Aydın ENGİN
İstanbul’un nabzını tutmak
Kendim ettim kendim buldum. Cumhuriyet seçim öncesi bölgelerin nabzını tutuyor ya, bana da “Abi Akdeniz bölgesini sana yüklesek” dediler. Hemen atlayıp “Tamam” desene avanak. İstanbul’a yağmur basmışken, kara bulutlar kaplamışken Antalya’da, Mersin’de Akdenizin köpükleriyle oynaşıp, Adana’da sahici kebapları mideye indirip, sonra da “Tuttum Akdeniz’in nabzını” diye bir şeyler çırpıştırsana...
Belim ağrıyordu. Hâlâ da ağrıyor. Mazeret olarak onu öne sürdüm. Merhametli davrandılar. “Tamam abi başka bir arkadaşı yollarız” dediler. Ben Cumhuriyet yönetiminin gösterdiği bu şefkatten mutluyken “Bir cigara versene” dercesine rahat, “Abi o belinle o kentten o kente koşma sen. İstanbul’da kal. İstanbul’un nabzını tutuverirsin. Tamam di mi abi”.
Her şeyi reddedemezsin ki. Yazıişlerinin çevirdiği bu dolabı zorunlu olarak yutmuş göründüm. O günden beri İstanbul’un nabzını tutuyorum diye deli dana gibi kentte dolanıyorum. İstanbul’u bilmem ama benim nabız epey yükseldi...
***
Seçim önceleri gazetelerin nabız tutma merakına bir türlü ayak uyduramadım. Acemilik günlerimde de, şimdi de... Bir yerlere gidip, sahiden nabız tutup, “Şu parti şu kadar, bu parti bu kadar milletvekili çıkaracak” gibi yazılar döktüren meslektaşlarımı her zaman kıskançlıkla izledim.
Haydi -mesela- Kırklareli’ne, Çanakkale’ye, Çankırı’ya, Bayburt’a gitsen, avuç içi kadar kentler. Nabız tutar, en azından tutmuş gibi yaparsın. Peki, Türkiye’nin neredeyse dört birinin yaşadığı şu İstanbul’un, şu ucu bucağı olmayan kent azmanının nabzını nasıl tutarsın?
Olan bana oldu. Neredeyse iki haftadır siyasi partilerin kahve, düğün salonu, dernek lokali toplantılarını izliyorum. Ev ziyaretlerine davetsiz misafir olarak katılmaya çabalıyorum. Bazen kapının önünde kalsam da yılmıyorum. Dernek ziyaretlerini kaçırmıyorum. Böylece İstanbul’da ne kadar çok “köy derneği” olduğunu hayretle öğrendim. Düşünün, Ordu ilinin köy dernekleri önce bir federasyon olmuşlar, ardından da konfederasyon kurmuşlar.
***
Sonuç: Mitinglerin seçimler için asla güvenilir bir gösterge olmadığını çok yıllar önce Demirel’den öğrenmiştim. Mitinglere zaten o partiye oy verecekler geliyor. O yüzden Yenikapı’daki AKP mitinginden de, MHP mitinginden de sonuçlar çıkarmak anlamlı değil. CHP ile HDP zaten miting yapmıyorlar.
Sayısız kahve toplantısını, ev ziyaretini, dernek lokali buluşmalarını filan eksiksiz izlemek içinse aylar lazım.
Bazı gözlemleri, o gözlemler sırasında kaydettiğim matrak ama anlamlı yorumları sizlerle paylaşacağım. Bir de ordan burdan derlediğim bazı notları...
Peki, 1 Kasım seçiminde İstanbul’da nasıl bir sonuç çıkacak?
Valla, 1 Kasım gecesi televizyonları iyi izleyin, ertesi sabah Cumhuriyet’i satır satır okuyun. Seçimin kesin sonuçlarını kolayca öğrenirsiniz...
Farklı bir seçim kampanyası... Ev ziyaretleri kahve toplantıları
Seçim kampanyası için İstanbul’da sadece iki parti miting yaptı: MHP ve AKP. Ama CHP ve HDP direkt seçmene inmeyi tercih ett.
