Aydın ENGİN
Hafta sonu ya, yazı filan yazmayacak, sırt üstü yatıp Netflix’te bilimkurgu seyredecek, tembellik özgürlüğümü kullanacaktım.
Gel gör ki AKP Reisi önce TRT canlı yayınında konuştu, ardından evinin yakınındaki Kısıklı Camii’nde cuma namazı sırasında cemaate seslendi. Her ikisinde de inciler saçtı. Bana da ister istemez o incileri toplamak düştü.
Topladıklarımdan 3 bin vuruşluk bir Tırmık değil, 333 bin vuruşluk bir Tırmık çıkar. Mecburen seçme yaptım.
Buyrun.
* * *
AKP Reisi Kısıklı camii cemaatine seslendi:
“…İshak Hoca'nın az önce okumuş olduğu Hadis-i Şerif'te küffara karşı şiddetli olmamızı Rabb'im bizlere emrediyor. O bizler kim? Muhammed ümmeti. (…) Kendi aramızda merhametli olacağız. Küffara karşı da şiddetli olacağız. Suriye'de olduğu gibi…”
Küffar, kâfirin çoğulu. Halk ağzında “gâvur” olmuş. Yani Müslüman olmayan. AKP Reisi “Suriye’de olduğu gibi” buyurmuş. Orada kimlere karşı şiddetli davranılmış acep?
Bilemedim…
Bitmedi. AKP Reisi camide bir de “Bugün yurt dışından bazı devlet başkanlarıyla Dolmabahçe'de görüşmem var. Ben müsaadelerinizi istirham ederek o görüşmeye yetişeceğim” dedi.
Bunu da bilemedim. Yurt dışından devlet başkanları dediğine göre acep yurt içindeki devlet başkanları kimler ola?
Neyse. Koskoca AKP Reisi ve cumhurun başkanı. Herhalde bir bildiği vardır…
* * *
Gelelim TRT yayınındaki incilere…
Reis buyurdu:
“…Bazı şehitlerimizin ailelerine ulaştığımızda ‘İki evladım var onları da vermeye hazırım. Ben gitmeye hazırım’ diyorlar. Bu şekilde bu milletin sırtı yere gelmez, şehitler tepesi boş kalmaz…”
Şimdi tutup “Yav Reis, şehitler tepesi boş kalsa daha iyi olmaz mı” diye sorsam ben de küffardan mı olurum? AKP Reisi bana karşı da şiddet mi uygular?
En iyisi bu soruyu sormayayım. Neme gerek…
Aynı TRT yayından:
“…Orada bir de Münbiç var (…) Münbiç yüzde 85-90'ı ile Arapların. Buradaki insanlar topraklarından oldu…”
Oraları az çok bilirim. Araplar var ve çoğunlukta. Ama Kürtler de var, Ezidiler de var. Çok az da olsa Ermeniler de var. Ben oraları Suriye yurttaşlarının sanıyordum.
Yanılmışım. Araplarınmış.
Reis öyle diyor. Ondan iyi bilecek değilim ya. Bilsem bile söyleyecek değilim ya…
Ha bir de Reis haklı, oradaki insanlar topraklarından oldu. IŞİD’den kaçtılar, WayPiCi’den değil…
* * *
Bu kadar inci yeter galiba ama bir tane daha var ki onu da Tırmık’a koymazsam çatlarım…
AKP Reisi bizleri İdlib üstüne de açık seçik cümlelerle aydınlattı.
Aynen aktarayım:
“…İdlib devasa bir alan. Önemli olan bu devasa alanda böyle bir birikimi kontrol altında tutmak. Yaşam tarzını kontrol altında tutmak. Buna da en uygun olan Araplardır. Kürtlerin yaşam tarzları buraya uygun değildir. Neden? Çünkü oralar çöl bölgeleri…”
Vay vay vay…
Şu kısacık paragraftaki inci yağmuruna bakın siz.
En önemlisi “Yaşam tarzını kontrol altında tutmak” cümleciği.
Ne diyeyim?
Yav Reis yeme bizi. Buradaki yaşam tarzımızı sürekli ve pervasızca kontrol etmeye kalkışıyorsun. “Kızlı erkekli olmaz” diyorsun; “Sigara haramdır içmeyin” diyorsun, “Dindar nesil yetiştirmeliyiz” diyorsun. Yaşam tarzımıza bu kadar karışmana, kontrol etme kararlılığına itiraz etmek istiyoruz ama korkudan susuyoruz. Mesela ben zor bela sigarayı bıraktım, ama sana inat yeniden başlamayı düşünüyorum. Ama korkudan sadece düşünüyorum.
Ama Reis hiç olmazsa egemen bir ülke olan Suriye’nin insanlarını, İdlib’dekileri rahat bıraksan, onların yaşam tarzlarına karışmasan, kontrol etmesen. Hani belki onlar senden daha farklı değerlere sahiptirler… Bari onlara karışmasan.
Oraları az da olsa bilirim dedim ya, senin değerlerini taşıyanlar var, ama taşımayanlar da var. Bırak insanlar diledikleri gibi yaşasınlar.
Bak yeminle, bunları sırf sana karşı olduğum için söylemiyorum. Gereğinde sana hak vermesini bilirim.
İnanmazsan bir örnek vereyim. Çöllerin Arapların yaşam tarzlarına uygun, “Kürtlerinkine uygun olmadığını” söyledin.
Çok doğru.
Nil’in suladığı yemyeşil ve bereketli topraklarda, mesela Kahire’de Araplar yaşamıyor. Keza Dicle’nin suladığı masallar kenti Bağdat’ta, Dicle ve Fırat’ın birlikte suladığı Basra’da, ortasından gürül gürül ırmak akan Şam’da, hatta Asi ırmağı kıyısındaki cennet misali Antakya’da yaşayan Arap mı var?
En çok bu incini çokbeğendim Reis…
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021