Akın ÖZÇER
CHP ve MHP parti yönetimlerinin ortak çatı adaylarının başarısız olduğu seçimlerin ardından sandıktan çıkan cumhurbaşkanına yönelik saygısız söylemlerine ve oylarını Erdoğan için kullanmış seçmeni suçlamalarına bakılacak olursa, siyasi kutuplaşma genel seçimlere kadar geçecek önümüzdeki yaklaşık 10 aylık döneme de damgasını vuracağa benziyor.
Seçimlerde başarısız olan siyasi partilerin kendilerine çeki düzen vermeleri gerekirken, Çözüm Süreci’yle birlikte alevlenen Erdoğan üzerinden siyasi kutuplaşmanın devamından yana tavır almaları doğal değil. Gerçi CHP cephesinde kurultay ve Genel Başkan’a meydan okuyan bir başkan adayı var ama ana muhalefetin ayrı bir tartışma konusu olan başarısızlığını kişilerden çok bütünlük arz etmeyen çelişkili politikaları ışığında değerlendirmek gerekiyor.
Ana muhalefetin ayrıca desteklemediği cumhurbaşkanlarını boykot etme gibi anti-demokratik bir kötü alışkanlığı var. 1987’de Özal’ın, 2007’de Gül’ün yemin törenlerine katılmamış olan CHP bu defa da Erdoğan’ı boykot ediyor. Genel Başkanı’nın milletvekillerini serbest bıraktığı ana muhalefetten yarınki törene katılım olur mu kuşkulu belki, ama boykot kararının Erdoğan için oy kullanmış seçmene doğrudan hakaret niteliği taşıdığına kuşku yok.
Anlaşılan o ki, bu CHP’nin ve Genel Başkanı geçen hafta “demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir” diskuru çekmiş olan MHP’nin seçmenin istediği politikaları üretmek gibi bir dertleri bulunmuyor. Kim bilir belki Erdoğan karşıtlığı üzerinden Batı medyasının katkısıyla yürüyen siyaset mühendisliğinin başarı kapısını kısa yoldan aralayacağına inandıklarından. Belki de bu şekilde seçmene hiçbir değişiklik yapmadan kendi politikalarını dayatma imkânı bulduklarını düşündükleri için.
Kabul etmek gerekir ki başkanlık ya da yarı-başkanlık sistemini yeğlediğini açıklamış olan Erdoğan’a “diktatör” sıfatını yakıştıran siyasi mühendislerin önünde 2015 genel seçimlerinde AK Parti’nin yeni anayasa yapacak çoğunluğunu engelleme umudu var. Hatta teorik olarak salt çoğunluğunu kaybettirme umudu da. Mevcut anayasanın klasik parlamenter sistemi benimsemekle birlikte cumhurbaşkanına tanıdığı “aşırı” yetkileri kullanacak olan Erdoğan’ın bu durumda tercih ettiği sisteme geçmek bir yana siyaset üzerindeki etkisini iyice yitireceğine kuşku yok. Fransa’daki “cohabitation” dönemleri bunun en büyük kanıtını oluşturuyor.
‘Cohabitation’ modeli
Anımsanacağı gibi, iki başlı yürütmenin cumhurbaşkanı ayağını güçlü kılan yarı-başkanlık sistemiyle yönetilen Fransa’da “birlikte yaşama” anlamına gelen “cohabitation” kavramını siyasi jargona kazandıran, cumhurbaşkanlığını en uzun süre (14 yıl) elinde bulundurmuş olan François Mitterrand oldu.
“Cohabitation” General De Gaulle için oluşturulmuş bulunan ve ancak cumhurbaşkanı ile uyumlu hükümetlerle yürümesi mümkün olan yarı-başkanlığı değişen koşullarda geçici olarak törpüleyen fiili bir durumu ortaya koyuyor. 1958 Anayasası, cumhurbaşkanına beğenmediği başbakanı ve hükümetini değiştirme (madde 8) ve güvenoyu alamaması durumunda Meclis’i feshederek genel seçimleri yenileme (madde 16) yetkilerini tanıyor. Ancak yenilenen genel seçimlerden yine uyumsuz bir çoğunluğun çıkması durumunda cumhurbaşkanının bunu halkın kendisine yönelik güvensizlik işareti olarak kabul edip demokratik bir davranışla istifa etmesi gerekiyor. Nitekim General De Gaulle 68 olaylarından sonra referanduma götürdüğü Bölgeler ve Senato reformlarına “hayır” oyu çıktığında derhal istifa etmişti.
