Yıldıray OĞUR
Bütün ailesini Nazilerin katlettiği Ephraim Hofstaetter Elrom, İsrail polis teşkilatının Tel Aviv bölge sorumlusuydu. 1960’da Shin Bet ajanlarının Arjantin’den kaçırıp İsrail’e getirdikleri Nazi savaş suçlusu SS yarbayı Adolf Eichman’ın dosyasını hazırlayan ‘Büro 06’nın komutan vekilliğini yapmasıyla tanınmıştı. 1969 yılında bilgisayar mühendisi olan tek oğulları Gideon’un bir uçak kazasında hayatını kaybetmesi, eşi Elsa ve onu derinden sarstı. İsrail Dışişleri hava değişimi için onları İstanbul’a Başkonsolos olarak atamıştı.
17 Mayıs 1971 günü Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi militanları Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve Hüseyin Cevahir tarafından oturduğu evden kaçırıldı. “Tutsak devrimcileri bırakmazsanız elçiyi öldürürüz” diye mühlet veren THKP-C’liler elçiyi Nişantaşı’nda örgüt militanı teğmenlerin kiraladığı bir evde sakladılar.
Kaçırılmadan bir gün sonra Elsa Elrom’a bir mektup ulaştı. Kısa notta şöyle yazıyordu: “Dear Elsa. I am with the Front of Liberation of the Population of Turkey. I am O.K. Do not worry Love, Ephraim.”
İstanbul’daki bir postaneden gönderilmiş kısa notta bir tuhaflık vardı. Çok iyi İngilizce bilen Ephraim Elrom, önce don’t yazmış, sonra bunu do not’a çevirmiş, arada bir “t” harfi karalanmıştı. Polis, eski bir polis olan Elrom’un kendilerine bir mesaj vermeye çalıştığını düşündü. T harfini dolar işaretine benzetti. Amerikan Koleji ve Amerikan Hastanesi civarında aramalar yoğunlaştırıldı. Ama Amerika Hastanesi’nin yakınlarında bir evde saklanan Elrom bulunamadı.
Verilen mühletin sonuna geliniyordu. 20 Mayıs 1971 günü Elsa Elrom’un kocasını kaçıranlara bir notla seslenmesine izin verildi:
"Yegane oğlumu feci bir uçak kazasında kaybetmiş bağrı yanık bir anne olarak siz gençlere hitap ediyorum. Hayatta tek kalan varlığım kocamdır. Onsuz hayatımın hiçbir manası kalmayacaktır. Lütfen kocamı serbest bırakın..."
Süre biterken Sıkıyönetim Komutanlığı bir bildiri yayınlayarak İstanbul’da oturan herkesten oturdukları evde yaşayan kişilerin adlarını muhtarlığa bir gün içinde bildirmelerini istedi.
Elrom’u kaçıran THKP-C’liler telaşlanmışlardı. 22 Mayıs 1971 günü verdikleri mühlet dolmuş ama THKP-C’liler hâlâ Elrom’a ne yapacaklarına karar verememişlerdi. Hükûmet, ertesi gün İstanbul’daki bütün evlerin aranacağını açıkladı.
Saat 18.00’de Elrom’un öldürülmesine itiraz eden diğer altı militan evden ayrıldı. Evde Ephraim Elrom, Mahir Çayan ve Ulaş Bardakçı yalnız kaldılar. Bir iddiaya göre aralarında yazı tura attılar. Mahir Çayan radyonun sesini sonuna kadar açtı ve 6.35’lik tabancasıyla elleri ve ağzı bağlı Elrom’un sağ kulak yanından üç el ateş etti.
