Yıldıray OĞUR
Türkiye, başarılı, başarısız; klasik, postmodern; muhtıra, e-muhtıra biçimlerinde sekiz darbe görmüş bir ülke. Darbe yabancımız değildi.
Ama 2016 yılında askerî vesayet bitmiş, ordu sivillerin kontrolünde, en son darbeci Kenan Evren’i bile uğurlamaya kimse gitmemiş diye düşünüyor, artık olmaz diyorduk.
Yine de darbe olabilir diyenler yok değildi. İktidara nefretinden sopayla tehdit eder gibi iç savaş çıkacak darbe olabilir diye tehditler savuran bazı kanaat önderleri vardı. Bir de her gördüğü olaya darbe girişimi diyerek tersinden korkutmaya çalışanlar. Ordudaki cemaat yapılanmasının farkında olark darbe ihtimalinden bahseden emekli askerlerin seslerini ise duyan çok yoktu.
Ama bizden kilometrelerce uzakta, bir okyanus ötesindeki ABD’de 2016 yılının ilk aylarından itibaren bizden habersiz harıl harıl bir tartışma başlamıştı; Türkiye’de darbe olabilir mi?
Hakkımızda yapılan bu hayati tartışmadan aramızda ABD’yle en fazla haşır neşir olan bir gazetecinin yazısı sayesinde haberdar olduk.
2 Mart 2016 günü Radikal gazetesinde yayınlanan yazısında yıllarca darbelere ve askerî vesayete karşı çıkmış bir isim olan Cengiz Çandar şöyle diyebildi:
“Kala kala, bir TSK, bir de Anayasa Mahkemesi kalmıştı. TSK, kurumsal olarak, siyasi iktidar bakımından “özerk” konumunu her şeye rağmen koruyor olsa da, son yıllarda yaşanan gelişmelerden ötürü “checks and balances” rolünü bugüne dek uyguladığı biçimde, şu sırada oynamayacak durumda. (Oynayamayacak demiyoruz, “şu sırada oynamayacak” diyoruz.)
Bu rolü, artık bir kez oynayabilir. Düdüğü çalar. Oyunu durdurur. İleride olur mu olmaz mı, bilemeyiz. Ama, buna imkân veren bir yola girilmiş olduğunu görebiliyoruz.”
Tuhaf bir şey oldu. Çandar bu yazısından sonra bir veda yazısı yazarak 40 yıllık gazetecilik kariyerini bitirdiğini açıkladı.
Ama pandoranın kutusu açılmıştı.
Zaten 3 yıldır artan bir şiddetle Türkiye, çöken bir devlet, Erdoğan ise diktatör ilan edilmişti. IŞİD’le iş birliğinden, çözüm sürecini bitirip savaş çıkarmaya kadar türlü yalanlarla ilerleyen propaganda makinesi, Türkiye’deki meşru iktidarın meşruiyetinin altını oyup, Türkiye’yi darbe yapılabilir ülkeler statüsüne sokmuştu.
Peki bunun için ne yapılacaktı? Çandar’ın işaret fişeğinden sonra ilk somut işaret 8 gün sonra 10 Mart günü Washington Post’ta ABD’nin iki eski Türkiye Büyükelçisi Demokrat Mort Abramowitz ve Cumhuriyetçi Eric Edelman’ın birlikte kaleme aldıkları “Erdoğan ya reform yapsın (kendini düzeltsin) ya istifa etsin” başlıklı yazıyla geldi.
https://www.washingtonpost.com/opinions/turkeys-erdogan-must-reform-or-resign/2016/03/10/80cc9be2-dffe-11e5-9c36-e1902f6b6571_story.html
Washington’da Türkiye ile ilgili karar vericilerin ne dediklerine baktıkları bu iki karşıt eğilimdeki eski Türkiye büyükelçisi kendilerine başlık olarak (“Ya reform yap ya istifa et”) Arap Baharı’nda sık sık Esad ve Mübarek için duyduğumuz bir kalıbı seçmişlerdi.
