Yıldıray OĞUR
Geçen hafta Meclis’te yapılan görüşmelerle, 1973'ten beri yürürlükte olan İç Tüzük’te önemli değişikliklere gidildi. 1982, 1996 yıllarındaki geniş kapsamlı değişikliklerle birlikte TBMM İç Tüzüğü’nde 14'üncü değişiklik de yapılmış oldu.
Bu değişikliğin en ilginç tarafı ise Meşrutiyet dönemi meclislerinden itibaren kürsü dokunulmazlığının ve söz hürriyetinin çok geniş tutulduğu Meclis İç Tüzüğü'ne, 12 Mart sonrası, 12 Eylül sonrası, 28 Şubat arifesinde yapılan değişikliklerde bile akla gelmemiş kürsüde konuşma yasaklarının girmesi oldu.
Farkı anlamak için tüzüğün “Meclis’ten geçici çıkarma” cezasını düzenleyen 161'inci maddesinin, kürsüdeki kusurlu hareketleri belirleyen 3'üncü fıkrasının eski halini okuyalım önce:
“Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, Cumhuriyet Senatosuna, Millet Meclisine, Cumhuriyet Senatosu Başkanına, Millet Meclisi Başkanına, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi Başkanlık Divanlarına, Başkanlık görevini yerine getiren Başkanvekiline hakarette bulunmak, sövmek veya onları tehdid etmek yahut Türkiye Cumhuriyeti'ne veya onun Anayasa düzenine sövmek”
Son tüzük değişikliğiyle 3'üncü fıkraya yeni yasaklar eklendi ve şöyle oldu;
“Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanı'na, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'na, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'na ve Başkanlık görevini yerine getiren Başkanvekiline hakarette bulunmak, sövmek veya onları tehdit etmek yahut Türkiye Cumhuriyeti'ne veya onun Anayasa düzenine sövmek, Türk milletinin tarihi ve ortak geçmişine yönelik hakaret ve ithamlar ile Anayasanın ilk dört maddesine aykırı beyanlarda bulunmak, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa ve kanunlarda düzenlenen idari yapısı ve yerleşim birimlerine ilişkin Anayasa ve kanunlara aykırı isim ve sıfatlar kullanmak;”
Kürsüde bunları yapan vekilleri sadece Meclis’ten geçici olarak çıkarılmıyor, aynı zamanda maaşlarının 2/3’ü de ceza olarak kesiliyor. Yani bugünkü vekil maaşları düşünülürse bu, 12 bin TL'lik bir ceza yapıyor.
Peki “Türk Milletinin tarihi ve ortak geçmişine yönelik hakaret ve ithamlar”ın içine neler giriyor?
Hadi hakareti geçtik. İthamın içine girmeyecek ne olabilir?
Mesela bir milletvekili TBMM yayınları tarafından basılan İstiklal Mahkemeleri zabıtlarını eline alıp, kürsüden, Şeyh Said, İsklipli Atıf Hoca’nın yargılandığı mahkeme tutanaklarını okusa, üzüntüsünü bildirse ortak geçmişimize ithamlarda bulunmuş olur mu?
Ya da başka bir milletvekili 24 Nisan’da kürsüye çıkıp soykırım, katliam demeyi bırakın, mesela Başbakanlığın 2013’ten beri her yıl 24 Nisan'da yayımladığı 1915 taziye metnini okusa “bu Türk milletinin tarihi ve ortak geçmişine yönelik bir ithama” girip Meclis’ten atılmasına neden olur mu?
Ya da bir milletvekili 1937/38 Dersim Katliamı’nda öldürülen insanlarla ilgili 2013’te Başbakan’ın yaptığı özür konuşmasını tekrar okusa, Meclis oturumundan atılır mı?
