Akın ÖZÇER
Brezilya’da dün (5 Ekim) yapılan başkanlık seçimlerinin ilk turundan efsanevi Başkan Lula de Silva’nın manevi kızı, Devlet Başkanı Dilma Rousseff, yüzde 41 dolayında oyla ilk sırada çıktı. Türkiye’de AK Parti gibi Brezilya’da 2002’den bu yana iktidarda olan Emekçiler Partisi PT’nin (Partido dos Trabalhadores) adayı 26 Ekim’deki ikinci turdaSosyal Demokrasi Partisi PSDB’nin yüzde 34 oyla ikinci gelen liberal adayı Aécio Neves ile yarışacak.
İlk turun en büyük sürprizi, ilk PT hükümetinde Çevre Bakanı olarak görev yaptıktan sonra partisinden ayrılarak önce Yeşil Parti’yi kuran, ardından Sosyalist Parti’ye (PSB) katılan çevreci Marina Silva’nın Neves’in ardından üçüncü sırada kalması oldu. Oysa kamuoyu yoklamaları, Eduardo Campos’un bir uçak kazasında yaşamını yitirmesinden sonra PSB’nin başkan adayı olan Bayan Silva’nın ikinci turda Bayan Rousseff’ in rakibi olacağını haftalar öncesinden ilan etmişti. Hatta bazı anketlerde Marina Silva, Başkan Dilma Rousseff ile başa baş görünüyordu. Zira Brezilya halkının çoğunluğu dindar olan kesimi, Bayan Silva’nın kaza geçiren uçağa son anda binmekten vazgeçmesini tanrısal bir mucize olarak algılamış ve onu bağrına basmıştı.
Siyasal analistler, Marina Silva lehine olan bu durumun bir ay içinde değişmesini Başkan Rousseff ’in Eylül başından bu yana izlediği kadın rakibini hedef alan propagandasının başarısına bağlıyor. Dilma Rousseff gerçekten de kendisi için daha kolay bir rakip olan Neves’ten çok Bayan Silva’ya yüklenmiş ve Silva’nın tüm itirazlarına karşın, seçilmesi halinde PT’nin, aslında çok daha doğru bir ifadeyle Lulizm’in (Lulismo) 12 yıllık başarısının temelini oluşturan sosyal kazanımların yitirileceği propagandasında başarılı olmuştu.
Kabul etmek gerekir ki ikinci turda daha kolay bir rakiple mücadele edecek olan Başkan Dilma Rousseff’in ve şahsında Lulizm’in kaderini yüzde 21 dolayında olan ve blok olarak oy kullanmayan Silva seçmeni belirleyecek. Daha çok orta sınıftan seçmene dayanan Aécio Neves’in daha yoksul kesime hitap eden Bayan Silva’nın seçmenini üç hafta içinde ne kadar kendine çekebileceğini tahmin etmek kolay değil. Ama bu seçmen içinde yer alan Lulizm’in sosyal politikalarıyla yoksulluktan kurtulanlar üzerinde Bayan Rousseff’in etkili olacağına kuşku yok.
Görünen o ki PT’nin 12. iktidar yılında yapılan bu seçimlere yine Lulizm damgasını vuruyor. O bakımdan “Yoksulların Babası” Lula de Silva’nın, bir dönem sözcülüğünü yapmış olan Profesör André Singer’in deyişiyle Lulizm olarak özetlediği siyasi yaklaşımını hatırlatmakta yarar var.
Lulizm’in ekonomik ve sosyal sonuçları*
Portekizcede kalamar anlamına da gelen “Lula” lakabını mahkeme kararıyla resmen alanLuiz Inácio Ferreira da Silva, bilindiği gibi, Brezilya’nın diktatörlükle yönetildiği 70’li yıllarda ülkenin ekonomik merkezi São Paulo’da ortaya çıkan yeni sendikal hareketin güçlü simalarından. Sendikalizmin geleneksel korporatist yapısına karşı çıkan ve Kilise’nin ilerici kanadı ile silahlı mücadeleden gelen grupların ve aydınların desteğini alan bu yeni hareketin ileri gelenleri 1980’de trotskist ve “patronsuz” PT’yi kuruyor. Lulizm yıllar içinde değişen, dönüşen, kısaca olgunlaşan ve kurucuları arasında ön safta yer alan Lula’nın Devlet Başkanı seçilmesiyle uygulama alanı da bulan partinin ideolojisine deniyor.
PT’nin İkinci Savaş’tan bu yana kurulan en büyük kitle partisi olana kadar geçirdiği değişim ve dönüşüm sürecini bir köşe yazısına sığdırmak kolay değil. Ama bu uzun soluklu değişimin ürünü Lulizm’i anlamak için öncelikle 2001’de parti programından siyasi çatışma doğuran sendikal örgütlenmeyle ilgili hükümlerin çıkarılmasının altını çizmek yeterli. Çünkü Lulizm, Lula’nın karizmasına dayanan büyük bir “sınıflar arası muhafazakâr pakt” aslında. Muhafazakârlarla sağlanan bu uzlaşma bir önceki Başkan Cardoso’nun ekonomi politikasının, gelir dağılımını iyileştiren önlemlerle desteklenerek sürdürülmesi anlamına geliyor.
Profesör Singer, Brezilya gibi gelir dağılımı bozuk dev bir ülkede hem varlıklı kesimin korkulu rüyası olan sosyal çatışmaların önlenebildiğini, hem de gelir dağılımının iyileştirilebildiğini vurguluyor. Ama bu toplumsal değişim modelini muhafazakâr bir modernleşme siyaseti olarak görenler ve yoksul kesimin gelir düzeyini devlet müdahalesiyle yükseltmekle birlikte toplumun yapısal sorunlarına dokunmadığı için eleştirenler de var.
Bununla birlikte, Lulizm özellikle iktidarının ilk döneminde uyguladığı istikrar politikaları sayesinde, dünya ekonomisinin o dönemki olumlu seyrinin de etkisiyle Brezilya’yı 90’larda enflasyonun yüzde 6000’lere dayandığı az gelişmiş ülke görünümünden kurtarıyor. Makro-ekonomik istikrar, yüksek büyüme hızı ülkeyi yatırımcıların gözde destinasyonu konumuna getirirken, Lula de Silva hükümetine yoksullukla mücadele politikasını başarıyla yürütmesi için de kaynak sağlıyor. Bu politikanın “Bolsa Família” gibi yoksul aile çocuklarına eğitim ve sağlık, Fome Zero(Sıfır Açlık) gibi gıda yardımları içeren programları Lula’nın 2006 seçim zaferinde büyük rol oynuyor.
2009’da Lula tarafından uygulanmaya başlanan ve ertesi yıl yerini alan Dilma Rousseff tarafından sürdürülen yoksul kesimlere yönelik konut edindirme programı “Minha casa, minha vida” (Evim, hayatım) da Lulizm’in sosyal kazanımları arasında önemli bir yer tutuyor. 2011 de 1 milyon, bu yıl 2 milyon konut bu program çerçevesinde tamamlanmış bulunuyor.
IMF’den borç alırken Fon’a kredi veren ülke konumuna yükselen Brezilya’da bu dönemde söz konusu programlarla yoksul kesimden orta sınıfa terfi eden 25-30 milyon insandan söz ediliyor. Günlük geliri kişi başına 10 ila 50 dolar olan bu yeni orta sınıf belki hâlâ kırılgan ama toplam nüfusun yüzde 38’ine tekabül eden orta sınıfın yüzde 53 oranına yükselmesini Lulizm’in başarı hanesine yazmak gerekiyor.
Lulizmin zaafları
PT’nin muhafazakâr kesimlerle yaptığı uzlaşmaya dayanan Lulizmin başarısında ekonomik konjonktürün olumlu etkisinin de rolü olduğunu kabul etmek gerekir. Nitekim küresel krizle birlikte sosyal politikaların motoru olan büyümenin yavaşlaması ve enflasyonun yükselmesi Dilma Rousseff’in başkanlık dönemini olumsuz yönde etkiliyor.
Bütün bunların yanı sıra, Lula de Silva döneminden bu yana, başta bazı parlamenterlere projelere destek karşılığı ödenen aylık skandalı “mensalão” olmak üzere meydana gelen yolsuzluklar, her ne kadar Bayan Rousseff bu konuda erdemli bir duruş sergilemişse de, PT’nin imajına bir hayli darbe indirmiş bulunuyor. Sosyal kazanımların cazibesi ile kötüleşen ekonomik koşullar arasına sıkışan yoksulluktan kurulmuş yeni orta sınıfın siyasi tercihi, ikinci turda ortaya çıkacak sonuç açısından önem taşıyor.
Aslında Lulizm’in eseri yeni orta sınıf sessiz, sedasız değil. Miguel Ángel Bastanier, son 10 yılda ekonomik mucize yaşayan Brezilya’da Gezi olaylarıyla aynı döneme rastlayan ve Dünya Kupası sırasında da devam eden protestoların temelinde yeni orta sınıfın bulunduğuna dikkat çekiyor. Juan Arias da, diktatörlüğü hiç yaşamamış olan bu sınıfı, isyankâr bir ergene benzetiyor. Bugün Lula dönemindekinden daha fazla siyasi yolsuzluk, daha kötü eğitim ve sağlık koşulları ya da toplu taşıma hizmetleri olmadığına, ama o zaman çocukluğunu yaşayan ve sessiz kalan bu sınıfın artık ergen bir genç gibi taleplerini ardı ardına sıraladığına işaret ediyor.
Bununla birlikte, yeni orta sınıfın bu hırçınlığı, Arias’a göre, efsanevi Başkan Lula’ya bir başkaldırı değil, çünkü bugün seçime girecek olsa ilk turda kazanacak tek aday o. Nitekim manevi kızı ilk turda ilk sırayı alsa da seçilmeyi hâlâ garantileyebilmiş değil. Bunda rakibi Neves’in, tıpkı üçüncü gelerek elenen Bayan Silva gibi, Lulizmin başarı hanesine yazılan tüm sosyal programların devamından yana tutum almış olmalarının da rolü var kuşkusuz.
Görünen o ki dünya ekonomisinin devlerinden Brezilya’da Lulizm bir şekilde iktidarını sürdürecek. Büyük olasılıkla Lula’nın partisi PT ve manevi kızı Dilma Rousseff ile birlikte. Bu durumda, PT’nin AK Parti’nin Türkiye’deki başarısına benzer bir zaferinden söz edilecek. Aksi takdirde Brezilya’da Lula’sız bir Lulizm gündeme gelecek belki de.
* Bu bölümü geçen yıl TÜSİAD’ın Görüş dergisi için hazırladığım “Brezilya’da neler oluyor?” başlıklı yazımın aynı başlıklı bölümünden güncelleyerek alıntıladım.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları




















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025