Atilla Aytemur
Aşağı yukarı hepsi aynı günlere denk düşen dört olay, ülke olarak kavgalı, perişan ve didişen halimize ayna tutuyor.
Bu olayların etrafında öyle bir ateşli lâf trafiği var ki, insanın başı dönüyor.
Ne sarfettiğimiz sözün ayarını tutturabiliyoruz, ne kimin aslında ne demek istediğini anlamaya gayret ediyoruz. Neyi görmek ve anlamak istiyorsak oradan yürüyüp gidiyoruz vesselam!
Siyasi liderler muarızlarına “Onu niye halen partinde tutuyorsun? Bizi düşmanlarımıza jurnalledi” kabilinden salvoları ard arda savuruyor. Doğal olarak bir noktadan sonra halkın gözünde haklının haksızın bir önemi de kalmıyor.
Memleketin ağır sorunlarına yönelik makul, demokratik, uygar bir müzakere ve katılım zemini oluşturmayı beceremezken, bu diğer tür ağız dalaşlarında bizi tutabilene aşk olsun!
Sanki bu durumdan özel bir haz alıyoruz.
Neyse… Sıradan gidelim.
Muhterem ilahiyat hocası
Pek muhterem ilahiyat hocası, Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Yeni Şafak gazetesinde 3 Ağustos 2017’de yayınlanan “Başörtülü sigara” başlıklı yazısında, göstere göstere sigara içen bir kadın gördüğünde “Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var” diyormuş gibi bir intibaya kapıldığını yazdı.
Buyurun, buradan yakın!
Yazısının içinde sigaranın sağlığa zararlı olması nedeniyle kimse için caiz olmadığı türünden sözler de yer aldı. İlaveten gelenekten, edepten dem vurdu ama nafile.
“Bu nasıl anlayış, bu nasıl ilahiyat hocası” diyen diyene! Özellikle dindar kesimden, hattâ AK Parti milletvekilleri arasında sigara içen kız babası olanlardan çok sert sözler ve özür dilenmesi yönünde tepkiler geldi.
Makalenin bütünü içinde, sigara içen başörtülü kadınlara yönelik o tuhaf ve soru işareti yüklü cümleyi açacak, samimi duygularını sergileyecek ve can sıkıcı durumu kurtarmaya yetecek sözlerden eser yoktu. Sigara içen ve içmeyen kadınlar, anaları babaları, dindarlar ve laikler, sağdan soldan çok sayıda vatandaş haklı olarak ayağa kalktı.
Tepki duyanlara karşı, Karaman’ın oldukça aşağıdan alınmış sonraki yazısında “Helallik” istemesi ve kurduğu özür mahiyetli, hayli inceltilmiş cümleler durumu kurtarır mı, doğrusu bilemiyorum.
Özellikle dindar-muhafazakar kesimde Karaman’a dair olumlu, saygı yüklü duygu ve düşüncelerin epey erozyona uğradığını tahmin etmek zor değil.
Devlet kurmalara doymayan Ayhan Oğan
Bu olayın etkileri henüz geçmeden ve bir nefeslik ara olmadan, bu kez AK Parti eski MYK üyesi ve Sivil Alan Platformu Başkanı Ayhan Oğan, sağdan soldan herkese “ Yok artık” dedirtecek şekilde “15 Temmuz’da bu halk devrim yaptı. Vesayet sistemini bitirdi. Şimdi yeni bir devlet kuruyoruz. Beğenin ya da beğenmeyin bu devletin kurucusu da Erdoğan’dır” demesin mi!
Ne oluyoruz yahu?
Sert duruşuna, sivri, uçuk ve iddialı konuşmalarına bir türlü alışamadığımız, AK Parti merkezinde bulamadığı yeri TV ekranlarında arayan Oğan yine ortalığı şangırdattı.
Acayip böbürlenerek ve hattâ biraz dayılanarak söylediği şeyin partisi tarafından da aynı rahatlık ve açıklıkla savunulacağını sanıyor olmalıydı. TV programında böyle bir özgüven içinde görünüyordu. Heyhat! Sahiplenilmek bir yana, tam tersi oldu; partinin ve hükümetin yetkilileri tarafından neredeyse “o zat” derekesine indirilip, pat diye bir kenara itiliverdi.
