Akın ÖZÇER

Akın ÖZÇER
Akın ÖZÇER
Tüm Yazıları
Rajoy hükümeti ve medeniyetler ittifakı
13.03.2012
2672

İktidardaki Halkçı Parti’nin (PP/Partido Popular) Medeniyetler İttifakı’ndan hiç haz etmediğini ve konuyu dış politika önceliklerinden çıkarmak için bilendiğini bilenler açısından başlığın şaşırtıcı bir tarafı yok. Girişimin sahibinin, 2004 seçimlerinde sürpriz yaparak beklenmedik şekilde iktidara gelen PSOE’nin çiçeği burnunda Başbakanı José Luis Zapatero olmasının, PP’nin Medeniyetler İttifakı’na alerjisindeki payı büyük. Zapatero BM Genel Kurulu 59. dönem toplantısında İttifak önerisini yaptığında –ki fikir ilk kez İran Cumhurbaşkanı Hatemi tarafından altı yıl önce ortaya atılmıştı– dünya medeniyetler arasındaki bir çatışmadan daha yeni çıkıyordu. Birçok ülke Başkan Bush’un Irak’ta uygulamaya koyduğu Huntington felsefesinin peşinden gitmiş ve çatışmaya bir şekilde taraf olmuştu. Bu ülkeler arasında Aznar hükümetinin yönetimindeki İspanya da vardı.

Kabul etmek gerekir ki Zapatero’nun o beklenmedik seçim zaferini hazırlayan faktörlerden birisiAznar’ın Madrid’de El Kaide tarafından yapıldığı anlaşılan 11 Mart katliamını ETA’ya mal etmeye kalkışmasıysa, diğeri Başkan Bush’un uluslararası arenada avukatlığını üstlenmesiydi. Başkan Bush, İngiltere Başbakanı Blair ve Başbakan Aznar 15 Mart 2003’te Azor Adaları’nda buluşmuş ve hep birlikte Irak’a ültimatom vermişlerdi. Bu olay tarihe “Trío de las Azores” (Azor Triosu) olarak geçmelerine neden olmuştu. Ne var ki Aznar’ın bu politikasının İspanyol halkında karşılığı yoktu. O dönemde düzenlenen savaş karşıtı gösterilere sekiz milyon kişi katılmış, anketlerde PP ana muhalefetin gerisine düşmüştü. Ertesi yıl 11 Mart katliamı meydana geldiğinde, bunu El Kaide’nin Aznar’ın Bushyanlısı politikalarına cevabı olarak algılayan seçmen üç gün sonra gittiği sandıkta PP’yi alaşağı edivermişti.


Bush
’un çatışmacı politikasına böylesine bağlanmış bir lider ve partisinin bu politikayla taban tabana zıt bir temele dayalı Medeniyetler İttifakı’na destek vermesi mümkün değildi. Destek ne kelime, AznarMedeniyetler İttifakı’na öyle acımasız eleştiriler yöneltiyordu ki. Kendi ifadesiyle “medeniyet sözcüğünün çoğul kullanılabileceğinden emin değildi”, ona göre ortak değerlere dayanan bir tek medeniyet vardı. Bu nedenle “Medeniyetler İttifakı’na (Alianza de civilizaciones) değil, Medenîlerin İttifakı”na (Alianza de civilizados) inanırdı”. Aznar ancak medenî ülkeler ve kültürlerle diyalog kurulabileceğini söylerken, terörizme destek veren “malûm ülkeleri” dışlıyordu. “Çoğulculuğa, insan haklarına saygı göstermeyen, Madrid’de bomba patlatan, New York’ta ikiz kulelere saldırı düzenleyenlerle” nasıl birarada olunabilirdi?

Medeniyetler İttifakı’nın geleceği, BM Genel Kurulu’nda kuruluşuyla ilgili öneriyi Genel Sekreter Ban Ki-moon ve İspanya ile birlikte sunan ve forumun eşbaşkanlığını yürüten Türkiye açısından da önem taşıyor kuşkusuz. Yüksek temsilciliğini Portekiz eski Cumhurbaşkanı Jorge Sampaio’nun üstlendiği İttifak’ın, bugüne kadar ülke olarak İspanya ile Türkiye’nin, kişisel temelde de iki ülke BaşbakanlarıZapatero ile Erdoğan’ın uluslararası arenadaki imajına katkıda bulunmuş olduğunu kabul etmek gerekir. İlki 2008’de Madrid, ikincisi 2009’da İstanbul’da yapılan forumlarsa ayrıca iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın temelini attı. Ama PP hep “zapoterizmin” bir ürünü olarak baktığı için Medeniyetler İttifakı’na iktidara gelene kadar karşı çıkıp durdu.


Rajoy
’un iktidara geldikten sonra yapacağı ilk işlerden birinin içini boş gördüğü Medeniyetler İttifakı’nı rafa kaldırmak olacağı yazılıp çiziliyordu. İttifak bütçesinin yüzde 33’ünün kriz içindeki İspanya tarafından karşılanıyor olması, aslında kemerleri sıktıkça sıkan hükümetin eline bulunmaz bir fırsat da veriyordu. Zapatero hükümetinin İttifak’la ilgili olarak bugüne kadar sadece dört milyon avro harcadığını açıklaması inandırıcı bulunmamıştı. La Gaceta, sadece altyapı, konferans ve projelere harcanan paranın 45 milyon avro olduğunu öne sürmüştü. Ayrıca Barselona’da bir uluslararası enstitü kurulması için bir bölümü Katalan özerk yönetimince karşılanmak üzere 21,4 milyon avro tutarında bir yatırım öngörüldüğünü yazmıştı. Ve işsizlikte rekor kıran bir ülkenin ne işe yarayacağı bilinmeyen bir İttifak için bu kadar para harcamasını skandal olarak nitelemişti.

Bununla birlikte Rajoy hükümetinin bu konuda giderek ayağını yere basmaya başladığını söylemek mümkün. Daha önce komisyonda İspanya’nın İttifak bütçesine yüksek oranda katkısından şikâyet eden Dışişleri Bakanı García-Margallo, cuma günü Temsilciler Meclisi’nde “Medeniyetler İttifakı konusunda ne yapacağını bilemediğini” itiraf etti. Margallo, İttifak’ın kendi alanında Arap Baharı sürecinde etkin bir rol oynamadığını, bu konuyu Sampaio ve Davutoğlu ile görüştüğünü açıkladı. Ardından İttifak’a baştan beri karşı olduğunu ancak şimdi bir BM projesi olduğu için biraz farklı baktığını söyledi.

İspanya ve Türkiye 2015-16 dönemi Güvenlik Konseyi üyeliğine aday olarak yarışıyor. İspanya’nın Medeniyetler İttifakı eşbaşkanlığını bırakmasının yarışta Türkiye’ye avantaj sağlamak anlamına geldiğinin komisyonda PSOE temsilcisi Elena Valenciano tarafından dile getirildiği, Margallo’nun da bu görüşe katıldığını belirttiği söyleniyor. Görünen o ki Rajoy hükümeti Medeniyetler İttifakı’na ilişkin tutumunu gözden geçirmeye hazırlanıyor.


[email protected]

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar