Cemile Bayraktar
Bugünkü yazıma başlamadan önce Elazığ ve çevresinde etkili olan depremde hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa, geride kalanlara sabır dilerim. Allah, Türkiye’ye de başka hiçbir ülkeye de bu tür bir afet yaşatmasın. Malumunuz, deprem sonrası ülkede “eleştiri ve savunma” krizleri depremden daha fazla ehemmiyet gördüğü için yazacağımız şeyler karşılık bulamayacağı için şimdilik yapabileceğim sadece ortak acımızı paylaşmak, manen ve madden deprem mağdurlarına destek vermek, tekrardan geçmiş olsun.
Hayattaki problemlerle karşılaştığımızda her zaman elimizden bir şeyler gelmiyor olabilir, bazı sorunlar boyumuzu aşıyor olabilir, bazen bazı sorunlar bir takım dengelere takılabilir ancak genele baktığımızda Amerika’dan Çin’e kadar hemen hemen her yerdeki Müslümanların çoğunun ve İslam devletlerinin çoğunun, Müslümanlara yönelik saldırılar, şiddet gibi konularda duyarlılık gösterdiğini biliyoruz. Ancak bazen bazı konular daha “popüler” bazıları ise daha “sönük” kalabiliyor ya da siyasi dengelerin kurbanı olabiliyor. Örneğin; Doğu Türkistan meselesi, Arakanlı Müslümanlar meselesi konusunda Filistin konusunda ya da Suriye konusunda olduğu kadar dikkatli değiliz. Oysa zulümse hepsi zulüm, etnik temizlikse hepsi etnik temizlik… Emin olun Myanmar devletinin Arakanlılara yaptığı ile İsrail’in Filistinlilere yaptığı, Esed’in Suriyelilere yaptığı arasında bir fark yok. Tek fark bizim bazılarına daha fazla ihtimam gösterirken bazılarına gerekenden az önem vermemiz. Ya da çıkarlarımız doğrultusunda davranmamız…
Bazen depremlerden, bazen korona virüslerden, bazen deve katliamlarından, orman yangınlarından, susuzluktan hatta BM kararlarından bahsetmekten bildiğimiz şeyleri dile getiremeye de fırsat bulamıyoruz. Arakan diye bir yer olduğundan, Müslümanlara yönelik etnik katliamlar yapıldığından bahsetmeye bir türlü fırsat kalmıyor. Hayır, biri bir diğerinden daha önemli olduğu için değil her gün bir şey üzerine konuşup, ertesi gün hiçbir icraat yapmadan başka bir meseleye geçtiğimiz için bazı konulara, örneğin Arakan’a hiç fırsat gelmiyor.
Arakanlı Müslümanların tarihsel olarak yaşadıkların girmeyeceğim, zira mesele bildiğiniz döneme dayanıyor; özgür bir halkken sömürgecilik dönemi ve sonrasında bölgenin bölünmesinden nasiplerini almış ve kendi topraklarında ayrımcılığa, etnik şiddete maruz bırakılmış bir halk, Arakan halkı…
Rohingya Müslümanları (Arakanlı Müslümanlar, Rohingya Müslümanları isimlendirmesi konusunda da tartışmalar olmakla birlikte), bugün Myanmar olarak bilinen ülkenin Arakan eyaletinde yaşayan/yaşamaya çalışan Müslüman bir halktır.
Öncesi olmakla birlikte bugün Arakan’da yaşanan katliamlar 1942’de yaklaşık olarak beş bin Müslümanın Budistler tarafından öldürülmesi sonrasında Arakanlıların Burma hükümetinden bağımsızlık talep etmesiyle başlamıştır ancak Burma izin vermeyince Arakanlıların direnişi Burma hükümetince şiddetle bastırılmıştır. Bu olaylar sırasında birçok Müslüman önder öldürülmüştür.
