Atilla Aytemur
Geçenlerde yapılan CHP İstanbul il kongresi, parti içi ekiplerin sert ve kavgalı yarışına sahne oldu. Çok az bir oy farkıyla Canan Kaftancıoğlu’nun kazanması ise beklenmedik tartışmalara yol açtı.
Bu konu Afrin operasyonundan dolayı gerilere düşmüş de olsa, sular durulduğunda yeniden gündeme taşınacağını kestirdiğimden, düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Teknolojiyle sorunlu ilişkimiz
Öncelikle belirtmek istediğim bir nokta var: sosyal medyayı kullanışımızı trafikte araç kullanmamıza benzetiyorum. Motorlu taşıtların ülkemize girmesinin üzerinden yüz küsur yıl geçmesine rağmen, direksiyonla aramızdaki ilişkinin halen normalleşmediği ortada. Trafiğe çıktığımız anda çığrından çıkan egomuz kontrolü ele alıyor ve başkalaşım geçirip birer trafik canavarına dönüşüyoruz.
Trafik güvenliğini sağlayan ileri otomotiv teknolojileri, otobanlar, duble yollar, ışıklar ve işaretler, otoyol polisleri sistemi gün geçtikçe ilerlemesine rağmen, bizim zihniyetimizde değişen fazla bir şey yok. En büyük insan kayıplarını halen trafikte veriyoruz.
Sosyal medya kullanımında da durumumuz aşağı yukarı böyle. Parmaklarımız klavyenin tuşlarına gittiğinde bizi tutana aşk olsun.
Eski tabirle, sosyal medya insanı âbâd da edebilir, berbat da. Sosyal medya dâvâları, neredeyse diğer dâvâlarla yarışacak kadar artmış durumda. Parmaklarımıza komut veren irademiz, sanki edindiğimiz kültür, sahiplendiğimiz değerler, aldığımız terbiye değil de ele avuca sığmaz egolarımız. O an geldiğinde dur durak bilmiyor, hiçbir sınır tanımıyor ve kesinlikle üstte kalmak üzere Allah ne verdiyse ardarda yazıp gönderiveriyoruz.
Bu nedenle kırılan gönüllerin, biten arkadaşlık ve dostlukların, oluşan düşmanlıkların haddi hesabı yok.
Direksiyonla aramızda bir türlü trafik kurallarını, âdâbı ve ahlâkı gözeten bir ilişki kuramayışımız, şimdi sosyal medyada da kendini gösteriyor.
İnsanlığa muazzam ufuklar açan ve olağanüstü yaratım fırsatları sunan; iyi değerlendirildiğinde hiçbir ülkenin anayasasında olmayan eşit ve özgür insan ilişkilerini önümüze getiren bu teknolojiyi, bireyler ve kurumlar arasında hakkıyla ve dengeli kullanmayı, umarım zamanla öğreniriz.
Tweetler asla kaybolmaz
Canan Kaftancıoğlu’nun bazı tweetlerinde, kendisinin de kabul ettiği gibi, olumsuz kullanımın bariz örneklerini gördüm. Özellikle başkasının yazdığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın annesine küfür edilen bir duvar yazısını alıp yayınlaması, ya da gönderdiği bir başka tweette insanların inançlarına yönelik ötekileştirici ifadeler kullanması, kabul edilemez şeyler. Bunlar birkaç yıl önceye ait olsa ve özür dilense bile, elbette bunların hoş görülmesi mümkün değil. Kaftancıoğlu, belki önümüzdeki dönemde sosyal medyayı bu şekilde kullanmayacak ama siyaset sahnesindeki kritik konumu nedeniyle muarızlarının bunu sık sık gündeme getirmeleri de sürpriz olmayacak.
CHP’linin CHP’liye ettiği
Bu olayda ilginç bir nokta daha var. Bu tweetlerin kamuoyu tarafından fark edilmesini sağlayanlar, CHP’de Canan Kaftancıoğlu’nun il başkanlığına karşı olan grup ve kişiler.
Partiler dünyasında kongre kaybeden grupların bir süre mızmızlanması, hazımsızlık göstererek kazananlar aleyhine atıp tutması, basına bir şeyler sızdırması, bazı mevzuları köpürtmesi olağan işlerden. Bu tavır parti içi rekabetin bir dereceye kadar normallerinden sayılır. Bununla beraber, özellikle yukarıda verdiğim tweetlere söz konusu “iç ihbarcı”ların zamanında tepki göstermiş olup olmadığını da merak ediyorum doğrusu.
En komik olan ise, bu ağır eleştiri, kızgınlık ve kırgınlık hengâmesinde, İstanbul Barosu eski başkanı Ümit Kocasakal’ın “Mustafa Kemal’in askeriyim” diyerek CHP’de genel başkanlığa aday olduğunu açıklayıp kendine alan açma çabası.
AK Parti-MHP koalisyonunun bulduğu “cevher”
Canan Kaftancıoğlu’na yönelik eleştiri ve suçlama salvolarının geldiği bir taraf da, beklenebileceği gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti - MHP ittifakıydı.
Son dönemde benimsenen “yerli ve milli” ideolojik vizyondan beslenen yaygın bir taarruz sürdürüldü ve iş Canan Kaftancıoğlu’nun görevden alınması talebine kadar vardı.
Sanıyorum bir savcı bunu da yeterli bulmayıp, muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın annesine küfür edilen duvar yazısını paylaştığı gerekçesiyle, Kaftancıoğlu hakkında soruşturma açılması için harekete geçti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve merkez ekibi ise, yeni kadın il başkanına içeriden ve dışarıdan gelen itirazlara “kurban vermeyeceklerini” kesin bir dille belirtiyor.
CHP’deki bu kavganın ve yükselen istifa talebinin ömrü, en fazla Şubat ayında yapılacak büyük kongreye kadar olabilir.
Ama aynı şeyin iktidar bloku için geçerli olduğunu sanmıyorum.
İktidarın gözünde Canan Kaftancıoğlu konusu, önümüzdeki seçim dönemi boyunca kullanılmaya son derece elverişli bir içeriğe sahip. Onun için sık sık ve uzun süre gündeme taşınacağını öngörebiliriz.
Zaten iktidar cenahı bu yüzden, daha olay ilk patlak verdiğinde atak davranarak sorunu ulusal düzeye çıkardı.
Bir kere daha hatırlatmak icap ederse, Kaftancıoğlu’nun 1915 Ermeni olayları hakkındaki değerlendirmesi, Erdoğan’ın annesi hakkındaki duvar yazısını yayması, Kemalistlere özgü sloganlara bakış açısı, din ve dindarlar konusundaki ötekileştirici tavrı, buna karşılık HDP’ye ve Selahattin Demirtaş’a ılımlı yaklaşımı, devleti seri katil olarak suçlaması, taş atan eylemci bir kadına benzetilmesi, kocasının şaka niyetiyle sosyal medyaya attığı fotoğraf ve yazılar, motosiklet tutkusu ... işin bir hayli didiklenen boyutları oldu.
Aslında bunlar seçimlere hazırlık
Ak Parti Grup toplantısında sarfedilen “Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti ne hallere geldi, kimlerin eline kaldı” tarzı sözler, CHP’li seçmenden çok, bazı memnuniyetsizlikleri nedeniyle kendi partilerine mesafelenen dindar ve milliyetçi seçmene yönelik bir propaganda gibi.
Yani bana kalırsa, başkanlık rejimini yerleştirmek uğruna seçim dönemini de aşan bir ittifakı göze almış bulunan AK Parti ve MHP’nin meselesi, CHP’nin kendisine yakışmayan bir il başkanından bir an evvel kurtulması değil. CHP’yi düşünmeleri fazla inandırıcı gelmiyor insana.
Hiç şüphesiz, üç kritik seçimin yaşanacağı bir dönemde İstanbul gibi bir metropolde ana muhalefet partisinin il başkanlığına kimin geleceği çok önemli.
Kabul edelim ki, bu seçim dönemde iktidar da, muhalefet de ne pahasına olursa olsun oylarını artırmak için ellerinden gelen her şeyi yapacak.
CHP’nin de işbirliği yelpazesini azami düzeyde genişletmek ve oy oranını olabildiğince yukarı çekmek istediği anlaşılıyor. Canan Kaftancıoğlu da bu yönelimin ifadesi olarak parti delegelerinin tercihine sunulmuş. O nedenle, bazı eleştiriler var diye, CHP’nin İstanbul gibi bir metropole seçtiği ilk kadın il başkanından vazgeçmesi, doğruluğu yanlışlığı bir yana, çok zor görünüyor.
Onun isabetli bir tercih olup olmadığına dair cevabı ise İstanbul halkı ve seçmeni verecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022