Cesedi evde bırakıp arabayla hızla oradan uzaklaştılar. Önce örgütten teğmen arkadaşlarının evine gittiler. Daha sonra o evin önünde kendilerine bekleyen bir arabaya bindiler. Arabanın şoför koltuğunda ünlü yönetmen Yılmaz Güney oturuyordu. Araba yolda herkesi arayan askerlerce durduruldu. Ama şoför koltuğunda Yılmaz Güney’i gören askerler hiç aramadan arabayı bıraktılar. Yılmaz Güney, Çayan ve arkadaşlarını evine götürdü. Evin çatı arasına yerleştirdi. O gece İstanbul’daki bütün evler gibi polis Yılmaz Güney’in de evine geldi. Polis eve girince “Kusura bakmayın Yılmaz abi, rahatsız ettik sizi, anarşistleri arıyoruz” diye sorunca, Yılmaz Güney “Yukarıdalar” dedi. Kahkahalar atıldı ama polis ünlü yönetmenin evini aramadan oradan ayrıldı. Aramalar sırasında Elrom’un saklandığı eve de girildi, ama artık çok geçti.
Elrom’un cenazesini eşi Elsa İstanbul Yeşilköy Havaalanı’ndaki törenin ardından bir Türk askerî uçağıyla Tel Aviv’e götürdü. Uçağı Lod Havalimanı’nda İsrail Dışişleri Bakanı Abba Eban karşıladı. Ertesi gün yapılan cenazede Elrom, Kiryat Shaul asker mezarlığına defnedildi.
Elrom'u öldüren Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (THKP-C) liderlerinden Mahir Çayan, Hüseyin Cevahir kaçarken 30 Mayıs sabahı sığındıkları Maltepe'de boş evi polisin sarması üzerine, çatışarak kaçmayı başardılar. Sığındıkları apartmanda girdikleri bir evde 14 yaşındaki bir kızı rehin aldılar.
Bir gün sonra 1 Haziran günü eve düzenlenen operasyonla 14 yaşındaki kız kurtarıldı. Hüseyin Cevahir öldürüldü. İntihar etmeye çalışan Çayan yaralı olarak yakalandı. 29 Kasım 1971'de Çayan ve arkadaşları kaldıkları Maltepe Askerî Cezaevi'nden tünel kazıp kaçtılar. O sırada idam kararları verilmiş Deniz Gezmişleri kurtarmak için bu kez Ünye'deki NATO radarında görevli üç İngiliz ‘teknisyen’i (Gordon Banner, John Law ve Charles Turner) kaçırdılar. Çayan ve 10 arkadaşının üç İngiliz’le birlikte sığındıkları ev 30 Mart 1972 günü sabaha karşı askerler ve polisler tarafından sarıldı. Evden onun, 10 arkadaşının ve 3 İngiliz görevlinin cesetleri çıktı. Bir kişi sağ kurtulmuştu: Ertuğrul Kürkçü.
O üç İngiliz ‘teknisyen’in aslında Britanya Devlet İletişim Merkezi’ne (GCHQ) bağlı gizli görevdeki istihbarat subayları olduğu 13 yıl sonra 1984 yılında Avam Kamarası’ndaki tartışma sırasında ortaya çıktı.
http://www2.warwick.ac.uk/fac/soc/pais/people/aldrich/vigilant/lectures/gchq/kizildere
THKP-C’nin neden Elrom’u seçtiği ise hâlâ meçhul. Korumasız olması, kaçırılmasının kolay olması ilk sebepler. Ama başka iddialar da var.
İddialara göre Ephraim Elrom’la ilgili hem Deniz Gezmiş’in THKO’suna, hem de Mahir Çayan’ın THKP-C’sine istihbarat veren kişi İstanbul’da tıp okuyan Suriyeli Eşref Abaza’ydı. Abaza, Elrom Suikastı soruşturmasında gözaltına alındı. Ama MİT operasyonuyla. Çünkü Suriyeli öğrenci Sovyetler ve Suriye için casusluk yapıyordu. 1978 yılında bir takasla Suriye’ye iade edildiği haberleri çıktı.
Dönemin Ankara’daki İngiltere Büyükelçisi Roderick Sarell’in Londra’ya gönderdiği raporda da Elrom’un 1969 ve 1970 yazlarında Filistin Kamplarına silahlı eğitime giden solcu Türk öğrencileri takip ettiği, onun hedef seçilmesinin arkasında bu görevinin olabileceği yazılıydı. Kudüs’te görevli Amerikan Başkonsolosu’nun raporunda ise Kudüs’teki Türk başkonsolosun kendisine “Elrom’un İstanbul’a aşırı sağ ve sol teröristleri takip için gönderildiğini, Arap teröristlerle yakın teması olan Türk teröristler tarafından onların talebi üzerine öldürüldüğünü” söylediğini yazmıştı.
(Ephraim Elrom’un öldürülmesiyle ilgili bu yazıda da kaynak olarak kullanılan Rıfat Bali’nin Libra yayınlarından çıkan yeni kitabı “İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom’un İnfazı” tavsiye edilir)
Şalom’da yayınlanan Mois Gabay imzalı yazıdaki iddia ise daha da çarpıcıydı. Gabay “Elrom’un suikasta uğradığı tarih 22 Mayıs Nazi canisi Adolf Eichmann’ın Arjantin’de yakalanıp İsrail’e uçakla kaçırılmasından tam bir gün sonrası” olduğuna dikkat çekerek Elrom’un Suriye’ye kaçmış, yıllarca baba Esad’a danışmanlık yapmış, Eichmann’ın asistanı Alois Brunner’in içinde olduğu bir intikam saldırısında öldüğünü iddia etti.
70’ler ve 80’ler boyunca, 60 yıl önceki 1915 için Türkiye Cumhuriyeti diplomatları ASALA’nın hedefi oldu. 42 diplomat ve diplomat yakını ASALA’nın terör eylemlerinde hayatını kaybettiler.
80’lerde Ürdünlü diplomatlar da benzer bir seri terör eylemlerinin hedefindeydi. Kral Hüseyin’le Yaser Arafat arasındaki İsrail’in tanınmasını da içeren Filistin görüşmeleri ve Batı Şeria ile Ürdün arasında bir konfederasyon kurulmasının gündemde olduğu yıllarda İran destekli İslami Cihad örgütü dünyanın her yerinde Ürdünlü diplomatları öldürmeye başladı. Dokuzuncu cinayet Ankara’da yaşandı.
24 Temmuz 1985 günü sabah 08.25’te 3 yıldır Türkiye’de görevli 40 yaşındaki Ürdün Büyükelçiliği Başkâtibi Ziad Cevdet Sati, arabasıyla evinden işe gitmek için yola çıkmıştı. Çankaya son durakta ABD Büyükelçiliği Kulübü önündeki kırmızı ışıkta durdu. Yanına yaklaşan genç başına doğru beş el ateş açarak Hoşdere Caddesi’ne doğru kaçtı, kontrolü kaybeden başkâtibin arabası yoldan çıktı ve bir bankanın duvarına çarparak durabildi.
Ankara’nın orta yerinde bir diplomata yönelik suikast için geniş çaplı bir soruşturma başlatıldı. Cinayeti aynı gece BBC ve Anadolu Ajansı’nın farklı bürolarını arayan üç örgüt üstlendi; İslami Cihad, Kara Eylül, Hizbullah... Polisin soruşturmasında ise katil zanlısı olarak 33 yaşındaki İranlı Hüseyin Golami Dizajikan’ın adına ulaşıldı. Ama Gürbulak sınır kapısından Türkiye’ye giriş yaptığı ortaya çıkan o İranlı hiçbir zaman bulunamadı.
25 Ekim 1988 günü ise Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nde 6 yıldır görev yapan 2. Kâtip Abdülgani Bidevi, akşam 9’a kadar mesaiye kalmıştı. İşi Riyad’dan gelen şifreli mesajları çözmekti. Eşini aradı ve evde yemek olup olmadığını sordu. Eşi Fevziye Bidevi evde yemek olmadığını söyleyince, dışarıda yemeğe gitmeye karar verdiler. Arabasıyla evinin önüne geldi, eşinin aşağı inmesi için kornaya bastı, eşi aşağıya inmek üzereyken evden paltosunu almak için arabadan indi, tam o sırada yanına yaklaşan biri silahını doğrulttu ve başına iki el ateş açtı. Bidevi olay yerinde hayatını kaybetti. Saldırıyı ajansları arayan İslami Cihad-Hicaz ve İslami Cihad Ansar-ı Hüseyin Kürdistan Seksiyonu adlı adı bilinmeyen iki örgüt üstlendi. Saldırganlar yine bulunamadı. Saldırının hac için bir yıl önce Mekke’ye gelen 700 İranlının Suudi güvenlik güçleri tarafından öldürülmesine karşı yapıldığı iddia edildi.
