Atilla Aytemur
“Tosun” lakaplı Mehmet Aydın tarafından kurulan ve binlerce kişinin dolandırılmasına neden olan Çiftlik Bank hakkında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu’nca hazırlanan 145 sayfalık rapor basına yansıdı.
Rapora göre, dolandırma işleminde internet bankacılığının kullanıldığı, sistemin dördü Türkiye’de altısı yurt dışında bulunan on ayrı şirket üzerinden yürütüldüğü, 132,222 yatırımcı ortaktan 1,139,972,622 TL (özetle, bir milyar küsur lira) toplandığı anlaşılıyor.
Toplanan bu paradan 687,838,955 liranın katılımcı ortaklara geri ödendiği, 128,490,850 liranın şirketlere sermaye olarak yatırıldığı, 322,642,770 (yazıyla: üç yüz yirmi iki milyon küsur) liranın ise akıbetinin bilinmediği ifade ediliyor.
Müfettişler ortaklara kâr olarak vaat edilen 2,971,905,011 liranın ödenmesinin mümkün olmadığını belirtiyor. Çünkü bu kârı yaratacak hayvanların satın alınmadığı, iddiayla kurulan “Mavi Yumurta Damızlık Çiftliği”nde böyle bir yumurtanın üretilmediği tespit edilmiş.
Yani Bakanlık, kısa zamanda ciddi kâr etmek arzusundaki bu mağdur yatırımcı ortaklara “en iyisi siz bu paralarınızı unutun gitsin” diyor.
Rapçi olmak isteyip de olamayan ergen dolandırıcı Tosun’un ise interpolün eline geçmemek ve aynı zamanda uluslararası mafyanın eline düşmemek için bazı Latin Amerika ülkeleri (Uruguay, Brezilya, Arjantin vb) arasında mekik dokuduğuna dair haberler geliyor.
Bu kadar çok kandırıyorlarsa bir sebebi olmalı!
Hiç şüphesiz her vaade bu kadar kolay kanmamızın sebebini ve arka planını kriminoloji uzmanları, ekonomi erbabı, sosyolog ve psikologlar mutlaka incelemiştir. Doğrusu ne gibi sonuçlara ulaştıklarını müthiş merak ediyorum.
Ama gerçek şu ki, millet olarak eski veya yeni tarzda, geleneksel yahut modern yollardan, ileri teknolojiyle veya babadan kalma usullerle aldatılıp duruyoruz.
Dolandırıcılarımız çok mahir; dolandırılanlarımız ise ders almak nedir bilmiyor.
Bir yanda, dur durak bilmeden döne döne dolandıran Jet Fadıl’larımız; diğer yanda, telefonun ucundan “Ben savcıyım, banka hesabınız terör örgütünün eline geçti…” diyen sahtekârlara yüz binlerce lirasını teslim eden koca koca profesörlerimiz var elhamdülillah!
Bu aralar seçim mevsimindeyiz; seçmenler olarak, partiler ve liderler tarafından politika sahnesinde de az kandırılmadığımızı geçerken hatırlatmak isterim.
Ama kandırılanlar yalnız seçmenler mi? Yıllar boyu ülkeyi yönetenlerin de en yakın ortakları tarafından olur olmaz her mevzuda aldatıldıklarını söylemelerine çok şahit olduk. Lâkin nedense bu tür durumların yol açtığı ağır faturayı da millet olarak biz ödedik, ödüyoruz.
Sadece dolandıranlara fırsat ve açık sunan devlet yapımız veya yönetim zihniyetimiz değil, ticari ahlâkımız, hattâ tamamen kişisel bazdaki değerlerimiz ve ihtiraslarımız da öncelikle kurcalanması gereken alanlar gibi görünüyor.
