Ali Saydam
Çok yalın kuralı bir kez daha yineleyelim: Söylemek ile Söylenmek arasındaki farkın farkına varmadan siyasi iletişim yapılmaz…
Didişme programları yayınlayan TV’lerde rastlamamızın mümkün olmadığı günlük haberlerden bazılarını burada kısaca özetleyelim:
* Türkiye İstatistik Kurumu, Ağustos ayına ilişkin sektörel güven endekslerini yayımlamış. Hizmet sektörü güven endeksi Ağustos’ta yüzde 1.6 perakende, ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1.1, inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 3.3 artış göstermiş…
* ABD’li ünlü finans kuruluşu Goldman Sachs Türk varlıklarına ilişkin bir açıklama yapmış. Firmanın analisti Maasry’nin yazdığı raporda önümüzdeki dönemde Türk Lirası, Güney Afrika Randı ve Meksika Pesosu’nda daha fazla değer kazancı öngörüldüğü belirtilmiş.
* Norveçliler, seyahat acentelerinin Türkiye’ye olan tur ve uçuş sayılarını azaltmasına, biletlerin de pahalıya satılmasına tepki göstermişler. Norveçliler, #EvetBenGidiyorum” (#JaJegReiser) isimli kampanyayla şikayetlerini dile getirmişler. Tepkiler üzerine turizm firmaları, 2018 için Türkiye’ye seyahat kapasitelerini artıracağını açıkladı.
* Kimya, plastik ve ağır sanayide Avrupa’nın en büyük şirketlerinden 1.5 milyar Euro satış gelirine sahip Avusturyalı Greiner, 2015 yılında yüzde 51 hissesini satın aldığı Teknik Plastik’in kalan hisselerini de satın almış.
Bu haberler sadece bir günlük ve hükümet tarafından iletişim amaçlı yayılmış olanlardan değil. Akla hemen şu soru gelmiyor mu... Neden bu gibi olumlu haberler TV’deki tartışma programlarının konusu olmaz. En azından şu soru üzerine tartışılamaz mı: Dolar ve borsa ile son derece olumlu haberler gelirken, perakende sektörü neredeyse uçuşa geçmişken; Türkiye’ye sıcak para girişi hızını hiç kesmeden sürerken; enerji yatırımları planlananın ötesinde bir hız ve gelişmişlikle ilerlerken; yabancı yatırımcı ülkemize tüm melanet rüzgârlarına rağmen hâlâ yatırım yapmayı sürdürüyorken; neden sadece olumsuz haberler ve tespitler üzerine konuşur dururuz?...
Şöyle bir bakın tartışma programlarının konularına. Hangi biri olumlu gelişmeleri ele alıyor…
Siyasi iletişimin giderek yükseleceği günler yaklaşmakta. İzleyiciyi de bıktıran şu gladyatör programlarının yerine; tartışmaları neyin yanlış, eksik, kötü, çirkin olduğunu değil; neyin doğru, tamam, iyi, güzel olduğu ekseninde yürüteceğimiz programlar yapamazsak hem izleyici TV programlarından kaçacak, hem de seçmen bunu beceremeyen siyasi görüşlerden uzaklaşacak…
Tehlike hiç de küçümsenecek gibi değil… Bkz. Futbol seyircileri takımlarını ne zaman destekliyor ve tribünlere koşuyor; ne zaman onları kaderiyle baş başa bırakıyor…
- Uydurmanın bedeli yok sanıyorlar
- Televizyonlarda günlerce ‘kadrolu bilgeler’ tarafından vır vır tartışılan Aksakallı Paşa meselesi nihayet iyice açıklığa kavuşuyor da ekranlar da bir nebze olsun rahatlayacak. Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan 2. Kolordu Komutanlığı’na atanan Korgeneral Zekai Aksakallı merak edilen ‘kırgınlık’ sorularına net bir yanıt vermiş.
- Demiş ki: “Görev yerinin değişmesiyle kırgınlık, küslük diye bir şey olmaz. Askerin görev yerini beğenmesi, beğenmemesi diye de bir durum söz konusu olamaz!”
- Paşa sözlerine şunları da eklemiş: “Teğmen olarak göreve başladığımız günden beri bunun böyle olduğunu her asker bilir. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda da onurla, şerefle görevimi yaptığıma inanıyorum. Bundan sonraki görevimi de aynı şekilde yapmayı Allah nasip etsin. Bırakın istifayı, en küçük bir kırgınlığım yok.”
- Şimdi olması gereken mesela şu değil mi... Perşembe günkü yazımızda da belirttiğimiz gibi; CHP Grup Bşk. Yrd. ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan bey, TV’de “Korg. Zekai Aksakallı Paşa’nın 2. Kolordu Komutanlığına getirilmesinin nedeni, Genel Kurmay Başkanı’nı, gerekli zaman diliminde ‘Kimse kışlalarından çıkmasın’ diye talimat vermesinin doğru olmadığını söylemesidir.” dememiş miydi? Ve de Aksakallı’nın kırgın olduğunu ima etmemiş miydi? Oysa aynı programda Em. Hukukçu Albay Zeki bey tarafından, 4 yıldır aynı görevde olan ve daha geçen yıl bir üst rütbeye terfi ettirilmiş bulunan Paşa’nın bu tayininin gayet doğal olduğu belirtilmemiş miydi? O halde Aksakallı Paşa’nın açıklamasından sonra Bülent Tezcan beye düşen, kalkıp küçük bir özür dilemesidir.
- Ancak bunun mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanacağı haberinin de kendi uydurmaları olduğunu herkes biliyor, ama çıkıp “Bu bir siyasi iletişim şakasıdır” diyen oldu mu? Olmadı. Olmaz da. “Önceden bilinen, önlenebilecekken önlenmeyen, sonuçlarından yararlanılan” darbe zırvasından da geri dönmeyeceklerdir. Unutturabileceklerini düşünürler. AK Parti’yi ilk yıllarında “Bunlar takiye yapıyorlar. İktidara gelince şeriatı getirecekler” diye propaganda yaptıklarını unutturmaya çalışmaları gibi…
- Siyasi iletişimde yapılacak en büyük hata “uydurmanın” bedelinin olmayacağını sanmaktır. “Herkese iki anahtar”, “Ne veriyorlarsa bir fazlasını veriyoruz” unutuldu mu?..
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019