2 Nisan 1989 günü İstanbul ve Ankara’da beş ayrı bomba patladı. İstanbul’da Enka, Eska ve Sabancı Holding binalarında akşam 20.45’te aynı anda patlayan bombalar maddi hasara sebep olmuştu. Saldırıları Kızıldere’nin yıl dönümü gerekçesiyle Dev-Sol üstlendi. İki saat sonra Ankara’da ise hedef Britanya Büyükelçiliği’nde çalışan Hüseyin Osman’ın aracıydı. Saldırıların İstanbul’dakilerle aynı güne denk gelmesi tesadüf müydü, hiç bilinemedi. İngiliz diplomatın Salman Rüşdi’nin Britanya’ya sığınmasına karşı hedef seçildiği iddia edildi ama failler yine yakalanamadı.
Bir yıl sonra 16 Ekim 1989’da Suudi Arabistan Büyükelçiliği askerî ataşeliğinde muhasebeci olarak çalışan 32 yaşındaki Abdurrahman El Şirevi, sabah 9’da iş yerine gitmek için Çankaya’daki evinden çıktı. Arabasıyla askerî ataşelik binasının yakınında park yeri ararken, şoför mahalline yerleştirilmiş saatli bomba patladı. Kendini arabadan atan genç diplomatın iki bacağı da kopmuştu. Ağır yaralanan diplomat ülkesine gönderildi. Gazeteler cinayetin arkasında İran’ın olduğunu yazdı ama saldırının sırrı yine çözülemedi.
Bir yıl sonra bu kez Suudi Arabistan Büyükelçiliği 2. Sekreteri Abdürrezzak Kaşmeri'nin otosuna patlayıcı yerleştirildi. Diplomatın yaralı kurtulduğu saldırıyı yine İslami Cihad üstlendi ama yine hiçbir fail yakalanamadı.
26 Mart 1991 günü Irak Büyükelçiliği’nde ticari ataşelikte muhasebe müdürlüğü yapan Ali Kays El Hüseyin her sabah olduğu gibi beş çocuğunu Libya Büyükelçiliği’ndeki okula götürmek üzere evden çıktı. Hüseyin, eşi ve beş çocuğuyla evlerinin karşısındaki arsada park ettikleri arabalarına bindiler. Arabayı çalıştırdığında arabanın önünde bir patlama meydana geldi. Neyse ki patlamadan Iraklı diplomat ve ailesi hafif yaralarla kurtuldular. Saldırının o günlerde Irak’ta Saddam Hüseyin’in Kürt ve Şii ayaklanmalarını sert biçimde bastırmasına tepki olarak yapıldığı yazıldı.
28 Ekim 1991 Pazartesi sabah saat 07.50’de Ankara’da bir bomba sesi daha duyuldu. Ankara’da görev yapan Amerikalı çavuş Victor Marvick ve eşi Lucinda işe gitmek üzere evlerinin önünde pick-uplarına binmişlerdi. Çavuş Marvick kontağı çevirir çevirmez büyük bir patlama olmuştu. Bilgisayar mühendisi olan 38 yaşındaki Amerikalı asker hayatını kaybetti, eşi yaralandı.
Yarım saat sonra iki kilometre ötede başka bir patlama sesi daha duyuldu. Hedef yine bir diplomattı. Mısır Büyükelçiliği’nde görevli Abdullah El Korabi’nin aracının altına yerleştirilmiş bomba, kendisini ağır yaraladı, arabanın arka koltuğunda oturan çocuğu da hafif yaralarla saldırıdan kurtuldu. Bir süre sonra Hürriyet’in İstanbul merkezine kimliği meçhul bir telefon geldi. Yarım saat arayla iki diplomatı hedef alan saldırıları İslami Cihad örgütü adına üstlenen ses şöyle diyordu: “Siyonizmin ve emperyalizmin maşası olanlara karşı eylemlerimiz Filistin’de İslami bir devlet kuruluncaya kadar devam edecektir.”
