Yıldıray OĞUR
Belgesel, İkinci Dünya Savaşı sırasında ve savaş sonrasında Iğdır’da görev yapmış, Sovyet istihbaratının bu sınır şehrindeki faaliyetleriyle mücadele etmiş bir MİT müfettişinin hayatını anlatıyor.
MİT müfettişinin fotoğraflarına ve dönemin gizli istihbarat belgelerine de yer verilen belgeselde, MİT’çinin faaliyetlerini anlatanlardan biri de kızı.
6 Şubat 1955 günü hayata veda etmiş istihbaratçının hayatının anlatıldığı belgesel 2012 yılı yapımı.
Zamanında Iğdır’da çok meşhur olmuş bu ismin bir MİT görevlisi olduğu ilk kez bu belgeselde açıklanmış.
Yine de istihbaratçının adını açıkça anmamakta fayda var.
Çünkü 2014 yılında değiştirilen Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. maddesine dayanarak bir savcı bu ismi açıklayanlar hakkında da soruşturma açabilir. Maddenin lafzı buna müsait:
“MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin; radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması hâlinde;...sorumlulukları belirlenenler ile bunları yayanlar hakkında üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verilir.”
Ama herhalde bu tuhaf bir soruşturma olurdu.
Çünkü bu belgeselin yapımcısı Milli İstihbarat Teşkilatı ve belgeseli izleyebileceğiniz tek yer de MİT’in internet sayfası.
Hala MİT’in sitesinin ana sayfasında sol altta “Sınırdaki Işık” adlı belgeselin butonunu ve orada da hikayesi anlatılan istihbaratçının fotoğrafını görebiliyorsunuz.
İstihbaratçının kimliği 75’inci kuruluş yıldönümünde hazırlanan bu belgeselde doğrudan MİT tarafından ifşa edilmiş.
Hala hayatta olan kızı da belgeselde babasını anlatarak kimliğiyle ortaya çıkmış.
1955 yılında vefat etmiş bir MİT mensubundan bahsetsek de yasadaki MİT mensubu ibaresi muvazzaf, emekli ya da vefat etmiş teşkilat mensuplarını da kapsayabilecek açıklıkta.
Yasanın sadece lafzi yorumu esas alınırsa 1955 yılında vefat etmiş bir MİT mensubunun kimlik bilgilerini ve ailesinin bilgilerini açıklamak ile 2020 yılında şehit düşmüş bir MİT mensubunun kimliğini açıklamak arasında bir fark yok.
Ama ikincisi yani görevi başında şehit edilmiş bir MİT mensubunun cenazesiyle ilgili yapılan haberler yüzünden üç gazeteci tutuklandı, üç gazeteci de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Haberin hikayesi kısaca şöyle.
22 Şubat’ta İzmir’in Kınık ilçesinde halka seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Libya'da birkaç tane şehidimiz var” dedi. “Birkaç tane” ifadesi tartışmalara neden oldu.
23 Şubat günü Yeniçağ gazetesinin internet sitesi sorumlusu ve yazarı Batuhan Çolak ve ardından yine gazetenin yazarı Murat Ağırel sosyal medya hesaplarından, bu ‘birkaç tane şehit’ten biri olarak bir albayın ismini, fotoğrafını ve Aydın’da sessiz bir törenle cenazesinin kaldırıldığını, okul arkadaşlarının Facebook paylaşımları üzerinden duyurdular. Fakat onların verdikleri bilgilerde bu albayın MİT mensubu olduğu bilgisi yer almamaktaydı.
Bir gün sonra, cep telefonu şirketlerinin de içinde olduğu bir operasyonla ikisinin de sosyal medya hesaplarına girilip bu paylaşımları silindi.
Bu olay üzerine 26 Şubat’ta TBMM’de basın toplantısı düzenleyen İYİ Parti milletvekili Ümit Özdağ, Libya’da şehit olan iki kişinin ismini, ikisinin de MİT mensubu olduklarını açıkladı ve nasıl şehit olduklarını ayrıntılarıyla anlattı. Bu isimlerden biri Yeniçağ yazarlarının duyurduğu albaydı.
3 Mart günü bu kez ODA TV’de "Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı" başlıklı bir haber yayınlandı.
Haberde Özdağ’ın tam olarak ismini verdiği MİT mensuplarından birinin sadece adı, fotoğrafı ve cenazesinde çekilmiş fotoğraflara yer verilmişti.
