Celal BAŞLANGIÇ
Yok, dokuz seçim kaybetmiş de...
Yok dokunulmazlıkların kaldırılmasına “anayasaya aykırı ama ‘evet’ diyeceğiz” tavrıyla sadece HDP’lilerin değil kendi vekilinin de tutuklanmasına yol açmış da...
Yok, hileye karşı YSK’ya yürüyen partilileri engelleyerek, 16 Nisan referandumunun sonuçlarını meşrulaştırarak, AKP’ye rejim değişikliği kapısını açmış da...
Yok, 24 Haziran seçimlerinde partisinin yüzde 25’lerde olan oyunu, yüzde 22’lere düşürmüş de...
Yok, seçim gecesi Kılıçdaroğlu yönetimi oylarına bile sahip çıkamamış da, her türlü hileye hurdaya zemin yaratmış da...
Bunlar çok haklı eleştiriler elbette.
Ama CHP için ne yazık ki mesele burada bile değil artık.
24 Haziran seçimlerinin yenilgisinin üzerinden bir ayı aşkın bir süre geçti, CHP yönetimi bırakın bir kurultay ya da çalıştay yapıp sonuçları değerlendirmeyi, ciddi bir tek girişimde bile bulunmadı.
Haklarını yemeyelim, seçimden hemen sonra ilk işleri olağanüstü Parti Meclisi toplantısı yapmak oldu.
Herkes sandı ki, seçim yenilgisi tartışılacak ve sekiz dokuz ay kalan yerel seçimler için hemen hazırlıklara başlanacak...
Ne gezer!
Meğer PM’yi olağanüstü toplantıya çağırma nedeni, seçim kaybını eleştiren muhalifleri Merkez Disiplin Kurulu’na sevk etmekmiş...
Ancak şimdi yaşanan süreç bütün bunlardan daha vahim sonuçlar doğuracak nitelikte.
Seçimli Olağanüstü Kurultay isteyen, çoğu Muharrem İnce yandaşları bir imza kampanyası başlattı ve dün akşam itibariyle kurultay talebini 630 delegenin noter tasdikli, ıslak imzalı dilekçesini genel merkeze teslim etti.
Muhalefete göre CHP’nin 1040 delegesi vardı. Parti tüzüğüne göre yüzde 50’sinin yani 621’sinin imzası yeterliydi.
Gaye Usluer de 630 imzayı genel merkeze teslim etmişti.
Şimdi buradan bakınca insan sanıyor ki parti tüzüğü gereği artık CHP yönetimi Seçimli Olağanüstü Kurultay'a 45 gün içinde gitmek için hazırlıklara başlar.
Ama “kazın ayağı” öyle değil CHP’de.
İmzaları alan genel merkezin açıklamasına göre CHP’deki kurultay delege sayısı 1242’ymiş.
Yani kurultay için gerekli imza sayısı 622...
Nasıl oluyor da bunca kurultaya katılmış, iki kez genel başkan adayı olmuş İnce ve ekibi net delege sayısını bilemiyor?
Bu da “genel merkezin sırrı” işte!
Ama iş bununla sınırlı kalsa iyi...
İmzaları teslim aldıktan çok kısa bir süre sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek açıklama yaptı.
Erkek’e göre ilk incelemede partiyi seçimli kurultaya götürecek yeterli sayıda imza toplanmamıştı.
Bir de verdikleri imzayı süresi içerisinde geri çeken delegeler vardı. Bunların sayısı da şimdilik “genel merkezin sırrı”ydı.
Elbette gerek muhaliflerin imza toplama gerekse de parti içi iktidarın imzaları geri çektirme yöntemleriyle ilgili çok ağır suçlamalar vardı.
Genel merkez baskısı, yerel yönetimlerin bulundukları safa göre imza toplama ya da imza geri çektirmede iş ve ihale teklifi yapmalarına yönelik iddialar ayyuka çıkmıştı. Hatta bunlar belediye adları, işe alınan delege yakınlarının isimleri, ihale teklif edilen delegenin ya da yakının isimleri verile verile ortalığa dökülmüştü.