1 Kasım seçim kampanyası için İstanbul’da sadece iki parti miting yaptı: MHP ve AKP. MHP’nin mitingi 10 Ekim Ankara cankırımının hemen ardına denk geliyordu. MHP’liler “Biz bu koşullarda bile, insanların miting filan için bir araya gelmekten çok korktukları günlerde dahi Yenikapı’da dev katılımlı bir miting düzenlenebileceğini kanıtladık. Bu başka partilerin seçmenlerine de cesaret verdi. Ama asıl MHP İstanbul örgütü ve tabanı o mitingle ihtiyacı olan morali depoladı” diyorlar.
AKP’nin Erdoğan’sız ve Davutoğlu’lu Yenikapı mitingi ise bir gövde gösterisinden öteye geçmedi. Bu, parti üyeleri için de böyle. Hatta o miting için “Hem parasal kaynaklarımızı, hem örgütü epey zorlamak zorunda kaldık” deniyor ve bu çekinmeden dillendiriliyor.
CHP ve HDP ise malum miting yapmadan salon toplantıları, dernek ve ev ziyaretlerine ağırlık verdiler.
Gözden kaçmamıştır, partilerin tümü de otobüs, minibüs gibi araçların tepesine kondurulmuş güçlü hoparlörlerle müzik çalmak gibi “ses kirliliği” ve kentin alanlarını, cadde ve sokaklarını plastik bayrak ve flamalarla doldurup “görsel kirlilik” yaratan yöntemlerden uzak durdular. Arada bir müzik çalarak geçen araçlar, partilerin İstanbul il örgütlerinin etkinliğinden çok milletvekili adaylarının liste delip yukarıya doğru tırmanma umutları yüzünden dolaşıyor ve sayıları pek az.
Bunun ötesinde partilerin İstanbul’daki seçim çalışmaları bir anlamda birbirleriyle benzerlik gösteriyor.
AKP: 1 milyon aktivist
Yenikapı mitingini bir yana bırakırsak AKP il örgütü bütün ağırlığını ev ziyaretlerine vermiş durumda. Bir il yöneticisi, İstanbul’da sayıları 1 milyon 650 bine yaklaşan parti üyelerinin 1 milyonunu seçim çalışmasında ev ziyaretleri için aktifleştirdiklerini vurguyla ve biraz da övünerek belirtti. 10 milyon dolayında seçmenin bulunduğu İstanbul’da 1 milyon partili aktivist epey abartı olarak görünüyor. Ancak AKP’li yönetici bu rakamda ısrarlı.
Ev ziyaretleri için hareketlendirilmiş AKP’li üye sayısı kaç olursa olsun, AKP’nin seçim çalışmasında asıl ağırlığı ev ziyaretlerine verdiği açıkça gözlenebiliyor.
Bu üç seçim bölgesi için de geçerli. Ama hemen bütün partilerin paylaştığı “Dananın kuyruğu 3. bölgede kopacak” yargısı AKP’nin ev ziyaretlerine de yansımış. Bu bölgede Yeşilköy, Bakırköy, Ataköy gibi yüksek gelir grubuna giren kesimler dışında “eski ve yeni gecekondu semtleri”nde evler partililer arasında bölüştürülmüş ve düzenli “ziyaret raporu” alınıyor. “Bize kapısını kapatmayan bütün evlere gidilecek” diyorlar...
Bağcılar’da, evine AKP’lilerin ziyarete geldikleri bir nalbur, Halil İbrahim Göçerli anlatıyor:
“Bir erkek ve üç kadın geldiler. Benim haberim yoktu ama gündüzden kadınlardan biri gelip ziyaret için izin istemiş. Bizimki de olur demiş. Öyle AKP için oy istemediler. Ben zaten daha baştan, atadan, dededen CHP’li olduğumuzu söylemiştim. Biliyorlarmış öyle olduğumu. Daha çok dürüstlükten, haktan, adaletten, dine bağlılıktan bahsettiler. Ben de ev sahibi olarak yakışık almayacağından yolsuzluklardan, hırsızlıklardan söz etmedim. Bu ziyaretin bende bir tesiri olmadı. Olmaz zaten. Ama doğrusu gelenler efendi insanlardı...”
