Baskın ORAN
“Türkiye’de ırkçılık var mı?” sorusunu Hürriyet geçenlerde İstanbul’daki Afrikalılara sordu, “Yok” dediler. Böylece, Tek Adam Rejimi’nin en rafine yandaşı olan gazete Türkiye’de ırkçılık olmadığını kanıtlamış oldu.
Ama, durum pek öyle değil:
1) Mülakat yapılanlar, bazı bakanların hediye olarak hakiki kol saati kabul ettikleri bir ülkede sahte kol saati satarak geçinenler de olsa, Afrika’ya oranla daha iyi yaşıyor;
2) Diğer yandan, bu insanlar güvencesiz. Mesela, toplu yaşadıkları Tarlabaşı’nda esnaf bunlara veresiye ekmek vermiyor. Oturma-çalışma izinlerini her yıl yenilemek, yani memnun gözükmek zorundalar.
***
Peki, ırkçılık her ülkede var da Türkiye’de niye yok? Asil millet olduğumuzdan mı?
Yoksa, ırkçılığı 15,5 milyonluk İstanbul’daki bir avuç Afrikalı Siyah’a düşmanlık biçiminde tanımlamak işimize geldiğinden mi?
Yoksa yoksa, ırkçılık kavramını yaklaşık 1,5 asır geriden izlemenin getirdiği cehaletten mi?
***
Meseleyi tartışabilmek için, soruyu “Türkiye’de yeni ırkçılık yok mu?” biçiminde sormak ve bazı şeyleri dikkate almak lazım:
1) Irk (Siyah, Sarı…) düşmanlığı biçiminde algılanan olay 19. Yüzyılda ve 20. Yüzyılın ilk yarısında kaldı.
Bu anlayış bugün kabuk değiştirdi ve Etienne Balibar’ın deyimiyle “ırksız ırkçılık” (racisme sans races) biçimine dönüştü. Yani “kültürelci”, hatta daha da kötüsü, “farklılıkçı” bir niteliğe büründü. Kültür başta olmak üzere her türlü farklılığı nefret hedefi yapıyor artık “yeni” ırkçılık. Bizdeki örneklere aşağıda birer birer geleceğim.
2) Türkiye Cumhuriyeti’nin kökü bir imparatorlukta olduğu ve imparatorluklar da farklılıklara dayandığı için, tarihsel olarak şanslıyız. Mesela ABD hem tarihsel açıdan, hem de bugüne Siyahları pamuk tarlalarında köleleştirmekten geldiği için sınıfsal açıdan çok şanssız.
Buna karşılık, biz de en az iki açıdan şanssızız:
a) İmparatorluk’un bu güzel özelliğini tersyüz eden bir devlet türüne, yani ulus-devlet’e dönüştüğümüz ve oradan demokratik devlet’e atlayamadığımız için;
b) İmparatorluk’un belkemiği olan ve Gayrimüslimleri ikinci sınıf görmeye dayanan Millet Sistemi bugün kafalarımızda aynen devam ettiği için.
3) Irkçılıkta sayı çok önemli. Çünkü azınlıkların sayısı “eser miktarda” ise, çoğunluk bunu “folklorik” olarak görüyor ve hatta eğlenebiliyor. Değilse, egemen çoğunluk hemen bir tehdit algısı inşa ediyor. İstanbul’daki Afrikalı Siyahlar 1-2.000 değil de mesela 100.000 olsaydı, görürdüm ben hoşgörüyü. Dört milyon Suriyeli Sünni Müslüman akın ettiğinde ne durumlara düştük, ne rezaletler yaşıyoruz ve daha yaşayacağız, onu düşünün.
Şimdi konuşalım: Türkiye’de madem ırkçılık yok, biz HASÜMÜT’lerden yani Hanefi, Sünni, Müslüman Türk’ten şu veya bu biçimde farklı olanlara yaptıklarımız neyin nesi oluyor? Irkçılık olabilmesi için illaki bir Siyah derilinin boynuna çökmek şart mıdır?
***
Gayrimüslim vatandaşlara yapılanlar nedir?
Bu insanlar HASÜMÜT’lerden din, dil ve soy bakımından farklı.