Beklendiği gibi Oğan’ın ilave açıklaması da oldu. Sözünün arkasında durduğunu, aynı kabadayı edayla belirtti. Anlaşılan, bu açıklamasında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AK Parti’nin son dönemde yapıp ettikleriyle siyasal sistemimizde yaşananların ne kadar köktenci şeyler olduğunu; bir mânada yeniden bir devletin inşa edildiğini anlatmak istiyordu. Halen sözünün nereye varacağını ve neleri zorladığını göremiyordu.
Ama o cümleden “ Biz, bunca olan bitenden sonra, eskisini katlayıp kenara koyup, kendi inanç ve anlayışımıza göre yeni bir devlet kurduk; kurucumuz da Recep Tayyip Erdoğan; ona göre ayağınızı denk alın!” tehdidi anlaşılıyordu.
Halbuki Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazından, geriye çekile çekile, kayıplar vere vere, olağanüstü zor şartlarda, Anadolu topraklarında Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnakıyla bağımsız bir devlet kurulmuştu.
Her şeye rağmen, devletin bağımsız varlığına ve devamına verdikleri önem ve değer, üzerinde anlaşabildikleri ender konulardan biriydi. Tarihsel saplantısı olan bazı aykırılar bulunsa bile, kurucu babalara ve o uğurda canını verenlere hepsi saygı ve minnet duyuyordu.
Bir zamanlar Ak Parti’nin MYK’sına kadar tırmanmış bir siyasetçinin bunların farkında olmadığı elbette düşünülemez. “İnsanoğlunun dilinin kemiği yok” denip geçilecek gibi de değil.
Günlerdir “AK Parti’de metal yorgunluğu var mıydı, yok muydu” diye tartışıp duruyoruz ya; bana kalırsa, vatandaşı asıl yoran işte böyle ipe sapa gelmez haller.
Focus’un hokus pokusuna gelen Kılıçdaroğlu
Madem ki salvo mevsimi açılmış, bari oradan devam edelim.
Malum; Ankara-İstanbul arasında yaptığı “Adalet Yürüyüşü” sonrasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun uluslararası popülaritesi bir hayli arttı. Böyle durumlarda önemli yayın organları görüşme fırsatı arar. Yine öyle oldu ve 5 Ağustos tarihinde ünlü Alman Focus dergisi Kılıçdaroğlu’yla muhtelif konuların yer aldığı bir röportaj yaptı.
Focus dergisi bu söyleşiyi manşetten “Türk politikacı güvenlik için uyarıyor: Yaşam ve hak garantisi yok” şeklinde verdi. Bunu gören Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkilileri Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi eleştiri bombardımanına tuttu. “Nasıl olur da ülkemizi yabancılara şikayet edersiniz... Bu Türkiye’yi düşmanlarına jurnallemektir... CHP, ülkenin bu zor döneminde, can güvenliği yok diyerek, Alman turistlerin Türkiye’ye gelmesini engellemek istiyor... vb.”
Siyasal tansiyon fırladı; vatandaş şaşkın; iktidar temsilcilerinden savcıların harekete geçmesi gerektiği yönünde ard arda çağrılar geldi. Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin çizmeyi aştığı söylendi.
Olayın esasını Oral Çalışlar Posta gazetesinde ve Serbestiyet’te çıkan yazısında açıkladı. Focus muhabiri aslında “Almanya’dan Türkiye’ye gidecek olan tatilciler de acaba bir tişört ya da bir şaka nedeniyle tutuklanabilir mi?” diye soruyor. Kılıçdaroğlu’nun cevabı ise “Şu sıralarda Türkiye’de hiç kimsenin güvende olduğunun garantisi yok. Bu güvensizlik yaşamsal ve düşünsel hakları da kapsıyor” şeklinde.
Kılıçdaroğlu Türkiye’de nasıl konuşuyorsa ve neleri öne çıkarıyorsa o röportajda da öyle yapıyor. Almanya’ya ve AB’ye de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AK Parti hükümetinin baktığı gibi bakmıyor; bir tür düşman cephesi olarak görmüyor.
