Aydın ENGİN
Size acıklı bir meslek hikayesi anlatacağım.Yufka yürekliyseniz mendillerinizi hazır edin…
Profesyonel gazeteciliğe Yeni Ortam dergisinde başladım. 1970’in son günleriydi.. Hazırlıklar bitti, dergi yayına girecekken ordu 12 Mart muhtırasını verdi; adı darbe olmayan bir darbe yaptı, ülkenin üstüne utangaç bir faşizmin karanlığı çöktü ve Yeni Ortam dergisi birden kıymete bindi. Bu ülkede haftalık haber dergisi 50-60 bin satar mı? Yeni Ortam sattı. Haftalık haber dergisi ikinci baskı yapar mı? Yeni Ortam’da ikinci değil üçüncü baskıyı bile yaptık…
O faşizan karanlıkta Yeni Ortam solculardan sahici demokratlara kadar geniş bir kesimin soluk aldığı, haber aldığı bir pencere oldu. Namımız aldı yürüdü. Herkes bizi koca bir yayın kuruluşu olarak görüyordu.
Oysa arasıra uğrayan patronumuz Kemal Bisalman’ı saymazsanız, o “koca” Yeni Ortam bürosunda topu topu iki kişi çalışıyordu. Biri yazıişleri müdürü Aydın Engin, öteki dış haberler sorumlusu Osman Ulagay. Ha, bir de Ankara’da bazı gazetelerin bürolarında boş iskemle, masa bulup, çaktırmadan telefonlarını kullanıp haber toplayan, derleyen, yollayan Uğur Mumcu…
Başka…
Başka kimse yok. Sadece üç kişiyiz ve ama bizi yere göğe koymayan bir okur kitlemiz, epey yaygın bir ünümüz var…
O koşullarda yaz sıcakları bastırdığında bırakın bir aylık, bir haftalık bile izin yapmak mümkün olabilir mi?
Yeni Ortam’da yıllık iznimi, yaz sonunda tutuklanıp askeri hapishaneye konduğumda kullandım. Hem de aylarca…
Ben hapisten çıktım, Yeni Ortam haftalık dergiden günlük gazeteye dönüştü; ben yine yazıişleri müdürü oldum. Mustafa Ekmekçi, İlhami Soysal, hatta benimle aynı meslek kıdemindeki Uğur Mumcu yıllık izin haklarını kullandılar. Kendi ellerimle “Yazarımız filanca yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından yazılarına bir süre ara verecektir” duyurularını sayfaya yerleştirdim.
Sonra da bir punduna getirip, yaradana sığınıp patrona “Abi ben ne zaman izne çıkayım” diye sordum, gözlerini devirerek gürledi:
- Manyak mısın sen oğlum? Gazeteyi odacı Süleyman Efendi mi çıkaracak?
Ne denebilir? Sustum.
O yıllardaki (yıldaki değil yıllardaki) izin hakkımı Yeni Ortam’dan kovulduktan sonra bir yandan iş ararken kullandım.
Ardından resmen DİSK’in satın aldığı, Türkiye Komünist Partisi’nin gayri resmi organı Politika gazetesinin yönetimini İsmail Cem’den devraldım. Türkiye’nin “Devrimci buruşmaz, kırışmaz, ıslanmaz, yorulmaz, üşümez ve tabii yıllık izin filan gibi küçük burjuva alışkanlıklara da kapılmaz” günleriydi. İzin isteme gafletinde bulunan yazıişleri amelesini kendim gürleyip püskürtürken, kendime izin verecek halim yoktu elbette. Ama şanslıydım. 1976’den 1980 ilkbaharına kadar süren Politika gazetesi serüvenimde dört, hatta galiba beş defa askeri hapishanelere girip her birinde birkaç ay yatıp çıkarak yıllık izinlerimi pek güzel kullandım.
Sonra 12 yıllık siyasal göçmenlik dönemi geldi. Avrupa’da iyi sürttüm, bol bol izin yaptım. Ama benim gönlüm öyle sıradan izinde değil, gazetedeki köşede “Değerli yazarımız Aydın Enginyıllık izninin bir bölümünü kullanmak üzere yazılarına ara vermiştir” gibi fiyakalı bir anonsla yapılan izinde. Yani Avrupa’daki izinleri izinden saymıyorum, sayamıyorum.
Siyasal göçmenlik bitti, yurda ve mesleğe döndüm. Cumhuriyet’te başladım. Meslek kıdemime bakıp bende marifet olduğu vehmine kapıldıkları için yazıişleri müdürü bile yaptılar. Bir de haftada altı gün Tırmık köşesi…
Birinci yılımı tamam ettikten sonra İlhan Selçuk’un odasına çıktım, olanca şirinliğimi takındım, sordum:
-Abi benim yılda 45 gün izin hakkım var ya… Onun bir ayını kullansam… Şöyle deniz kıyısında bir yerlerde mesela… Ne dersin?..
Yüzünde kıl bile kıpırdamadan güldü:
- Tabii oğlum, yorulmuşsundur. Kullan iznini… Nereye gideceksen yazını oradan yollarsın. Hiç sorun değil… Keyfine bak sen…
İyi mi?
10 yıllık Cumhuriyet serüveni boyunca bir kerre bile Tırmık köşesinde, öteki ünlü gazeteciler (düzeltiyorum: Gazeteci yazarlar) gibi “Yazarımız Aydın Engin yıllık izninin bir bölümünü…” diye başlayan anonsu koydurup, mesleki kompleksimi aşamadım.
Cumhuriyet’ten sonra kuruluşunda sorumluluklar üstlendiğim, çıkışından sonra da altı ay kadar haftada altı gün yazdığımBirgün’de de, ikibuçuk yıl yazdığım AGOS’ta da kara bahtım, kem talihim değişmedi.
Sonra T24 serüveni başladı. Beşinci yılı doldurmak üzereyiz…
Artık isyan bayrağını çekme, alavere dalavere de olsa bir şeyler yapmam gerek.
Aramızda kalsın, Doğan Akın’a çaktırmayın.
A-ha burda ilan ediyorum:
“Değerli yazarımız Aydın Engin yıllık izninin bir bölümünü kullanmak üzere yazılarına iki hafta ara verecektir…”
Oh be…
İki hafta sonra görüşmek üzere…
* * *
Not: Bu ciddiyet dozu epey düşük, üstelik çok kişisel yazı yüzünden bana sataşmak isteyen, bu amaçla “yorum yaz” kutusuna bir şeyler yazacak ya da e-mail yollayacak okurları uyarıyorum. Boşuna zahmet etmeyin. İki hafta boyunca bilgisayarım evde uyuyacak; cep telefonum da onun yanında olacak… Ne yazarsanız yazın, kendiniz yazıp kendiniz okuyacaksınız…
Ona göre yani…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021