CHP: Seçmenin kökeni
CHP’de ev ziyaretlerinden çok hemşeri ve köy derneklerinde ve bazen de kahvelerde yapılan toplantılar ağırlık taşıyor. En küçük ve ücra kahveye bile il başkanı Murat Karayalçın ve adı ünü duyulmuş milletvekili adaylarının katılması istendiği için sıkıntı yaşandığı oluyor(muş).
Hemşeri dernekleri CHP’nin İstanbul siyasetinde oldum bittim etkili ve önemli örgütler. Özellikle Sivas, Mesudiye, Erzincan, Çorum kökenli seçmenler CHP’nin seçim çalışmasında öncelikli.
1. bölge için CHP’liler arasında asıl çalışılması gereken “E-5’in üstü” diye tanımlanan ve yoksul kesimlerin yaşadığı gibi semtler, mahalleler varken partililerin “E-5’in altı” gibi “zaten CHP’li yani zaten kazanılmış” semtlerde çalışmayı yeğlemeleri eleştirilere yol açıyor.
Güngören, Küçükçekmece, Bağcılar gibi semtlerde CHP’lilerin çalışmalarına ilişkin soruları en az yedi sekiz esnaf hemen hemen aynı cümlelerle cevapladıları:
“Onlar bu semtlere gelmezler bey. Onları Ataköy, Bakırköy, Yeşilyurt, Yeşilköy, Ataşehir gibi semtlerde ara sen”.
Son konuştuğum küçük esnaf grubundan biri önce anlamadığım bir espri de yaptı. “Karıştırıp Başakşehir’de arama ama”. Sonra da gülüştüler. Anlamamıştım. Biri biraz duraksadıktan sora açıkladı: “Başakşehir AKP’nin zengin takımının ikinci eşleri içindir”...
Dedikoducu erkeklerin söylediği gerçeği ne kadar yansıtıyor bilemem. Ama ben ayrılırken hâlâ gülüyorlardı...
HDP: Komşuya çağrı
HDPde kahve toplantılarına, ev ziyaretlerine öncelik ve ağırlık veren bir parti. Ancak HDP’de diğerlerinde rastlamadığım, gözlemediğim bir özellik var. Pek çok kahvede konuşmacılar ünlü, TV’lere filan çıkan HDP’lilerden değil, listede seçilemeyecek sıralarda yer alan milletvekili adaylarından oluşuyor. Bunu önce rastlantı olduğunu düşündüm. Ama kahve ziyaretleri arttıkça hemen hemen hiç değişiklik olmadı. Güngören’in derinliklerinde depo benzeri bir dükkândaki HDP toplantısında konuşmacılardan biri bir imamdı. İnanılmaz bir konuşma yeteneği vardı. Kürtçe ve Türkçeyi akıcı konuşuyor, söylediklerini Kuran’dan, öteki kutsal kitaplardan alıntılar yaparak güçlendiriyordu. Bir fırsat bulup sordum:
- Kaçıncı sıradan adaysınız siz?
- Onaltıncı...
- E seçilemeyeceksin demektir.
- Evet. Ama ben ruhumda birinci sıradayım...
HDP’nin seçim kampanyasında dikkati çeken bir başka nokta, kendi deyimleriyle “mütedeyyin Kürt seçmenlere” büyük önem vermelerinde. Adeta kampanyayı o seçmenlere yöneltmiş gibiler. Bunda “Öteki Kürtler nasıl olsa bizi seçiyor. Biz AKP’ye yakın duran ve şimdi ondan kopan Kürtleri kazanmayı hedefliyoruz” ön kabulünün payı epey yüksek. HDP kampanyası üstüne son bir gözlem notu: Toplantılara katılan her seçmene kendilerinin oy vermesinin yetmeyeceğini, mutlaka komşuları, çevreleri ile sıkı ilişki kurup HDP’ye oy kazandırmalarını çok vurgulu olarak belirtiyorlar.
Bakalım bu ilginç yöntem(ler) ne kadar etkili olacak?
