Bayram ZİLAN
İyi bir konuşma veya hitabet, konuşmacı ile dinleyicinin aynı duyguyu yakalayabilmesi ile mümkündür. Zira toplumsal konuşmalar, taraflar için canlı bir buluşmadır.
İyi bir hatip ise, kalbi ile dili arasında senkronizasyon kurabilendir. Hatip, söylediklerinin etkisindeyse inandırıcıdır. Etkisini hissettiği şeyleri söylediği veya söylemediği ölçüde karşılık bulur veya bulmaz.
Tepeden indirgemeci bir dille dinleyicilere hitap eden, duygu dilini yakalayamayan, dinleyicilerle hiyerarşik bir ilişki kurmaya özen gösteren, hissetmediği veya inanmadığı şeyleri söyleyen, konuşmalarında eşitlik ilkesini gözetmeyen, yani rütbeli insanlarla da, rütbesiz insanlarla da eşit biçimde konuşmayan hatipler asla inandırıcı olamazlar.
Resulullah için “insanlığın en büyük hatibi” denir.
Buhari, Müslim ve Tirmizi, Resulullah’ın az sözle çok derin ve hikmetli anlamlar içeren cümleler kurduğunu, tane tane konuştuğunu, acele konuşmadığını, anlaşılmaz cümleleri kullanmadığını, hatta konuşmalarında kelimelerin bile rahatlıkla sayılabildiğini nakleder.
Hz. Hasan, Resulullah’ın her cümleyi ayrı ve net olarak söylediğini, konuşmanın içeriğine göre el hareketleri yaptığını söyler.
İbn-i Sad da, Resulullah’ın halka hitaben yaptığı konuşmalarda bazen gözlerinin kızardığını, bazen heyecanının arttığını, terlediğini, sinirlendiğini ve çoğu zaman konuşma yaparken asa, baston, değnek türünden bir çubuk kullandığını söyler.
Resulullah’ın hitabetindeki en güçlü yön ise, onun “eşitliğe” büyük önem atfetmesidir.
Öyle ki, konuşma yaptığı topluluğun statüsüne göre asla ayrım yapmamış, Müslim-GayriMüslim, zengin-fakir, kadın-erkek, yaşlı-genç, fark gözetmeksizin herkesle eşit derecede muhatap olmuştur. Mekke’nin ve/ya Medine’nin ileri gelenleriyle de sade halkla da eşit konuşmuştur.
Allah Resûlü’nün hutbelerinde kalbi ile dili arasında tam bir irtibat vardır. Söylediği her şeyin bizzat etkisinde olmuş, söylediklerinin samimiyeti her daim yüzüne yansımış, dinleyicilerin kalbine tesir ederek, onları derinden etkilemiştir.
Her hatibin kendisine münhasır bir takım özelliklerinin olması gayet doğaldır. Konuşma üslubundaki ton, jest-mimik ve kullanılan kelime farklılıkları, bir hatibin iyi ya da kötü olduğu hususunda kayda değer bir veri sunmaz.
Hitabette belirleyici özellik veya altın kural, hatip ile dinleyici arasındaki “hiyerarşisizlik”tir. Kürsünün arkasındaki ile önündekilerin aynı duygu dilini yakalayabilmesidir.
Osmanlı padişahları arasında hitabeti çok iyi olanlar ve halka bütünleşebilenler olduğu gibi, hükümranlığı boyunca hitabetiyle dinleyicileri asla etkileyememişler de olmuştur. Türkiye siyasi tarihinde de böyle örneklere çokça rastlamak mümkündür.
Babamın bir gün: “Diyarbakır’da 300-400 kişiye hitap edecektim. Onları anarken ağzımdan bir protokolvari bir kelime çıkmadı. Yapamadım. İçime sindiremiyordum. Çünkü onları kendim gibi kabul ediyordum. Ve sonunda konuşmanın sonuna kadar onlara ‘kardeşlerim’ diye hitap ettim. O an Başbakan Erdoğan aklıma geldi. Ve dedim ki ‘demek ki Erdoğan da bu yüzden böyle konuşuyor, “kardeşlerim” diyor’. İnsanın kalbi ile alakalı bir şey bu” dediğini hatırlıyorum.
Evet, meselenin özü buradadır aslında.
