak olan ikiz plakalı Citroen marka otomobile düzenekler kuruldu, Diyarbakır’dan getirilecek patlayıcılar beklenmeye başlandı. Otomobil Sinem Oğuz'un Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli bir tanıdığı aracılığıyla okulun otoparkına götürüldü.
Oğuz’a yardım eden üniversite görevlisi R.Ü. kayıplara karışırken Sinem Oğuz Diyarbakır’a gitti. PKK üyesi oldukları belirtilen Oğuz ile yanındaki H.A., Diyarbakır’da 27 Ocak’ta yakalanıp tutuklandı.”
İçerisinde bomba yerleştirilecek düzenek bulunan aracı Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘misafir eden’ üniversite görevlisi R.Ü’nün adını baş harflerinden üniversitenin idari görevliler listesinde arayınca karşınıza muhtemelen üniversitenin bütün bilişim ağına hakim bir yöneticisi çıkıyor.
Polis kaynaklarına göre bombacı Sinem Oğuz ve yanındaki kişi Diyarbakır’a araca konacak bombaları almak için gitmişti. Peki yakalanmadan geri dönselerdi, Boğaziçi Üniversitesi’nde bekleyen aracın hedefi neresiydi? Yine polis kaynaklarına göre Taksim Meydanı’nın hemen arkasında duran çevik kuvvet noktası. Yani Taksim Meydanı! Yani hepimiz!
Eğer bu kadar bilgi bir devletin elinde olsaydı ama devlet “yok canım o yapmaz öyle şeyler” deseydi ve o adam ya da onun yardımıyla başka biri bir eylem yapsaydı o devlet kurumları ağır biçimde suçlanırdı ve bunun için çok haklı olunurdu
Peki, milyonda bir doğru olma ihtimalini bile düşününce insanın tüylerinin diken diken edecek böyle bir vaka karşısında böylesine bir sorumluluğun altına bu kadar kolay imza atmak?
Canlı bombalar, terör konusunda devleti, istihbaratı eleştirmekte, daha fazla tedbir alınmasını istemekte hepimiz haklıyız.
Peki ya siyasi kavgaları, ideolojik hısımlıkları, devrimci dayanışmaları yüzünden terörün, canlı bombalara nefes alacak, hareket edecek alanlar açanlar, onlara kefil olanlar, gazetelerinde, mahkemelerde, üniversitelerde yollarını açanlar, propagandalarına hiç sorgusuz sualsiz inananlar, alet olanlar...
Eğer özgürlüklerimizi ve güvenliğimizi korumak istiyorsak hiçbirimizin özellikle de şimdi, Suruç, Ankara, Sultanahmet, Ankara, İstiklal diye giden bir liste önümüzde dururken Simon olma hakkı yok...
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025