Bırakın Tek Parti dönemindeki Varlık Vergisi türünden ekstrem rezaletleri, Türk devletinin kararlarından kaynaklanan şu anki uygulamaları ne yapacağız? Tek bir örnek:
2014-2015’e ilişkin MEB istatistiklerine göre orta ve lise imam-hatip sayısının 2.614 olduğu ve buralarda okuyan öğrenci sayısının 932.273’e ulaştığı bir ülkede, toplam nüfus olarak ancak 100.000 kadar bıraktığımız Gayrimüslim vatandaşların din adamı yetiştiren okul açmaları yasak.
***
Alevi vatandaşlara yapılanlar nedir?
Bu insanlar HASÜMÜT’lerden mezhep bakımından farklı. Fazla amiyane ama, yine tek bir örnek:
Camilerin bütün masrafları Diyanet bütçesinden karşılanırken, cemevi masraflarının reddini ve çocuklara Sünni İslam derslerinin mecbur tutulmasını nereye sokuyoruz? Üstelik her iki konuda da AİHM’nin uyulması mecburi kararları varken.
***
Kadın vatandaşlara yapılanlar nedir?
Bu insanlar HASÜMÜT’lerden cinsiyet bakımından farklı çünkü HASÜMÜT’lerin kadınları (KADEM) bile erkek egemen toplum taraftarı.
Seri halde öldürülüyorlar erkekler tarafından. Çünkü onları iki gözü mosmor olana kadar yumruklayan erkek, sorgusu yapıldıktan sonra Türk yargısı tarafından serbest bırakılıyor. O da, eşek değil ya, çıkınca öldürüyor.
***
LGBTİ vatandaşlara yapılanlar nedir?
Yine fazla amiyane ama tek bir örnek yeter: Diyanet Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın hemen AkSaray tarafından desteklenen Ramazan hutbesi (https://www.dw.com/tr/diyanetin-eşcinsellikle-ilgili-sözlerine-beştepeden-destek/a-53255583).
Daha önce yazdığım için Kur’an’daki “gılmanlar” meselesinden bahsetmeyeceğim ama, böylesi bir nefret söyleminin bizimki gibi bir ülkede dile getirilmesi çok acayip.
Acayip, çünkü İmparatorluğumuzun tarihsel ve hamamsal geçmişi bi yana, eşcinsel olmayan assolist zor çıkan bir ülke burası. Ayrıca müsaadenizle hatırlatayım, Türkçedeki en “erkeksi” terimlerden ikisi zampara ve kulampara’dır. Zampara “zenperest”den gelir, kadına düşkün demektir; “zen” Farsçada kadın demektir. Kulampara ise “gulâmperest”ten gelir, oğlanlara düşkün demektir; “gulâm” Arapçada oğlan çocuğu demektir.
***
Gelelim Türkiye’deki yeni ırkçılığın esas uzmanlık alanına: Kürt vatandaşlar.
Bu insanlar HASÜMÜT’lerden soy ve dil bakımından farklı. Hatta bazıları da ayrıca mezhep bakımından. Fazlaca bilindiği için uzatmayacağım ama nasıl uzatmazsın ki:
Sandık sandık diye söylen, sonra sandıktan çıkan belediye başkanlarını kayyımla. Milli irade milli irade diye söylen, sonra milletvekillerini TBMM’den at. Gerekçen de kavi: Terörist! Askerî casus!
Gömülen ölülerini mezarından çıkarttırıp Dersim’e yollatanlara “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’ndan dava aç, ilk duruşmada da serbest bıraktır.
Veya doğudaki toplu mezarlarını resmen deştirip Kilyos’ta kaldırım altına plastik kutular içinde gömdürt.
Veya mezarlarını askerler paramparça etsin, soruşturma bile açılmasın. İçişleri bakanın da ölülerinin ardından “ilâ cehenneme zümera” desin.
Veya, ölünün kefenlenmesine izin verme, ceset torbasıyla gömdürt.
***
Bakın, çoğunluk kafasıyla düşününce Roman/Çingene vatandaşlardan bahis bile etmedik.
***
ABD’de 19. Yüzyıl modeliyle karışık rezil bir ırkçılık var.
Var ama, o muazzam protesto mitinglerinin yanı sıra, özür dilemek için diz çöken senatörler ve polisler de var. Papa’nın her yıl bir fakirin ayaklarını yıkaması misali Hıristiyan geleneğinde çok önemli bir simge olarak Siyahların ayağını yıkayan polisler var.
Trump’ın maketini sünnet çocuğu gibi dolaştırıp maba’dına sırayla tekme atma videoları var.
Bizde de ırkçılığı Siyah deriye tepki olarak anlayıp, “Bizde ırkçılık yok” diyenler var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024
27.09.2024