Akın ÖZÇER
Tek merkezden güdümlü Batı medyası bir yıldır unutturmaya ve özellikle demokrasiye karşı darbe niteliğini ancak normal koşullarda eleştirilebilecek gözaltı, tutuklama ve işten atmaları ön plana çıkararak perdelemeye çalıştığı 15 Temmuz’un yıldönümünü anma törenlerini gördü görmesine ama dezenformasyondan da bir türlü vazgeçmedi. İlk yanlış bilgilendirme törenlere katılanların sayısını yüzbinlere düşürmek oldu. Bu çok da önemli değildi belki ama örneğin Le Monde’un İstanbul temsilcisi Marie Jégo’nun konuyla ilgili haber analizinde olduğu gibi, aynı metinde CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun tartışmalı 9 Temmuz Maltepe mitingine 2 milyon kişinin katıldığı vurgulanarak törenlere katılım önemsizleştirilmeye çalışıldı.
Bu ufak dezenformasyon, Türkiye toplumunun 15 Temmuz kalkışmasına topyekûn bir tepki göstermediği, en azından yarısının darbecilere ve onlarla aynı casus çetesine mensup kişilerin yargılanmasını ve bürokrasiden temizlenmesini tasvip etmediği imajını yaratmak için gerekli görülmüş olmalı. Nitekim Jégo’nun “Türkiye’de başarısız darbeyi anma törenleri yeni ‘milli hikâyenin’ temel direği” (En Turquie, les commémorations du putsch raté comme socle du nouveau «récit national”) başlıklı yazısının spotu toplumdaki bu bölünmeyi ön plana çıkarma tercihini açıkça ortaya koyuyor: “iktidardaki İslamcı muhafazakârlar için kitleleri Erdoğan’ın kahramanı olduğu kendi deyişleriyle ‘destana’ yönlendirmek büyük önem taşıyor.”
Fransız gazeteci, Başbakan Binali Yıldırım’ın Ankara’daki konuşmasında “gecelerin en karanlığında yazıldığını” söylediği bu destanın “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin kurtarıcısı olduğu” söylemiyle süslendiğini yazıyor. Batı bloğu adına bir tür “mea culpa” olabilir mi düşüncesiyle okumaya devam ettiğinizde, meğer anma törenlerinin muhafazakâr İslamcılarda revaçta olan “yeni ideolojinin inşasını azizleştirme” işlevi gördüğünü (!) öğreniyorsunuz. Jégo ’ya göre bu mit, bizler gibi Batı eğitimi almış kişileri değil ama Erdoğan’ın “derin Anadolu’nun kasabalarından gelip büyük kentlerin yoksul mahallelerine yerleşmiş muhafazakârlardan oluşan seçmen kitlesini etkiliyor”. Bu nedenle başarısız darbe girişiminin Erdoğan’ın bu kitle nezdinde popülaritesini daha da arttırdığından yakınıyor.
Le Monde’un İstanbul temsilcisi, darbe girişiminin kendisi gibi Erdoğan karşıtlığı yapanların işini zorlaştırdığını mı söyleyecek acaba diye meraklanıyorsunuz belki ama boşuna. Fransız gazeteci, “darbeden sonra olduğu gibi, dindar yoksul ailelerin, toplu ulaşımın bedava olmasını ve hafta sonu boyunca yiyecek ve içecek dağıtılmasını takdir ettiğini” yazabiliyor. Sosyal yardım programlarından yararlandığını öne sürdüğü 11 milyon insanın yemek içmek bedava olduğu için “devlet memurların da bir bakıma zorlandıklarından aileleriyle birlikte” anma törenlerine katıldığı iddiasında bulunabiliyor. Bu insanları küçük düşürerek.
Ardından bütün Türklerin bu bayrama katılmadığını vurgulayan Marie Jégo, “toplumdaki korku ikliminden etkilenen, darbe gecesi gerçekte ne olduğuna ilişkin cevap alamayanların anma törenlerinden uzak durduğunu” yazıyor. Bu, kuşkusuz korku ve öfkeyle yaşadığımız o kanlı gece üzerine gölge düşüren darbecilerin iddialarını haklı çıkarma amacı taşıyan bir cümle. Nitekim devamla kocasının Bank Asya’ya para yatırdığı için tutuklanan bir öğretmen olduğunu yazdığı Aysel’in şu sözlerini öne çıkarıyor: “ülkemde artık hiç umudum yok, hiçbir şeye inanmıyorum.”