İkinci Dünya Savaşı sonrasından 1962’ye kadar Arakan’da Mücahit Hareketi etkin olmuş olsa da bu dönemden sonra Müslümanlar, cuntanın 1978’de yaptığı “Kral Dragon Operasyonu” ile gördükleri katliamlar ve şiddet sonrasında Bangladeş ve Pakistan’a sığınmak zorunda kalmıştır. Ancak 1982’de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin kararıyla ülkelerine dönen Arakanlılardan, ülke vatandaşı olabilmeleri için 1824’ten önce bölgede yaşadıklarını ispat etmeleri istenmektedir. Bugün bunun benzerini Filistinliler yaşamaktadır aynısını Hindistan yönetimi Hintli Müslümanlara yapmaya kalkmaktadır.
1982’den itibaren kendi topraklarında yabancı muamelesi gören, kimlikleri, dini hürriyetleri, hakları ellerinden alınan Arakanlı Müslümanlar, 2012’de Müslüman bir kadının üç kişilik Budist Rahip grubu tarafından tecavüz edilip, öldürülüp, bir köye atılmasıyla ve bu cinayetin de olayla hiç alakası olmayan üç Müslüman gence mâl edilmesiyle oldukça provokatif bir olay yaşamıştır. Bu provokatif girişim sonrası daha sonra yaşanacak katliamların fitili ateşlenmiştir, üç Müslüman gençten biri dövülerek öldürülmüş, diğer ikisi ölüm cezasına çarptırılmıştır.
Bu olaydan sonra Arakanlı Müslümanlar, Myanmar yönetimi tarafından sistematik olarak etnik temizliğe maruz bırakılmıştır, tüm dünyanın gözleri önünde!
Myanmar ordusu Arakanlı Müslümanlara yönelik etnik temizlik yaparken yalnız değildir, aynen Doğu Türkistan’ın önemli bir güzergahta olması gibi Arakan da önemli bir güzergahtadır, yeraltı zenginlikleri bulunmaktadır, Çin bu nedenle Doğu Türkistanlı Müslümanlara yaptıklarının aynısının Arakanlı Müslümanlara yapılmasını teşvik etmekte ve desteklemektedir.
Myanmar yönetimi, 2016 yılında bir grup bıçaklı saldırganın 9 polis memurunu öldürdüğünü bahane ederek Müslümanlara yönelik devam eden baskı ve zulüm politikalarını arttırarak devam ettirmiştir.
Bugüne geldiğimizde birçok uluslararası kurum/örgüt ve hatta BM, Arakanlı Müslümanların maruz kaldığı etnik temizliği gündemine alıp, tespit etmiş olsa dahi etnik temizlik bir türlü önlenememiş, hatta artmış, yüzlerce insan hayatını kaybetmiş ya da ülkelerini terk etmek zorunda kalmıştır. Bu durum bugün de devam etmektedir.
Arakanlı Müslümanların yaşadıkları BM tarafından “en uzun süre en büyük şiddete maruz kalmış halk” olarak ifade edilse bile, bölgede enerji arayışı güçlü devletlerin uluslararası şirketleri ile ortak yürütüldüğü için yapılan etnik temizlik sadece izlenmektedir.
Fransız ve İngiliz enerji şirketleri, petrol ve doğalgaz üzerinden Myanmar’a yönelip, Myanmar hükümeti ile Arakan toprakları üzerinde karşılıklı ekonomik ilişkiler geliştirirken, Arakanlı Müslümanların bırakın bu ekonomik gelişimden pay almasını, Arakanlı Müslümanlar Budist çeteler tarafından katlediliyor, kadınlar tecavüze uğruyor, Myanmar hükümeti Arakanlı gençleri keyfi olarak tutukluyor, insanların evleri, köyleri ateşe veriliyor ve bunca hengame arasında maalesef Arakanlı Müslümanları hatırlamaya bir türlü fırsat gelmiyor!
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024
21.07.2024
20.06.2024