Victor Marvick’e yönelik saldırıyı İslami Cihad dışında Dev-Sol da üstlendi. Bilgisayar mühendisi olan Amerikalı Çavuş Marvick, Dev-Sol operasyonlarında ele geçirilen bilgisayar disketlerinin çözümünde Türk polisine yardım etmişti. Yarım saat arayla Amerikalı bir çavuş ve Mısırlı bir diplomatın Ankara’da bombalarla hedefte olmasından iki gün sonra Madrit’te ABD’nin koordinatörlüğünde İsrail ve Filistin arasında barış görüşmeleri başladı.
Ve bir yıl sonra 7 Mart 1992 günü saat 14.00’te İsrail Büyükelçiliği Güvenlik Amiri Ehud Sadan alışveriş için Çankaya pazarına gitti. Alışverişe giderken çocuğunu Hilton Otel’e bıraktı. Arabasını pazarın önüne park etti. Bir saat sonra poşetlerle geri döndü. Poşetleri arabasına yerleştirdi, kontağı çevirir çevirmez büyük bir patlama meydana geldi. Sadan parçalanarak hayatını kaybetti. Ehud Sadan’ın MOSSAD ajanı olduğu iddia edildi. Bombanın dünyada ilk defa kullanılan bir yöntemle debriyaja yerleştirildiği tespit edildi. Ama DGM savcısının el koyduğu bu cinayetin faili de yakalanamadı. Saldırının 17 Şubat 1992’de İsrail’in Hizbullah lideri Abbas Musavi’yi bir roket saldırısıyla öldürmesine rövanş olarak yapıldığı iddia edildi.
12 Aralık 1992’de Ankara’daki Hindistan Büyükelçiliği İkinci Kâtibi Yash Pal Kumar'ın otomobilindeki bomba da Çankaya Piyade Sokak'ta patladı. Kumar, saldırıdan yaralı kurtuldu. Failler yine bulunamazken gazeteler saldırının sebebinin, Keşmir’de Müslümanlara yönelik baskılar olduğunu yazdı.
Nisan 1994’te bu kez Sırp güçleri Gorazde’de Boşnak Müslümanları katlediyordu. 19 Nisan günü Yugoslavya Cumhuriyeti'nin Ankara'daki büyükelçiliğinde görevli Sırp diplomat Zivorad Simiç'in aracına bomba kondu. Kimsenin yaralanmadığı saldırıda üç araç yandı.
2000 yılında adı “Uğur Mumcu Uzun Takip” UMUT olan soruşturmada savcı Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı ve Muammer Aksoy’a yönelik suikastlarla birlikte 80’lerin sonu 90’ların başında Ankara’da diplomatlara yönelik bütün saldırıların İran’ın Kudüs Ordusu komutanı Ahmet Daudi’nin talimatıyla Ferhan Özmen ve arkadaşları tarafından işlendiğini iddia etti. Ferhan Özmen, 12 yılda işlenen 22 suikastın faili olarak hâlâ hapiste.
2016’da, Suriye’de İran, Rusya ve Türkiye arasındaki kritik toplantıdan bir gün önce Ankara’da Rusya Büyükelçisi’nin bir “polis” tarafından öldürülmesi de bu uzun ve karanlık tarihe eklenmiş oldu.
1942’de Alman Büyükelçi Von Papen’i öldürmeye çalışırken üzerindeki bomba patlayan Üsküplü hukuk öğrencisi Ömer Tokat’ın arkasında; onun Nazilerin, doğduğu şehrin işgaline karşı öfkesini kullanan Sovyet ajanları olduğu çıkmıştı.
Kameralar ününde Rusya Büyükelçisi Karlov’u öldürdükten sonra öldürülen FETÖ bağlantılı 2.5 yıllık çevik kuvvet polisini, bu kadar kritik bir toplantı öncesi çok dar bir çevrede duyurulmuş bir sergi açılışına kimin getirip ölümü pahasına tetiği çektirdiği de hâlâ açıklanmayı bekliyor...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları

















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025