Türkiye’de siyaset sahnesine çıkan siyasetçilerin hitabetlerini incelediğinizde, aslında başarı endeksleriyle doğru yönlü bir korelasyon olduğunu görürsünüz.
Başarı, konuşmalarda halkla bütünleşebilmekten, aynı duyguyu yakalayabilmekten, duygudaş ve eşit olabilmekten geçiyor.
Cari siyasette de durum böyle. Erdoğan’ın başarısı ile diğerlerinin başarısızlığının altındaki temel etken “söylemdeki kalbilik”tir.
Erdoğan, Türkiye’nin neresine giderse gitsin, gönül dili ile konuşuyor, halkla arasına mesafe koymuyor. Kendisini halkın üzerinde bir yere konumlandırmıyorum. Kürsünün önündekilere tepeden bakmıyor. Sık sık “onlarla aynı oluğunu” dile getiriyor. Kitleler, onu dinlerken “kalpten konuştuğunu” hissediyor. Onun halk ile arasındaki o güçlü bağı kuran temel motivasyon, kullandığı samimi, doğrucu, eşitlikçi ve bütünleştirici dildir.
“Adına sol denen” gelenekten gelen siyasetçiler, CHP’nin şimdiki ve daha önceki lideri, mevcut Çatı Adayı ve şuan partileri başında olan diğer liderlerle halk arasında güçlü bir bağın olmaması yine söylemlerindeki hiyerarşidir. Halkı sınıflandıran veya sınıfsal farklılıklarını nazara alarak “söylemde ayrımcılık” yapmalarıdır. Kalpten konuşmamalarıdır. Samimi ve eşitlikçi bir dili yakalayamamalarıdır.
Ak Parti’yi 13 yıl iktidarda tutan, diğer partilerle arasındaki “söylem” farkıdır.
Erdoğan’ın siyasete girdiği ilk yıllardan bu yana, yaptığı konuşmaların tamamına baktığınızda halkı kendi dili, rengi ve dinini olduğu gibi kabul ettiğini, bunu kalbi ile tasdik ettiğini ve bu kabulü konuşmalarında da tatbik ettiğini görürsünüz.
Erdoğan’ın Ak Parti kurulduğu günden bugüne 13 yıldır dilinden hiç düşürmediği “biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik” sözü, “Cumhuriyet elitlerinin 80 yıl boyunca bu ülke insanları arasında kurduğu hiyerarşik sınıflandırmanın sıfırlanması” değil midir?
Yeni Türkiye ile Eski Türkiye arasındaki farkı, Caillou ve Pepe gözüyle bulmaya çalışarak, “Yeni Türkiye’yi” “ti”ye alanlar, sadece 1 gün arayla Diyarbakır’a giden iki Cumhurbaşkanı adayının konuşmalarına bakarak “eski ile yeni arasındaki farkı” keşfedebilirler.
Adaylardan biri olan Erdoğan’ın "Yol arkadaşlarım Diyarbakır, kardeşim Diyarbakır davam, derdim, hasretim Diyarbakır. Sizleri bir kez daha yürekten selamlıyorum, bir kez daha hasretle selamlıyorum ey Diyarbakır. Senin toprağına bereket katan enbiyayı, sahabe-i kiramı, evliyayı, tüm gönül dostlarını hürmetle selamlıyorum. Şanlı tarihini, senin surlarını, türbelerini, senin Mekke, Medine, Kudüs ve Şam'dan sonra bu coğrafyada nam salmış camilerini gönülden selamlıyorum"diye başladığı konuşması ile “Az önce Sayın Başkan duygusal konuşmaların işe yaramadığını söyledi. Duygusal konuşma ‘yapamayan’ biri olarak buna katılıyorum. Duygusal konuşma yapanlara da gıpta ederim böyle hünerleri olduğu için. Ancak problemleri çözen, milletleri ilerleten, barışı sağlayan akılcılıktır. Heyecanlı konuşmak insanları harekete sevk edebilir. Savaşa götürebilir. Ama barışa götürmek için akılcılık gerekir” diye konuşma yapan diğer aday Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Hegelci-Pozitivist konuşması arasındaki fark her şeyin özeti değil mi aslında?
Halkın hangi zihniyeti, neden bugüne kadar iktidara taşıdığını veya taşımadığını göstermesi açısından yeterince ibret verici değil mi?
Twitter: @bayramzilan
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları





























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019