Haberin yayınladığı akşam sosyal medyada iktidara yakın gazetecilerin başını çektiği bir linç kampanyasıyla bu haber yüzünden ODA TV “vatana ihanet”le suçlandı. Sabahında da sitenin sorumlu Yazı İşleri Müdürü Barış Terkoğlu evi basılarak gözaltına alındı.
Haberin altında cenazenin yapıldığı Manisa’da gazetecilik yapan Hülya Kılınç’ın imzası vardı.
Kendisi de tutuklanan Kılınç haberini ifadesinde şöyle anlattı:
“Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde ‘Manisa ilinde bir muhtarın Libya şehidimizin cenazesi şu tarihte kaldırılacaktır, gelip uğurlamanızı dilerim’ şeklinde paylaşımını gördüm. Ancak benim görme tarihim, cenazeden önce mi, sonra mı olduğunu net hatırlamıyorum. Bu paylaşım sonrasında sosyal medyada çeşitli fotoğraflar gördüm. Ben de bunun haber değeri olduğunu düşünerek ve bu şahısların asker olabileceğini değerlendirdiğimden dolayı araştırma yaptım. Ayrıca Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde muhtar olarak hatırladığım kişinin paylaşım neticesinde şehit olan kişi hakkında daha fazla bilgi edinebilmek amacıyla şehidin defnedildiği köye gittim...Yapmış olduğum haberdeki fotoğrafları sosyal medyadan edindim. Mezarlıktaki fotoğrafları ben kendim çektim. Ben köyde ailesi ile görüştüğümde şehit olan kişinin MİT mensubu olduğu ile bir bilgim bulunmamaktaydı. Sonra medyada Ümit Özdağ tarafından şehit olan kişilerin MİT mensubu olduğunu ve açık kimlik bilgilerinde Ümit Özdağ tarafından açıkça dile getirildiğini gördüm. Hatta Yeni Çağ gazetesi başta olmak üzere çeşitli haber siteleri ve çeşitli sosyal medyada sitelerinde paylaşıldı. Benim açımdan şehit olması önemliydi, mensup olduğu kurumların bir önemi yoktu. Yapmış olduğum haber değeri gördüğüm için bizzat ben kendim hazırladım. Daha öncesinde de Odatv’ye bu şekilde haberler hazırladığımda da yine Barış Pehlivan ile iletişim kuruyordum. Bu haberi de kendisi ile paylaştım. Onlar da haber değeri gördüklerinden dolayı bu haberi yayınladılar... Şehidin ailesinin can güvenliğini tehlikeye düşürmek gibi bir kastım kesinlikle olmadı. Zira yapmış olduğum haberde, sosyal medyada şehidin tüm kimlik bilgileri paylaşılırken, ben sadece ismini ve fotoğrafını paylaştım. Köylerinin adını, babasının annesinin adını dahi yazmadım. Yine görmüş olduğum muhtarı dahi ismini herhangi bir şekilde köyün adının açığa çıkmaması için haberimde geçirmedim. Tüm bu hususlar da göz önüne alındığında kesinlikle şehidin ailesinin can güvenliğini tehlikeye düşürmek gibi bir harekette bulunmadım.”
Savcılığın tutuklamaya sevk yazısındaki iddiaları ise şöyle:
“Şehidin MİT bünyesinde yaptığı göreve ilişkin görev süresi, görev yeri, yaşı, memleketi, aile bilgilerine ilişkin detaylı bilgiler verilmesinin yanı sıra geçmiş döneme ait fotoğraflarına, cenaze töreni ile naaşının defnedildiği şehitliğe ilişkin görüntülere yer verildiği... Somut olayda dış istihbarat vazifesi olan MİT mensubu şehidin gerek kendisine gerekse ailesine ilişkin bilgilere yer verilmesi nedeniyle istihbarat faaliyetlerinin aksamasına sebebiyet verilme ihtimali yanında, istihbarat görevlisi ve yakınlarının, hatta diğer personel kimliklerinin deşifre olmasına da sebebiyet verildiği...”
Bu gerekçelerle, haberi yapan Hülya Kılınç ve ODA TV sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak da Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. Maddesindeki suçu işledikleri gerekçesiyle tutuklandılar.
Dün de ODA TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Terkoğlu da aynı suçtan tutuklandı. Tutuklama istemiyle hakim karşısına çıkarılan Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ve aynı haberi sayfalarına taşıyan Yeni Yaşam gazetesinden Ferhat Çelik ve Aydın Keser ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.