Yazıda “17 Şubat günü Ankara'da PKK uzantılı bir grubun gerçekleştirdiği korkunç saldırı, âdeta Türkiye'nin 1970 ve 80'lerde yaşadığı ve sokaklarda insanların öldürüldüğü iç savaş ortamına geri dönüşün işareti gibiydi” cümlesiyle darbe yılları hatırlatıldıktan sonra ilgililere şöyle sesleniliyordu: “Eğer Erdoğan başta söylediğimiz gibi Türkiye'nin parlak bir geleceğe sahip olduğu konusunda aynı fikri koruyorsa, o hâlde bunun gerçekleşmesi için ya şimdiki tutumundan uzaklaşacağı tipte bir reform gerçekleştirmeli ya da istifa etmelidir.” (Çeviren: Şivan Okçuoğlu/ODA TV)
İki gün sonra bu kez Rusya devletinin sözcüsü Sputnik’in İngilizce sitesinden benzer bir ses yükseldi. Sputnik’te 12 Mart günü çıkan başyazının başlığı şöyleydi: “Erdoğan açmazı: Türkiye’de bir askerî darbeyi ne başlatabilir?”
http://sputniknews.com/middleeast/20160312/1036172919/turkey-erdogan-tensions.html
Yazı, Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü’nden Doç. Dr. Pavel Shlykov’un Carnegie Moskova Merkezi’nde sunduğu “Türkiye’de bir askerî darbe ihtimali var mı” sorusuna cevap arayan raporuna dayanıyordu.
Türkçe bilen, Türkiye’de USAK, TASAM gibi kuruluşların toplantılarına gelip gitmiş genç bir Türkiye uzmanı neden durup dururken böyle bir rapor yazmıştı bilinmiyor, ne dediğine bakalım:
“Türkiye’deki mevcut kriz birçok spesifik özellikle tanımlanabilir: Birincisi, ülkenin siyasi ve toplumsal hayatının her alanı ve devlet kurumlarının tamamı bir kriz içinde. İkincisi, halkın geleceğe dair şüpheleri artıyor. İnsanlar mevcut toplumsal ve siyasal kalkınma modelinin çok yorduğunun farkında. Üçüncüsü, Türk ordusu giderek siyasi nüfuzunu artırıyor ve böylece askerî bir darbenin temellerini döşüyor. Ordunun siyasal sürece aktif müdahalesi Türk tarihinin bir parçası olageldi. 2000’lerde Erdoğan orduyla sivil kurumlar arasındaki ilişkilerde reformlar yaptı. Onun siyasi yönetimi altında ordu hükümete kendi politikalarını dayatamayacaktı. Ancak eğer üç kriter aynı anda gerçekleşirse Türkiye’de bir askerî darbe ihtimali belirebilir: siyasi krizin daha da derinleşmesi, dış tehdidin artması ve Kürt meselesinin aniden tırmanması. Şu anda her üçü de mevcut.
Ankara’nın Türkiye Kürtleriyle barış sürecini askıya almasının ardından Erdoğan, orduyla bir nevi taktik ittifak kurmak zorunda kaldı. (...) bilhassa 2015 sonbaharında (...) O dönem Ankara, ordu komutanına açık çek verdi. Durumdan faydalanmak için Erdoğan orduya yönelik önceki politikasının yanlış olduğunu kabul etti. Üstelik kendi “hataları” için bir de günah keçisi buldu: şu anda Pennsylvania’da sürgünde yaşayan Türk vaiz Fethullah Gülen... Tabii şu anda ülkedeki en güçlü siyasi kuvvetlerden biri Türk ordusu. Ama (1960, 1971 ve 1980’de olduğu gibi) bir darbe yapması mümkün değil. Zira ordu geniş halk desteği alacağından şüphe duyuyor” (Çeviren: Zahide Tuba Kor- http://ortadogugunlugu.blogspot.ae/2016/07/darbe-ihtimaliyle-ilgili-dis-basinda.html)
Türkiye’de neredeyse kimsenin gündeminde değilken dünya Türkiye’de darbe olup olmayacağını tartışmaya başlamıştı artık.
