Yıldıray OĞUR
Türkiye KCK’yı (Koma Civakên Kurdistan- Kürdistan Topluluk Birliği) anlamaya çalışıyor. 2005 yılında kurulan KCK’nın ne olduğuyla ilgili şu âna kadar duyduğum en ikna edici açıklama Kürt siyasetini, PKK’yı, Öcalan’ı çok iyi tanıyan ve bu davayı da çok yakından izleyen bir isimden geldi.
“KCK, Öcalan’ın bulduğu bir istihdam yöntemiydi” dedi ismini vermek istemeyen bu isim.
PKK büyük bir örgüt. Türkiye’de en çok unutulan şey bu örgütün dağda binlerce militanı varsa bir o kadarının da hapislerde olduğu. Bu insanlar on yıldan az olmayan cezalara çarptırılıyor ve günleri gelince de dışarı çıkıyorlar.
Peki, bundan sonra ne yapıyorlar?
1980 ve 1990’larda tutuklanan PKK’lıların cezaları 2000’lerle birlikte dolmaya başlıyor. Sayıları on bine yaklaşan bir insan kitlesinden bahsediyoruz. Bu insanlar yıllarca bu örgüt için mücadele vermişler, hapisten çıktıktan sonra tekrar dağa çıkmaları mümkün değil. Bir kenara atılmaları, sınırlı olanakları olan BDP’li belediyelerde istihdam edilmeleri de mümkün değil... Bulunacak işler de pek çoğu eğitimli olan, üniversiteleri bırakıp dağa çıkmış insanları rencide edebilir. Onlara örgüt içinde duracakları bir yer bulmak gerek. Duracakları bu yer de onların itibarları nispetinde bir yer olmalı. İşte KCK, o yer.
KCK, hapisten çıkan PKK’lıların siyaset yapmaları, örgüt içinde kalmaları, kendilerini kenara atılmış, unutulmuş hissetmemeleri için bizzat Öcalan tarafından bulunmuş bir siyasi istihdam formülü.
Bu aynı zamanda cezasını çeken örgüt üyelerinin sivil hayata ve siyasete katılmaları anlamında bir sivilleşme tabii ki.
Ve bu dava da bu yüzden sivilleşmeye, normalleşmeye vurulmuş bir darbe.
Bunun en iyi örneği KCK davasının bir numaralı sanığı olan Sabri Ok.
Hakkında bugüne kadar Ergenekon’un PKK içindeki uzantısından, örgütün gerçek liderine kadar her şey söylendi. Ama herkesin bildiği gerçekler söylenmedi.
Herkesin bildiği gerçek şu: Sabri Ok, Öcalan’dan sonra devletin en iyi tanıdığı, en çok görüştüğü PKK’lı.
Bunun anlamı bizim gazetede de bir dönem yazılıp çizildiği gibi Sabri Ok’un “devletin adamı” olması değil, Sabri Ok’un PKK içinde en diyaloga açık isimlerden biri olması...
Adıyaman’ın Çokpınar Köyü’nde dünyaya gelmiş, PKK’nın önemli isimlerinden biriyken 1985 yılında yakalanıp 20 yıl cezaevinde yatmış biri Sabri Ok.
PKK’nın ilk eylemini 1984’te yaptığı düşünülürse 20 yıllık bütün PKK tarihini cezaevinde yaşamış, şiddetten uzak kalmış biri.
Kandil, Avrupa, kurumlar ve cezaevi olmak üzere dört paçalı bir yapı olan PKK’nın cezaevi sorumluluğunu yürütmüş uzun yıllar.
Devlet 1998 ateşkesi için görüşmelere başladığında akıllarına gelen ilk isimlerden biri de Bursa Cezaevi’nde yatan Sabri Ok olmuş. (Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu ve Hanefi Avcı daha sonra devletin 1997’de cezaevinde Sabri Ok’la yaptığı görüşmeleri tesbit ettiklerini açıklamışlardı.)
Ok bu görüşmeleri Öcalan’a da ileten isim. Öcalan, Sabri Ok’a çok güveniyor. Sadece onun İmralı’ya yanına getirilmesini istemişti.
2005 yılında Sabri Ok 20 yıllık cezasını tamamlayıp Kandıra Cezaevi’nden serbest bırakılıyor. Peki, ilk ne yapıyor biliyor musunuz? Askere gidiyor... Manisa’da askerliğini yapıyor.
Yasadışı örgütün bir numarası olmayı kafaya koymuş biri askere gider mi? Askere; devletle meselesini halletmek, rahatlamak, legalleşmek, normalleşmek, takibattan kurtulmak isteyen biri gider...
Tam da Sabri Ok bunu yapmak istiyor zaten. Öcalan Sabri Ok’u o dönem kapatılan DEHAP’ın yerine kurulacak DTP’nin başına getirmek istiyor. Hatta Ok, gittiği yerlerde parti örgütleri tarafından karşılanmaya bile başlıyor.
Bu sırada devlet Sabri Ok’la yeniden temas kuruyor. Bunu nereden biliyoruz. Emniyet İstihbarat’ın ‘hizmete özel’ bir kitabından.
2008’in nisan ayında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı yayınlarından çıkan PKK/Kongra-Gel Terör Örgütü- Analiz Notları- Mücadele Metodları adlı gizli ibareli kitaptan bölümler yayımlamıştık geçen yıl.
Hizmete özel o kitapta 2006 yılında bazı devlet yetkililerin PKK’nın Avrupa sorumlusu Sabri Ok vasıtasıyla Abdullah Öcalan’la görüştüğü ve Öcalan’ın 2006 yılı ekim ayında ilan ettiği ateşkesin de bu görüşmeler sonucunda gerçekleştiği yazılıydı.
2006 yılı yani AK Parti’nin iktidarda olduğu günlerde yapılmıştı bu görüşmeler. Devlet Sabri Ok ile hem Türkiye’de hem de yurtdışında görüşüp 2006’daki ateşkes kararını çıkarmıştı. Sabri Ok, PKK içinde uzlaşmaz radikal sol kanattaki isimlere göre daha ılımlı ve liberal görüşleri savunuyordu. Hatta yeni kurulacak partinin dindarla da iyi ilişkileri olmasını istiyordu. Benim konuştuğum isimler Sabri Ok’u, Ahmet Türk’ten bile daha ılımlı bir isim olarak anlatıyor.
Sonra başka güçler devreye girdi. Önce kritik bir yıl olan 2007’de ateşkes bozuldu. Ardından üç ayrı şehirde Sabri Ok’u suçlayan itirafçılar üzerinden davalar açılıp, devletin barışçıl kanadına rağmen Ok köşeye sıkıştırıldı.
O da bunun üzerine 7 Nisan 2007 tarihinde pasaportuyla resmî yollarla Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldı.
Yani KCK’nın bir numarasını devlet çok iyi tanıyor. Sabri Ok yargılanırken lehte tanığa ihtiyaç olursa Ankara’dan özel bir uçak bile kaldırılmak zorunda kalınabilir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025