Yıldıray OĞUR
Önceki gün Rize’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kongre salonuna telefonla bağlayarak başsağlığı dilediği Gara’da şehit edilen Eskişehirli Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci’nin annesi Ayşe Güler...
Şimdilik bu cümlede bütün Türkiye’nin haklı olarak iki gündür takıldığı yere takılmayalım.
Bu haberi yapan editörler, önce bir yanlış mı var diye kontrol etme ihtiyacı hissetmiş olmalılar.
Neden şehidin soyadı ile annesinin soyadı farklıydı?
Teyit etmek için Google’a adlarını yazınca karşımıza evladını yetiştirmek için tek başına mücadele etmiş bir annenin sonu büyük bir trajediyle biten mücadelesi çıkıyor...
Türkiye onun hıçkırıklarını bütün televizyonlardan canlı yayınlanan bir kongre salonundan duydu ama son beş yılda sesini duyurmak için bu kadar çok imkanı olmamıştı.
Sınırlı sayıdaki haberlerden birinde hikayesini şöyle anlatmış:
“26 yaşındaydı. Açıköğretim’den üniversite okumak istiyordu. Alıkonulduğu gün de Açıköğretim işleri için yoldaydılar. Bekardı, bize ev alacaktı. Benim evim kira. Engelli bir kardeşi var benle birlikte, bize bakıyordu. Kardeşi abisini sayıklayıp ağlıyor şimdi. Kimseden yardım da istemiyorum, para da. Ben çocuğum gelsin istiyorum. Ben inanıyorum onların kılına zarar gelmez orada. Ne o taraf zarar verir, ne bu taraf zarar verir. Devlet sesimizi duysun artık, çocuklarımızı getirsin. Oğlum orada nasıl esirse biz de burada esiriz. Bizim bayramımız yok. Çok bekledim bayramlarda gelir diye. Yine de bekliyorum. Camın önüne oturup bakıyorum, belki oğlum gelir diye. Ben o askeri devlete emanet ettiysem devletten istiyorum. Benim oğlum kaçak değil, FETÖ’cü değil. Halkın çocuğu kızım bunlar, zengin çocuğu değil. Zengin çocuğu olsaydı alırlardı şimdiye. Ben 20 senedir eşimden ayrıyım, çocuğumu tek büyüttüm. Ben onu zengin çocuğu gibi bal ile süt ile büyütemedim, ben onu bulaşık yıkadım öyle büyüttüm.”
Oğlu 2016 yılında, yine Gara’da birlikte şehit oldukları uzman çavuş arkadaşı Ümit Gıcır’la birlikte taksiyle Çukurca’dan Hakkari’ye doğru giderken devletin karayolunu kesen PKK’lılar tarafından kaçırıldığından bu yana Ayşe Hanım beş yılda tek başına her kapıyı çalmış.
Ne siyaset düşünmüş ne kendisine yardım edenlerin niyetini sorgulamış.
Muhtemelen adını daha önce duymadığı İHD’den yardım istemiş, defalarca onlarla birlikte kameraların önüne çıkmış, bir kaç kez Meclis’te HDP grubunu ziyaret etmiş, CHP’lilerle görüşmüş, Meclis’te basın toplantısına katılmış. Evrensel’e bir PKK’lının annesiyle birlikte röportaj da vermiş. Diyarbakır annelerini ziyaret etmiş.
2015’de Kanser hastası olan annesini görmek için özel aracıyla Malatya’ya gelirken, Tunceli-Erzincan Karayolu’nda yol kesen PKK’lı teröristler tarafından kaçırılan Başçavuş Semih Özbey’in babası Gürsel Özbey’in son 6 yıldır yaptıkları benzer.
Malatya Ticaret Borsası’nın başkanı, daha varlıklı, güçlü ve muhafazakar çevrelere yakın bir isim olmasına rağmen o da Ayşe Hanım’la aynı çaresiz mücadelesi 6 yıl vermiş.
Onun da çalmadığı kapı kalmamış. Siyasi görüşüne, niyetine, amacına bakmadan çocuğunu sağ salim geri alabilmek için uğraşmış.
