Yıldıray OĞUR
İki hafta içinde önce Sütlüce’deki AKP İl Başkanlığı’nın yakınlarında, ardından da Ankara’da taşıt trafiğine kapatılmış, her tarafı polis kaynayan Başbakanlık’ın yakınlarındaki Yargıtay binasının önünde iki bomba patladı. Bizim yazı işlerinde yarı şaka yarı ciddi olarak bu mesaj kaygılı faili meçhul bombalar şöyle tartışıldı: MİT mi yaptı, Emniyet mi?
Ardından Mardin Nusaybin’deki bir KCK davasına tutuklu olan 19’lu yaşlarda üç sanık kendilerinin aslında polisin ajanı olduğunu açıklayıverdi. Mahkemede bir anda çözülen “polis ajanı” KCK’lılar, “şu polis lojmanının bilmem kaçını katında kalan polis bize 30 kişilik sınıflarda bomba eğitimi verdi, bazı kişilerin vurulmasını istedi, polis zoruyla Emniyet binasına ateş ettik” gibi fantastik şeyler anlattı. Valla biz bunu da “KCK’ya PKK sızmış” esprilerine neden olan Emniyet kaynaklı KCK-MİT ilişkisi haberlerine karşı MİT’in bir cevabı olarak okuduk.
Sonra İstanbul’da yine topraktan gömülü bombalar çıkıverdi. Uzun süredir olmuyordu bu. Kameralar çekerken bombaları gömenlerin gömdüğü bombalar ancak gün boyunca kazılıp bulunabildi. Valla biz bunu da “KCK soruşturmaları azalınca işte böyle olur” mesajı olarak yorumladık.
Tabii bir de manşetlere “yeni KCK” olarak çıkan HDK meselesi var. PKK ve Türk solunun bir türlü gerçekleşemeyen ütopyası çatı partisinin bir milyonuncu başarısız girişimi olan Halkın Demokratik Kongresi (HDK) karşımıza Halkın Demokratik Kardeşliği olarak çıkarılıverdi. Herhalde yeni operasyon dalgasında Yüzüklerin Efendisi’nden Gollum’un falan gözaltına alınması planlanıyor. Tabii Ufuk Uras’tan Ferhat Kentel’e bir sürü aydının içinde olduğu bu yapı ancak Saruman yakalanırsa çökertilebilir.
Yani gördüğünüz kadar aptal değiliz. Hatta sayenizde biraz da paranoyaklaştık.
Başlıktaki öneride herhangi bir Siyonist fitne yok, Stratfor’dan da çıkmadı. Bu yazı bir cemaat operasyonu da değildir. Bütün âlemin bulunabileceği bilgisayarımdan “Roni Yıldıray’a yazı yazdırsın” talimatı da çıkmaz. Ayrıca yazı yazılırken Hakan Fidan ya da Başbakan’ın çok sevdiği adamlarından herhangi biri de hedef alınmadı. Herkes gönlünü ferah tutsun. Cümledeki tek ideoloji satirizmdir. O kadar. Ama ciddiye alan olur diye önerimi tekrarlayayım: Kürt sorununa çözüm için önce MİT ile Emniyet Oslo’da müzakerelere başlamalıdır. Kürt meselesinin çözümüne çeyrek var. Ve bu çözümün önündeki en büyük engellerden biri MİT ve Emniyet arasında yaşanan iktidar kavgasıdır. Devlet-PKK görüşmeleri üzerinde çalışan, İmralı-devlet görüşmelerini ilk yazanlardan biri olarak iki cepheden birinin içinde saf tutarak siyaset yapan, yazı yazan, pozisyon alan herkese hatırlatmak isterim: Bu mücadeleciler ve müzakereciler arasındaki bir savaş değildir. Karşımızda iyi MİT’çilerle, kötü Emniyetçiler arasındaki bir mücadele de yok.
