Aydın ENGİN
Aralarında anlaşıp ağız birliği mi yapıyorlar, yoksa tuhaf bir rastlantı mı bilemiyorum. Bildiğim bu günlerde eşimden başlayıp yakın çevreme kadar hemen hepsi üstüme çullandılar. Bana "Ah, ah fırsatı kaçırıyor, tembellikle ediyorsun. Devr-i Tayyip diye bir oyunun tam da sırası. Yazsana şunu…" diyorlar ve bunu ha bire tekrarlıyorlar.
Güç yetirebileceklerime açıkça, geri kalana içimden "Pışşşşıııkkk" diyorum…
* * *
Bilmece gibi oldu.
Yaşı tutanlar nasıl olsa hatırlar. Ama X, Y ve Z kuşaklarına kısa bir açıklama yapmam lâzım.
Yıllar ve yıllar önce, ben henüz gazetecilik mesleğine adım atmamış, tiyatro oyunları ve film senaryoları yazarak geçimimi sağlamakta iken, beş kafadar, Tuncel Kurtiz, Tuncer Necmioğlu, Müjdat Gezen, Umur Bugay, Aydın Engin bir araya geldik gönlümüzce tiyatro yapmak için kendi tiyatromuzu kurduk: Halk Oyuncuları.
Kurduk ama oynayacak oyun yok. İş başa, yani bana düştü. Eve kapandım ve gece sabahlara kadar yazdım, gündüzleri de sahneye koydum. Topu topu bir buçuk ayda, 1967 Aralık'ının son günlerinde oyun sahneye çıktı. Bir siyasal taşlamaydı. Ortaoyunu ile kabare tiyatrosunu harmanlayan bir oyundu. Adı da Devr-i Süleyman.
Süleyman Demirel tek başına iktidar olan Adalet Partisi'nin başındaydı ve başbakandı. Oyun ülkenin başbakanıyla fena halde dalga geçiyor, mizahın ısırgan diliyle onu yerden yere vuruyordu.
İstanbul'da çok fiyakalı bir ilk gösterim yaptık. Ertesi sabah İstanbul Valiliği oyunu yasakladı. Kadere razı olmadık, yasağa boyun eğmedik. Dekorlarımızı da sırtlanıp Ankara'ya taşındık. Ankara'da da yine çok fiyakalı bir ilk gösterim yaptık ve ertesi sabah Ankara Valililiği de oyunu yasakladı.
O zamanlar (yani milattan sonra 1967'de filan) Türkiye'de Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargı organlarının verdiği karara hükümetler, tek başına iktidar olsalar bile uymamayı akıllarına bile getirmezlerdi. Öyle tuhaf zamanlardı yani. Danıştay başvurumuzu değerlendirdi ve Ankara Valililiğinin yasak kararını iptal etti.
Bu kadar "reklam" olunca benim (bizim) Devr-i Süleyman oyunu sözcüğün tam anlamı ile patladı. Günde üç oyun (16.00 – 18.00 – 21.00) oynanmasına rağmen aylar sonrasına bile bilet bulunmaz oldu. Salt bilet bulmak için, adlarını hiç duymadığım, yalnız benim değil, annemin ve babamın da tanımadığı akrabalarım belirdi.
Ertesi yıl Devr-i Süleyman İstanbul'a taşındı. Yine gişe önünde uzun kuyruklar, haftalar sonrasına bile bulunamayan biletler ve yine yeni akrabalarım, hatırlamadığım çocukluk arkadaşlarım…
Devr-i Süleyman Türk tiyatrosunda aralıksız en uzun süre oynanan oyun oldu: 783 oyun.
Eh, bu kadar övünme yetsin. Hem yazan, hem sahneye koyan, hem Halk Oyuncuları tiyatrosunun ortağı olarak hayatımda görmediğim ve ondan sonra da görmeyeceğim kadar para kazandığımı da ekleyip Devr-i Süleyman öyküsüne nokta koyayım.
* * *
Gün geçti, devran değişti. Tiyatro sanatıyla devrimci eylem yapmak bana anlamsız gelmeye başladı. Tiyatro sanatına kederli bir "elveda" çekip gazetecilik mesleğine sıçradım. 12 Mart 1971'deki "utangaç faşizm darbesi"nin boğduğu Türkiye'de aydınların, sosyalistlerin, demokratların soluk aldığı tek pencere olan haftalık Yeni Ortam dergisinde yazı işleri müdürü oldum. Çok geçmeden tutuklandım. Maltepe Askeri Hapishanesinde epey yattım.
Çıktığımda Yeni Ortam da haftalık dergiden günlük gazeteye dönüşmüştü ve ben yine yazı işleri müdürü iskemlesine oturtuldum. Ankara'da Mustafa Ekmekçi, Uğur Mumcu, Mümtaz Soysal, İstanbul'da Oya Baydar, Emil Galip Sandalcı ile Yeni Ortam yine solun, solcuların, demokratların gazetesiydi.