7 Haziran’dan bir eksik ya da bir fazla...
Bazı bölgelerde sonuncuyla bir önceki arasındaki fark kıl payı, yarış son 3 sıradaki adaylar üzerinden yürüyecek
İstanbul’da 10 milyon 318 bin 67 seçmen toplam 88 milletvekili seçecek. Türkiye seçmeninin yüzde 17.3’ü İstanbul’da oturuyor. Bu bağlamda İstanbul, Türkiye’nin siyasal aynası.
Peki, sonuç ne olacak? Sonuç önceden tahmin edilebilir mi ?
Aylar öncesinden başlayan ve bugün de süren seçim anketleri hep aynı şeyi söyledi: “7 Haziran seçimlerinin sonucu hemen hemen aynen tekrarlanacak.”
Buradaki “hemen hemen” vurgusu önemli. İstanbul’daki seçim yarışı işte bu “hemen hemen” üstüne yürüdü. 7 Haziran’dan bir fark olacaksa, bu İstanbul’un üç seçim bölgesinde de 7 Haziran’da “son üç sırayı” alan milletvekilleri arasında olacak. Bazı bölgelerde sonuncuyla bir önceki arasındaki fark kılpayı. Bazılarında biraz daha büyük. Ama kapanmaz farklar değil.
Örneğin 1. bölgede 31 milletvekilliğinden 14’ünü AKP, 11’ini CHP aldı. HDP ile MHP de üçer milletvekilliği ile yetindiler. Eğer CHP 1022 oy fazla alsaydı. AKP 13, CHP 12 milletvekili çıkaracaktı. Diğer iki bölgede de durum çok farklı değil. Örneğin 3. bölgede CHP 1802 oy daha fazla alsaydı 9 değil 10 milletvekili çıkaracak, 5 milletvekili çıkaran HDP ise 4 milletvekili ile yetinecekti...
Bunlar aşılmaz farklar değil ve bütün (evet bütün) partiler de bu farklar üstüne oynuyorlar. AKP’de seçim hesaplarında uzman kabul edilen bir il yöneticisi şöyle dedi:
- Herkes AKP’nin İstanbul’daki oy oranı yüzde kaç sorusuna cevap arıyor. 7 Haziran oranları belli. Birinci bölgede yüzde 43.5, ikinci bölgede yüzde 45.6 ve üçüncü bölgede yüzde 42.5 oy aldı. Ortalaması yüzde 43.8. Ancak aynı oranı korusak dahi bölgelerde alacağımız oylardaki farklar yüzünden ya da sayesinde birkaç milletvekili kaybedebilir ya da kazanabiliriz.
Bu ince hesaplara uzman olmayanların aklı ermeyebilir (benim ermiyor). Ancak yarışın son üç sıradaki milletvekilleri üstünden yürüyeceğini belli.
BİR ÖRNEKLE AKTARALIM: 1. Bölgede: AKP’den Hasan Sert ve Hüseyin Yayman’ı, CHP’den Ali Özcan, Yakup Akkaya’yı, HDP’den Serpil Kemalbay ve Abdullah Alagöz’ü, MHP’den ise Uygar Selçuk Aktan ve Ahmet Turgut’u 1 Kasım’dan sora milletvekili olarak göreceğiz ya da görmeyeceğiz. 2. Bölgede: AKP’den Haydar Ali Yıldırım ve Markar Eseyan’ı, CHP’den Didem Engin ve Mustafa Sarıgül’ü, HDP’den Şerife Erbay ve Zahit Mutlu’yu, MHP’den Mehmet Kılıç ve Mehmet Aslan’ı 1 Kasım’dan sonra milletvekili olarak göreceğiz ya da görmeyeceğiz... 3. Bölgede: AKP’den Mehmet Metiner ve Halis Dalkılıç’ı, CHP’den Sibel Erdemir ve Seyhan Erdoğdu’yu, HDP’den Ayşe Berktay ve Abdülhalim Daş’ı, MHP’den Arzu Erdem, Fuat Çakıroğlu ve Mehmet Müftüoğlu’nu 1 Kasım’dan sonra milletvekili olarak göreceğiz ya da görmeyeceğiz... |
Siyaseti gülümsetmekü
CHP, ANADOLU YAKASI’NDA MUHTARLARLA İLK GÖRÜŞMESİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Kartal Maltepe’de CHP’nin düzenlediği ‘Anadolu Yakası 1. Muhtarlar Buluşması’na konuk oldum. Murat Karayalçın kürsüden seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saray’daki muhtarlar toplantılarına zarif ve sevimli bir nazire...