Bunun en somut örneği dün açıklanan Abant Platformu bildirisidir. Cemaatin ya da camianın organizasyonu olan Abant’tan anadilde eğitim, ademimerkeziyetçilik, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çıktı. Sırf bunları istedi diye KCK davasından içeride yatanlar var. Bu üç madde aslında PKK’nın bugün silahlı mücadele gerekçesidir. Dün kabinenin heyecanlanarak izlediğimiz birkaç bakanından biri olan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de Kürtçe seçmeli ders için ilk yeşil ışığı yaktı. Ee yani sorun ne o zaman? Sorun 14 Temmuz 2011’den sonra Devrimci Halk Savaşı ile masayı yıkan PKK’nın iktidar sarhoşluğuydu. Şimdi ise devlet içindeki bu iktidar kavgasıdır.
Aslında bu kavganın Kürt meselesiyle neredeyse hiçbir ilgisi yok. Kürt meselesi bu kavganın taraflarının birbirlerini karşılıklı olarak kriminalize etmek için en elverişli savaş alanı sadece.
Yoksa PKK ile temas MİT’in Genelkurmay’ın ve Emniyet’in de içinde olduğu ortak bir devlet politikası. Hem de 1995 seçimlerinde DEHAP’ın aldığı büyük başarıyla devlet içinde yaşanan aydınlanmadan beri. O seçimlerdeki sonuçlar, 1993’ten 95’e kadar Kürt bölgesinde rutin dışına çıkan, türlü suçu işleyerek PKK’yı bitirme noktasına getirdiğini düşünen devletin kafasının dank etmesine neden oldu. O günden beri de devlet içinde “bu iş böyle gitmez” çizgisi ile “olmaz öyle şey” çizgisi hep kapıştı. MİT gibi Emniyet de 1998’deki ateşkesten bu yana son süreç de dâhil olmak üzere tüm PKK-devlet görüşmelerinin içinde yer aldı. İnanmayanlara Kürt açılımının Polis Akademisi’nde başladığını, açılım toplantılarını Emniyet’in organize ettiğini hatırlatalım.
Anladığım kadarıyla son dönemde MİT ve Emniyet İstihbarat arasındaki temel fark MİT’in bu müzakereler sırasında PKK’nın içine sızma ve devşirme yöntemlerine Emniyet’in mesafesiydi. KCK Türkiye Meclisi 2005’te Sabri Ok hapisten çıkar çıkmaz kuruldu, 2006’ta da MİT, askerliğini yapıp Ankara’ya yerleşen Ok’la görüşmeye başladı. Emniyet bunun tesadüfî olmadığını düşünüyor. KCK’nın MİT tarafından kurulduğu hikâyesinin kökeni bu galiba. Bu doğru da olabilir. KCK bir ovaya inme adımı olarak desteklenmiş olabilir. Daha geçen hafta MİTçilerin, PKK’nın yayın organlarından birinin yöneticisiyle fotoğraf şirketi kurduğu, hatta böylece Kandil’in yakından fotoğraflarının çekildiği ortaya çıktı. (“Kıymetini bilemedik MİT” diye verildi bu haber belki o yüzden farketmediniz.)
MİT ve Emniyet bu kavga yüzünden birbirilerinin adımlarını boşa çıkaracak hamleler yapmaya başladı. Bu kavga yüzünden yüzlerce KCK tutuklusu yıllardır içeride yatıyor, devletin söz verip çağırdığı ve serbest bıraktığı PKK’lılar da bu yüzden tutuklandı ya da kaçtı. Manzara bu kadar açık. Bunu görmeyecek kadar kör değiliz. MİT ve Emniyet İstihbarat’ın Başbakan’ın gözüne girme, devlet aklını belirleme olarak özetlenecek iktidar kavgasının savaş alanı haline gelmiştir artık Kürt sorunu. Ama yine de geç değil. İlle Oslo olmak zorunda değil, Stockholm de olabilir. Emniyet ve MİT müzakerelere başlasın. Büyük savaşı durdurmak için önce bu küçük savaş durdurulsun.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025