Ya da “Göktürkler Çin prensesleri tarafından kandırıldı“, “Dördüncü Murad içkiyi yasakladı ama kendi içerdi”, “Baltacı Katerina aşkına savaşı kaybetti”, “Kuyucu Murad Paşa Alevileri öldürdü”, “İttihatçılar ülkeyi savaşa sokup mahvetti” gibi yarı dedikodu yarı tarih klişelerini Meclis kürsüsünden söylemek de ortak geçmişimize hakaret ve itham olabilir mi?
Peki, Meclis kürsüsünden “Anayasanın ilk dört maddesine aykırı beyanlarda bulunmak” suçuna neler girebilir?
Meclis kürsüsünden bir milletvekilinin “Atatürk milliyetçiliğine, laikliğe, sosyal ve hukuk devleti ilkelerine” aykırı beyanlarda bulunduğu nasıl tespit edilecek?
Mesela “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum” diyen bir milletvekili için Genel Kurul salonuna güvenlik mi çağrılacak?
Meclis kürsüsünde “Bizde laiklik dinsizlik olarak yorumlanıyor, Anayasada laiklik olmasına gerek yok” ya da “Bu sosyal devlet ilkesi komünistliktir, anayasadan çıkarılmalı”, “Ankara çok çirkin, bir türlü de düzelmiyor, gelin İstanbul’u başkent yapalım” diyecek milletvekili 12 bin TL'yi yanında mı bulundurmalı?
***
Gelelim, “Türkiye Cumhuriyetinin Anayasa ve kanunlarda düzenlenen idari yapısı ve yerleşim birimlerine ilişkin Anayasa ve kanunlara aykırı isim ve sıfatlar kullanmak" suçuna.
Bu yasağın HDP’li vekillerin kürsüde Kürdistan, Kürt illeri dememesi için konulduğu açık. Peki bugüne kadar bu kavramları Meclis’te binlerce kez kullandıkları için Türkiye’nin toprak bütünlüğünden bir çakıl taşı eksildi mi? Yoksa her siyasi meseleyi ve talebi Ankara’daki Meclis’te konuşabilme hakkı, ülkenin bütünlüğünün sigortası, silahla hak arama karşısındaki en meşru ve ikna edici argüman mıydı?
Peki bu yasağın kapsamı başka nerelere uzanabilir? Mesela bir milletvekili kürsüye çıkıp, köyünün adının Kürtçe, Lazca, Rumcasını söylese bu da kanuna aykırı isimlere girecek mi? Meclis kürsüsünde Tunceli’ye Dersim, Aydınlar’a Tillo, Güneysu’ya Potomya demek yasak mı artık? Ya Barzani’yle petrol anlaşmaları anlatılırken Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi demek? Ya da tarihten bir olay anlatırken Lazistan, Kürdistan mebusu demek?
Türkiye, konuşmaktan korkmaktan vazgeçmemiş miydi? Hem de her şeyin açıkça konuşulması için varolan, yasama dokunulmazlığının bu yüzden sınırsız olduğu Meclis kürsüsünde? Dışarıda her yerde söylenip Meclis kürsüsünde söylenemeyecek ne olabilir? Peki Meclis kürsüsünde bile söylenemeyen fikirler nerelerde söylenmeye başlanır?
'Sessiz Devrim' adlı o 255 sayfalık kitapta eski devletten kalma yasaklar, korkuların nasıl kaldırıldığı anlatılmıyor muydu?
Meclis kürsüsüne bu yasakları koyduktan sonra yıllardır binbir zorluklarla büyük mücadelelerle yapılan reformlar, değiştirilen yasalar, yıkılan tabular, özürler, taziyeler, açılımlar nereye uçtu? Yoksa bu liberaller de mi devletimizi kandırdılar?
En azından “eyvah yeni devlet kuruluyormuş” diye boş yere evham yapanlar Meclis iç tüzüğünün değişen 161'inci maddesinin 3'üncü fıkrasını okuyup rahatlayabilir. Televizyonda serbest olabilir ama Meclis’te eski devlet hakkında kötü söz etmek artık yasak.
Tabii 12 bin TL'sini bastırıp kürsüden her istediğini söyleyecek vekillere bir çare bulmak şartıyla.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025