2017’de verdiği bir röportajında çözümün adresini de göstermiş:
“Konunun İnsan Hakları Derneği (İHD) üzerinden olgunlaştırılması için çalıştım. Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, muhalefet partilerinin grup başkanvekilleri ile görüştüm. Bize söylenen tek şey ‘sabır’ biz artık sabretmekten sabır taşı olduk. Bizim tek istediğimiz İnsan Hakları Derneği üzerinden bu çocukların getirilmesiyle ilgili bir aşama kat ettik, Türkiye’de bir kamuoyu oluşturursak PKK’nın elinden alırız. Devletimizden bu konuda yardım bekliyoruz. Çocukları PKK’nın elinde olan ailelerin gözyaşlarının dinmesi için devletin bize destek vermesi lazım. Bu çocuklar devletin polisi, askeri. Ülkenin menfaatleri, bizlerin can ve mal güvenliğini koruyorlardı. İsrail’in bir askeri için bin 1 Filistinliyi verdiğini, Lübnan’ın 9 cenazeyi almak için 250 kişiyi serbest bıraktığını düşünürsek, devletimizde büyük devlet olduğunu göstererek asker ve polisini sağ salim ailelerine kavuşturacaktır.”
Özbey, oğlunun acı haberinden sonra dün Sözcü’den İsmail Saymaz’a da 4 yıl önce söylediklerini tekrarladı:
“Çok girişimde bulundunuz diye hatırlıyorum.
Siz ne diyorsunuz? Ben bütün gruplara, iki başbakana, HDP milletvekillerine… Birisi diyor ki: “Devlete git.” Birisi diyor ki: “HDP'ye git. Onlar yalan söylüyor, onlar samimi değil.” Velhasıl bizi oyaladılar. Ben çok doluyum.
-Siyaset kurumundan aradığınızı bulamadınız.
Siyaset bunu çözecekti. Bu işin çözümü siyasilerdi, ben değildim. Ben devlet değilim. Devleti yöneten siyasiler. Buna bütün partiler dahil.”
Ailelerin bu görüşme kapılarını zorlamasının haklı bir nedeni vardı.
Son 22 yılda PKK’nın kaçırdığı 350’ye yakın asker ve polis İHD, Mazlumder, eski Refah Partisi milletvekili Fethullah Erbaş gibi kurum ve isimlerin araya girmesiyle sağ olarak teslim alınmıştı.
O yüzden ailelerin bir kısmı Gara’da hava operasyonu başlayınca çocuklarının akıbetlerini düşünüp, örgüte yakın bazı gazetelere konuşarak devlete operasyonların durdurulması çağrısı dahi yapmışlardı.
Çünkü silahlı bir terör örgütünün elinden askeri operasyonla rehine kurtarmak, dünyanın en iyi ordularının, askeri birliklerinin bile başarısız olduğu çok riskli operasyonlar.
Bunun yakın zamanlardan iki örneği var.
Biri 2013’de Fransa’nın Somali’deki başarısız rehine kurtarma operasyonu.
2009 yılından beri Eş Şebab’ın elinde bulunan Fransız asker Denis Allex’i kurtarmak için 2013 yılında 50 Fransız komandosunun düzenlediği özel operasyonda bir Fransız yüzbaşı ile birlikte rehine de öldürülmüştü.
Eş Şebab rehinenin kendileri tarafından değil, operasyon sırasında öldürüldüğünü iddia etmiş, daha sonra Fransız gazeteciler bu operasyon için Fransız komandoların 70’ye yakın silahlı ve sivil insanı öldürdüğünü ortaya çıkarmıştı. Fransız hükümeti bu başarısızlık yüzünden sert eleştirilere maruz kalmıştı.
İkinci örnek 2014’de Amerikan komandolarının Yemen’de fiyaskoyla sonuçlanan rehine kurtarma operasyonu.
El Kaide’nin yıllardır rehin tuttuğu foto muhabiri Luke Sommers’i öldürüleceğiyle ilgili tehdidi üzerine Obama’nın talimatıyla 40 özel eğitimli Amerikan komandosu Yemen’de rehinenin tutulduğu tespit edilen eve girmek üzereyken, havlayan bir köpek yüzünden El Kaide militanları uyanmış Sommers’i ve operasyonu yapanların orada olduğundan bile habersiz oldukları bir başka rehine olan Güney Afrikalı öğretmeni vurmuşlardı. Yaralı kurtarılan iki rehine hastanede ölmüştü. Sonra ortaya çıktı ki, Güney Afrikalı sivil toplum örgütleri rehine öğretmeni müzakereyle kurtarmak üzereymişler. Bu başarısız operasyon da günlerce Amerikan gazeteleri ve TV’lerinde yerden yere vuruldu, Obama ve Savunma Bakanı çok zor durumda kaldı. Güney Afrika, ABD’nin sorumsuzluğuna kızdı.
Bu tarz operasyonlarda başarı için dört madde sıralanıyor: Sürpriz, istihbarat, operatörün becerisi ve aldatma...
Bunlardan birine dikkat edilmezse operasyon çökebiliyor.
Gara operasyonunda ise önce şu sorunun yanıtını bulmak gerekiyor:
Pençe Kartal-2 bir alan temizleme/kurtarma/süpürme operasyonu muydu yoksa özel olarak planlanmış bir rehine kurtarma operasyonu mu?
Günlerdir televizyonlarda tartışmalar bu sorunun etrafında dönüyor.
Aslında ilk gün özellikle Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in verdiği bilgiler, gösterdiği ayrıntılı mağara krokisi, bunun uzun süredir planlanan bir rehine kurtarma operasyonu olduğunu ima ediyordu:
“Haftanin’de, Hakurk ve diğer bölgelerde yaptığımız faaliyetlerden sonra terör örgütü çok sıkıştı ve bütün ağırlıklarıyla Gara bölgesine yerleştiler. Kendilerinin burada çok emniyette ve rahat içinde olduklarını düşünürken işte bu 75 kilometreye 25 kilometrelik alanda bu faaliyeti icra ettik. Bunların yanında bir de 2015 yılından önceki ortamda kaçırılan personelimiz var. Bu vatandaşlarımızı da çok çeşitli mağaralarda saklayarak kaçırmaya çalıştılar. En sonunda istihbarat kurumlarımızdan aldığımız bilgiler, elde ettiğimiz bizim kendi özel çalışmalarımız, keşif unsurlarının çalışmaları sonucunda bunların Gara bölgesinde olabileceğine dair çok iyi kanıtlar bulduk ve bunların üzerinde de çalışmaya başladık. Bu alandaki araziye model araziler ve tesisler yaparak ilgili birliklerimiz bizzat üzerinde yoğun çalışmalar yaptılar.”
Cunhurbaşkanı Erdoğan da Rize’de yaptığı konuşmada “Kardeşlerimizi kurtaralım istedik... Gel gör ki başarısız olduk” demişti:
“O günden bugüne bu kardeşlerimizi nasıl bu terörist alçakların ellerinden kurtaracağız hep bunun hesabını yaptık. Çok uğraştık. En son bu operasyonların yapıldığı gece, artık bu operasyonları yapmak suretiyle bu kardeşlerimizi kurtaralım istedik. Gerek Savunma Bakanım, gerek Genelkurmay Başkanım, gerek MİT, gerek polis hep birlikte yapılan çalışmalar neticesinde adım atıldı ve ilk etapta, bütün inlerine gireceğiz demiştik ya 42 tane terörist bu esnada gebertildi. Bu sıra esnasında esirleri, bunlara mağarada en köşe noktaya sıkıştırarak, en son bunlardan bir tanesi ki Meclis’te biz bununla ilgili bir soruşturma önergesi vererek, bunun bütün detaylarını Meclis’te gündeme getireceğiz.”
Ama dün Trabzon’daki konuşmasında Cumhurbaşkanı, daha farklı konuştu, “Gara düştü, iş bitti” dedi.
Bölgeyi bilen askeri uzmanlar, Irak sınırından 40 kilometre içerideki bu sarp kayalık bölgenin düşmesinin ya da kontrolünün mümkün olmadığını, PKK için Gara gibi bölgede başka sığınılacak çok sayıda sarp kayalık, dağ ve mağara olduğunu anlatıyor.
