Akın ÖZÇER
Baştan söylemem gerekir ki hükümetin yeni başlayan süreçteki yol haritası hakkında somut bilgim yok. Ancak bu tür süreçlerde öncelikle neler yapılması gerektiği belli. İspanya ve Büyük Britanya gibi demokratik ülkelerin izledikleri yol haritasını örnek almak gerekiyor.Çünkü Türkiye bu iki ülke gibi demokratik ülkeler ailesinin bir ferdi. Hatta Avrupa Konseyi’ne (AK) İspanya’dan önce üye olmuş, kurucu üye sayılıyor. Dönemin siyasi iradesi bu yönde tecelli ettiğine ve üyelik tartışılmadığına göre üyelikten kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda. Ama Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda yürütülen çalışmalar sonunda temel hak ve özgürlüklerle ilgili maddelerin bazılarının paranteze alınmış olduğu görülüyor. AK yükümlülüklerimiz gözönüne alındığında bu parantezler bugünkü gibi yerinde kalır mı acaba?
Bildiğim kadarıyla, bu komisyonun üyesi siyasi partilerin hiçbiri programlarında Türkiye’nin AK’den çıkmasını öngörmüyor. Dolayısıyla siyasi partilerin Türkiye’nin bu üyelikten kaynaklanan yükümlülüklerini benimsemeleri gerekir. Aksine bir tutum her şeyden önce etik olmaz, zira bunun için halktan oy almış değiller. Öyle sanıyorum ki siyasi partiler konuyu bu açıdan değerlendirirse, o parantezlerin çoğu kalkar ve Türkiye de ulusal çıkarlarının gerektirdiği demokratik anayasaya sahip olur. AK standartlarına uygun böyle bir anayasa da Kürt sorununu çözer.
Kabul etmek gerekir ki Türkiye’de AK üyeliğine karşı çıkmamakla birlikte, yükümlülükleriyle uyuşmayan politikalar izleyen siyasi partiler var. Bu partilerin tutumlarında ısrar etmeleri hâlinde Uzlaşma Komisyonu çalışmaları tıkanabilir. Böyle bir durumda, çoğunluk partisi olarak AK Parti devreye girmeli ve demokratik hassasiyete sahip olan partilerle birlikte evrensel demokrasi standartlarına uygun bir anayasayı halkoyuna sunmalı. 12 Eylül referandumu bize gösteriyor ki bu nitelikte bir anayasaya büyük bir çoğunluk destek verecektir.
Buraya kadar söylediklerim Kürt sorununun, yani siyasi sorunun çözümüne ilişkindi. Yeni anayasa çalışmalarına paralel olarak, PKK ile de teknik görüşmeler yapılması gerekiyor. Örgütün kendini feshetmesiyle sonuçlanacak bu süreçte ilk adımın eylemsizlik kararıyla atılması gerekir. Bu adıma, yeni anayasa çalışmaları olasılıkla daha tamamlanmamış olacağı için temel hak ve özgürlükleri genişleten 4. Yargı paketi gibi yasal düzenlemelerle yanıt verilebilir.Ardından veya eş zamanlı olarak örgütün Türkiye’deki güçlerini sınır dışına çekmesi gündeme gelmelidir.
Teknik görüşmeler kapsamında esas olan, örgüt yönetici ve militanlarının mahkûmlar dâhil topluma yeniden kazandırılmasını ayrıntılarıyla düzenleyen bir yasa çıkarılmasıdır. Bu yasanın Meclis’te bulunan siyasi partilerin katılımıyla hazırlanmasında yarar var elbette ama böyle bir mutabakat yok diye bir tarafa da bırakılmaması gerekiyor. Habur örneği ortada olduğuna göre, TCK’nın “etnik pişmanlık” başlıklı mevcut 221. maddesiyle eve dönüşü sorunsuzca sağlamak mümkün değil.
Konuyla ilgili yazılarımda altını çizdiğim gibi, silah bırakmanın karşılığı, eli kana bulaşmamış örgüt üyelerine yasal siyaset yolunun bir şekilde açılmasıdır. Başbakan Erdoğan’ın önceki gün partisinin grup toplantısında dediği gibi esas olan silahı aradan çekmektir. Böyle yapıldığında, “silahlı siyasi örgüt” olarak tanımlanabilecek terör örgütünün elinde sadece siyaset kalacaktır ki doğrusu da budur.
Bu süreçte ana hatlarıyla yukarıdaki çerçeveye uygun bir yol haritası çizilmesi gerekiyor. Bu yol haritasının kilit noktaları az değil ama bana öyle geliyor ki demokratik bir anayasa yapabildiğimiz takdirde bunların hepsini kolaylıkla açmamız mümkün olacak.
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023