Türkiye’de bu tartışmanın sesi, daha az itibarlı olduğu için çok daha açık sözlü olabilen eski Pentagon görevlisi, neocon Michael Rubin’in yazısıyla duyuldu: “Türkiye’de bir darbe olabilir mi?” Tarih 21 Mart 2016’ydı.
https://www.aei.org/publication/could-there-be-a-coup-in-turkey/
Türkiye, ama özellikle AK Parti Erdoğan düşmanlığıyla malul bu neocon uzman son olarak 2014 yılında Brüksel’de Demirtaş’ın da konuşmacı olduğu Kürt Konferansı’nda görülmüştü. Yazı bir analiz değil, darbecilere ne yapmaları gerektiği konusunda bir rapor gibiydi. En korkutucusu da günün sonunda darbeciler bu tavsiyelere göre hareket ettiler (darbe bildirisinden anlaşılacağı üzere) ilk 3 saat bekleyen Washington da onun dediği gibi davrandı:
“Uzun zaman önce, Erdoğan, Türk ordusunun elini kolunu bağlamanın yollarını aradı. İktidarının ilk on yılında ABD ve AB bu konuda onu destekledi. Bu, dışarıdan ona destek verenlerin, Erdoğan çılgınlığa ve otokrat tutuma kaymasından önce idi. Yani, Türk ordusu Erdoğan’ı düşürmeye ve yakın çevresini içeriye almaya kalkışırsa bunu becerebilirler mi?
Bu davranışı savunma düşüncesiyle değil de, durumun değerlendirmesi olarak yanıt; Evet. Eğer darbe liderleri, demokrasiyi hemen geri getirecek bir yol belirlerse, ABD’de seçim havasında olan Obama yönetiminin yapacağı, bir kınamadan öteye geçmeyecektir. Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye gösterilen sempatiyi de göremeyecek Erdoğan. Mursi düşürüldüğünde, demokrasiye bağlılığı tartışma konusu idi; Türk diktatör için böyle bir şey olacak gibi değil.
Ne Demokrat, ne de Cumhuriyetçilerin önde gelenleri, Türkiye’yi darbe öncesi duruma geri getirmek için ABD’nin prestijini riske atacak değiller; darbeye karşı yapmacık bir kınamadan sonra yeni gelen rejimle işlerini yürütecekler.
Darbe liderleri ilk iş olarak, tutuklu gazetecileri ve akademisyenleri salarak, el konulmuş gazete ve televizyonlarını yasal sahiplerine geri vererek, Avrupa ve Amerikan insan hakları, sivil toplum kuruluşları ve gazetecilerinin eleştirilerini sonlandırabilirler. Türkiye’nin NATO üyesi olması darbeciler için bir engel değil; ne Türkiye, ne de Yunanistan, daha önceki darbelerde NATO üyeliğini kaybetmedi.
Darbeyle gelen yeni liderliğin Türkiye Kürtlerine yapacağı içten bir çağrı karşılıksız kalmayacaktır. Avrupa halkı da, Amerikan halkı da Erdoğan’ın, damadının veya Egemen Bağış ve Cüneyd Zapsu gibi kilit noktalardaki yardımcılarının idamına olumlu bir gözle bakmayacak fakat yolsuzluklar için yargılanmalarını ve uzun süreli hapis cezalarını normal olarak görecek.
Erdoğan, dostlarının onun yardımına koşacaklarını bekleyebilir fakat dostlarının çoğunu çeken -Türkiye içindekiler de, uluslararası ortamdakiler de- onun gücü. Saraydan atıldıktan sonra, mahkemede kendini yapayalnız, Saddam Hüseyin gibi büzüşmüş ve allak bullak olmuş bulabilir.
Bir kehanetim yok. Türkiye’de gün geçtikçe büyüyen huzursuzluğa ve Türk ordusu, Abdülfettah el Sisi’nin planının kopyasını Türkiye uyguladığında fazla bir zarar görmeyeceğine bakılırsa, Türkiye’nin çalkantılı politikası daha da çalkantılı olduğunda hiç şaşmamalı." (Çeviri: Erkan Güçiz. http://www.guncelmeydan.com/pano/darbe-olursa-abd-erdogan-i-kurtarmaya-gelir-mi-t41726.html)
Darbe tartışmasının başladığı tarih de ilginçti. Mart ayı sonunda dünya liderlerinin katılacağı bir zirve için ABD’yi ziyaret edecek Erdoğan’ın işleri düzeltme ihtimali olan gezisinden bir süre önce...
