Aydın ENGİN
Her ne kadar dolaylı da olsa, ülkemizdeki bütün Üniversiteleri ilgilendiren ; ‘Teknik Eğitim Fakültelerinin Teknoloji Fakültelerine Dönüştürülmesi’ hususunda iç içe geçen birçok durumun olması konunun birçok açıdan irdelenmesini gerektirmektedir.
Başlıca sıkıntı oluşturan durum; hiçbir Akademik, Bilimsel ve İdari ön hazırlık ve ön görü düşünülmeden bir anda birçok kesimi kalıcı bir şekilde mağdur eden bu yeni girişim daha şimdiden işleri çığırından çıkarmaya yetmiştir. YÖK tarafından sonuçları düşünülmeden he-men ve derhal uygulamaya konulan meşhur 19 Kasım 2009 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi, adeta bir gecede Teknik eğitim Fakültelerini ‘ne idüğü belirsiz’ Teknoloji Fakülteleri adlı yeni bir kimlikle Üniversite âlemine dâhil etmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan bir keyfiyetle bu Fakültelerin hem ‘Teknik Öğretmen hem de Mühendis unvanlı kimseleri yetiştirebileceğine elan karar verilmiştir. Böylesi bir uygulama bir ucube meydana getirdiğinden daha ilk planda Mühendis camiasından ilk protestolara maruz kalmıştır. Çünkü yine dünyanın hiçbir yerinde aynı Programla farklı Statüde iki Alanda unvan verilmesini öngören hiçbir çalışma yoktur! Siz ya; Lisans düzeyinde, Milli Eğitim Bakanlığı - Endüstriyel Mesleki Teknik Eğitim - Kadrolarında çalışacak ‘Teknik Öğretmen’ yetiştirirsiniz, ya da Mühendislik Fakültelerinde Reel Sektörde çalışacak Mühendisler yetiştirirsiniz. İkisini ‘aynı kapta’ yetiştirmeye kalkarsanız kafanızı Mühendis camiasının ‘kayasına’ çarparsınız! Bu günlerde gelişen manzaranın özü budur. Kaldı ki birde İlgili Fakültelerde akademik Kadroların içine düşürüldükleri mağduriyetler manzumesi söz konusudur. Bir kısım Öğretim Elemanları kadrolarının belirsizleştirilmesi nedeniyle başka Fakültelere geçmeyi planlamakta diğer bazıları ise Reel Sektörde kendilerine yeni bir gelecek planlamaktadırlar!
YÖK’ün Koordinasyon İşlevinin devrede olması gereken bir durum da; ismi ve işlevi dönüştürülen bu yeni Fakültelerin her birinin adeta kendi dertleriyle baş başa kalmaları ve her Üniversitenin Fakültesinin, eş güdümden uzak, biri birinden farklı çözümlerin peşine düşmeleridir. Kimi Üniversitelerin Fakültelerinde kimi Bölümler Yeni Fakülteye uygun ‘çözümler’ bularak kendisine yer bulurken başka Üniversitelerin Fakültelerde, daha önce aynı statüdeki Bölümler ‘uyumsuzluk’ bahaneleriyle kapanma riski ile karşı karşıya kalmalarıdır! Bu arada özel bir durum da Mobilya ve Dekorasyon Eğitimi Bölümleri için ortaya çıkmıştır. Bu alanda Avrupa Ülkelerinde ve Birleşik Amerika’da aynı Alanda Mühendis yetiştirilmesine rağmen ülkemizde bu durum başından beri savsaklanmış, uygulamada doğan boşluk ve fiili durumlar ‘yaklaşık’ çözümlemelerle adeta geçiştirilmiştir! Bu durumun süratle izalesi için; Mobilya ve Dekorasyon Eğitimi alnında Mühendis unvanlı elemanların yetiştirilmesi - bir an evvel ilgili Yasa ve Yasalarda değişiklikler yaparak - bu durumun çözümü yoluna gidilmelidir. Söz konusu düzenlemede kalıcı çözümün oluşması ve hiçbir tarafı mağdur etmemek için, eskiden olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı – Endüstriyel Mesleki Teknik Eğitim – Kadrolarında ‘Teknik Öğretmen’ unvanlı olacak kişileri ayrı Fakültelerde, ‘Mühendis’ Unvanlı olanları da kendi Fakültelerinde yetiştirmektir. Aksi takdirde ‘ben yaptım oldu’ mantalitesiyle içinden daha da çıkılmaz durumların içine düşmek işten bile değildir! Bu durumun, bunca eğitim deneyimi ve mecrasından sonra bile meydana gelmesi ve YÖK düzeyinde kabul görmesi bu Kurum’un )YÖK)bile içinde olduğu çürümüşlüğü ve çaresizliği sergilemektedir.! İçindeki İnisiyatiflere bu kadar duyarsız kalan YÖK’ün sadece ülkemizin değil Ulus arası Kamuoyu ve Üniversitelerin de gözleri önünde ne kadar gülünç durumlara düştüğü hepimizin malumu olmaktadır! Bu durumdan süratle dönülmelidir. Kararname’yi çıkaran Hükümet Erki’de dolaylı olarak bu gelişmelerin içinde yer almaktadır. İnisiyatifin bir yanı da üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Nihat Taştan
Hocam keklik örneği güzel ama bu bahsettiğiniz arkadaşlar, İslami referanslı bir kişiye oy verseler mazallah yeşil başlı ördek olmaktan korkuyorlar... :) :)