Aydın ENGİN
Avucum kaşınıyor. Kimileri için bu “para“ demekmiş. Bizim meslekte “kendini yazdıran yazılar” içir söylenir. Öyle bir yazı yazmak ne kafanızda vardır, ne niyetiniz. Ama yazı bu, kapıyı ve kafayı zorlar, klavyeye çöker ve kendini yazdırır.
Bu yazı da öyle…
Buraya kadarı “giriş”ti.
Gelelim size…
* * *
Uygun sözcük arıyorum.
Meselâ: Çuvalladınız demek niyetindeyim.
Meselâ: Üstlendiğiniz görev size bir kaç numara büyük geldi, demek niyetindeyim.
Meselâ:Çapınız elvermiyor, gibi bir cümle kurmaya çalışıyorum…
Meselâ: Siyasal, demokratik kültürünüzün taşıyamayacağı işlere giriştiniz ve beceremiyorsunuz, emek geliyor içimden…
Meselâ…
I-ıh, vazçgeçtim…İçlerinden birini siz seçin. Hepsi uyar…
Kusurlarınızı, eksiklerinizi, kökü derinlere giden yetersizliğinizi örtecek; giderecek, ihtilacınız olan aklı size aktaracak bir ekiple çalışmak yerine kendinizin karikatürlerini yeğlediniz ve onlar durumu daha da vahimleştirmekten ve içinden çıkılmaz hale getirmekten, içeride –vc hatta dışarıda- durumu gülünç kılmaktan başka işeyaramıyorlar…
Danışmanlarınız daha da yürekler acısı. Sizde eksik olan yabancı bir dili (tercihan İngilizce) bilmekten öte ne diplomasiden haberdar değiller ve "Bir ülke nasıl yönetilir“ sorusu akıllarına bile gelmemiş. Ansiklopedik bilgilerini kültür, "Kimi kime kırdırdırsak biz kazançlı çıkarız“ gibi bezirgan siyasetini marifet sanıyorlar. Yüzeyselliklerini şahinleşmekle aşabileceklerini sanmak gibi yürekler acısı saplantıları var ve bu, son dönemde size de iyiden iyiye bulaştı.
Balyoz tartışmasını, parti kadrolarını ağaç budar gibi yenileme mantığınızı, bıraksanız kendisi kendisini tahrip edecek olan ana muhalefete laf yetiştirmeyi filan boş verin. Bunlar günübirlik siyasetin günübirlik konuları. Günübirlik, esen rüzgara göre yön seçen ya da yön değiştiren siyaset anlayışına eskiler "eyyamcılık“ derlerdi; bilgiç görünmek isteyenler "Reel politik“ diyorlar ve siz "Reel politik“in anlamını cep sözlüğünden öğrenmiş olacaksınız ki "Gerçekçi politika“ demek olduğunu sanıyorsunuiz.
Evetk, günübirlik sorunlarla bizleri uzun süre oyalayamazsınız. Gerçek sorunlar çözülmedikçe er ya da geç ayağa kalkar ve sizin bilançonuzu çıkartırırlar.
Buyrun bir özet bilanço:
Kıbrıs… Orada kendinize yakın siyaset cambazlarına sizinkine benzer bir parti kurdurmaktan öte ciddiye alınır tek bir adım atamadınız. Bir yanda AB serüvenininin bitmediğini söylüyorsunuz, öte yandan Türkiye’nin AB kapısında onur kırıcı biçimde bekletilmesinin ana sebebinin “Kıbrıs kördüğümü” olduğunu farketmiyorsunuz,
Sorun “Bu AB’liler bizi sevmiyor, bizi istemiyor” gibi liseli aşk öykülerine benzer gerekçelerle açıklanamıyor. “AB bizi niye üye olarak kabul etmiyor” diye sorun; karşınıza önce Kıbrıs sorunu çıkacak…Kıbrıs’ta “çözümsüzlüğü çözüm” diye benimseyen askeri vesayet döneminin mükemmel bir mirasçısı oldunuz.
Bilançoya devam edelim…
Yağdınız gürlediniz komşu Ermenistan’la sorunları çözeceğiz dediniz ve…
Ve “iktidarın babadan oğula geçtiği” bir cumhuriyetle (Biliyor musunuz cumhuriyet “cumhur’un .yönetimi demektir ve bir cumhuriyette iktidar babadan oğula geçmez, cumhuriyette iktidar hanedanların değildir), evet, adı cumhuriyet olan Azerbaycan’la sarmaş dolaş Ermenistan’a sırtınızı döndünüz; Ermenistan sorununu çözümsüzlüğa mahkum eden eski siyaset anlayışının mirasçısı oldunuz.
Ne kokan ne bulaşan, renksiz, kişiliksiz, doğusuna sırtını dönmüş, batısından ürken bir dış politika çizgisi devraldınız ve ülkenin dış politikasını o günleri aratır hale getirdiniz. “Düşmanımız” olmayan ve sorun yaşamadığımız kaç komşumuz kaldı hiç saydınız mı?
Ekonomiyi iyi götürdüğünüz söylenegeldi. Aslında başarınız Kemal Derviş’in çizdiği ana ekonomik stratejiden sapmamaktan ibaret. Gel gör ki yaşanan finansal kriz yeni ve özgün ekonomik politikalar üretilmesini gerektiriyor. Bakanlarınızın “gaza bas – hayır frene bas” tartışması neyin göstergesi farkıda mısınız?
Bilanço özeti dedim. Kürt sorununu en sona bıraktım. En sona kaldı diye en uzun ve ayrıntılı değinecek değilim.
Kürt sorununda durum çok yalın: Yüzünüze gözünüze bulaştırdınız.
Sorunu din etmenini kullanarak çözeceğiniz sandınız. Olmadı, bu kez de askeri seçeneklere sarıldınız ve sonunda "Şu kadar şehit verdik ama şu kadar da PKK’li öldürdük“ diye ölüm istatistikleri ile konuşan bir siyasetçiye dönüştünüz.
Kongrenize daha dört beş gün var. Yani vaktiniz var. Şu "özet bilançoya“ bir göz atın. Belki –sanmıyorum ama- "Yav bu gazeteci haklı. Ben bu işi kıvıramıyorum“ dersiniz.
Bu yazı mı?
Nasrettin Hoca’nın ülkesindenim ben. Göle maya çalar, ardından „Ya tutarsa“ derim…
Bu yazı işte öyle bir yazı…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021