CHP'de "Ecevit hareketi" tırmanmış ve partinin başına geçmişti. Dağa taşa "Karaoğlan" yazılıyor "Toprak işleyenin, su kullananın" ya da "Tekelleri kuşatacağız" gibi yılların CHP'sine o gün bile birkaç numara büyük gelen sloganlar yurdun her köşesinde çınlıyordu.Türkiye 12 Mart faşizminden kurtulup iktidarın yeniden sandıkta belirleneceği günlere yürüyordu.
14 Ekim 973'de genel seçim yapılacaktı. TV siyah beyaz TRT televizyonundan ibaretti ve seçim kampanyası kentlerde, kasabalarda mitinglerle yürütülüyordu. Liderler seçim gezilerine başlamışlardı.
Kâh Ecevit'in, kâh Erbakan'ın, en çok da Demirel'in seçim gezilerini Yeni Ortam adına izledim. Demirel seçim kampanyasının son mitingini Urfa'da yaptı. Zaten iki gün sonra seçim var. Uçakla Ankara'ya dönerken Demirel, uçaktaki her boydan ve çizgiden gazeteci milletine bir öneri yaptı:
- Herkes bir kağıda seçim sonucu tahminlerini yazsın. Adını yazmayı da unutmasın. En iyi sonucu bilen gazeteciye bir kol saati armağan edeceğim.
Keyifli bir tahmin oyunu. Hepimiz kağıtlara tahminlerimizi yazdık. Adalet Partisi'nin ağır toplarından İsmet Sezgin kağıtları topladı.
Şakalaştık, gülüştük ve yorucu seçim kampanyasını bizler de kapattık.
Pazar akşamı sandıklar açıldı, sonuçlar gelmeye başladı. Pazartesi akşamüstü sonuç belli oldu. Ecevit CHP'si birinci parti. Demirel'in AP'si ikinci sıraya düşmüştü. Sonuçlara göre Yeni Ortam Yazı İşleri Müdürü Aydın Engin çok az hata ile seçim sonucunu en iyi tahmin eden gazeteci. Gazete binasında fiyakasından yanına varılmıyor.
İki gün sonra, Demirel Ankara'da "Millet bize muhalefet görevi verdi" diyeceği bir basın toplantısı düzenledi. Yeni Ortam basın toplantısında Ankara Temsilsisi Mustafa Ekmekçi ve Yazı İşleri Müdürü Aydın Engin ile temsil edildi .
Basın toplantısı bitti. Mustafa (Ekmekçi) ağabeyim, "Gel şu senin saati isteyelim" dedi. Birlikte, salonu terk etmeye hazırlanan Demirel'in yanına gittik. Mustafa Ekmekçi konuştu:
- Süleyman bey en iyi seçim tahminini benim Yazı Müdürüm yaptı, biliyorsunuz.
Demirel seçim yenilgisini gülümsemesiyle nasıl örttüyse, soruyu da aynı gülücükle karşıladı:
- Biliyorum.
- E şu armağan saat meselesi ne olacak efendim?
Cevap aynı gülücükle ve ben sanki orada değilmişim gibi sadece Mustafa Ekmekçiye bakarak geldi:
- Söyle ona, Devr-i Süleyman oyunundan, yani benim üstümden, benim sayemde çok para kazandı o. Saati de kendi alıversin artık…
* * *
Şimdi elinizi vicdanınıza koyup da söyleyin. Tamam, Demirel şöyledir, Demirel böyledir, 70'li yıllarda MC'leri kurmuş, memleketi iç savaş eşiğine filan sürüklemiştir ama yine de kendisiyle -haydi itiraf edeyim- acımasızca dalga geçen bir tiyatro oyununun yazarına düşmanlık göstermeyecek, Danıştay kararını istemese bile noktasına virgülüne kadar uygulayacak bir siyasetçiydi.
Peki şimdi, 2021 Türkiyesinde ben tutsam Devr-i Tayyip diye bir oyun yazsam ne olur?
Haydi diyelim oynayacak bir tiyatro bulduk, oynayacak oyuncuları da bir araya getirdik. Sonra ne olur?
Valla bu yaşta yurdum hapishanelerinden birinde volta atmaktansa ilkbaharın ortasında soğuktan kıkırdayarak da olsa evimde oturup bir "Mavra-Tırmık" yazmayı yeğlerim.
O yüzden ne kadar ısrar ederse etsinler, eşim (evet, eşim), dostum, arkadaşlarım bilsinler ki bir Devr-i Tayyip yazmayacağım.
Ödlek değilim ama enayi de değilim…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021