Akın ÖZÇER
AK Parti, çok değil bundan sadece 18 ay önce seçime giderken yeni bir anayasa sözü vermişti. Başbakan Erdoğan “kapsayıcı, kucaklayıcı, bütünleştirici, özgürleştirici ve çeşitliliğe imkân veren” bir anayasadan bahsetmişti. Anayasanın ayrıca demokratik ülkelerin kabul ettiği değer ve ilkeleri benimseyeceğini, BM İnsan Hakları Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) esas alacağını” söylemişti. AK Parti’li olsun olmasın Türkiye’nin demokratik bir hukuk devletine dönüşmesini isteyen herkes böyle bir hedefe destek verirdi doğal olarak.
Aslında 2011 seçimlerinde demokratlar için başka bir seçenek de yoktu. Ana muhalefet o dönemde, bugün yine inatla sürdürdüğü gibi, siyasete müdahale girişimleri ve askerî darbeye zemin oluşturma amaçlı çeşitli eylem planları iddiasıyla yargılanan Ergenekon sanıklarından yana saf tutmuştu. Hatta sanıklar arasından milletvekili adayları bile belirlemişti. Düşük bir olasılık bile olsa, iktidardaki bir CHP ile bugüne kadar güçlükle edinilmiş demokratik kazanımlar kaybedilebilir ve Ergenekon zihniyeti, AB ve demokratikleşme karşıtı o hamasi nutuklarla hortlayabilirdi.
Barajı geçebilecek diğer parti MHP’ye gelince, milliyetçiliği öteden beri demokrasinin temel ölçütlerini dışlayan ve temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan statükocu bir çerçevede tanımlıyordu. 2002’de Türkiye’nin taraf olduğu AİHS’in 6. Ek Protokolü’nü imzalayabilmesi için “savaş hâli dışında” idam cezasının kaldırılmasıyla ilgili olarak TBMM’de yapılan oylamada, üyesi olduğu koalisyon hükümetini bozma pahasına ret oyu kullanmıştı. Özetle demokrasiyle arasına mesafe koyan, en azından ölçütlerini önemsemeyen bir parti görüntüsü veriyordu. Ayrıca tıpkı CHP gibi Ergenekon sanıklarından birini milletvekili adayı yapmıştı.
AK Parti’nin iki seçmenden birinin oyunu aldığı 2011 seçimlerini bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bir yanda, koalisyon oluşturmaya yatkın statükocu iki parti, diğer yandaysa statükonun beyni darbe anayasasını ortadan kaldıracak yeni bir anayasa sözü veren AK Parti vardı. Türkiye’yi demokratik bir hukuk devletine dönüştürmek isteyenler için yeni anayasanın yapılması kadar olası bir CHP-MHP ortaklığının önünün kesilmesi de önemliydi elbette.
Kabul etmek gerekir ki AK Partililer tarafından son günlerde idam cezası tartışmasının açılması ve idamdan yana görüşlerin dile getirilmesi her şeyden önce Başbakan’ın niteliklerini yukarıdaki gibi tanımladığı yeni anayasa ile bağdaşmıyor. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu’nun idam cezasının yasalarda olması gerektiğini her zaman savunduğunu belirterek, “bir kenarda durur, uygularsın veya uygulamazsın” sözlerini, Avrupa Konseyi (AK) kurucu üyesi ve AİHS’e taraf bir ülkeye nasıl yakıştırdığını anlamak kolay değil. Aynı şekilde Başbakan’ın konuyla ilgili olarak AK Parti’nin Kızılcahamam Kampı ve Bali Demokratik Forumu’nda söylediklerini ve Trabzon’da yinelediklerini de öyle. Hele idam cezasının yürürlükte olduğu ülkelerden, insan hakları ihlalleriyle dikkat çeken Çin ve Rusya’yı örnek göstermesi pek affedilecek bir gaf değil. Türkiye demokraside Çin ve Rusya’yı örnek alacaksa, her şeyden önce, AK Parti iktidarları döneminde edindiği demokratik kazanımları kaybedecek demektir.
Sayın Kuzu birkaç gün önce Taraf’ta yayımlanan söyleşisinde, “İdamı geri getiremeyiz, çünkü AB idamı istemiyor, AB’den çıkmadıkça, böyle bir niyetimiz olmadıkça bu mümkün değil” diyor. Bu çok da doğru bir açıklama değil zira idam cezası AB’den önce AK’ni ilgilendiren bir konu. İdamı savaş hâli dışında kaldıran 1983 tarihli ve 6 sayılı, her durumda yasaklayan 2002 tarihli ve 13 sayılı protokoller, 60 yılı aşkın süredir üyesi bulunduğumuz AK çerçevesinde yapılmış, bizim de taraf olduğumuz AİHS’in ekini oluşturuyor. Türkiye bu protokolleri ilk AK Parti hükümeti döneminde 2003 ve 2004’de imzalamıştı.
Sonuç itibariyle, Türkiye’nin AB üyesi olmaması, idam yasağı yükümlülüğünü ortadan kaldırmıyor. O bakımdan konuyu AB üstünden gündeme getirip idamı geri getirmek kolaymış gibi yanlış bir izlenim verilmesine gerek yok. Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan gibi Kafkas ülkelerinin de üyesi olduğu AK’den çıkmak gibi bir çılgınlığı yapmayacağına göre, idam tartışması sadece AK Parti’ye zarar veriyor; ne kadar farkındalar bilmiyorum.
Bir kere, AİHS’i esas alan yeni anayasa sözü, bu sözleşmenin protokollerine aykırı bir tartışmayla inandırıcılığını yitiriyor. İçinde idam cezasının yer aldığı bir anayasa çoğumuzun destek verdiği yeni anayasa olamaz. AK Parti’ye bu nedenle oy vermiş olanlar da haklı olarak aldatıldıklarını düşünür. Öyle ya bu tartışma seçim öncesi yapılsaydı yeni anayasa için AK Parti’ye aynı oranda oy veren olur muydu?
İdamı geri getirmek, demokratik kazanımlardan geri adım atmak anlamına geliyor doğal olarak. Seçmen onayı almamış böyle köklü bir politika değişikliği etik de değil, demokratik de. Zira evrensel demokrasi ilkeleriyle temel hak ve özgürlükler oylanmaz, benimsenir. Peki, o zaman böyle bir tartışma neden açılıyor?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018