Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Başkanlık yarışının anahtarları
3.11.2012
3014

 Amerikan seçmeni 6 kasımda sandığa gidiyor. Temsilciler Meclisi üyelerinin tamamı (435) ve senatörlerin üçte birinin (33) yanı sıra, Birleşik Devletler Başkanı ve yardımcısını seçmekle görevliSeçim Kurulu (Electoral college) üyelerini belirleyecek. 538 üyeli Seçim Kurulu’nda her eyaletin Temsilciler Meclisi üyesi ve senatörü kadar üyesi var. Ayrıca başkent Washington DC de üç üyeyle temsil ediliyor. Adayların başkan seçilebilmeleri için kurulda salt çoğunluğu (270) bulmaları gerekiyor.

Eyaletler seçimlerde uygulayacakları sistemi kendileri belirliyor. Bugün Maine ve Nebraska dışında kalan eyaletlerin tümü basit çoğunluk “winner-take-all” sistemini uyguluyor. Sadece bir oy fazla almak, California’nın 55 üyeliğinin tümünü kazanmaya yetiyor mesela. Sözkonusu iki eyalette ise nispi temsil sistemi var. Örneğin tarihsel olarak Cumhuriyetçi olan Nebraska 2008’de Seçim Kurulu’na John McCain’in dört, Obama’nın da bir temsilcisini göndermişti.

Kamuoyu yoklamaları, başkanlık yarışının son dönemecine girdiğimiz bugünlerde eyaletlerin birçoğunda kimin kazanacağını tahmin ediyor. Bu eyaletler, kazanan adaylar açısından güvenli eyalet “safe state” olarak anılıyor. Örneğin Real Clear Politics’in 31 ekim tarihli anketine göre, Demokratlar 21, Cumhuriyetçiler 29, bağımsız da bir eyalet kazanmış görünüyor. California (55 üye),New York (29) ve Illinois (20) gibi kalabalık eyaletleri kazanan Barack Obama’nın toplam 201 temsilcisi garantiRomney’in de Texas (38 üye) ile Georgia (16) gibi kalabalık eyaletleri ve 191 temsilciyi garantilediği görülüyor.

İki aday arasındaki farkın az olması, adaylardan biri lehine dönebilecek olan geri kalan dokuz eyaleti seçimlerde kilit konuma getiriyor. Bu, Amerikan seçimlerinde ilk kez karşılaşılan bir durum değil elbette. Seçim sonuçları ortada olan eyaletlere öteden beri “swing state” (tersine dönebilecek eyalet) deniyor. İlk defa 1888 seçimlerinde New York, Connecticut, New Jersey ve Ohio “swing state” olmuştu. Ohio aslında geçmiş seçimlerde birçok kez kilit konuma gelmiş, bu eyaleti alamayan hiçbir Cumhuriyetçi aday Beyaz Ev’e gidememişti. Son elli yıllık dönemde Demokrat adaylar için de bu hep böyle oldu. Özetle son 12 seçimde olduğu gibi Beyaz Ev’e giden yol bugün yine Ohio’dan geçiyor.

Sadece Ohio’dan değil ama. Bir kere dokuz kilit eyalet arasında Seçim Kurulu’na en çok üyeyi (29)gönderen Florida. Bu eyalet ve Virginia ile Colorado’da demografik yapıdan ötürü “Latin” faktörü önemli bir rol oynuyor. ABD’de 50 milyon Latin kökenli 24 milyon seçmeniyle yarışta ağırlığını Obama’dan yana koyuyor. “Latino Decisions” adlı kuruluşun açıkladığı son verilere göre, kabaca dört Latin kökenliden üçü Başkan Obama’yı destekliyor.

Ancak Florida’da Romney’in kalabalık Kübalı göçmenlerin Demokratlara uzak durmasından kaynaklanan küçük bir avantajı var. Geleneksel olarak Cumhuriyetçi olan Kübalı göçmenlerin yüzde 50’si Romney’i, yüzde 39’u ise Obama’yı destekliyor. Bu oran diğer Latin kökenlilerde sırasıyla yüzde 22 ve 71 oluyor. Latin kökenlileri Obama’dan yana tavır almaya sevk eden başlıca faktör göçmen politikaları. Kübalı göçmenler, siyasi nedenlerle ABD’de “anlayışla” karşılanıyor ama aynı şey “Amerikan rüyasına kapılıp gelen belgesiz öğrenciler ve işçiler için geçerli değil. Başkan Obama’nın “dreamers” olarak anılan göçmenlerin sınırdışı edilmesini askıya alması ve rakibinin göçmen karşıtı sert söylemi Latin kökenlilerin Demokratlar lehine duruşunu daha da pekiştiriyor.


Bu yarışın kilidine uyan bir başka anahtar da kadın oyları.
 2008’de, Afro-Amerikalıların, Latin kökenlilerin ve kadınların desteğiyle seçilmiş olan Obama kilit eyaletlerde de aynı desteğe sahip olabilir elbette. Ancak “yüksek öğrenim görmemiş çalışan beyaz” kadınlar arasında Cumhuriyetçi eğilimin giderek yaygınlaştığına dikkat çeken American Civil Liberties Union temsilcisi Robyn Shepherd, 2008’de kadın seçmenin Obama’ya yüzde 13’lük bir avantaj sağlamış olduğunu anımsatıyor. Bu önemli bir oran zira The Washington Post ve ABC’inki hariç yayımlanan son anketler, Obama lehine farkın bugün bir puana kadar gerilediğini gösteriyor.

Bununla birlikte, Cumhuriyetçi senatör adayı Murdock’un tecavüze uğramış hamile kadınlarla ilgili “Tanrı’nın takdiri” sözleri unutulmuş değil. Bu sözleri paylaşmadığını açıklayarak durumu kurtarmak isteyen Romney’nin Obama ile yaptığı son TV tartışmasında kırdığı pot da ayrıca kadın örgütlerinin tepkisini çekmiş durumda. Bu nedenle kadın oylarında Obama’nın rakibine, belki The Washington Post’un öne sürdüğü gibi 15 puan değil ama bir puandan daha çok fark yapma olasılığının hesaba katılmasında yarar var.

Konuya seçimlerin yapılacağı gün yayımlanacak bir sonraki yazımda geçen seçimlerin sürpriziVirginia’nın özgün durumuyla devam edeceğim. Bu eyalet gelecekte ABD’nin seçim sonuçlarını ülke çapında yansıtabilecek bir “microcosmos” oluşturuyor çünkü.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar