Akın ÖZÇER
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Bayram’ın ilk günü Taraf’ta yayımlanan yeni sivil anayasa sürecine paralel olarak yasalarımızda mevcut anti-demokratik hükümlerin kaldırılmasına yönelik kapsamlı bir süreç başlatıldığına ilişkin açıklaması sevindirici bir haber kuşkusuz. Bozdağ hükümet programında da yer aldığına işaret ettiği bu çalışmanın Adalet Bakanlığı’nın öncülüğünde yürütüldüğünü ve bu çerçevede “onlarca ve belki de yüzlerce yasa üzerinde tarama çalışmasının başlatılmış olduğunu” söylüyor. Bir önceki yazımda, terörle mücadelenin “Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu (TMK) başta olmak üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ölçütlerine uymayan yasalarda ifade ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin demokrasi çıtamızı yükseltecek yasal düzenlemeler yapılmasını engellemediğine” dikkat çekmiş; bu yönde atılan somut bir adım olmadığından yakınmıştım. Demek ki seçimlerden sonra bu yönde somut bir adım atılmış bulunuyor.
Bekir Bozdağ açıklamasında tarama sürecinin çalışmanın ilk aşamasını oluşturduğunu belirtiyor ve bu çalışmayı daha detaylı bir çalışmanın izleyeceğini, Bakanlar Kurulu’nun onayından sonra sonucun 2012 ekimi ve belki de daha önce kamuoyuna açıklanacağını söylüyor. Başbakan Yardımcısı, “kamuoyunda tartışılmasıyla kurumların yasalarda yaptığı tarama sırasındaki düzenlemelerin eksik olan, gözden kaçan bölümlerinin yeniden gözden geçirileceğini” de vurguluyor. Başlatılan çalışma oldukça kapsamlı anlaşılan ama herkesin merak ettiği bir soru var: Avrupa Birliği (AB) müktesebatına uyum çalışmaları çerçevesinde yasalarımızdan anti-demokratik hükümlerin ayıklanması konusunda neden bugüne kadar beklendi?
Bundan neredeyse 12 yıl önce AB üyelik sürecine girmiş bir aday ülke böyle bir taramayı daha yeni başlatıyorsa o ülkede önemli bir “siyasi irade” sorunu var demektir kuşkusuz. Aday ülkelerin Kopenhag siyasi ölçütlerini karşılamalarının müzakerelerin açılmasının ön koşulu olduğu başından beri biliniyordu çünkü. Mantık, AB’ye biran önce üye olmak isteyen bir aday ülkenin taramasını hızla yapmasını ve reformlarını tamamlamasını gerektiriyordu. Merkezî ve Orta Avrupa ülkelerinde böyle olmuş, siyasi reformlar kısa sürede tamamlanarak tam üyelik gerçekleşmişti.
Türkiye’deki siyasi irade sorununu, AB’nin “bizi almak istemediği” türünden popülist bir söylemin veya Kıbrıs’taki “haksız tutumunun” arkasına gizlemeye gerek yok. Bir kere dönemin üçlü koalisyon hükümetini oluşturan siyasi partiler AB üyeliği ve özellikle siyasi ölçütlerine uyum konusunda ayrı telden çalıyordu. İkincisi belki çok daha önemlisi, siyasi iradeyi en azından hükümetlerle paylaşan Milli Güvenlik Konseyi (MGK) başta olmak üzere vesayet kurumları böyle bir tarama sürecine sıcak bakmıyordu. Daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi, Kopenhag siyasi ölçütlerine uyum için gerekli reformlar, “Türkiye’nin milli bütünlüğüne, üniter devlet yapısına ve kendine özgü gerçeklerine uymayan aşırı ve haksız AB talepleri” ilan edilivermişti. “AB’ye evet ama kriterlerine hayır” diye özetlenecek bir tutumdu bu.
Bu itibarla, yasalardaki anti-demokratik maddelerin ayıklanmasında gecikilmiş olmasını, doğrudan hükümete fatura etmek haksızlık olur. Üç yıl önce kantarın topuzunu kaçırıp iktidar partisini kapatma girişiminde dahi bulunmaya kalkışmış olan vesayet kurumlarının bu gecikmedeki rollerini gözardı etmek mümkün değil. Kaldı ki AB sürecimizde çıkarılan yeni yasalara bile anti-demokratik hükümler konulmuşsa bunu başka türlü izah etmek mümkün mü? Örneğin AİHM geçenlerde 2004 tarihli TCK’nın 301. maddesinin AB’yi bir tarafa bırakalım, 60 yıldan bu yana taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğuna karar verdi. Bir yasa hazırlıyorsunuz ve on yıllar önce altına imza attığınız sözleşmeye aykırı hükümleri yasaya yerleştiriyorsunuz, sonra da böyle bir yasayı hangi hükümet iktidarda olursa olsun çıkartıyorsunuz ne tuhaf değil mi? Belki de değil çünkü kendinizi devletin sahibi görüyor ve devletin görüşü olarak ifade özgürlüğünün bazı hallerde kısıtlanmasını savunuyorsunuz. İşte hükümetin bazen kendini zora sokan bu tür yaklaşımlar sergilediğini görünceEmret Bakanım dizisi geliyor insanın aklına ister istemez...
Bekir Bozdağ yeni anayasa sürecinden de söz ediyor açıklamasında. “Yeni anayasa yapımının, insan odaklı, demokrasi, hukuk ve insan hakları gibi evrensel değerlerin tesis edileceği en önemli anayol temizliği olduğunun” altını çiziyor. Bu doğru ama Yeni Anayasa Platformu (YAP) olarak üzerinde durduğumuz husus, “anayasa tartışmalarında risk yaratan mevzuat hükümlerinin değiştirilmesi ve özgür bir tartışma ortamı oluşturulması için yasal düzenleme yapılması”. Başka bir deyişle, yasalarımızdan özellikle ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerin kaldırılarak “anayola çıkan” yolların da temizlenmesi gerekiyor.
Bu çerçeveden bakıldığında, sözü edilen tarama çalışmalarının bu ihtiyacı karşılamayacağı ortada. Evrensel ilkelere uygun ifade özgürlüğüne Ekim 2012’de değil, hemen ihtiyaç var çünkü. Anayasayı tartışan insanların evrensel ilkelere aykırı yasalara dayanılarak tutuklu yargılanmaları gibi bir olasılığı aklımıza bile getirmek istemiyoruz. Tek arzumuz tünelin ucundaki o ışığa ulaşabilmek.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023