1981’de yedi yıl için cumhurbaşkanı seçilen Mitterrand, Sol’un sosyalist-komünist birliğine dayalı hükümetlerin başarısız icraatının faturasını 1986 genel seçimlerinde sandıkta ödemesi sonucu Meclis’teki çoğunluğundan yoksun kaldı. Kendisinin iki yıllık görev süresi daha vardı ve olağanüstü yetkilerini kullanarak Sol çoğunluk talebiyle seçimleri yenileyebilir ama Sağ’ın seçim zaferini yinelemesi halinde istifa etmesi gerekirdi. Böyle yapmadı; siyasi konjonktürün lehine olmadığını fark ederek doğrudan Meclis çoğunluğunun lideri Chirac’ı başbakan atadı. Böylelikle 58 anayasasının öngörmediği cumhurbaşkanı ile aynı partiden olmayan başbakanın birlikte görev yaptığı “cohabitation” dönemlerinin kapısını araladı.
Kabul etmek gerekir ki “cohabitation” yorumu Mitterrand’nın başarı hanesine yazıldı ve iki yıl sonra yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini yeniden kazandı. Ardından konjontürün lehine olduğunu görerek olağanüstü yetkisini kullandı ve yenilediği genel seçimlerde arzu ettiği Sol çoğunluğu sandıktan çıkardı.
Fransa yakın siyasi tarihinde iki “cohabitation” dönemi daha var. Önce 1993-95 yıllarında Cumhurbaşkanı Mitterrand sağcı Başbakan Balladur, sonra da 1997-2002 yıllarında Chirac sosyalist Jospin ile “cohabitation” dönemleri yaşadı.
Cumhurbaşkanının Meclis çoğunluğundan kaynaklanan gücü
Bunları anlatmamın nedeni yarı-başkanlık sisteminin cumhurbaşkanı ve başbakan farklı siyasi ailelere mensup olduklarında, yani “cohabitation” dönemlerinde, parlamenter sisteme benzer şekilde işlediğini ortaya koymak.
Türkiye’ye bakıldığında, mevcut anayasanın yarı-başkanlık sistemi öngörmemekle birlikte, cumhurbaşkanını klasik parlamenter devlet başkanına oranla daha fazla yetkiyle donattığı görülüyor. Ancak bu yetkilerin anlam kazanabilmesi için yarı-başkanlıkta olduğu gibi, Meclis çoğunluğuyla desteklenmesi gerekiyor. Hatta keskin bir güçler ayrılığına dayanan başkanlık sisteminin de kilitlenmemesi için yürütme ile yasama arasında demokratik meşruiyete dayalı bir birleşme olması şart.
Bu itibarla, başkanlık ve yarı-başkanlık sistemlerine karşı olan muhalefetin önümüzdeki genel seçimleri kazanması gerekiyor. Ancak bunun için yukarıda belirttiğim gibi halkın istekleri doğrultusunda politika üretmeleri gerekiyor. Siyaset mühendislerinin Erdoğan’ı yıpratma ve AK Parti’yi bölme çalışmalarından sonuç almasını umarak, kendi politikalarını dayatmaya devam etmeleri değil.
Kabul etmek gerekir ki Erdoğan karşıtlığı üzerinden yürütülen ve son iki seçimde sonuç vermediği görülen güdük politikalarla Çözüm Süreci ve yeni anayasa gibi Türkiye için önemli dönüşüm projelerini savunan AK Parti’yi seçimlerde yenilgiye uğratmak pek mümkün görünmüyor.
Ama varsayalım ki genel seçimlerden her şeye karşın muhalif bir çoğunluk çıktı. Peki, böyle bir durumda boykot edilen bir cumhurbaşkanı ile “cohabitation” nasıl mümkün olacak, hiç düşünüldü mü acaba?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025