Cumhurbaşkanı ABD’deyken sürpriz bir açıklama geldi. Bu kez Genelkurmay Başkanlığı’ndan. Tarih: 30 Mart 2016. Açıklamadan dört gün önce Sabah’ta Rasim Ozan Kütahyalı’nın yazdığı ve ordu içindeki Fethullahçı yapılanmayla yeterince mücadele edilmediğini söyleyen yazıya bir cevap olduğu düşünülen açıklamanın hedef kitlesi daha daha genişti:
“Hâl böyle iken bazı medya organlarında hiçbir dayanağı olmadan yapılan haber ve yorumlar doğal olarak kahraman silah arkadaşlarımızın moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, tüm mensuplarımızı rahatsız etmektedir.
Milletinin engin sevgi ve güveninden güç alan, demokrasiye bağlılığını her ortamda dile getiren Türk Silahlı Kuvvetlerinde idari ve adli mekanizmalar sürekli ve etkin olarak çalıştırılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde disiplin, mutlak itaat ve tek emir komuta esastır. Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir”
Amerikan medyasındaki Türkiye’de darbe tartışması bu açıklamayla devam etti.
7 Nisan 2016’da bu kez yine bir cemaat gazetesi olan (Moon Tarikatı tarafından kurulmuştu) muhafazakâr Washington Times’ın ödüllü uzman Pentagon ve Dışişleri muhabiri Guy Taylor imzalı bir haberiyle: “Erdoğan darbe tehditini kullanarak gücünü artırıyor, muhalafeti eziyor”
http://www.washingtontimes.com/news/2016/apr/7/recep-tayyip-erdogan-uses-turkey-military-coup-buz/#.VwgANUQJsd8.twitter
Michael Rubin’in yazısı, Sputnik’te çıkan başyazısı ve Genelkurmay’ın açıklamalarına yer verilen yazıda en ilginç paragraf gazeteye konuşan adı açıklanmayan ama “Ankara’da çok geniş siyasi kontakları olduğu söylenen bir Türk kaynak”ın söyledikleriydi. Benzer analizlerinin hepsinde tekrarlanan Türkiye’de AK Parti’nin orduyu kontrol altına aldığını, askerlerin darbe yapacak durumu olmadığını söyleyen kaynak ama diyerek eklemişti:
“Türkiye’de bir darbe olmasının tek yolu ABD’den açık ve net bir destek gelmesidir. Washington, darbe başarılı olmadıkça o desteği kabul etmeyecektir. Yani aniden bir darbe olursa ABD, Erdoğan’ın göreve dönmesi için parmağını kıpırdatmaz ama ABD’nin başından itibaren bir darbeyi gizlice destekleyeceğini düşünmek fantezidir” (Çeviren: Şevket Zaimoğlu/ http://iradeimilliye.blogspot.com/2016/07/15-temmuz-yabanc-medya-ve-analistlerin.html)
Washington Times’ın Pentagon muhabirinden sonra topu bu kez Wall Street Journal’ın eski Pentagon yeni İstanbul muhabiri Dion Nissenbaum aldı: “Türk ordusunun nüfusu yeniden artıyor” başlıklı haberin tarihi 19 Mayıs 2016. Darbeye 2 aydan az kalmıştı:
http://www.wsj.com/articles/turkish-militarys-influence-rises-again-1463346285
Haberin manşeti veren tespiti şöyleydi:
“1960 yılından bu yana dört sivil hükümeti deviren Türk ordusu, uzun bir süre orduyu kendisine karşı tehlike oluşturan bir rakip gibi gören Erdoğan'ın yanında, yeniden önemli bir aktör olarak ortaya çıkıyor"
WSJ’nin analizinde Erdoğan’ı durduran bir denge unusuru olan orduya Pentagon referanslı övgüler dikkat çekiciydi:
"Ordunun, Cumhurbaşkanı'nı en açık şekilde denetim rolü üstlendiği mesele Suriye. Eski Türk yetkilileri ve Erdoğan'ın müttefiklerinin söylediğine göre, Erdoğan geçen sene savaştan kaçanlara güvenli bölge oluşturulması için Türk ordusunu Suriye'ye göndermeyi tartışırken, ordu liderleri ise güçlü çekincelerini dile getirdi."
Türkiye ile ABD ilişkilerinin tarihinin en kötü döneminden geçtiği günlerde, Pentagon yetkilileri Türk ordusuyla ilişkililerinin bugüne kadarki en güçlü ilişki olduğunu söylüyor, “İngilizce bilen” Hulusi Akar’ın komutanlığını övüyordu:
“Yeni jenerasyon Türk askerî yetkilileri yeniden inşaya doğru ilerlerken, Türkiye'nin IŞİD'le mücadelede yakın çalıştığı ABD ve NATO'yla da güçlü bağlar oluşturdu.
ABD'li bir yetkili, 'Ordular arası ilişki ABD hükümetinin Türkiye'yle geleneksel olarak sahip olduğu en güçlü ilişki. Belki de şimdi, hiç olmadığı kadar güçlü' dedi."
Ama haberin en ilginç kısmı Türkiye’de darbe tartışmalarının ele alındığı kısımdı. Özellikle de adı verilmeyen bir kaynağa dayandırılan şu iddia:
"Konuya yakın isimlerin aktardığına göre Türk ordusunun etkisini yeniden inşa etmesi Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda generallerin, Erdoğan'ı devirmeye çalışabileceği endişeleri de doğdu" (Çeviri: BBC Türkçe)
Darbeye iki ay kala “Türkiye bir askerî darbenin eşiğinde mi?” başlıklı 19 Mayıs 2016 tarihli Peter Corzun imzalı yazının en ilginç tarafı iddialı başlığından sonra, Peter Corzun diye birinin olmama ihtimali. Pek çok kaynağa göre bu Michael Rubin’in mahlaslarından biri. Zaten darbe PR’ı yapan yazı Michael Rubin alıntılarıyla doluydı. En ilginci ise yazının yayınladığı Strategic Culture Foundation’un Kanada merkezli görünen ama aslında Moskova merkezli bir Rus propaganda sitesi olmasıydı
http://www.strategic-culture.org/news/2016/05/19/turkey-brink-military-coup.html
Türkiye ile darbe kelimelerini neredeyse kulak dolgunluğu olsun, olunca yabancılık çekilmesin diye yan yana kullanıldığı yazılar sadece böyle propaganda sitelerinde kalmadı.
ABD dış politikasının düşünce merkezlerinden, 90 yıllık yarı resmî Amerikan Council on Foreign Relations’ın dergisi Forreign Affairs, 30 Mayıs 2016 günü Gönül Tol imzalı bir analiz yayınladı. Başlık: “Türkiye’nin gelecekteki darbesi.” Darbeye 45 gün kalmıştı. Fena bir tahmin sayılmazdı.
(Council on Foreign Relation demişken, başındaki 2003’te ABD Irak’ı işgal ederken Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın yakın ekibinde bulunan tecrübeli diplomat Richard Nathan Haas’ın iki tweetini hatırlayalım. İlki 2013’te Mısır’da darbe olurken: “Asker Türkiye’de on yıllar boyunca demokrasinin yeşermesi için kritik bir rol oynadı, ABD, Mısır’da ordunun böyle bir rol oynamasını reddetmemeli”
Ve ikinci tweeti. 15 Temmuz 2016 darbe gecesi 00.20’de attığı: “Türkiye darbesi ABD ve Avrupa hükümetlerine bir ikilem sunuyor: Anti-demokratik bir darbeyi gittikçe anti-demokratikleşen otoriter bir lidere karşı destekler misin?)