Halkın seviyesine inmek...
Bağdat Caddesi’ndeyiz. Ama o bildiğiniz Bağdat Caddesi değil. Orada lüks kafeler var ve bir bardak çay 7.5 lira. Burada kahvehaneler var ve çay 75 kuruş. Orada restoranlar sıram sıram, burada aşevleri ve dürüm dönerciler var...
Bilinenden çok ama çok daha uzak olan görkemli Bağdat Caddesi’nin görkemli bölümünü bitirip, Kartal Maltepe’deki alçakgönüllü kesimindeyiz. Kardelen Düğün Salonu’nda CHP’nin düzenlediği “Anadolu yakası 1. Muhtarlar buluşması”nı izleyeceğim. Erdoğan’ın Saray’daki muhtarlar toplantılarına zarif ve sevimli bir nazire...
Toplantı 10’da başlayacak. Disiplinli gazeteci saat tam dokuzda Kardelen Düğün Salonu’na girdi. Kimseler yok. Birkaç genç CHP’li sahneyi düzenlemeye çabalıyor, o kadar. Ben bakınırken salonun diplerinden, böyle salonlara özgü “giydirilmiş iskemlelerin” çevrelediği masalardan birinde tek başına oturan, kır saçlı, 50 yaş üstü biri seslendi:
- Gazeteci, Halk Partililer için daha çok erken. Gel otur, çay içelim...
Canıma minnet, çöktüm masaya...
Bir yerin muhtarı değilmiş:
- Azayım ben aza. 12 senedir ihtiyar heyeti azasıyım. 32 senedir de Halk Partiliyim... Bakalım bu Halk Partisi’nin adam olduğunu görmeye ömrüm yetecek mi?
- Niye bu kötümserlik? Niye böyle?
- Niye iyimser olayım ki? Seçim propagandası zamanı ya, parti biraz hareketlendi. Kadıköy’den şık şıkırdım partili hanımlar geliyor bizim oraya...
- Sizin orası? - Başıbüyük’tenim ben. Hani E-5’in üstü.
- Gelenler de E-5’in altı öyle mi ?
- Aynen. Ev ziyareti için gelip beni buluyorlar. Beni de çileden çıkarıyorlar?
- Niye? Yoksa çantalarından galoş çıkarıp evlere öyle mi giriyorlar?
- Sen de eskide kalmışın ha... O yıllar evvelinin lafı. Kalmadı artık öyleleri... İşte o şık şıkırdım hanımlar yine geldiler. İçlerinden biri, bakımlı, sarışın, güzel. Kırkına ya varmış ya varmak üzere... “Bana bak muhtar” dedi. Hani askerdeyken üsteğmene yarbayım deriz, o da yutup kasılır ya, benim aza olduğumu biliyor ama “Bak muhtar” diyor. Baktım. “Halkın seviyesine inmek lazım. Bu çok önemli” dedi. Bir lahavle çekip yutkundum. O tınmadı. “Halkın seviyesine inemezsek iktidar yüzü göremeyiz” dedi. Bir lahavle daha çektim. Ama kadın üçüncü defa “Halkın seviyesine inmek şart muhtar, anladın mı” deyince patladım. “Ulan hanımefendi, dedim, sen nerede duruyorsun da nereye iniyorsun Allah aşkına” dedim.
- N’aptı?
- Hiiiç... Öyle bön bön baktı... Bak bey, bu parti Kılıçdaroğlu ile biraz kımıldadı. Halk Partisi’nin halkın partisi demek olduğunu anladı. Ama değişmek öyle zor ki. Ağır ağır olacak. O yüzden ömrüm vefa ederse dedim ya...