Bunları işin uzmanlarına bırakıp, dolandırıcılık tarihimizden bazı yerli ve yabancı örnekleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Eyüplü Halit
Osmanlı İmparatorluğu çökerken mesleğe başlayan Eyüplü Halit, bir Girit göçmeniydi. Kibar görünüşü, kaliteli giyim kuşamı, çok iyi bildiği Fransızcası ve Rumcasıyla, bir sahtekâr ve dolandırıcı olduğuna kimse inanmazdı.
İşgal İstanbulu’nda (1919-22) idarede doğan zaaf dolandırıcılar için bulunmaz fırsatlar yaratıyordu. Eyüplü Halit de bu durumu değerlendirerek hayli emlak sahibi olmuştu. Özellikle Rum mahallelerini ve yaşlı zenginleri hedef alıyordu.
Terk edilmiş bir binayı güya karakola çevirip kendisi de polis rolü oynayarak, mahalle sakinlerinden yüklü miktarda para ve mücevher topladığı anlatılır.
Böyle biri elbette sık sık hapse girip çıkar; madalyonun diğer yüzünde, içerde de yolunu bulur. Nitekim Eyüplü Halit’in bir seferinde hapishanenin demirbaşı sobayı yeni giren varlıklı bir mevkuf veya mahkûma yüklü bir paraya sattığı söylenir. Bir başkasında ise, mesleği kasa hırsızlığı olan bir İtalyan turist, iş üzerinden yakalanır ve içeri düşer. Eyüp bu adamı ikna ederek Mussolini’ye İtalyanca bir mektup yazdırır. Zamanın (1922’de iktidara gelen) faşist diktatörüne övgüler yağdırır. Kendisinimn Antalya’nın İtalyanlara verilmesi gerektiğini söylediği için hapsedildiğini iddia eder. Bunun üzerine İtalyan Başkonsolosunun Halit’i ziyarete geldiği, İtalyan hükümetinin yüklü bir para yardımında bulunduğu rivayet edilir.
Sülün Osman
Ününü 1950-60 arasındaki dolandırıcılıklarıyla sağladı. Türkiye nüfusunun çoğunluğunun kırsalda yaşadığı yıllardı. Anadolu’dan yeni gelmiş İstanbul acemilerine Galata Kulesi ve Köprüsü’nü, Beyazıt Meydanı’nı ve Şehir Hatları vapurlarını satmak, Eminönü’ndeki saate bakanlardan para almak, Taksim Meydanı’ndan gelip geçenlerden ayakbastı parası toplamak gibi akıl almaz işlere imza attı.
Dolandırıcılıktan girdiği hapishanede yönetimi kandırıp “ Alın teriyle yaşamak” konulu konferans vermek, ancak onun başarabileceği bir işti. Bu işin inceliklerini Kumkapılı bir Rum’dan öğrendiğini söyleyerek övünürdü. “Benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında. Yani bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı” şeklindeki sözleri dikkat çekiciydi. İkna gücü, bireysel mahareti ve espritüelliğiyle romanlardan fırlamış gibiydi.
Bir çok hikâyeyi de kendi marifetiymiş gibi anlatan Sülün Osman’ın, bu çerçevede Eyüplü Halit’in yaptıklarına da sahip çıkarak, Beyoğlu muhabiri olarak çalıştığı yıllarda gazeteci Halit Çapın’ı da kandırdığı söylenir.
Bu yönleriyle Kemal Sunal’ın bir filmine, Aziz Nesin’in Fil Hamdi isimli hikaye kitabına konu oldu.
Elit dolandırıcı Raki
Asıl adı Güney Zobu olup, büyük ve güçlü bir ailenin çocuğuydu. Dedesi ünlü paşalardan Hasan Rıza Zobu, ağabeyi işadamı Kuzey Zobu, babası ise bir dönemin Moskova büyükelçisi Şemsettin Zobu’ydu.
Gazetelerde yayınlanan kovboy şapkalı fotoğraflarıyla dikkatleri çekiyordu. 60’ların sonu ve 70-80’li yıllarda adından çok söz ettirdiydi.