Middle East Institue uzmanı, bir zamanlar hükümete yakın Akşam gazetesinde de yazmış, Obama yönetimine ve ABD Dışişlerine çok yakın think-tanklerle yakın ilişkileri bulunan Gönül Tol’un bu vaatkâr başlıklı yazısının içeriğinde ordunun geri planda olduğu ama PKK’yla çözüm sürecinin bitmesiyle yeniden öne çıktığı şeklindeki diğer yazıların hepsindeki analiz tekrarlanıyor ama ardından darbe olması için şartlar sıralanıyor:
“Fakat bugün, ordu gayet iyi biliyor ki %50 oy oranına sahip Erdoğan ve partisi AKP'ye karşı olası bir darbe girişimine karşı ufak ölçekli de olsa bir halk desteği ile karşı çıkılabilir ve toplumun yönetimini eline almaya kalkışan ordunun gayretleri boşa çıkabilir.
Sadece bir senaryodan ibaret olsa da, bir darbe olasılığı bugün de var. AKP iktidarının 14 yılında ordunun laiklik duruşu bir ölçüde yumuşatıldı, fakat Kürt ayrılıkçılığı hâlen silahlı kuvvetlerin kırmızı çizgisi olma özelliğini koruyor. Eğer PKK ile devlet sarmalı arasında süregelen savaş kontrolden çıkacak olursa, eğer kitlesel şiddet batı şehirlerinde güvenlik zaafiyetinin ortaya çıkmasına neden olursa ve büyük bir ekonomik düşüş yaşanır ve eğer hükümetin otoriter tavırlarında artış sözkonusu olursa, ordu harekete geçebilir. Şartlar hükümet karşıtı protestoların artışa geçmesine neden olabilir. Bu durumda eğer Erdoğan gaddar bir polis baskısı oluşturur ve daha fazla kaos oluşmasına neden olurken kanlı katliamlar yaşanacak olursa, toplum generallerin yönetimi ele almalarını isteyebilir. Bu hoş olmayan senaryoların yaşanması durumunda generaller belki de askerî müdahale yerine politik süreçleri tercih edebilir ve hükümete istifa etmeleri için baskı uygulayabilirler. Türkiye artık askerî cunta yönetiminde politik ve ekonomik gelişim gösterebilecek durumdan oldukça uzak.”
…
“Şimdilik ilgilendikleri alanlarda aynı çizgide olabilirler fakat, her iki tarafı birbirinden ayıran hâlen çok sayıda sorun da bulunmaktadır. Erdoğan'ın artan otoriter tutumları, Kürt sorununa istinaden sık aralıklarla görülen yan çizmeleri ve Orta Doğu odaklı agresif dış politikasının Türkiye'yi geleneksel Batılı müttefiklerinden uzaklaştırması, ordu içerisindeki rütbeli askerlerin kaşlarının çatılmasına neden olabilir” (Şivan Okçuoğlu/ ODA TV)
Yazının yayınlanmasından sonra yazıda bahsedilen darbe şartlarından birinin daha Vezneciler ve Havalimanı saldırılarıyla gerçekleştiğini hatırlayalım.
Ve darbeden bir ay önce. Profil iyice yükseliyor. Bu kez kalemi eline alan Clinton dönemindeki dışişleri bakanları Warren Christopher ve James Baker’in danışmanı, Bush’un başkanlık döneminde yardımcısı Dick Cheney’in Orta Doğu danışmanı, ikinci dönemde ulusal güvenlik danışmanı olan John Hannah. Son pozisyonu ise Washington’daki Likud’a yakın İsrail lobisi Foundation for Defence of Democracies’in yönetim kurulu üyesi.
Yazının başlığı yine iddialı: “Erdoğan gibi bir problemi nasıl çözebilirsiniz?” Meşhur sözle başlıyor yazı: “Houston we have a problem.” Sonra da Erdoğan probleminden demokratik yollarla baş edilemeyeceğini anlatıyor eski diplomat ve devam ediyor:
“Kabul etmek gerekir ki ancak olasılığı düşük gerçekten kara kuğu denecek ender bazı olaylar Erdoğan’ı devirebilir. 2013 Gezi Parkı benzeri uzun süre milyonlarca vatandaşın uzun süreli sokaklarda sürdüreceği barışçıl eylemler onu durdurabilir. Erdoğan’ın despotizmine ve anayasayı yok saymasına karşı yükselen kitlesel muhalefetle birleşmiş bir çeşit askerî müdahale de en baştan yok sayılmamalıdır.