Kemalist ODA TV, milliyetçi Yeniçağ ve HDP’li Yeni Yaşam’dan gazetecileri aynı davanın sanığı yapan soruşturmanın kısa hikayesi böyle.
Tutuklama kararının dayandığı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. Maddesi, 2014 Nisan’ında, yani Adana’da MİT tırlarının durdurulması skandalının bir kaç ay sonrasında, bu ve benzer girişimlere karşı MİT’in elini güçlendirmek için yasada yapılmış değişiklik paketinin içindeki maddelerden biriydi.
Yasanın görüşüldüğü İçişleri Komisyonu tutanaklarını okuyunca bu yasanın fazla geniş yetkiler verdiği ve kötüye kullanılabileceğiyle ilgili uyarılar yapıldığı da görülüyor.
Bu yönde itiraz edenler arasında şimdi iktidarın ortağı olan dönemin MHP’sinin yöneticileri de varmış.
Okuyalım:
“MEHMET ŞANDIR (MHP) –Yani yarın bakın siz kendiniz karşılaşacaksınız. Yarın bu madde çıktığı takdirde, dünyada nasıl algılanacağımızı, nasıl suçlanacağımızı hep beraber göreceğiz. Yalnız siz değil, Türkiye suçlanacak, biz suçlanacağız, Parlamento…. Yani bin bir emekle, dişimizle tırnağımızla kat ettiğimiz mesafeyi sil baştan yeniden başlayacağız. Dolayısıyla, geliniz yani bunu başka bir şekilde tanımlayın. Evet, Millî İstihbarat Teşkilatı hakkında sahte bilgi üreten, yayınlanmaması gereken bilgileri böyle bir intikam hırsıyla… Yok mudur böyle gazeteci veya yayın organı? Vardır. Bir şey söylemiyorum ama bunu bu kapsamda geniş tanımlarsanız, bununla, basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, temel hak ve özgürlüklere, demokrasinin vazgeçilmez, hatta hukuk devleti olma ilkesine karşı çok ciddi bir geri adım atılmış olur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, basın özgürlüğü anlamında bu maddenin bu şekilde tanzim edilmesini, çok tehlikeli ve gereksiz bulmaktayız. Bunu ifade etmek için söz aldım.
ALİ SERİNDAĞ (CHP) – Müsaade buyurun. Yani, şimdi, siz yasayı bu şekilde düzenlerseniz o zaman gazete sahibinin her yayına müdahale hakkı doğar, basın özgürlüğü diye bir şey kalmaz orada. O zaman bizim bu Anayasa’yı askıya almamız lazım. Basın özgürlüğünü tümüyle ortadan kaldırıyorsunuz. Cezanın azlığı veya çokluğu değil, bu açıdan sakıncalı. İkincisi: Şimdi, bakınız, ikinci fıkrayı bir okuyalım, ne diyor? “Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarına ilişkin bilgi ve belgeleri -Millî İstihbarat Teşkilatı evrakı falan değil bu- ele geçiren, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan, bulunduran, kaydeden, bir başkasına veren veya yayan kişiye…” diyorsunuz, sayıyorsunuz. Burada Millî İstihbarat mensuplarını… Şimdi, benim telefonumda Millî İstihbarat Teşkilatında görevli bir arkadaşımın telefonu varsa, onunla ilgili bilgiyi ben telefonumda bulundurduğum için suç mu işlemiş oluyorum yani? Şimdi, bakınız, sizin maksadınız bu olmayabilir ama…
İDRİS ŞAHİN (AK PARTİ) – Bizim maksadımız, Oktay Bey’in demin söylediği sahte bilgi ve belgelerle...
ALİ SERİNDAĞ (CHP) – O zaman “evrakı”nı deyin yani “Millî İstihbarat Teşkilatına ilişkin evrakı” deyin. Siz öyle bir düzenleme yapmışsınız ki bunun içerisine her şey girer.
CELAL DİNÇER (CHP) – Biz görevimiz gereği MİT mensuplarıyla görüştük, telefonları var, telefonlarımız var.”
Yasayı hazırlayanlardan AK Parti milletvekili İdris Şahin, yasayla murat edilenin sahte bilgi ve belgeler olduğunu söylese de bu yasa MİT mensuplarının ve ailelerinin kimlik bilgilerinin açıklanması yüzünden ilk defa uygulandı ve üç gazetecinin tutuklanmasına neden oldu.
