Yıldıray OĞUR
Bu yazı yazılırken Ekrem İmamoğlu- Binali Yıldırım arasındaki televizyon tartışması sürüyordu.
İlk izlenim, uzun bir süre sonra televizyonda karşı görüşten bir politikacıyla tartışmanın amatörlüğü ve çekingenliği iki adayı da germişti. 17 yıl aradan sonra böyle bir tartışma yapmanın hamlığı da formata yansımıştı.
İkisi birleşince de ortaya sıkıcı bir tartışma çıktı.
Yine de tartışma sayesinde bir kaç saatliğine de olsa, teröristlik, hainlik, hırsızlık iddialarının havalarda uçuştuğu mevsim normallerinin çok üstünde bir demokrasi havasını teneffüs etmiş olduk. Aralarında TRT’nin de olduğu bazı kanallara yıllar sonra ilk kez karşıt görüşten biri çıkmış oldu. Gerekçesiz iptal edilmiş bir seçimin sandığından çıkan mesaj bile ülkedeki demokrasi çıtasının yükselmesini sağladı.
Ama dünyada bütün siyasi tartışmalar bu kadar sıkıcı olmuyor.
Özellikle adayların at başı gittiği bir yarışta seçim öncesi televizyon tartışmalarının son dakikada seçmen kararını ve seçimin sonucunu değiştirebildiğinin tarihte epey örneği var.
Kararsız seçmenler için televizyonda bir anlık tereddüt, yanlış verilmiş bir bilgi, öfkeye teslim olunan bir an, iyi bir espri, kameralara yakalanmış bir bakış çok şey ifade edebiliyor.
Hatta bazen sadece bir adayın saatine bakması bile...
1992 yılında ABD’deki başkan adayları arasında tartışmada olduğu gibi...
Savaş gazisi, CIA başkanlığı yapmış, bir yıl önce Irak’a girmiş, Amerikalılar için zafer kazanmış 68 yaşındaki Başkan Bush, dört kez yapılan televizyon tartışmalarının birinde pek de iyi olmadığı ekonomiden gelen bir izleyici sorusu sırasında bir an için saatine bakarken kameralara yakalanmıştı.
https://www.youtube.com/watch?v=7ffbFvKlWqE
Bush’un ekonomik meselelere ilgisizliğini gösteren o görüntü 12 yıldır küçük bir eyaletin valiliği yapan 46 yaşındaki Bill Clinton’ın seçimdeki sloganını iyice parlatmıştı: “Mesele ekonomi, aptal!”
Başkan adaylarının tartışma sersinin bir diğerine ise vatanseverlik meselesi damga vurmuştu.
İkinci Dünya Savaşı’nda uçağı vurulunca yüzerek savaş gemisine çıkış görüntüleri olan gazi pilot Bush, 1969’da Vietnam Savaşı’nı protesto için Londra’da ABD karşıtı bir yürüyüşe katıldığı ortaya çıkan Clinton’a “Yabancı topraklarda kendi ülkene karşı çıkmakta sorun vatanseverlik değil, sorun karakter ve muhakeme yeteneği” deyince Clinton, önceden hazırlandığı belli olan bir cevapla karşı kalenin ağlarını bir kere havalandırdı:
“Senatör McCarthy, insanların vatanseverliğini sorgularken ona Connecticut’dan bir senatör karşı çıkmıştı: Prescot Bush. Babanız McCharty’e karşı çıkmakta haklıydı. Ama siz benim vatanseverliğime saldırırken hatalısınız. Ben savaşa ülkemi çok sevdiğim için karşı çıktım.”
Clinton, biraz da bağımsız aday Ross Perot’un oyları bölmesiyle seçimleri kazandı.
1858 seçimlerinde Lincoln ile Douglas arasındaki 7 serilik moderatörsüz münazaralarla başlayan ABD’deki başkan adayları tartışma geleneği daha sonra radyoda devam etti, 1960’da ise televizyondaki ilk tartışma yapıldı.
80 milyon Amerikalıyı ekran başına toplayan ilk televizyon tartışmasında seçimin kaderini etkileyen ise adayların konuşmaları ya da vaatleri olmadı, makyaj oldu!
Bütün anketlerde önde görünen Nixon, genç ve tecrübesiz Kennedy’ye göre çok daha iyi bir konuşmacıydı. Ama o gün programa bütün gün seçim gezilerinde yorgun düşmüş ve hasta olarak gelmiş, program yapımcılarının makyaj teklifini de reddedince ona ters gelen stüdyo ışıkları Amerikalıların “Five o’clock shadow” dediği kirli sakalını ortaya çıkarmıştı. Seçimleri, yorgun ve yaşlı görünen Nixon’a karşı, tartışmaya bütün gün dinlenerek, üstüne bir tane de kortizon iğnesi yiyerek gelmiş yüzü parlayan Kennedy kazandı.
https://www.youtube.com/watch?v=gbrcRKqLSRw
Tartışmaların seçim sonucunu bu kadar etkilemesi adayları korkutunca 16 yıl boyunca başkan adayları televizyonda karşı karşıya gelmek istemediler.
1976’daki ikinci tartışmada da korkulan oldu. Bu kez sebep makyaj ya da görüntü değildi, affedilmez bir cehaletti.
Başkan Ford, Demokratların adayı Carter karşısında anketlerde önde görünüyordu. İç politikayla ilgili tartışmadan da açık farkla galip çıkmıştı.
Dış politikayla ilgili tartışmanın bir yerinde ise vahim bir gafa imza atıp “Doğu Avrupa’da Sovyet egemenliği yok. Benim yönetimimde de bu olmayacak” dedi. Bu anlık cehalet ona başkanlığı kaybettirdi.
https://www.youtube.com/watch?v=PfyL4uQVJLw
1984 tartışması ise hazırcevaplığın nasıl bütün kusurları örtebileceğinin bir örneğiydi.
73 yaşındaki Başkan Reagan’ın, 56 yaşındaki Mondale karşısında en büyük dezavantajı yaşıydı. Televizyon tartışmasında konu ister istemez Reagan’a soruldu, cevap “Bu seçim kampanyasında yaş konusunu mesele yapmayacağım. Rakibimin gençliğini ve tecrübesizliğini asla siyasi amaçlarım için kullanmayacağım ve sömürmeyeceğim” oldu. Reagan kazandı.
https://www.youtube.com/watch?v=fJhCjMfRndk
Hazır cevaplık 1988’de Fransa Cumhurbaşkanlığı seçim tartışmasına da damga vurmuştu.
Başbakan Chirac, tartışmada rakibi olan Cumhurbaşkanı Mitterrand’a “Artık biz ne başbakan ne de cumhurbaşkanıyız, sadece iki eşit adayız. O yüzden size Mösyö Mitterrand dememe izin verin lütfen” deyince Mitterrand her zamanki kibrini bir espriyle süsledi: “Çok haklısınız Mösyö Başbakan”.
https://www.youtube.com/watch?v=Hx3LD_ooXYQ
Aslında liderlerin televizyonda tartışması Avrupa için de yeni bir gelenek. Fransa’da 1974’ten beri tartışmalar yapılıyor. Zaman zaman bazı liderler tartışmalarda yer almak istemiyor.
İngiltere’de de ABD’ye özenip 1964’den beri bazı adaylar rakiplerine televizyonda tartışmak için meydan okuyorlar ama liderler ilk olarak ancak 2001’de birlikte televizyona çıkıp soruları yanıtladılar. İlk karşılıklı televizyon tartışması ise 2010’da oldu. Tabii İngiliz siyasetçilerin neredeyse her gün Meclis’te bir kaç metre uzaklıkta karşı karşıya tartıştığını unutmamak gerek.
Kıta Avrupa’sında bu konudaki en eski gelenek Almanlarda. Elefantenrunden adıyla 1969’dan beri yapılan tartışmalara, 1987 ile 1998 arası Şansölye Kohl katılmak istemeyince ara verildi. 2002’de tekrar başlayan tartışmaların 2005’de olanından Şansölye Schröder zaferle çıkmasına rağmen, seçimleri televizyonda yüzü pek gülmeyen Merkel kazanmıştı.
Türkiye’de de aslında kıta Avrupa’sıyla yakın zamanlarda bu televizyonda tartışma geleneği başlamış sayılır.
İlki 1983 seçimlerinden önce yapılan televizyon tartışmasına Özal ile Calp arasındaki “Köprüyü satarım, satamazsın” tartışması damgasını vurmuştu. Aslında tartışma Özal’ın ekonomiden anlayan, becerikli ve sevimli yüzünü göstermesiyle seçimlere etki etmişti.
https://www.youtube.com/watch?v=P0ei580fjhI
1987 genel seçimleri, 1989 yerel seçimleri öncesinde de liderler TRT’ye çıkıp tartıştılar. 89 seçimlerinden sonra Başbakan Özal’ın teklifiyle liderler bir kere daha TRT’ye çıktılar.
Bu tartışmalara da 1980’den önce aralarında Başbakan-Müsteşar ilişkisi olan Özal ve Demirel’in eski defterleri açması damgasını vurdu. Ama iki lider de sinirlenmeden tartışmaları tamamlamıştı.
https://www.youtube.com/watch?v=0JCU6EX2QO4
Ama 1995 seçimleri öncesinde televizyonlarda tartışan Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller onlar kadar sakin kalamadılar.
https://www.youtube.com/watch?v=BIhZbJ6AVxg
Onların yükselen ve anlamsız öfkesi sandıkta televizyonda sakin güç olarak görünen Erbakan’a yaradı.
1994 yerel seçimlerinin sonucu üzerinde de televizyon tartışmalarının etkisi büyük oldu. Adaylar neredeyse bütün kanallarda düzenlenen açık oturumlara çıktılar.
En çok ANAP adayı İlhan Kesici, SHP adayı Zülfü Livaneli ve DYP adayı Bedrettin Dalan televizyonlardaki tartışmalarda kozlarını paylaştı. Çünkü seçimin onlar arasında geçeceği düşünülüyordu.
Ama bu durum en çok şans verilmeyen Refah adayı Erdoğan’a yaradı. Çıktığı yayınlarda da kaçak gecekondu gibi meselelerde mağdur edildi.
Erdoğan, televizyonda özellikle merkez sağın adayları Kesici ve Dalan’ın yanında solcu ve reformist göründü. Hatta bir tartışmada Erdoğan “Üçüncü Köprü Kuzey Ormanlarını ranta açmaktır. Bundan kaçınmayı sevgili dostum sayın Kesici’ye de tavsiye ederim” bile dedi.
https://www.youtube.com/watch?v=cMJ8E8RaHX0
Kampanya boyunca İsveç’te Türk bayrağı yaktığı görüntülerin olduğu gibi iddialarla boğuşan SHP adayı Zülfü Livaneli’nin ise bir televizyon tartışmasında “İSKİ meselesi içime sinmedi” demesi partisiyle arasını açtı. Sağ oylar Kesici ve Dalan, sol oylar ise SHP, DSP, CHP arasında bölününce sandıktan da en az televizyona çıkarılan ve en çok üzerine gidilen Erdoğan çıktı.
Bakalım 17 yıl sonra geri dönen televizyon tartışması geleneği bu kez sandıkta kime yardım edecek?
Ve bir daha ne zaman liderleri televizyonda tartışırken görebileceğiz?
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025