Bayram ZİLAN
Bugün artık Çözüm Süreci’nde geldiğimiz aşama, Kürtlerin yukarıdaki soruya cevap verme aşamasıdır. Zira 6-8 Ekim Olayları, Kürtlerin bu soruyu sorması için kuvvetli gerekçeler sunmuştur.
Çözüm Süreci başladığı günden bu yana, yani silahların gömülmesi meselesiyle yüzleşmenin yaşandığı günden bu yana PKK kanadında “siyasileşme fobisi” belirgin bir şekilde görülmeye başlamıştır.
Demokratikleşme, hak ve özgürlük taleplerinin karşılanması bahsi üzerinden geliştirilen bir söylemin normal şartlarda bir karşılığı olsa da bu bahsin silahlı/silahsız şiddet araçlarıyla dile getirilmesi Türkiye toplumunun “zihinsel normalleşmesini” engellemekte veya geciktirmekte, taleplerin karşılanması hususunda gerekli olan “meşruiyet alanını” zedelemektedir.Demokratik taleplerin anti-demokratik yöntemlerle dile getirilme paradoksu, doğrudan taleplerin meşruiyetini ve siyasal alanı tahrif etmektedir. Sözgelimi Anadilde eğitim (resmi okullarda) talebi meşru bir talep iken, PKK/HDP kanadının bu talebi şiddeti araçsallaştırarak, okulları yakarak, ortalığı yıkarak dile getirmesi bu talebin meşruiyetini ortadan kaldırmaktadır.
Öte yandan PKK’nin Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri hâlâ soğuk savaş dönemindeki iki kutuplu perspektif üzerinden okuması ve bu okuma üzerinden söylem ve pratik geliştirmesi süreci zora sokan en önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
PKK, öncelikli olarak Kürtlere bugün ne vadetmektedir?
Özgürlük mü? Çoğulcu bir demokratik siyaset mi? Farklılıkların biraradalığını mı?
Yoksa tek tip siyaset, tek tip ekonomi ve tek tip bir düşünce mi?
Çözüm Süreci başladığından bu yana her ne kadar çatışmasızlık ortamının sağlanması hususuna riayet edildiği görülse de, PKK’nin aynı tarihlerden itibaren sürekli ve giderek artan bir dozda “silahsız şiddet” yöntemlerine başvurduğu ve bu yöntem üzerinden bölgenin kontrolünü elinde tutmak istediği söylenebilir. Kobanê’nin savunulması hususunda Peşmerge güçlerinin veya ÖSO güçlerinin uzunca bir süre “Kanton”a kabul edilmemesi de doğrudan PKK’nin “tek tipçi yönetim” perspektifi ile ilintilidir.
PKK’nin demokratik siyaset, öz yönetim, özerklik, yerinden yönetim gibi argümanlarla istediği, bölgede hâkimiyetin kayıtsız şartsız kendisinde olması mıdır?
Yoksa Kürtlerin hak ve özgürlük taleplerinin karşılanması ve daha özgür bir yaşamın tesisi için çabalamak mıdır?
PKK’nin adam kaçırma, bölgeye yatırım yapan müteşebbislerden haraç alma, yol kesme, kimlik ve asayiş kontrolleri gibi silahsız şiddet yöntemlerine bakıldığında ikinci şıkkın haklılığını savunmak Polyannacılıktan başka bir şeyi ima etmeyecektir.
Bu noktada Kürtlerin nasıl bir ülke, nasıl bir bölge, nasıl bir siyaset ve nasıl bir gelecek istediklerini açıkça beyan etmeleri ve bu beyan üzerinden bir fikir ve düşünce geliştirmesi gerekiyor.
Kürtler, eski Türkiye aklı gibi, batıcı, seküler, ulus-devletçi, sosyalizmin en despot akımı olan Stalinizmden derin izler taşıyan, kendisinden başka hiçbir fikre, fraksiyona ve düşünceye tahammül edemeyen bir yapı tarafından yönetilmek mi istiyorlar? Geleceklerini bu akla mı teslim etmek istiyorlar? Yoksa özgür, çoğulcu, demokratik bir siyaset ve yaşam alanı mı istiyorlar?
Bu soruyu her Kürdün kendisine sorması gerekiyor.
Kendi payıma ben, 1.cumhuriyetin gasp ettiği bütün hakların mağdurlara iade edildiği, geçmişi ile yüzleşen, demokrasi standardı yüksek, dili ve rengi ne olursa olsun bütün farklılıkları kucaklayan ve zenginlik kabul eden, vatandaşlarını tarif etmeyen, bütün dillere ve kimliklere eşit mesafede yaklaşan, tarafsız, adil, özgür ve demokratik bir Türkiye’de Türklerle, Lazlarla, Çerkeslerle, Ermenilerle, ezcümle bütün farklılıklarla birarada yaşamaktan yanayım.
Doğu ve Güneydoğu’da da her fikrin kendisini özgürce ifade edebildiği, hiçbir fikrin ve inancın tahakküm altında olmadığı, her türlü siyasi düşüncenin özgürce dile getirilebildiği, çoğulcu bir demokratik siyaset ortamından yanayım.
Demokles’in kılıcı gibi Kürtlerin tepesinde sallanan, Kürtlerin nasıl yaşaması gerektiğini, neyi düşünmesi veya düşünmemesi gerektiğini empoze eden, farklılıklara tahammül etmeyen, baskıcı ve zorba anlayışları, ister Türkler ister Kürtler veya isterse başkaları yapsın toptan reddediyorum.
Türk Kemalizmi’ni reddettiğim gibi Kürt Kemalizmi’ni de reddediyorum.
90 yıl sonra defolu 1.Cumhuriyeti restore edip 2.Cumhuriyeti inşa etmeyi başlamışken, Kürtlere 1.Cumhuriyetin defolu aklının dayatılmasını istemiyorum.
Peki, siz nasıl bir ülkede, nasıl bir devlette ve nasıl bir bölgede yaşamak istiyorsunuz ey Kürtler?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019