Zekâsı övülür; yasadışı yollardan para kazanmaya yeltenenleri dolandırdığı söylenirdi. Döviz bulundurmanın suç olduğu yıllarda, döviz ticareti yapan ve kaçıranları hedef alıyordu. Kurbanlarını piyasa kurunun altında döviz satacağını söyleyerek aldatıyordu. Yapılan iş yasadışı olduğundan mağdur duruma düşenler şikayetçi de olamıyordu.
Altıncı Filo’nun İstanbul’u ziyareti sırasında Amerikan deniz subayı kıyafeti giyip Hilton Oteli’nde dönemin başbakanı Süleyman Demirel’le sohbet etmesi, en ünlü hikâyesi olarak anlatılır.
Selçuk Parsadan
Kendini öncüllerinden, halkı değil devleti dolandıran biri diye ayırırdı. Hattâ bu noktayı biraz övünç konusu yapardı. Saf köylü, memur veya esnafı değil, büyük paralara yön veren devlet yöneticilerini hedeflerdi.
Selçuk Parsadan emniyetçi bir aileden geliyordu. Dedesi Beyoğlu polis müdürü, babası Kadıköy emniyetinde merkez memuruydu (ve bir ara Başbakan Adnan Menderes’in yakın korumalığını da yapmıştı).
Adını, zamanın başbakanı ve ekonomi profesörü Tansu Çiller’i dolandırarak duyurdu.
Askerlik sonrası tahsildar olarak girdiği “Orduya Yardım Etmiş Asker Aileleri Derneği”ne topladığı yardımlardan aldığı komisyonla işe başladı. Çıkardığı Kuvayı Milliye Dergisi’ne, bir emekli korgeneralin desteğiyle işadamlarından hayli para topladı. Siyasete heves edip Halkçı Parti ilçe başkanı da oldu.
Gelelim asıl büyük vakasına. Telefonda emekli orgeneral Necdet Öztorun’un sesini taklit ederek, Tansu Çiller’e İstanbul’da emekli subayların DYP için binlerce oy toplayacağı vaadinde bulundu ve “Kemalistler Derneği” için 5.5 milyar lira yardım istedi. Para ertesi gün başbakanlık örtülü ödeneğinden hesabına yatırıldı. Kaçakken telefonla bir televizyon programına katılıp Çiller için “saf kadın” dedi. Yakalandığında değişik suçlardan toplam 11 yıl 4 ay 15 gün ceza aldı. Tahliye edildikten bir süre sonra, 54 yaşında omurilik kanserinden hayata veda etti.
Bir dönem kapanırken
Hayat hikâyelerinden kısa kesitler verdiğimiz bu ünlü dolandırıcılarımız, bir dönemin toplumsal koşulları içinde doğmuş bir aldatma ve dolandırma modelinin temsilcileriydi. Büyük ölçüde kendi başlarına çalışıyorlardı ve gene kendilerine has raconları vardı. Kişisel yetenekleri bu yönde hayli gelişmişti. Sanki dolandırıcılığın şövalyelik çağını temsil ediyorlardı.
Kentleşme ve kapitalistleşmenin hız kazandığı dönemde, Demirel’in Yeğen Yahya’sının şahsında devlet dolandırma girişimleriyle tanıştık. Sermayesiz müteşebbis, devlet ve siyaset ilişkisini akrabalık bağıyla harmanlayıp kendine çıkış yolu aramış, ama o yıllarda bu tür dolandırmaların sanıldığı kadar kolay olmadığı görülmüştü. Dolandırılan görünürde devlet de olsa, hikâyenin sonu hapiste bitmişti.
Ama artık zaman değişti. Köyler boşalırken metropoller yükseldi. Finans dünyası mahiyet değiştirdi. Teknoloji gelişti ve dijital çağa girildi. Yasaların boşlukları, devlet güçlerinin bilerek veya bilmeyerek sergilediği destek ve işbirliği, artan toplumsal refah ve oluşan gelir uçurumu, bilişim teknolojisinin sunduğu sınırsız imkânlar... aldı başını gitti.
Bankacılığın ve dijital devrimin sunduğu uluslararası fırsatlar, dolandırıcılığın mahiyet değiştirmesine, bireysellikten çıkıp kollektif, organize işler haline gelmesine ve kitlesel dolandırıcılık çağının başlamasına yol açtı.
Kitlesel dolandırıcılık “yıldız” gibi parlıyor!
Türkiye’de bu gelişmenin ilk işaretlerini Banker Kastelli, Banker Bako ve Jet Fadıl örneklerinde gördük. İhracat teşvikleri ve yaygınlık kazanan vergi iadeleri, bu sürecin devletle içiçe geçmesinin ifadesiydi.
Görgüsüz ve abartılı partileriyle tanınan Titan Saadet Zinciri ve Mega Holding türünden dolandırıcılıklar, onlara paralel bir seyir izledi. Yasal olmayan katılıma ve toplanan paraların yukarıya kaydırılmasına dayanan sistemin foyasının ortaya çıkması uzun sürmedi ve sorumluları ağır ceza yedi.
12 Eylül darbesini izleyen dönemin küresel kapitalizme açılma hamlesi, başka bir tür dolandırıcılığın da kapısını araladı. “Döviz gelsin de, nereden ve nasıl gelirse gelsin” zihniyeti devlet politikası haline geldi. Hayali ihracat patladı. Ne ihraç edilen mal, ne malı götüren gemi, ne de varılan bir liman vardı. Bankalara paralar bir taraftan giriyor, öbür taraftan çıkıyor ve bunu yapana devlet, halkın alın teri demek olan vergilerden kepçe kepçe dağıtıyordu.
Bu masif hayali ihracat denemelerinin devleti dolandırma esası üzerinden yürüdüğü çabuk ortaya çıktı. İhracatın yapıldığı ülkelerin gümrüklerine o malların girmediği anlaşıldı. İhracat bedeli gibi gösterilen dövizler, aslında yasallaştırılmak istenen kara kaynaklardı. İşin yapısı anlaşılmakla birlikte, soruşturmalar anlamlı bir netice vermedi. Çünkü devlet politik açıdan böyle olmasını tercih etmişti. Bu bir zenginleşme yoluydu.
Gene bu sıralarda, banka kartları ve cep telefonları üzerinden yürüyen ve karmaşık işlemler gerektiren kitlesel dolandırıcılık biçimleriyle de tanıştık. Kart limitleri ve banka hesaplarını boşaltmak sıradan işler haline geldi. Yurttaşın özel ve önemli bilgileri, bir yandan devletin öngörüsüzlüğü, diğer yandan özel firmaların sorumsuzluğu ve dayatmasıyla, bu alanın en kıymetli metaları olarak alınır satılır hale geldi.
Bir sonraki adım ise Çiftlik Bank, Anadolu Farm, FONS AŞ, Birlik Beraberlik Çiftliği gibi gene daha organize işler oldu. Bunlar dijital çağın atraksiyonları ile ulusal ve uluslararası bankacılık sisteminin açıkları kullanılarak bir nevi devlet gözetiminde yapılan kitlesel dolandırıcılıklardı.
Bu son aşama, tarımı ve hayvancılığı can çekişen ülkemizde “üretimi geliştirme” gibi “milli fonksiyon” tacirliğiyle de elele gitti. Ama kâr bekleyen binlerce yatırımcı ortak söz konusu olunca, her şey ortalığa saçıldı.
Bir zamanlar Tosun gibi genç bir “iş adamı”nın rap söyleyerek yönettiği Çiftlik Bank hakkında, şimdi devlet raporu ”iş işten geçti” diyor.
Sırada ne var, merak ediyorum doğrusu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022