Le Monde’un İstanbul temsilcisi itirafından da anlaşılacağı gibi sanal bir Aysel öyküsü üzerinden lafı FETÖ ile bağları nedeniyle tutuklananlara getiriyor. “Bir yılda tutuklanan 50 bin kişi” alt başlıklı bölümde, Erdoğan’ın (yargının değil) darbenin baş sorumlusu gördüğü ABD’de sürgünde olduğunu belirttiği Fetullah Gülen’in “sözde yandaşlarını” (ses partisans supposés) takip ettirdiğini, bu dönemde 150 bin devlet memurunun ilişiğinin kesildiğini, 50 bin kişinin tutuklandığını yazıyor. Fransız gazetecinin takdim ettiği devlet öyle bir devlet ki Cumhurbaşkanı ne istiyor, neyi uygun görüyorsa, kurumları da onu yapıyor. Oysa geçmişte izlediği bazı politikaları eleştirmiş olsak da Türkiye’de devletin hiçbir zaman Jégo’nun takdim ettiği kadar ilkel olmadığını kabul etmek durumundayız.
Gazetenin İstanbul temsilcisi hızını alamıyor olsa ki “(bürokrasideki temizlik) birçok Türk tarafından paranoyak bir Başkan’ın orantısız rövanşı olarak algılanıyor” (Perçues par de nombreux Turcs comme la revanche disproportionnée d’un président paranoïaque) diye yazmaktan da çekinmiyor. Bir misafir gazetecinin görevli bulunduğu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na “paranoyak” diyenlerin sözlerini aynen aktarması nezaket kurallarına uyar mı? Bu sözler “ifade özgürlüğü” bağlamında değerlendirilebilir mi? Her şey bir yana, Le Monde’un Paris’teki Genel Yayın yönetmeni bu sözleri yayımlanmadan düzeltme nezaketini gösteremez mi?
Marie Jégo sürekli dezenformasyon yaptığına, bu yazıları yayımlandığına göre, belki istenen de bu. Aslında Batı medyasının muhabirlerinin çoğu böyle yapıyor. Ama Cumhurbaşkanı’na dolaylı yoldan hakaret edenine rastlamak pek de kolay değil. Batı medyası, Türkiye’de sokağın nabzını tutmayı ve gerçeklerini aktarmayı değil, bu yazıda olduğu gibi, gerçekleri manipüle etmeyi amaçlıyorsa, neden burada temsilci ya da muhabir bulundurur pek anlamış değilim. Maksat dezenformasyon ise bu Paris’te oturularak da pekâlâ yapılabilir.
Aslında yazımda asıl cevabını aradığım soru, bu dezenformasyonun neden yapıldığı. Marie Jégo’nun atıfta bulunduğum haber analizine bakıldığında, ortadan ikiye bölünmüş bir Türkiye imajı yaratılmasına ve 15 Temmuz darbe girişimi ardından FETÖ’ye yönelik işten atılmalara ve tutuklamalara desteğin toplumun çoğunluğundan değil, Erdoğan’ın varoşlarda yaşayan kırsal kökenli muhafazakâr seçmeninden geldiğinin öne çıkarılmasına çalışıldığı görülüyor.
Oysa sadece muhafazakârlar değil, kendisini muhafazakâr olarak tanımlamayan milyonlarca kişi de devletin, darbe yapacak olsun, olmasın, “emperyalist bir ülkenin casusu” bir grubun mensuplarından temizlenmesini bekliyor. Jégo bu konuda da dezenformasyon yapıyor ama KHK mağdurlarının başvuracakları bir Komisyon, daha tüketilmesi gereken iç hukuk yolları olduğuna, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de bu yönde bir karar aldığına göre, öncelik bu temizliğin yapılmasında. Kimse, Batılı bir gazeteci, hem de Rusya’da olduğu gibi, yıllarca görev yaptığı ülkenin imajını bozmakla ün salmış (http://www.russieinfo.com/marie-jego-une-plume-acerbe-sur-la-russie) bir gazeteci kendisine “muhafazakâr” veya “İslamcı” etiketi yapıştırmasın diye bu görüşlerini bir tarafa bırakacak değil elbette.
Aslında Batı medyasının inatla bu dezenformasyonu sürdürmesi taraftar bulmak bir yana Türkiye’de daha çok tepki yaratıyor. Darbenin arkasında sadece bazı istihbarat örgütlerinin bulunduğuna, bu örgütlerin NATO ile ilişkisi olduğuna, hatta Batı medyasının bu istihbarat örgütleriyle eşgüdüm içinde çalıştığına ilişkin kuşkulara haklılık kazandırıyor. Bütün bunlar, Türkiye’de özelde Amerikan, genelde Batı karşıtlığını bir daha kolaylıkla giderilemeyecek ölçüde körüklüyor.
Öyle sanıyorum ki Batı medyası, bu dezenformasyonla Batı ülkelerinde Erdoğan üzerinden yarattığı Türkiye karşıtı kamuoyuna Türkiye’den önemli bir toplumsal destek eklemlemeyi amaçlıyorsa boşuna kürek sallıyor. Ama Türkiye’de inanılırlığını birkaç kuşak için ortadan kaldırma pahasına sürdürülen bu düşmanca yaklaşımın amacı Batı kamuoyunu bilemediğimiz nedenlerle Türkiye ile ilişkilerin kopacak ölçüde gerilmesine alıştırmaksa bunu başarmakta olduğunu kabul etmek gerekiyor ne yazık ki.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025