Sohbetin tadına doyulmazdı ama salon dolmuştu ve önce ilçe yöneticileri, sonra il yöneticileri, ardından da Murat Karayalçın, Akif Hamzaçebi gibi ağır toplar gelince mecburen bitirdik.
Ama tadı damağımda kaldı...
Ayağının tozuyla Kandil’den Gelmiş...
Feriköy’ün derinlerinde, mezarlığın arkasında, Yay Meydanı’nın oradaki sokaklardan birinde, Hizanlılar kahvesindeyiz. HDP’nin kahve toplantısını izleyeceğim. Burası Hizanlılar kahvesi. İleride bir tane daha Hizanlılar kahvesi var. Onun da yakınında bir Pervarililer kahvesi. Kürt-Türk karışık kahvelerde gençler Kürtçe konuşunca kavga filan çıkıyormuş, o yüzden Kürt Kürt’e oturacakları kahveleri çare görüp açmışlar.
Konuşmacı olarak üç milletvekili adayı var. Zahit Mutlu, Musa Değirmenci, Kurtuluş Sunal. Önce Zahit Mutlu konuştu. Uzun ve etkili. Biraz Kürtçe, epey Türkçe. Ardından Musa Değirmenci söz aldı. Son olarak da Kurtuluş Sunal konuştu. Heyecanlarına bakınca içimden “Bunlar herhalde aday listesinde ilk üç sıradalar” diye düşündüm.
Yanılmışım. Yanımda oturan, orta yaşı geride bırakmış Mutkili Kürt’e danıştım. Zahit Mutlu 5. sırada. Zor ama çok küçük bir olasılıkla belki seçilebilir. Musa Değirmenci ise 18. sırada. Seçilmek için hiçbir şansı yok. Kurtuluş Sunal daha da umutsuz. 24. sırada.
Ancak hiçbirinin umurunda değil. Sanki yarın seçilip öbür gün Meclis’e yerlerini alacaklarmış gibi heyecanlı konuşuyorlar. Herhalde bu sadece HDP’de rastlanabilecek bir özellik.
Neyse...
İkinci söz alan Musa Değirmenci kısa konuştu. Bir yıl öncesine kadar “Milli Görüş” saflarındaymış. “Şimdi yuvama geldim Artık yuvamdayım” dedi.
Son söz Kurtuluş Sunal’daydı. Haklı savaşlar, haksız savaşlar edebiyatından girdi, halkların kaderini tayin hakkına geçti, oradan Kobane destanına sıçradı... Yanımdaki Mutkili pek keyifli ve pek sevimli güldü:
- Hele şu yiğide bak sen efendi... Duyan da Kandil’in dağından yeni inmiş, ayağının tozuyla Feriköy’ün kahvesine gelmiş sanacak...
Kendimi tutamadım yüksek sesle güldüm. Sanırım “Bu gazeteciye de ne oluyor böyle, durup dururken kendi kendine gülmekler filan” diye düşünenler çıkmıştır...
İngilizce mi bekliyordun?
Güngören’de HDP’nin bir kahve toplantısı. İki milletvekili adayı var. 2. sırada Garo Paylan, 16. sırada Zeki Korkmaz.
Zeki Korkmaz bir imam. Bir Şafii imam. Mesleğinin hakkını fazlasıyla veriyor. İnanılmaz bir konuşma yeteneği. Düz konuşmada iç kafiyeleri hünerle kullanıyor, kutsal kitaplardan etkili örnekler veriyor, dini bütün Kürtleri HDP’ye kazanmak için konuştukça konuşuyor.
Ancak konuşmasına Kürtçe başladı. Anlamadığım ama şiirli bir tını verdiği için anlamadan da keyifle dinlediğim Kürtçe ile uzun uzun bir şeyler söyledi.
İyi güzel de bir şey anlamıyorum.
Yanımdaki orta yaşlı Kürt’e dönüp dönüp sordum:
- Bu hep böyle mi konuşacak?
- Ne gibi hocam?
- E bu Kürtçe konuşuyor.
- Sen İngilizce mi bekliyordun? “Kapa çeneni gazeteci ve sabret” bundan daha zarif ve güzel nasıl söylenebilirdi acep?