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi başkanı Doç. Dr. Kerem Altıparmak tutuklamalarla ilgili bianet’te çıkan yazısında kanunun lafzi hükmüne değil, amacına bakılarak hüküm verilmesi gerektiğini söylüyor:
“Her kuralın olduğu gibi bu kuralın da bir amacı var. Bu görevi yapan kişileri ve ailelerini hedef haline getirmemek. Bu amacın meşru bir amaç olduğunu varsayabiliriz. Gerçekten de istihbarat faaliyetlerinin doğal sonucu, o faaliyetin gizli olması ve o faaliyeti yerine getirenlerin de yaptıkları faaliyet nedeniyle hedef haline getirilmemeleri.
Bununla birlikte, kuralın meşru bir temelinin olması her durumda yaptırımı zorunlu kılmaz. Bu kuralın da diğer tüm yasa hükümleri gibi Anayasa ve insan hakları sözleşmelerine uygun bir şekilde yorumlanması gerekir. Bir başka deyişle, her bir vakada devlet sırrının mı yoksa basın özgürlüğünün mü ağır bastığının haberin yapıldığı bağlama göre yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Öncelikle belirtmek gerekir ki tutuklama kararını veren Hakimlik yurtdışında şehit olmuş bir kişinin adının öğrenilmesinin onu veya ailesini nasıl hedef haline getireceğini tartışmıyor. Dahası verilen haberin öneminin bu hedef haline getirme ihtimali ile bir dengelemesini de yapmıyor. Kuralın düz bir okumasıyla koşullar ne olursa olsun bir MİT görevlisinin adı ifşa edilirse bu kişinin cezalandırılması ve hatta tutuklanması gerekir diyor... Terkoğlu, Kılınç ve Pehlivan’ın tutuklanmasına konu haberde bir suçlama, hedef göstermeden bahsedilmesi mümkün değildir. Gazeteciler tam tersine ölen MİT görevlisini şehit olarak anmış, sadece bu bilginin gizlenmesine ilişkin olumsuz bir imada bulunmuşlardır. Bu anlamda, niyetlerinin ilgili kişiyi ve ailesini hedef göstermek olmadığı açıktır. Dahası nesnel bir değerlendirme yapıldığında da nasıl olup da ilgili MİT görevlisinin veya ailesinin hedef haline geldiğinin anlaşılması çok mümkün değildir. İsmi geçen kişi öldüğü için kimsenin ondan intikam alması da söz konusu olamayacaktır. Bu nedenle, söz konusu haberde şiddet çağrısından söz edilmesi de mümkün değildir.”
http://m.bianet.org/bianet/insan-haklari/221065-odatv-vakasi-dunyanin-her-yerinde-gazeteciler-bu-nedenle-tutuklanir-mi
Eğer kanunun sadece lafzi hükmü dikkate alınırsa, MİT mensuplarının ve ailelerinin adlarını ifşa etmek suçunu hali hazırda işleyen pek çok örnek bulunabilir.
Örneğin TBMM internet sitesinden Susurluk Komisyonu, Fail-i Meçhulleri Araştırma Komisyonu, Darbeleri Araştırma Komisyonu raporlarına ve komisyon tutanaklarına ulaşılabiliyor.
Bu komisyonlara gelip kendi adlarıyla ifade vermiş çok sayıda MİT mensubu var.
Hem onların ifadelerinde hem de başka ifadelerde de çok sayıda MİT mensubunun adı açıkça geçiyor. Bu isimler, 2020 itibarıyla da herkesin görebileceği TBMM’nin internet sayfalarında duruyor.
Yine örneğin Türkiye’nin en büyük kitapçılarından D&R’ın sayfasına girip küçük bir tarama yaparsanız karşınıza MİT ve istihbarat üzerine onlarca kitap çıkıyor.
Bu kitapların içinde bir kısmı hala görevde olabilecek onlarca MİT’çinin açık adları, bir kısmının aileleri ile ilgili bilgiler yer alıyor.
Yine Google’a görevde ya da emekli bilinen MİT’çilerin isimlerini (Süleyman Seba’dan Mehmet Eymür’e) yazdığınızda karşınıza onlarca MİT mensubu ile ilgili iktidara yakın ya da muhalif gazetelerde yapılmış yüzlerce haber çıkıyor.
