Akın ÖZÇER
Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın başlangıç bölümü öncelikle halkların “bir insan yaşamı içinde iki kez insanlara tarif olunmaz acılar getiren savaş felâketinden gelecek kuşakları koruma” hedefine bağlılığını ve “temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine (…) ”inancını vurgular. Bu amaca varmak için özellikle “ortak yarar dışında silahlı kuvvet kullanılmamasını sağlayacak ilkeleri kabul etme ve yöntemleri benimseme” konusundaki kararlılığının altını çizer.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana küresel ölçekli bir savaşın önlenmesi dışında, bu amaç ve ilkelere zaman, zaman uyulmamış, birçok kriz patlak vermiş ama dünyadaki gidişat, bölgeler arasındaki farklılıklar kalsa da, hep “daha çok barış, daha çok demokrasi” yönünde olmuştu. Savaşa karşı çıkmak, barışı öncelemek, genç yaşında yaşamını yitiren Fransız şair, müzisyen Boris Vian’ın “Le déserteur” (asker kaçağı) şiirinde (şarkısında) ölümsüzleşmiş olduğu gibi, entelektüel düzeyde hep saygınlığını korumuştu.
Doğduğundan beri, babasının ölümünü, kardeşlerinin askere gidişini, çocuklarının ağlayışını, annesinin çektiği acıları gören bir Avrupalı için savaşlar ne kadar kötüyse, Afrika, Asya ve Orta Doğu’da yaşayanlar için de öyledir aslında. İnsanlar tüm farklılıklarıyla eşit olduğuna göre, insan onuru ve hakları, Avrupalı için nasıl temel değerlerse, Afrika, Asya ve Orta Doğu’da yaşayan insanlar için neden öyle olmasın ki?
Gel gör ki iki savaş felaketinin bir insan yaşamına sığdığı Avrupa, demokrasi ilkeleri ve temel hak ve özgürlükler şemsiyesi altında büyük oranda bütünleşmesini sağlarken, dünyanın başka yörelerinde bu değerlerin ayaklar altına alındığı, hatta insanların yaşam haklarının bile tehdit edildiği görülüyor. Arap Baharı ertesinde Orta-Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde, bugün de Suriye ve Irak’ta olanlar gibi. Hem de BM anlaşmasının atıfta bulunduğum başlangıç bölümü, halklara, “daha geniş bir özgürlük içinde, daha iyi yaşama koşulları sağlama” amacını dile getirdiği halde…
Öteden beri, evrensel demokrasi ilkelerinin ve temel hak ve özgürlüklerin sadece dünyanın gelişmiş ülkelerinde değil, her tarafında geçerli olması gerektiğini savunanlardanım. Bunun dünya barışının sağlanması ve gelişmiş ülkelere doğru zaman, zaman yoğunlaşan göçlerin ve yol açtığı toplumsal sorunların önüne geçilmesi için zorunlu olduğuna kuşku yok.
Ne var ki başta demokratik ülkeler olmak üzere, dünyada söz sahibi büyük güçler bu yönde politikalar izlemiyor. Bunun idealist bir yaklaşım olduğu ve sonuç vermeyeceği çeşitli argümanlarla savunulmaya çalışılıyor. Oysa insanların dünyanın gelişmiş ülkelere uzak bir köşesinde, bugün Suriye’de olduğu gibi, en temel hak olan yaşam haklarından bile yoksun bırakılması, bileşik kaplar misali, diğer ülkelerde başka sorunlara yol açıyor.
Avrupa Birliği’nin, Euro-Med sürecinde, yasadışı göçlerin önüne geçmek için Akdeniz’in Güney kıyısındaki ülkelerde demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi ve ekonomik refahın ve yaşam standartlarının yükseltilmesi yönünde geliştirdiği politikalar aslında bu yaklaşıma dayanıyor. Ama klasik kurumsal ilişkilerle bu amaca varmanın büyük devletlerin politikaları ile desteklenmediği sürece mümkün olmadığı da ortada. Örneğin Mısır’da büyük devletler bir askeri darbeye destek verebiliyorsa, Euro-Med sürecinin öngördüğü demokratikleşme nasıl gerçekleşebilir ki?