Eğer Türkiye’nin durumu kötüye gitmeye devam ederse, teoriye devam edelim, terörizm yükselir, Batılı müttefiklerle geleneksel ilişkiler daha da bozulursa, ordunun İslami bir diktatörlük ve devletin çöküşüne karşı Türkiye’yi kurtarmak için Erdoğan’a sırtını dönmesi tasavvur edilemez değildir”
…
“Türkiye’nin Erdoğan sorunu, yıllardır inşa halinde. ABD yetkilileri, yıllardır sorunun korktukları kadar kötü olmadığını ya da meselenin kendi kendine hallolacağını ve böylelikle yeryüzündeki en önemli jeo-stratejik toprakların bir bölümü üzerine kurulu eski bir müttefik hakkında zor kararlar alma durumuyla karşı karşıya kalmaktan kurtulacaklarını umdular. Ancak ihtiyat galip gelmedi. Tersine, Erdoğan problemi giderek kötüleşiyor, metastas yapıyor ve ABD çıkarları için büyük tehlikeler oluşturmaya devam ediyor. Er ya da geç bir hesaplaşma günü yaşanması ihtimal dahilinde. ABD, zararlarını azaltma hazırlıklarına şimdiden başlamalı.” (Şivan Okçuoğlu/ ODA TV)
Darbeye bir ay kalmıştı.
Peki ne olmuştu da ABD’de birden bir Türkiye’de darbe tartışması çıkıvermişti. Bu konuşan ama adları verilmeyen Türk ve Pentagon kaynakları kimdi? Hangi kaynaktan bu darbe olabilir iddiası piyasaya sürülmüştü. Darbeden sonra verdiği bir röportajda Gönül Tol, darbeden 1.5 ay önce neden “Türkiye’nin gelecekteki darbesi” başlıklı bir yazı yazdığını açıklarken “Washington’da iki kamp ortaya çıkmıştı. Bir taraf Türkiye’de darbe olmaz artık diyordu, bir kanat ise darbe geldi geliyor görüşündeydi. Bu tartışmaya cevap olarak yazdım” dedi.
Peki Washington’daki bu tartışmanın tarafları kimlerdi? Tartışmanın zemini neresiydi? Bu okuyabildiğimiz yazılar dışında Türkiye’deki darbe olasılığının konuşulduğu toplantılar, projeksiyonlar yapılmış mıydı? Bu görüşlerin ortaya çıkmasında ABD’deki cemaatçilerin, cemaatçi askerlerin, Türkiye Genelkurmay’ındaki cemaatçi generallerin etkisi olmuş muydu?
Darbe bildirilerinde “Uluslararası ortamda barış, istikrar ve huzurun temini için daha güçlü bir ilişki ve iş birliğini tesis etmek maksadıyla yönetime el koymuştur”, “Yurtta Sulh Konseyi, BM-NATO ve diğer tüm uluslararası kuruluşlarla oluşturulmuş yükümlülükleri yerine getirecek her türlü tedbiri almıştır…” diyen darbeciler darbeden önce bu vaatlerini ABD’li yetkililere iletmişler miydi?
Darbe gecesi Hulusi Akar’ın telefonundan darbeciler Afganistan’daki ABD Genelkurmay Başkanı’nı niye aramışlardı, tam olarak ne konuşulmuştu?
Bu soruların cevaplarını gazetecilerden çok savcılar ve Meclis’e kurulacak darbeyi araştırma komisyonu aramalı...
Herhalde darbeyi önceden muştulayan bütün bu Türk ve yabancı analistler, darbe gecesi aranan ABD Genelkurmay Başkanı da 240 insanın öldürüldüğü, Meclis’in bombalandığı darbeyi soruşturan savcılar ve siyasetçilerin nazik davetlerine icabet ederler...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025