Açık adresi ve fotoğrafının Aydınlık gazetesinin manşetinden yayınlanmasından sonra öldürülen MİT’çi Hiram Abas örneği bu ifşa ve hedef göstermenin en kötü sonuçlarından biriydi.
15 Temmuz darbe soruşturmalarının iddianamelerinde üst düzey komutanların ifadelerinde hala görev başına olan MİT mensuplarının adları geçiyor, bu iddianamelerden pek şok ayrıntı gazetelerde yer aldı.
Daha yakın zamanlarda Enver Altaylı soruşturması, 7 Şubat’ta MİT müsteşarını hedef alan kumpasla ilgili iddianamelerde de onlarca MİT görevlisini adı mevcut, bu iddianamelerle ilgili basında çıkan haberler de yine MİT mensuplarının adları geçmişti.
Yani bu yasa sadece lafzı ile uygulanırsa, haberin hangi saikle yapıldığına bakılmazsa ülkedeki gazetecilerin yarısının tutuklanması başta TBMM olmak üzere pek çok sitenin kapatılması gerekebilir.
Ayrıca bu haberle ilgili tutuklamaları meşrulaştırmak için söylenen “ABD’de, Avrupa’da bunu yap bakalım başına neler geliyor” cümlesi de doğru değil.
Evet dünyanın her yerinde istihbarat örgütlerinin çalışmaları ve mensuplarının gizliliğini koruyan maddeler var. Ama bir istihbaratçının cenazesini haber yaptığı için tutuklanan gazeteci hiç duyulmadı.
Sadece Google’a girip biraz araştırıldığında bile görev başında öldürülmüş CIA, MI6 mensuplarının cenazeleriyle ilgili açık kimliklerinin de yer aldığı onlarca haber bulmak mümkün.
https://www.theguardian.com/world/2010/sep/24/gareth-williams-mi6-funeral
https://www.nytimes.com/2017/09/06/world/asia/cia-afghanistan-war.html
Yani karşımızda haberlerin amacına bakmadan lafzına göre hükmün verildiği bir kanun maddesi var.
Haber görev başında şehit olan bir MİT mensubunun cenazesinin sessizce kaldırılması üzerineydi.
MİT’in gizli bir operasyonu, çalışması ya da hali hazırda görev başında olan bir MİT mensubuyla ilgili değildi.
Ve üstelik bundan bir hafta önce bu iki MİT mensubunun adı ve nerede nasıl şehit oldukları da İyi Partili Ümit Özdağ tarafından Meclis’te açıklanmış, yani bilgiler zaten 10 gün önce ifşa edilmişti.
Bir soruşturma açılacaksa bu ifşa edilmiş bilgileri haber yapan gazetecilere yönelik değil, bu bilgilerin MİT’ten nasıl ve hangi amaçla bir milletvekiline sızdırıldığı üzerine olmalıydı.
Haberin internet sitesinden kaldırılması istenebilir, soruşturma açılacaksa bile sabaha karşı ev basmadan, tutuklamadan yapılabilirdi.
Haberlerin yapılış amacına bakmadan, kanunun bu kadar sert uygulanması, acaba bu tutuklama kararlarının arkasında özellikle iktidar çevresinde ve yargı içinde örgütlenmiş bir klikle ilgili bu gazetecilerin uzun süredir yazdıklarından duyulan rahatsızlık mı var sorusunu akla getirdi.
Tutuklanan gazetecilerin adlarının bile aynı olduğu bu bayat filmi 10 yıl önce izlemiştik.
Gazetecileri tutuklayarak gerçeklerin konuşulmasının engellenemediği, aksine bu telaşın gerçeğe karşı iştahı artırdığını herhalde bu son 10 yılı Türkiye’de yaşamış herkes anlamıştır.
Pek çok konuda anlaşamasak da kapatılan ODA TV’ye ve tutuklanan gazeteci arkadaşlarımıza geçmiş olsun.
Umarım bir an önce özgürlüklerine kavuşurlar...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları














































































































































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025