Dolayısıyla OHAL ve KHK uygulamalarının yarattığı yaygın mağduriyete; çok sayıda gazetecinin tutuklanmasına; Alman gazeteci Yücel’in ve tutuklanan insan hakları aktivistlerinin tepki toplayan dâvâlarına; FETÖ dâvâlarından yargılananların emekli maaşlarına, mal ve mülklerine yönelik tartışmalı uygulamalara işaret etmeye çalışıyor. Yani muhalefetin hayli zamandır paylaştığı eleştiri ve tepkileri bir kere daha ifade ediyor.
Lâkin, son derece genel, Türkiye’ye gelecek turistleri mi yoksa T.C. vatandaşlarını mı kastettiği belli olmayan cümlesi (tekraren: “Şu sıralarda Türkiye’de hiç kimsenin güvende olduğunun garantisi yok. Bu güvensizlik yaşamsal ve düşünsel hakları da kapsıyor”) Focus’un editörlerine istediğini sunuyor.
Halbuki konuşmasının içeriğinde Almanlara “Türkiye’ye gitmeyin” diyen bir cümle yok. Focus’un editörlüğü, Türkiye’nin Almanya ile ilişkilerinin limoniliğini de dikkate alarak, tamamen Alman iç kamuoyuna yönelik çıkarımlar yapmış ve röportajı o şekle sokmuş. Eh, Almanya’da seçim yaklaşıyor ve bu tür yayınlar da işe yarıyor.
CHP’nin tekzip göndermesi falan nafile. Olanlar oluyor ve biz günlerdir bunun gerilimini yaşıyoruz. Boğulma hissi veren bu tartışmanın nerelere kadar vardığını hepimiz biliyoruz.
Ölümüne bir tiyatro mu, sayın Akaydın?
Tam bitti bitiyor derken, Antalya’nın okumuş yazmış milletvekili Mustafa Akaydın, ateşi harlamak üzere olan meydana sıçrayıp, “15 Temmuz darbe girişimi sırasında ölen 250 vatandaşımızın katili devlettir” diyerek sahnedeki yerini aldı.
Beklenebileceği gibi tepkiler yağmur gibi yağdı. Devlet yetkililerinden gelen “ Atın bu adamı partinizden” gibi kanıksadığımız tepkileri, müsaadenizle artık bir tarafa bırakıyorum.
Ölenlerin anısına saygısızlık yapıldığını söyleyen 15 Temmuz Derneği yöneticileri hemen suç duyurusunda bulundu.
Bu kez de farklı olmadı, Akaydın ikinci bir açıklama yaparak sözlerini savundu. “Çarpıtıldı” filan gibi şeyler söyledi. O da “Sözünün arkasında duruyor”du. Evet, bir darbe girişimi olmuştu. Boğaz köprüsüne tanklar gitmişti. Ama neden oraya polisleri göndermeyip silahsız halkı göndererek ölümlerine yol açılmıştı? Üstelik hem öncesinde hem sonrasında tiyatroyu andıran yönler vardı ve iktidar durumdan epey yararlanmıştı. Ama tabii ki bir darbe girişimi de vardı...
CHP’nin bir genel başkan yardımcısı Antalya’da basın toplantısı düzenledi; Akaydın’ın değerlendirmelerine katılmadıklarını gösteren net cümleler sarfetti; Mustafa Akaydın’ı ortada, yalnız başına bıraktı.
Ölenler yalnızca Boğaz Köprüsü’nde ölmemişti. Polis henüz ulaşmadan birçok yerde direnen yurttaşlar darbecilerin tüfeklerinden atılan kurşunların; tanklarından, helikopter ve uçaklarından atılan bombaların hedefi olmuş ve hayatlarını kaybetmişlerdi. Sokağa silah zoruyla değil, gönüllü çıkmışlardı. Bunlar herkesin gözü önünde cereyan eden olaylardı. Burada tiyatro ve kurgu aramak kabul edilmez bir zorlamaydı.
Mustafa Akaydın’ın, hepimizi geren son dönemin siyasal temaşasına böyle bir konu ve iddiayla giriş yapması hiç mi hiç isabetli olmadı. Partisi sahip çıkmadı; o gönülleri kırdığıyla kaldı.
Soru sormak, kuşkuları dile getirmek her zaman iyidir. Yeter ki iş şirazesinden çıkmasın!
Orhan Veli “Beni bu güzel havalar mahvetti” demişti.
Ülke olarak bizi de, bu önü arkası düşünülmeyen sözler çıldırtacak!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022