Yıldıray OĞUR
Geçen hafta 29 Ekim kutlamaları vesilesiyle ilginç bir tartışma başladı, muhtemelen 10 Kasım vesilesiyle bir kere daha canlanacak.
Gecikmeli Atatürkçülüğünü ilan edenler, yeni başlayanlar için Atatürkçülüğe giriş dersleri verenler, “bırakın artık Atatürk’le uğraşmayı”, “Kemalist vesayet zaten bir NATO-FETÖ oyunuydu” diye tarihi yeniden yazmaya çalışanlar oldu.
Bu duygusal atmosferde, Latife Hanım’ın 21 Şubat 1926 tarihli Boston Sunday Advertiser gazetesinde çıkan mektubunun çevirisini Derin Tarih dergisinde yayınlayan tarihçi Mustafa Armağan’a ve yazar Süleyman Yeşilyurt’a 5816 sayılı Atatürk’ün hatırasını koruma kanunundan açılan davalarda hapis cezaları verilmesi karambole gitti.
Yeni kurulan ittifaklar sarsılmasın diye sesini çıkarmayanlar da oldu, yargının bir sağdan bir soldan kararlarında adalet bulup, mutlu olanlar da.
Bu kararla artık Atatürk’le ilgili Selanik’te doğdu, Dolmabahçe’de hayatını kaybetti sınırları dışında gerçek bir biyografi yazmak da uzun bir süre daha mümkün olmayacak.
İçinde Atatürk’ün özel hayatıyla ilgili de bolca anektodlar olan Andrew Mango’nun biyografisi ya da Cemal Granda’nın anıları hakkında bir aklı evvel savcı isterse toplatma kararı çıkartabilir.
Ama bu karara verilen tepkiler en az haberin kendisi kadar üzerine konuşulmayı hak ediyor.
Aslında birbirine zıt görünse de birbirinin tıpatıp aynısı iki tepki çıktı karşımıza.
Dört çalışanı, yaptıkları haberler, yazdıkları yazılar, attıkları tweetlerden oluşan iddianamelerle aylardır haksız bir şekilde tutuklu yargılanan Cumhuriyet Gazetesi, Mustafa Armağan’a yayınladığı bir tarihi mektup yüzünden hapis cezası verilmesini
“Atatürk düşmanı Mustafa Armağan’a hapis cezası... Ceza ertelenmedi” başlığıyla sevinçle okurlarına duyurmakta bir çelişki görmedi örneğin.
Yine haberler, manşetler ve tweetler nedeniyle hakkında dava açılan, açılan bu dava yüzünden sahibinin yurtdışından dönemediği, bir muhabirinin tutuklu, diğer çalışanlarının da ağır cezalarla yargılandığı Sözcü Gazetesi de bir yazara fikirleri ve dergisindeki bir yayını nedeniyle hapis cezası verilmesi karşısında sevincini gizleyeme gereği duymadı: “Atatürk düşmanı sözde tarihçi Mustafa Armağana'a verilen cezanın ardından bir Atatürk düşmanı daha hapis cezası aldı. “
Hükümete yakın gazetelerde ise tam tersi yaşandı.
Mustafa Armağan’a 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu nedeniyle hapis cezası verilmesini haklı olarak eleştiren yazılarda tabulaştırmalardan şikayet edildi, düşünce özgürlüğünün önemi hatırlatıldı. Yazılardan biri şöyle bitiyordu örneğin:
“Ülkede düşünce özgürlüğü isteyenler düşüncenin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan bu yasaya “Hayır!” demeyecek mi?”
Halbuki bu gazeteler bir kaç gün öncesine kadar Osman Kavala’nın, Büyükada’daki sivil toplumcuların fikirleri, siyasi duruşları nedeniyle tutuklanmasından sevinçle bahseden haberlerle doluydu. Cumhurbaşkanı’na ve devlet büyüklerine hakaretten açılan davalar, verilen tutuklama kararlarından ise hiç bahis yoktu.
Adalet Bakanlığı’nın 2016 yılı Adli Sicil istatistiklerine göre
Sadece 2016 yılında 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Kanunu kapsamında 927 adli işlem yapıldı. Yine aynı Adalet Bakanlığı resmi verilerine göre 2016 yılında Türk Ceza Kanunu'nun 299-301. maddelerinde düzenlenen "devletin egemenliğine ve organların saygınlığına karşı işlenen suçlar kapsamında yapılan işlem sayısı ise 46 bin 193. Bu işlemlerden TCK 299 "Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamına giren dosya sayısı 2 bin 776.
2017 yılında bu sayıların artacağına kuşku yok.
Bu iki durum karşısında tutarlı insanların önünde aslında iki yol var; Ya hem 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu hem de TCK’daki 299-301 kapsamına giren suçlarda hapis cezaları verilmesine karşı çıkılacak ya da her ikisinde de tutuklamalarla sağlanan eşitlikle mutlu olunacak.
Ama galiba tutarlılık endişesini işin içinden çıkarınca geriye cevap olarak üçüncü seçenek kalıyor; Hoşumuza giden tutuklamalara oley çekip, hoşumuza gitmeyen de “Nerede düşünce özgürlüğü” diye bağıracağız.