Bir tuhaf MHP adayı
Adı Mehmet Aslan. Genç, yakışıklı. Neresinden bakarsan bak, “Su katılmamış bir beyaz Türk” dersin. İstanbul 2. bölgeden MHP milletvekili adayı. 5. sırada. Yani seçilmesi çok zor. Ama çok küçük de olsa bir ihtimal var.
Gençler onu dizi oyuncusu olarak tanıyor. Oysa Paris’te Sorbon Üniversitesi’ni bitirmiş, Amerika’ya geçip Boston Üniversitesi’ne devam etmiş, eğitimli bir delikanlı. Onunla bir TV programında tanıştım. İzlemekte zorlandığım MHP İstanbul seçim çalışmaları için ona başvurdum.
Beni kendi seçim çalışmasına davet etti. Üniversitelere gidip öğrencilerle konuşuyormuş. Bir MHP’li aday ve üniversite gençleri. Özel seçilmiş ve MHP açısından kurtarılmış bölge benzeri bir üniversite değilse benim gözümde kavga dövüş kaçınılmaz. Bir de “Yarın Boğaziçi Üniversitesi’ne gidiyorum, gelin isterseniz” demesin mi?
Gitmek farz oldu ve gittim de... Ben kimileri propaganda yapacak, kimileri güvenliği sağlayacak 30-40 kişilik bir MHP’li grup bekliyorum ve Mehmet Aslan’a telefonda Boğaziçi Üniversitesi’nin hangi salonunda toplanılacağını soruyorum.
- Teras Kafe’ye gel abi. Gelince beni görürsün zaten.
Sora sora Teras Kafe’yi buldum. Güney kampusun diplerinde, Boğaz’a bakan bir açık hava kahvesi. Kızlı erkekli Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri aralarında sohbet kaynatıyor, kâğıt bardaklarda çay kahve içip, öğrenciliğin göstergelerinden birine sadık kalıp sarma sigara içiyorlar. Kimi kitap okuyor, kimi kucağına kampus kedilerinden birini yatırmış Boğaz’ı seyrediyor.
Öyle 30-40 kişilik bir MHP grubu ve bir toplantı salonu filan yok ortada. Sonra Mehmet Aslan’ı gördüm. Hepsi akranı gibi görünen beş altı öğrenciyle bir banka oturmuş sohbet ediyor. Yanlarına çöktüm. Sahiden sohbet ediyorlar.
O soruyor gençler cevap veriyor, gençler soruyor, o cevaplıyor. Ama ses yükselmeden bağırıp çağırmadan sohbet ediyorlar.
Bir süre sonra o sohbet bitti. Beş altı adım ötedeki bir başka gruba geçildi. Gayet yalın bir tanıtım:
- Merhaba arkadaşlar. Benim adım Mehmet Aslan. MHP İstanbul milletvekili adayıyım. Sohbet etmek, sizlerin düşüncelerini öğrenmek, kendi düşüncelerimi anlatmak için geldim...
Bu kadar. Kızlı erkekli öğrencilerde şaşkınlık belirtisi filan yok. Sanki her gün bir MHP adayı buraya geliyor ve sohbet ediyorlar gibi. Ben hâlâ “Bunlar eskiden tanışıyorlar da bana hava mı basıyorlar” gibisinden fesat düşüncelerdeyim.
Sahiden fesatmışım. Çünkü bu gruptakilerden genç kadınla oğlanlardan biri sıkı HDP’li çıktı. Mehmet Aslan’a “Türkiye’nin en önemli sorunu Kürt sorunu ve siz Kürtleri yok sayıyorsunuz, düşman görüyorsunuz” diye sıkıştırdılar. O sakin sakin cevapladı. İkna edemedi. Ama patırtı gürültü olmadan sohbet ettiler.
Sonra bir başka bankta bir başka grup, sonra bir başka grup daha...
Ayrılırken Mehmet Aslan’a sordum:
- MHP’de senin gibi kaç Mehmet Aslan var? Mesela üniversitelere böyle tek başına gelen ve sakin sakin sohbet eden?
Kısa yalın ve doğru cevap verdi:
- Hiç yok. Ne yazık ki galiba ben tekim...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021