Bu soru, geçen yazımda içinde bulunduğu iç savaşın yol açtığı insani trajediyi etraflıca ele aldığım Suriye için de geçerli. Hatta büyük devletlerin Suriye politikalarının çok daha ilkesiz olduğu görülüyor. Mısır’da askeri darbeye sessizce destek olan bu devletler, Suriye’de de beş yılda yaklaşık 300 bin vatandaşını katletmiş, 6 milyon kadarını zorla yurt dışına göç ettirmiş bir rejimi ayakta tutmak için arazide askeri müdahalede bulunan yayılmacı ülkeleri sadece seyrediyor. Hatta biri teokratik bir devlet yapısına sahip bir bölgesel aktör, diğeri de Kırım’ı ilhak ettikten sonra dünyaya meydan okurcasına askeri güç gösterisi yapan eski bir süper güç olan bu ülkelere demokrasi kartını göstermek bir yana, yaptıklarına adeta sessiz bir onay veriyor.
Önceki hafta sonu Cenevre’de başlayan çapraz görüşmelere bakıldığında, Batılı bağlaşıkların Suriye politikasının 1938’de Hitler Almanya’sını yatıştırmaya yönelik Münih politikasını andırdığını görmemek mümkün değil. Gerçi Fransa ve Büyük Britanya başta olmak üzere, Avrupa ülkelerinin İran ve Rusya’nın askeri olarak arkasında durduğu mevcut rejimle ilgili görüşleri söylem düzeyinde olumsuz ama ABD tarafından sonuna kadar desteklenmedikçe gerçekleşme olasılığı bulunmadığını da biliyor olmalılar. Washington ise ne İran’ı frenlemek, ne Rusya’ya karşı ağırlığını yeterince hissettirmek istiyor. Bu da askeri kazanımların masada artı puana dönüşeceği bir müzakere sürecinin kapısını aralıyor.
Cenevre’de masaya gecikmeli olarak oturan Suriye muhalefetinin özünü oluşturan Yüksek Müzakere Konseyi’nin (YMK) makul talepleri, verilen sözlere karşın, henüz tam olarak karşılanmış değil. Oysa BMGK’nin 2254 sayılı kararı açık. Askeri operasyonlar durmadan, sivil halka dönük kuşatmalar tümüyle kalkmadan ya da tehdit olmaktan çıkmadan müzakere masasında savaş zihniyetinin kazanacağına kuşku yok.
Lübnan’ın Fransızca yayınlanan en eski ve tek gazetesi L’Orient Le Jour, Pazar gecesi YMK sözcüsü Riad Nassan Agha’nın, 43 kişinin açlıktan öldüğü Madaya kasabasını işaret ederek “rejimin hala kadınları ve çocukları açlığa mahkûm etmesini anlayamıyorum” açıklamasını yaptığını aktarıyor. Bu nedenle YMK şemsiyesi altındaki muhalefetin iyimser olmadığının altını çiziyor.
Aslında BM temsilcisi Staffan de Mistura, YMK heyeti ile gerçekleştirdiği ilk temas sonrası yaptığı açıklamada, insan hakları ihlallerinin sona ermesinin zorunlu olduğunu vurguluyor ve bu konuda ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den yazılı bir taahhüt aldığını belirtiyor. Ayrıca Fransız ve Alman Dışişleri Bakanları’nın yaptığı açıklamaları hatırlatanDe Mistura, arazide Beşar Esat’ı destekleyen Rusya’ya karşı ellerinin güçlendiğini söylüyor. Ama yardımcısı Ramzi Ezeddine ile başka bir yerde bir araya gelen Suriye heyeti başkanı Beşar Caferi, hiçbir ön koşulun kabul edilmeyeceğini, sadece insani konuları ve tutukluların serbest bırakılmasını tartışmaya hazır olduğunu belirtiyor.
Özetle birbirinden farklı çıkarları ve amaçları bulunan uluslararası aktörlerin baskısıyla başlayan Cenevre müzakereleri sorunun çözümü yolunda iyimserlik aşılamıyor. Öyle ki bu aşamada müzakerelerin devam etmesi bile pamuk ipliğine bağlı görünüyor. Aslında barış kapısını aralayacak olan, savaş zihniyetinin müzakere masasında kazanamayacağını, bu zihniyeti reenkarne eden aktörlere göstermek. Ama gerçekçi olursak, bunu Cenevre’de ağırlığını koyarak yapabilecek tek uluslararası aktörün ABD olduğunu kabul etmek gerekir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018