Ve bu çelişkili de olmayacak. Çünkü sadece kendi mahallerimize konuşuyoruz ve sadece ‘bizimkilere’ karşı ahlaken sorumluyuz.
Ötekiler, bizden olmayanlar, mahalle, cemaat sınırları dışındakiler, hasımlar neredeyse insan öncesi neandertal yaratıklar hükmünde. Onların başlarına gelecek felaketler ancak bizim hanelerimize gol olarak yazılabilir.
Türkiye’de bütün kesimler kendilerini ülkenin gerçek sahipleri, millet-i hakime olarak görüyor. Gerisini ise meşrebine göre “bozulmuş”, “buraya ait olmayan”, “dejenere olmuş”, “cahil kalmış”, “soysuz”, “köksüz”, “yabancı” ya da “eğitimsiz çomar”.
Bu yüzden onlarla empati kurmak, onlar için de adaleti ve temel ilkeleri savunmak zorunda değiliz. Ortak bir gelecek tahayyülü de kurulamayacağı için herhangi bir konuda geçmişten ders çıkarmak, özeleştiri yapmak, değişmek, eski gömleğini çıkartmak, uzlaşma yolları aramak itibarlı işler değil.
Halbuki tarihin bu aşamasında birbirimize karşı bu kadar hoyratça davranma lüksümüz ve yüzümüz kalmamış olması gerekirdi.
Belki FETÖ ve darbe her kesim için oturup özeleştiri yapmak için bir fırsat olabilirdi ama 1.5 yıl sonra geride “biz haklı çıktıktan” başka bir ses duyulmuyor yine.
Halbuki kimse haklı çıkmadı.
Evet darbeyle, devlet işlerinde laikliğin kıymeti anlaşıldı ama FETÖ laiklikten taviz verildiği için değil katı laiklik uygulamalarına tepki olarak ortaya çıktı, taraftar topladı ve devlette örgütlendi.
Evet, 2010 referandumunun ardından sonra HSYK’da FETÖ çoğunluğu ele geçirdi doğru, bu dönemin iktidarının suçu. Ama 2010 referandumuna Türkiye, 2007’de Cumhurbaşkanı adayının eşi başörtülü diye meydanlara dökülen milyonlarla, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararıyla, e-muhtırayla, başörtüsü yasağını kaldırmak istedi diye iktidardaki AK Parti’ye kapatma davasıyla geldi. Referandumda evet veya yetmez ama evet diyenler, başörtülü kızların üniversiteye dahi girememesini sağlayan yargı, üniversite, ordu denklemini kırmak için yaptılar bunu. Eğer, bütün yargıyı kontrol etmeye devam etmek motivasyonuyla YARSAV’ın itirazını CHP Anayasa Mahkemesi’ne taşımasa ve HSYK seçimlerinde blok oyu imkansız hale getiren madde düşmeseydi belki referandumdan sonraki seçimleri de FETÖ kazanamayacaktı.
Bu tarihsel ve siyasal öfkeyle açılan davalarda, darbecilerle ve derin devletle hesaplaşma motivasyonu, FETÖ’nün kendi planını uyguladığının, yapılan zulümlerin, adaletsizliklerin de üzerini örttü.
Bugün de başka motivasyonlar başka adaletsizliklerin üzerini örtüyor. Hatalar tekrarlanıyor. Çünkü kimse
kendi hatasıyla yüzleşmeye cesaret edemiyor.
Kimse karşısındakinin ahlakına da güvenemeyince, herkes kendini en güvende hissettiği cemaatine çekiliyor, sınıfsal hınçlar siyasete, davaya dönüşüyor, rövanş kaygıları kendi cephesindeki açık hataların üzerini örtüyor.
Böylece bütün pozisyonlar sabitleşiyor, fikirler katılaşıyor. Herkes kendi asli evine, baba ocağına dönüyor.
O yüzden yeniliğinden geriye pek az şey kalan ‘Yeni Türkiye’nin karşısına çıkan tek alternatif, nostaljik bir tarih okumasıyla bütün günahlarından arındırılmış ‘Eski Türkiye’ oluyor.
Bu muğlaklıkta kendisine tutunacak bir dal arayanlar geçmişin dezenfekte edilmiş hatıralarına sığınıyor.
Halbuki bütün yaşadıklarımızdan sonra çok açık ki Türkiye’de günün sonunda herkes yüzde 50 haklı, yüzde 50 de haksız çıktı. Ama her kesim yüzde 100 haklı olduğu ve haklı çıktığı konusunda ısrarlı.
Her kesim mağdur da oldu zalim de. Eşitlendik. Bu dipte eşitlenme yeni bir başlangıç yapmak için büyük bir fırsat. Tabii kibirden, sınıfsal hınçtan, geçmişin kötü hatıralarından başımızı kaldırıp görebilirsek.
Önümüzde fazla seçenek de yok; eski hal muhal, yeni hal de muhal. Ya yepyeni hal ya da izmihlal.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025