Yani “kurultaylar partisi” ünvanını alan CHP, artık bir kurultaya bile rezil olmadan gitmeyi beceremeyecek hale gelmişti.
Kılıçdaroğlu ve ekibinin tavrı belliydi; “gerekli olan 622 imza varsa kurultaya gideriz.”
Bundan sonra olacaklar çok belli.
Şimdi genel merkez listedeki sayılara bakacak, bundan elinde gizli tuttuğu imzasını çeken delegeleri düşecek ve sonuçları açıklayacak:
“Seçimli Olağanüstü Kurultay için yeterli imza sayısı toplanamamıştır.”
Bundan sonra bu iş karakolda mı biter, yargıda mı biter bilinmez ama CHP için aynen ABD’den yaptırım yemiş AKP iktidarı gibi bir süreç başlayacak.
Aslında Siyasi Partiler Yasası’na göre Seçimli Olağanüstü Kurultay için en az yüzde 25 imza gerekiyor.
Ancak CHP bunu tüzüğüne yansıtırken oranı yüzde 50’ye çıkarmış.
Yani şu andaki CHP tüzüğü zaten var olan 12 Eylül kalıntısı Siyasi Partiler Yasası’ndan daha anti demokratik.
Neyse, geçelim bunu bir kalem.
Diyelim ki, CHP Genel Merkezi geri çekilen imzaları düştükten sonra seçimli Olağanüstü Kurultay isteyen delege sayısını açıklayacak.
Eminim ki bu 550’den aşağı düşmeyecek, 600’ü bile aşabilir.
Ne olacak bu durumda? Kılıçdaroğlu ve ekibi parmak hesabı yapıp “622’den üç aşağı, beş aşağı kaldı” bahanesyle kurultaya gitmeyecek mi?
Delegelerin en az yüzde 45’inin Seçimli Olağanüstü Kurultay istemesine karşın, kurultay yaptırmayacaklar, koltuklarına sıkı sıkıya sarılacaklar, “partiyi yerel seçimlere hazırlıyoruz” havasında ıslık çalarak gezinecekler öyle mi!
Bu arada AKP iktidarının dümen suyuna girip bu ülkedeki adaleti bağımsızmış, iç işlerini hukuka uygunmuş gibi aklayacaklar.
Ülke yangın yerine dönmüşken, köy yanarken saçını taramak gibi bu parmak hesabı delege saymak.
Önümüzdeki yerel seçimlere sekiz dokuz ay var.
Bu süreçte örneğin Meral Akşener “güvenoyu” almak için kurultaya gidecek. AKP, parti yönetimini değiştirmek için kurultay yapacak.
Delegelerinin neredeyse yüzde 50’sinin kurultay istemesine rağmen CHP Seçimli Olağanüstü Kurultay’a gitmeyecek. Hem de bahanelerinden biri “önümüzde yerel seçimler var” olacak.
Sanki AKP, İYİ Parti yerel seçimlere girmeyecek...
Kılıçdaroğlu ve ekibi olağanüstü kurultaydan boşuna kaçıyor. Değişim isteyen delege sayısı ha 550-600 olmuş, ha 622’yi geçmiş. Kurultay olmazsa Kılıçdaroğlu o koltukta eğreti oturur.
Seçimli bir Olağanüstü Kurultay’da “güvenoyu” almadan Kılıçdaroğlu CHP’yi yönetemez, önümüzdeki yerel seçimlere partiyi taşıyamaz, sağlıklı bir aday belirleme yöntemi uygulayamaz, gösterdiği her aday partinin diğer yarısı tarafından büyük bir güvensizlikle karşılanır ve tartışmalı hale gelir.
Bu da yerel seçimlerde CHP’nin büyük bir yenilgisine sebep olur, AKP-MHP’nin dinci-milliyetçi iktidarını pekiştirir.
Gerçekten de böylesi bir konjonktürde “üç delege eksik, beş delege eksik” hesabı yapıp Seçimli Olağanüstü Kurultay’dan kaçmak, köy yanarken saç taramanın çok da ötesine geçer...
Üstüne bir de ağda yapmaya benzer!
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021