Zaten TSK da 13 kişinin naaşına ulaştıktan sonra operasyonu bitirdi.
Bu kafa karışıklığını dün TBMM’ye bilgi veren Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları da gidermedi.
İki bakanın önce Meclis’te grubu bulunan dört muhalefet partisi liderinden ikisini ziyaret etmesi ve ardından Meclis genel kuruluna bilgi vermesi Türkiye’nin mevcut demokrasi standartları düşünülünce şaşırtıcı ve doğru bir hamleydi.
Özellikle de operasyondan şehit haberleri gelir gelmez, iktidarın en üst düzey sözcülerinin ve medyasının CHP ve İYİ Parti’nin de aralarında bulunduğu bütün muhalefeti terör destekçiliğiyle, elinde kan olmakla suçlamasından sonra...
Hatta bir gün arayla muhalefetin terör destekçiliğinden, operasyonla ilgili askeri bilgi verilen muhataba dönüşümü şüphe uyandırıcı da bulunabilir.
Bakanların Meclis’e bilgi vermesi de yine mevsim normallerinin üzerinde şaşırtıcı bir demokrasi tecrübesi oldu.
Genelkurmay Başkanlığı brifinglerini andıran konuşmasında Akar, ‘daha önce hiç operasyon yapılmamış Gara’nın PKK’nın güvenli bölgesi haline geldiğini, son beş ayda özellikle bu bölgeye yoğunlaştıklarını, operasyonun kara desteği olmadan icra edildiğini, hedeflere yönelik ayrıntılı çalışmalar yapıldığını, harekatın alanının çapının 75 kilometreye 50 kilometrelik bir alan olduğu, tespit edilen 50 hedeften 48’inin hava kuvvetleri tarafından vurulduğunu, ardından özel kuvvetlerin alana indiğini, bu sırada biri binbaşı, biri yüzbaşı üç askerin şehit edildiğini anlattı.
Bu anlatımdan bunun salt bir rehine kurtarma operasyonu olmadığı anlaşılıyor.
Akar, “Bir çok mağaranın bulunduğu bu bölgede ateş gelen mağaraya yoğunlaşılmış, mağara girişlerinin demir kapılarla tahkim edildiği tespit edilmiştir” diyerek rehinelerin tutulduğu mağarada olanları anlatmaya başladı. Bu da özel olarak rehinelerin bulunduğu mağaranın önceden tespit edilmiş olmadığını düşündürüyor.
Mağaranın havadan çekilmiş fotoğrafını gösteren Akar, PKK’nın rehinelerin hava bombardımanında öldüğü iddiasına “Geometrik yapısı itibarıyla buraya herhangi bir şekilde hava kuvvetlerimizin bombasının ulaşması da pek mümkün değildir” diyerek cevap verdi.
Daha sonra söylediklerini bizzat ağzından okuyalım:
“Gerekli keşif ve araştırmayı müteakip mağaranın diğer kapıları, iki kapısı daha bulundu. Güvenlik tedbirleri alınarak kapılar tahrip edilmeye çalışıldı, içeriye girebilmek bakımından. Bu esnada içeriden ateş ediliyordu. El bombası atılıyor ve buna karşı biz de askerlerimiz orada, özel kuvvet unsurlarımız gerekli karşılığı veriyorlardı, el bombasıyla. Ayrıca bölgede el bombası ve hafif silahlara karşılık olarak mağara girişinde sadece ve sadece göz yaşartıcı gazlar kullanılmıştır. Göz yaşartıcı gazlar. Bunun dışında herhangi bir şekilde herhangi bir silah, mühimmat kullanılması asla söz konusu değildir.”
Akar’ın konuşmasına göre “akşam saatlerine kadar bu çalışmalar sürdü, mağaranın içinde zorlukla ilerlendi, akşam saatlerinde ilk terörist teslim oldu, içeride 7 terörist ve 13 rehine olduğunu, hava operasyonun başladığı sabah saatlerinde mağara sorumlusunun 13 rehineyi başlarından vurarak öldürdüğünü” anlattı.
Daha sonra teslim olan ikinci terörist de bu bilgiyi doğruladı. 4 gün mağara içinde ilerleme ve çatışmalar sürdü ve nihayet rehineler yakalanan teröristlerin söylediği gibi infaz edilmiş olarak bulundular.
Böyle bu operasyon dün Meclis’te İçişleri Bakanı Soylu’nun başka bir vesileyle söylediği gibi herhalde PKK’nın ahlakına, vicdanına, yani rehine öldürmeyeceğini güvenilerek yapılmadı.
Ankara’nın ortasında otobüs durağına bir tonluk patlayıcı taşıyan araçla saldırmış, bunu yapan canlı bombasına da Doğa Yaşam adını takmış bir örgütten bahsediyoruz.
PKK’nın böyle bir operasyonda yenilmiş duruma düşmemek için bu infazı yapabileceği en başından hesaplanmış olmalıydı.
Yani Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuşmalarını dinleyince o soru hala geçerliliğini koruyor.
Peki, 5-6 yıl arası PKK’nın elinde olan bu 13 rehine asker ve polis neden bu askeri operasyonda canlı olarak bulunup ailelerine teslim edilemedi?
Bu Cumhurbaşkanının söylediği gibi başarısız olmuş bir rehine kurtarma operasyonu muydu, yoksa Gara bölgesinde alan hakimiyeti için yapılan bir operasyon muydu?
Gara bölgesini temizlemek için yapılan bir operasyonun içinde rehineleri kurtarmaya çalışmak baştan tehlikeli değil miydi?
5-6 yıldır bu rehinelerin daha önce yapıldığı gibi devlet dışı aktörlerin araya girmesiyle getirilmesi mümkün müydü? Şehit babasının dört yıl önce söylediği gibi buna yaklaşıldığı anlar oldu mu? Bunun için PKK’nın talebi neydi? Devlet buna kategorik olarak mı karşı çıktı yoksa, talepleri mi kabul edilemez mi buldu? Ve tabii şimdi herkesin üzerlerine titrediği şehit aileleri, kayıp aileleriyken hükümetten yeterli ilgiyi gördü mü?
Cevapsız kalan bu sorulara dün de bir cevap alınamadı.
İki bakanla görüşmesinden sonra buna benzer soruları tweet olarak atan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da tatmin edici bir cevap almamış gözüküyor.
Normal bir ülkede bu kadar cevapsız soru olursa, herkesi tatmin edecek cevaplar için Meclis’te bir komisyon kurulup konunun bütün muhatapları dinlenip, otopsi raporları incelenir ve kafalardaki bütün soru işaretleri giderilir.
Ama bu operasyon ve şehit haberlerinin duyulmasından hemen sonra parmakların muhalefete doğrultulması, bir şehit annesinin kongreye telefonla bağlanması bunun yapılmayacağını söylüyor.
Narsisizm psikolojide bir hastalık olarak kabul edilir, en tehlikeli belirtilerinden biri empati hissinin kaybıdır.
Çünkü empati hissini kaybeden bir insan, artık her şeyi yapabilir
Sadece insanlar değil, devletler ve toplumlar da narsistleşebiliyor.
Büyük davalar, büyük ulvi amaçların yanında insanların hayatı önemsiz hale gelebiliyor.
Bir hafta sonra kimsenin adlarını hatırlamayacağı gencecik insanlar, ailelerinin yeri doldurulmayacak biricikleriydi. Büyük zorlukla yetiştirilmiş, devlete emanet edilmiş gençlerdi.
5-6 yıldır ümitle süren bir bekleyişin, görüşme çabalarının böyle bitmesi onlar için atlatılmayacak bir travma. Hep kafalarında başka bir şekilde mümkün müydü sorusu kalacak.
Beş yıldır oğlu kaçırılmış bir asker annesiyken hesap soran sesi duyulmayan ama bir şehit annesi olarak kongre salonuna canlı olarak bağlanan ağlayan sesini bütün Türkiye’nin duyduğu Ayşe Hanım’ın ve diğer ailelerin bu soruların cevabını almaya hakları var.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025